nevarkiyani

sakaryalı gençliğin birbirlerine hitap ederken kullandığı sözcük.ne alaka bende hala anlamış değilim.

hukumetin kahvehane,lokanta, resturant gibi kamuya açık kapalı alanlar için sigara içilebilir belgesi karşılığında okkalı bir vergiye yol yapma durumudur.amaç aslında neyden ne koparırsam kardır olayından ibarettir.yurdum işletmecilerine önümüzdeki günlerde yapılacak olan güzelliktir.

26.08.2009 tarihi itibariyle resmen turkiye ninde bir parçası olduğu uluslararası girişim.

allah belanı versin adlı eserini kamuya sunduktan sonra yuz felci geçirdiği soylenen ismail yk şarkısında bolca geçen sozler.

benim için hep sen vardın
bunu hep senden senden duyardım
iki gözüm kör olsun
of nasıl sana inandım

bin cefa gördüm
bin defa öldürdün
kahrolsun bıktım ya artık
beni benden aldın attın
beni sattın yazıklar olsun


allah belânı versin
allah seni kahretsin
bana gelen sana gelsin yaaa
hayatımı sen mahfettin
acımadın neler çektim
kader seni de kör etsin

bomboş yere yaşıyorum
hergün acı çekiyorum
her dakika eriyorum
yeter artık senden nefret ediyorum

beni benden aldın attın
beni sattın yazıklar olsun


allah belânı versin
allah seni kahretsin
bana gelen sana gelsin yaaa
hayatımı sen mahfettin
acımadın neler çektim
kader seni de kör etsin


allah belânı versin
allah seni kahretsin
bana gelen sana gelsin
hayatımı sen mahfettin
acımadın neler çektim
kader seni de kör etsin

içimdeki nefreti kimse alamaz
isterse ölüm gelsin
hala seviyorum seni
allah belânı versin

allah belânı versin
allah seni kahretsin
bana gelen sana gelsin yaaa

hayatımı sen mahfettin
acımadın neler ettin
allah seni de kör etsin

ramazan ayı gibi mubarek aylarda tüm kötü ruhani varlıkların ve şeytanların zincire vurularak kotuluk yapılmasının engellenmesi üzerine ozlenilmesi durumudur ki heralde başka bir açıklaması yok gibidir.

kuçukken sahibini reha muhtar sandığım tv kanalı.

daha mini mini birken, bir sırada tam uç kişi oturabilecek kadar kuçukken, beş kişilik bir arkadaş grubu olarak oğretmeninden sırayla tuvalet izni alıp dersin sonuna kadar okulun bahçesinde çılgınlar gibi oyun oynayıp, daha sonraki günlerde yeterince guvenini kırdığınız oğretmeninizden çiş izinlerinin reddilmesiyle, bu sefer gerçekten gelen çişinizi tutamayıp sıranıza yaparak sınıfı sidik kokusundan yaşanılamaz bir hale sokabilme.

(bkz: olmayacak duaya amin demek)

sanki başka bir alternatif varmış gibi sarfedilen saçmalama cümlesi.hayır yani varsa başka bir seçenek biz de bilelim.

uç buçuk yaş civarlarındaki, tombul,kırmızı yanaklı,yumuk elli,eşşek gözlü,uyurken kıvırcık saçlarının uçları terden ıslanan,’kendi çocuğum olsa ancak bu kadar sevebilirim’ dediğiniz,tekne kazıntısı erkek kardeş veya kardeşler.

onu tanıdığınız andan itibaren sanki yuz yıl yaşayacakmışsınız gibi hayaller kurmak, ruhsal olarak çekilen acıyı bir kenara bıraktım, fiziksel olarak erimek,bitmek,kilo vermek,çok sık hasta olmak,paranoyak olmak,korkmak,çok çabuk ağlamak,gunde dort saat uykuyla yaşamak,ona sinirlenip sevdiklerini kırmak,onsuz yaşayamayacağını duşunmek ve en sonunda yaşanabildiğini farkedince yatağına uzanıp bon bon tavana bakmak gibi bir şey.

(bkz: yarim yarim)

bu sefer yorumuyla alkışladığımız soz yazarı altan çetin in enbe orkestrasıyla yaptığı çalışması.şarkının bir kısmında martı seslerini duyuyor olmak etkileyici.şarkı sözlerinin eseri defalarca dinlettirmesi ayrı bir olay.

oylesine bizdendir ki, ozellikle ramazan ayında, coca colasız iftar yapılamaz hissini verir.sanırsınız içtiğiniz, içinde ne olduğu belli olmayan,amerikan emperyalizminin urunu değil de vitamin deposu,kendimizi iyi hisstememizin en iyi yolu, paylaşmanın en güzel şekli vs.yok oyle bir şey.gaz ağrılarına sepeb olan bu nolduğu belirsiz şey selulit manyağı ve kafein bağımlısı olabilmenin en iyi yoludur.ama reklamları izlenesidir.kim veya kimler yapmışsa aferim dedirtir.

(bkz: orqn)

konserlerinde ve kliplerinde deri pantolonsuz goremediğimiz, orjinal şarkı sozleriyle sevilen, yılların yaşlandıramadığı sempatik santçı.kocaeli universitesinde jeofizik muhendisliği okumuş kendisi.her konserinde aşkımsın şarkısını söylerken çikolata kısmını erkeklere,limonata kısmını bayanlara çığrıştırmayı adet edinmiş, eğlendiren kimse.

sınırları içerisinde gorulen rahatlığın hiçbir el kapısında gorulmeyeceğinin iddia edildiği, kız çocuklarına gidici erkek çocuklarına kalıcı gozle bakıldığı,yavrularına oturmasını,kalkmasını,örfü,adeti oğretmenin bir gorev bilindiği,en sonunda başbaşa kalan karı kocanın ikamet ettiği yer.adı her ne kadar ’baba ocağı’ olsa da o annenin, ocağın vazgeçilmez bir parçası olduğu gerçeği.

onceleri ilk kez 4. sınıfta falan tanıştığımız şimdilerde anaokulundan başlayarak, universitede de kredisi en yüksek derslerden biri olarak karşımıza çıkan, dunya dili haline gelmiş lisan.duyduğuma göre 6 aylık sıkı bir programla bu dil çok kolay oğrenilebilrmiş fakat; yıllar boyu bizlere ’simple present tens’ ten girip ’future perfect prograssive’ den çıkan bir programla eğitim verildiği için bizim öğrendiğimiz sadece kitaplardaki okuma parçalrında geçen amerikan ve ingiliz kültüründen ibaret olan kahredici durum.

arı, böcek,bukalemun,kurba,akrep vb. dokunabilitesi olan havyanların değil de neden ’yılan bile dokunmaz’ denildiğinin merak konusu olduğu durum.aslında amaç şudur ki: su içerken herhangi bir mudehale sonucu suyun nefes borusuna kaçma olasılığının düşünülerek, olayıda yılanla allayıp pullayarak hayati tehlikeyi önlemek.

iyilerin çok iyi olduğu,kotulerin ise erol taş ı solda sıfır bıraktığı, entrika, ihanet, yanlış anlama ve beraberinde yapılan yanlış evlilikler, sınıf farkı,sosyal statu gibi kavramların bolca yer aldığı tv yapımı.olayrın insanı çileden çıkardığı, izleyenlerin bile entrikalar içinde boğulduğu halde neden hala izlemekte ısrar ettiklerini bir türlü anlamdığım, boşa harcandığını düşündüğüm emek.