ncan

pek bir yenilik yok esasen. bayrak yarışı gibi devam ettiriyorlar mevcut durumu.
bu kadar rahat kufur eden, argo konuşabilen bir hükümet hatırlamıyorum. bu yenilik olabilir.
sanıyorum tüm hırsızlıkları, halkı küçük görmeleri, dini çıkarlarına alet etmeleri, pişkinlikleri pek alışıldık olacak ki, kullandıkları dile de alışsak tam olacak sanıyoruz he mi?

adamı galeyana getirmeyin, ne genel grevi. bir günlük iş bırakma eylemi bu.

umuyoruz yakında gerisi de gelecek genel grev olacak. bu ne lan, birkaç gerizekalı liderin, sendika başkanının dediğiyle genel greve gidilmeyecekse yandık ki ne yandık.

tekel işçilerine desteğin büyümesi; dileyelim devam etsin.

bu arada türk-iş’in önündeki işçileri ziyaret etmeyen duyarlı ankara vatandaşı sana sesleniyorum: ne biçim insansın sen! gül gül öldürürsün adamı.

(bkz: aquatic serenade)

insana orijinal denemediğine göre marjinal deniyor diye düşünülebilir.

ancak tdk’ya baktım, kenarda olan, pek az önemli olan manalarına geliyormuş.

bir rivayete göre, bir süre sonra bunların sayısı öyle artacakmış ki,
marjinal olmak için deist olmak moda olacakmış. bir de yine aldığım duyumlara göre, gayler ve lezbiyenler de marjinal sayılmayacakmış.
bir de ergenler de ergen kabul edilmeyecekmiş.

önce bakan kim onu bilelim de gözler değişince bir şey değişiyor mu anlayalım. ha aşık memo büyüktür, candır, o ayrı...

(bkz: memo tembelçizer)

bir ilk

online uyeler

ncan (3. nesil bilgic) [msg] [kim]

$u anda yonetimden

jedi,
0 moderator,
1 bot(genelde gorunmez bu),

uyelerden ise

0 gammaz,
1 bilgic,
0 comez,

uyelerden toplam 1 ki$i sozlukte at ko$turuyorlar.

ayrica

$u anda bilgi sozluk’u 1 ki$i okuyor.

nietzsche’nin üstün insan’ından, man and superman adlı oyunu çıkarmış oyun yazarı, sanatçı kişi.

(bkz: friedrich nietzsche)

3.nesillerin yüz karası 54 adet entry ile inanılması güç bir rekoru elinde bulunduran kazma yahut balta sapı. bu 55.si.

(bkz: eski sevgiliye daha eski sevgiliden bahsetmek)

ingilizcesi üzerine not düşmek isteyenler için;

(bkz: don quixote)

bakarken bazen daldığım, olduğum yere kök saldığım; görünüşünün ne kadar sürdüğünü kestiremediğim söz öbeği. benim düşüncelerimin ötesinde bir sebebi vardır heralde bu bekleyişin...

post modern edebiyat arayanlar için başlangıç niteliğinde (bkz: kaderci jacques ile efendisi) adlı başyapıtın yazarı büyük insan.

benzeri bir üst veya alt modeli için -kime göre, neye göre?- ;

(bkz: don quixote)

hemen g.tümüzden anlarsak; karanlikta aranan agizlari anariz...

çok sık duyamadıkları şeylerdir.

dinlerken "hmm, bu ne acaba, hem klasik müzik hem metal?! ne denir ki buna? opera metal? opera death? senfonik metal?" dendikten sonra; araştırma yapılınca senfonik metal adlı bir sınıflandırma görülür ki, bence, erkişi kendi koyduğu sınıflama ismini söylese de fark etmeyecektir. sınıflama, sanata karşı uygulandığında bilindiği üzere yetersiz kalabilmektedir. bu yüzden rahat olun, dilediğiniz gibi ifade edin müziğinizi ve kendinizi. örneğin, necrophagist bence klasik müziktir. tıpkı rachmaninov gibi. her ikisini de ayrı ayrı sever, sayar, cd’lerini koklarım, bazen öperim.

ha senfonik metal mi? boşverin onu. bünyeye bir haggard belki yeter de artar bile. fazlasına ne gerek var he mi?

rakip oyuncuyu değil, oyuncunun gitmesi muhtemelen alanları savunma durumudur.

"alan savunması da neymiş" diyordum saçma buluyordum da; böyle söyleyince daha mantıklı geldi.

ne kadar zengin bir taksicidir. kaç yüz dolarlık cd sonuçta. şahsen henüz orijinal xp cd’si görmüş değilim. böyle taksicilerin varolması, taksicimiz parasını çarçur etmediği için umut ve biraz da elem verici. kendimizi bu taksinin müşterisi olarak hayal edelim ve rahatlayalım...

ayrıntılı bir inceleme ve yusuf atılgan hakkında bilgilenme için;

http://www.dipnotkitap.net/roman/aylak_adam.htm

(bkz: elde patlayan nukleer baslik)