tipiyle, ses tonuyla ve cümle kuramamasıyla freak showa dönmüş türk televizyonlarından daha çooooooook uzun yıllar ekmek yiyeceğini düşündüğüm şey.
en yakın takipçisi postanın satışlarını nerdeyse ikiye katlayan türkiyenin en çok satılan/dağıtılan/elden verilen/hibe edilen gazetesi.
2012de tarihinde 5. kez gerçekleşmeyecek festival. 2013 için kayıtlar şimdiden başlamış.
dünyanın tartışmasız en büyük rock festivali. kayıtlarda izleyicileri tek kareye sığdırmak mümkün değildir, anca uydu fotoğrafları falan gerekir.
(bkz: glastonbury festivali)
#825
adam acayip doğru bir şey söylemiş. anlayan beri gele cidden...
adam acayip doğru bir şey söylemiş. anlayan beri gele cidden...
bir de noktalarından sonra yeni cümleye başlamadan boşluk bıraksa dadundan yenmeyecek yazardır.
online uyeler
nick nicki nickince (1. nesil bilgic) [msg] [kim]
goshenit (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
uyelerden toplam 2 ki$i sozlukte at ko$turuyorlar.
tükkanı açtık, çayı demledik. takılıyoz öle. naber lan it?
nick nicki nickince (1. nesil bilgic) [msg] [kim]
goshenit (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
uyelerden toplam 2 ki$i sozlukte at ko$turuyorlar.
tükkanı açtık, çayı demledik. takılıyoz öle. naber lan it?
bu gençler hem clubber, hem de çok şey istiyorlar. yazık.
kumdan kaleler anlamına gelmektedir, ki şarkının sonunda sahile vuran dalgaların kaleyi yıkıp bünyesine katışına şahit olursunuz.
the ultimate experience albümünün 13. parçası. jiminin başyapıtlarından. özellikle 1:32den sonrası uzaya çıkarır. kanımca dünyanın en iyi solosunu barındırır.
sözü de var:
down the street you can hear her scream "youre a disgrace"
as she slams the door in his drunken face,
and now he stands outside and all the neighbours start to gossip and drool.
he cries "oh girl, you must be mad,
what happened to the sweet love you and me had?"
against the door he leans and starts a scene,
and his tears fall and burn the garden green.
and so castles made of sand, fall in the sea, eventually.
a little indian brave who before he was ten, played war games in the woods with his indian friends, and he built a dream that when he grew up, he would be a fearless warrior indian chief.
many moons passed and more the dream grew strong, until tomorrow
he would sing his first war song,
and fight his first battle, but something went wrong,
suprise attack killed him in his sleep that night
and so castles made of sand, melts into the sea eventually.
there was a young girl, whose heart was a frown,
because she was crippled for life, and couldnt speak a sound
and she wished and prayed she would stop living, so she decided to die.
she drew her wheel chair to the edge of the shore, and to her legs she smiled
"you wont hurt me no more."
but then a sight shed never seen made her jump and say
"look, a golden winged ship is passing my way"
and it really didnt have to stop...it just kept on going.
and so castles made of sand slips into the sea,
eventually...
sözü de var:
down the street you can hear her scream "youre a disgrace"
as she slams the door in his drunken face,
and now he stands outside and all the neighbours start to gossip and drool.
he cries "oh girl, you must be mad,
what happened to the sweet love you and me had?"
against the door he leans and starts a scene,
and his tears fall and burn the garden green.
and so castles made of sand, fall in the sea, eventually.
a little indian brave who before he was ten, played war games in the woods with his indian friends, and he built a dream that when he grew up, he would be a fearless warrior indian chief.
many moons passed and more the dream grew strong, until tomorrow
he would sing his first war song,
and fight his first battle, but something went wrong,
suprise attack killed him in his sleep that night
and so castles made of sand, melts into the sea eventually.
there was a young girl, whose heart was a frown,
because she was crippled for life, and couldnt speak a sound
and she wished and prayed she would stop living, so she decided to die.
she drew her wheel chair to the edge of the shore, and to her legs she smiled
"you wont hurt me no more."
but then a sight shed never seen made her jump and say
"look, a golden winged ship is passing my way"
and it really didnt have to stop...it just kept on going.
and so castles made of sand slips into the sea,
eventually...
bkz. castles made of sand
çetrefilli işleyen mekanizmadır.
sakinleşmek, yerleşmek, yerine oturmak gibi anlamlarda da kullanılan bir sözcük.
teoride aşk için gerekenlerin pratiği karşılamamasından ibaret durumdur. yoksa sevdiğimiz, bizi seven; karşılıklı fedakarlık ve özveride bulunabildiğimiz; görmek için can attığımız, gördüğümüzde canımız çıkacak sandığımız; omzunda huzur, dudağında sakinlik, gözünde sonsuzluk bulduğumuz herhangi biriyle bir yastıkta kocayabilirdik. hem mutlu olurduk, hem huzurlu.
onun yerine, bunların hepsini bulduğun insanla settle edemediğini görmek insana yalnız huzursuzluk vermez, üstüne bir de karakterini sorgulatır. insanın kendine algısını yabancılaştırır, içine kapar.
fenadır, evlerden uzak olsundur, ama malesef yakındır.
onun yerine, bunların hepsini bulduğun insanla settle edemediğini görmek insana yalnız huzursuzluk vermez, üstüne bir de karakterini sorgulatır. insanın kendine algısını yabancılaştırır, içine kapar.
fenadır, evlerden uzak olsundur, ama malesef yakındır.
bu düşüncede insan için hakketten gereksizdir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?