nickten yana sansim yok

"uzay mekiğinden sözlüğe girmek"

şöyle bir yerdir ki izleyeni kendisine aşık eder;

http://www.ersineser.us/

(bkz: tuttuğun altın olsun)

(bkz: orgeneral)

bir karpuzla şeftalinin aşklarının meyvesi olan şefpuz’un melez olmasından kaynaklanan durumdur.

-babam da senin için bi baltaya sap olamaz bu herif diyodu. bak olmuşsun.
+ne sandın kızım.

sık sık söylendiğinde itici gelen kelime eki.

en sıkkın olduğunuz zamanda bile dinlediğinizde moralinizi yerine getiren, coşturan bir şarkıdır. severek dinliyoruz.

şiveleri çok tatlı olan kişilerdir. şöyle de bir hikayeleri vardır;

egeli yaşlı bir amca havaalanından çıkmış, metrelerce uzunlukta sıra olmuş taksilerden sırası gelene binmiş. bindiği taksinin şöförüde müşteri geldiğinden habersiz camdan biriyle konuşuyormuş. biraz bekleyen amca sinirleniş ve şöföre; "gağdeş götüveğcen mi bakem beni, götüveğmiğceksen ağkada götüveğcekleğ vağ" demiş. hikaye de burda bitmiş. öyle.

#303124

-anavatan kan agliyor!
-ne? ona da mı kapatma davası açılmış.

(bkz: anavatan partisi)

#804404

göbeklerinden gıdıklandıklarını düşündüğüm hayvanlardır. göbeklerinden sevmeye kalktığınızda ayağıyla iter. üstüne belki de içinden küfür ediyodur. "senin sülaleni miyav miyav.." şeklinde.

müteveffa erdem beyazıt’a ait bir şiirdir.. üç-beş kafiyeyle şiir diye dolaştırılan laflardan değildir.

beton duvarlar arasında bir çiçek açtı
siz kahramanısınız çelik dişliler arasında direnen insanlığın
saçlarınız ızdırap denizinde bir tutam başak
elleriniz kök salmış ağacıdır zamana
o inanmışlar çağının.


zaman akar yer direnir gökyüzü kanat gerer
siz ölümsüz çiçeği taşırsınız göğsünüzde
karanlığın ormanında iman güneşidir gözünüz
soluğunuz umutsuz ceylanların gözyaşına sünger.


gün doğar rüzgar eser bulut dolanır
rahmet şarkısı söyler yağmurlar
alnınız en soylu isyandır demir külçelere
gürültü susar ses donar sevgi tohumu patlar
sessiz bir bombadır konuşur derinlerde.


ey bizim sabır yüklü toprağımızın kutsal ağacı
sen bize hayatsın umutsun mezarlar kadar derin
bizi tutan bir şey varsa dirilten o sensin
üzerinde uyuduğumuz yavru kuşların tüy renkli sıcaklığı.
ey damarlarımızda donan buz yüzlü heykeller beldesinden
yıkıntılar sonrası sığındığım şefkat anası
ey dağları yerinden oynatan ses ey mermeri toz eden rüzgar
ey alemi donatan ışık toprağa can veren el.


gün olur toprak uyanır uyanır böcekler
sarı bozkır titrer çıplak dağlar yeşerir gök yıkanır kirli
dumanlardan
su coşar deniz kabarır canlanır ölü şehirler
yemyeşil bir rüzgar eser yıldızlar arasından.


şimdi siz taşıyorsunuz müjdenin kurşun yükünü
çatlayacak yalanın çelik kabuğu
sizin bahçenizde büyüyecek imanın güneş yüzlü çocuğu.

çoğu türk evladının yeni yeni işitmeye başladığı isimdir. yeni yeni işitilmeye başlandı çünkü vefat etti! şu dönemde en büyük reklam ölüm oldu. ölürsen daha çok duyuluyorsun malesef...

ruhun şad olsun büyük şair!

herkesin yapamayacağı eylemdir. işi gerçekleştirecek kişi bir türkse ya sevgilisine hava atacaktır ya da birileri bunu feci gaza getirmiştir.

anlaşmalı bir iştir. piyangocular güvercinlere haftada bir tam bilet karşılığı insanların kafalarına sıçmalarını söyler. güvercinler de evlerine yem götürebilmek için bunu yaparlar.

not defterini çıkarıp sıfır vermekle tehdit etmek. öğrencide siklemez hiçbir zaman. hoca da göt olmuşluğuyla kalır.

sevgilinin suratına sıçarak bastırılabilecek duygudur. ama yine de anne kucağına işemeye benzemez. ayrı bir tadı vardır onun.

tek suçu yaşlı olmak olan teyzelerdir. fakat asıl suçlu, yaşlı teyze görüp yer vermeyen çocuğun ana-babasıdır. bu yaşta bunu öğrenemezse ileride cam kenarında uyuyan genç olunca,gazete okuyan adam olunca hiç öğrenemez. ayrıca çocuk, otobüs koltuğunda mayışarak, rüyalar görerek adam olmaz; ayakta durarak, yorularak adam olur.