(bkz: jim morrison)
(bkz: yazı$)
(bkz: goster amcalara pipini)
(bkz: amcalara pipini göster)
(bkz: ilk entry canım içermelidir)
genelde lise öğretmenlerinin sınıftan öğrenci kovarken kullandıkları cümle.
(bkz: evladım çık dı$arı)
korkuları olan bir bilgiçin ukdesidir zannımca.lakin bilinmelidir ki;
"mutlu olmasa da umutlu olmaya mecbur ya$amak..."
"mutlu olmasa da umutlu olmaya mecbur ya$amak..."
(bkz: usulsüzlük)
programında "ben de bilgi sözlük yazarı olmaktan gurur duyuyorum" dediği an; hiper,süper,mükemmel ötesi bir yazar olabileceğini göstermi$ yepyeni,tazecik bilgiçtir.
kendisine sözlüğün toz toprak sayfalarında eğlenceli vakitler dilerim.ho$gelmi$...
dinledik,gördük e pek bi misafirpervermi$.
kendisine sözlüğün toz toprak sayfalarında eğlenceli vakitler dilerim.ho$gelmi$...
dinledik,gördük e pek bi misafirpervermi$.
anladık ki; en iyisi imi$.
asmadan önce beni, bana o bilmedigim kuslari anlatin
onlari anlatin , o kimiltisiz ,hasari gözlü kuslari
tütsülü tüylerini..
yasaklanan alevi kanat çirpislarini
ve gerekirse bana uçmayi ögretin
ya da uçan kuslar gibi onurlu ölmeyi..
lise defterlerimi dilerim idam etmezsiniz
üniversite kimlik kartimi..dostlarimi,pasomu
dilerim erdeme de kiymazsiniz,hirpalamazsiniz
o..
o tatli,uysal,ukala çocugu !.
bu sehirde dogmusum,ötesini bilmem
besiktas’ta büyümüsüm iki büklüm/vapurlarda
sürünmüsüm...
boynuma,civanim,kokusunu sürmüs sirkli kizlar ve bir de
kiz kulesi.
eh iste,gençlik hevesi
yillari örekelerde örümceklendirmisim..
nerede kalmistik? oradan aglayalim halimize...
burgaz’dan ceset bir rüzgar geliyor/çatal biçak takimi
adalar
her yanimda medyum duyular,mevleviler gibi özlemle dönen odalar
pencereler
- ki çocuklugumdan beri açiktir
mutfak önleri..sofralar..soluk soluga sofalar
ekmek bayattir, tuz islak, tencereler ayaz
hayat bu be..
bembeyaz bir ölünün açik mavi gözleriydi bogaz
erkete bir boga dili gibiydi galata kulesi ve dibinde yilan
yuvasi...
"abi, bir dilim kuru lokmanin davasi.."
"inanma ceketim, inanma.." , pustlar bu yalani her bahar
söyler!.
artik bir telefon : " alo! ben iyiyim anne,vallahi iyiyim...
sen nasilsin,dert etme kendine,yine dogurursun,
yine büyütürsün,yine asilir...
"her sairin infazi kalem tutmasiyla yazilir!"
sen babama selam söyle..
de ki: düsümde gördüm,
romatizma agrilari bu ki$a dogru dinecek..
biliyorum anne,biliyorum,
biraz daha böyle konusursam, yüregine inecek.
ama ne yazik ki durmuyor dilim...
aslini sorarsan, dün geceden beri iyi degilim.."
nerede kalmistik? oradan aglayalim halimize...
kafka’dan ögrendim- sekil degistirebiliyordu yasamak
ve said’ten ögrendim bu sehrin cenazesi bile büyüktü
varligimi her yeni kadinin saçlarinda taramistim
o oglak sevilimi aramistim asirlarca her tarafta
her paragrafta
siirim,sirtimdan düsmeyen sarisin bir yüktü..
spermlerimi sözcüklere verdim/ölünce de uyak bulacagim
aska...
ve en basta anlamli olmak var ya, "anlamli olmak"
anlamin altinda dürülen ilmik,kirilan hamur gibi çogalmak...
ve tasmak suya,suça,engine,soya,tanrinin dizi dibine
orada basliyor sevdali kavgalarin hükmü iste!
bir pazartesiydi - uyanmistim..
basucumdaydi her türlü sevincim
ve masmaviydi gökyüzünden sarkan isiklar
masmaviydi yeryüzünden yükselen buhar
ve yine masmaviydi gün,günün içinde üreyerek kosusan
çocuklar..
bende ise zaman zaman çig tutan ruhumun
batakliklarinda sürülerce,senelerce süren yorgunlugum!.
okudum okumasina da
adam olmak varmis ölümün süt gelmez gögüslerinde
nedir beni insansiz birakacagi söylenen o incecik ip
yoksa azrailin kirpigi mi bu
yoksa seytanin sünnetsiz penisi..
nedir onu bu kadar görkemli gösteren,böyle acayip!.
her mevsimde elbette birinin gitmesi gerekiyor birileri için
kardeslerim! sizler de gideceginiz mevsimi simdiden seçin!.
nerede kalmistik? oradan aglayalim halimize...
daracik bir sokagin daragaci sessizliginin altindadir bizim
evimiz.
ahsaptir, ahbaptir gelip geçen yabanci,yalanci bulutlara
bir ressamin firçasinda:annemin camdan uzanmis kafasi
babamin esikten girerkenki donuk yasliligi
kizkardesim ergenligini verir aynalarda yanaklarina
abim istedir, iste, üç bes kurusun dalaverasi..
dogumla ölümün arasi
topu topu bir savas parçasi
sahi, kaç kilometreydi yasantim/ kaç litre hava çektim
cigerlerime
ve kaç litre yas döktüm
yüzölçümü neydi yüzümün
para birimi duygularimin ve bayragi düsüncelerimin
yüregimin dini neydi/ nasil bir yönetim sekliydi bedenim!
dini telkinin fani bir tilkiyi çagristiran ses benzerligi
sanki tabutumun ardinda bin martinin o sahane beraberligi
asmadan önce beni
bana o bilmedigim kuslari anlatin, kuslari! onlari anlatin
sonra, dilerseniz asin kirk kere üstüste de
lesimi bir kuyunun karanlik çiplakligina atin!.
korku da, ölüm de, aci da
insani yeni bir doguma hazirlayan sancidir
ama unutma ki sevgilim, sakin;
meyva vermeyen tek agaç,daragacidir!.
"küçük iskender"
onlari anlatin , o kimiltisiz ,hasari gözlü kuslari
tütsülü tüylerini..
yasaklanan alevi kanat çirpislarini
ve gerekirse bana uçmayi ögretin
ya da uçan kuslar gibi onurlu ölmeyi..
lise defterlerimi dilerim idam etmezsiniz
üniversite kimlik kartimi..dostlarimi,pasomu
dilerim erdeme de kiymazsiniz,hirpalamazsiniz
o..
o tatli,uysal,ukala çocugu !.
bu sehirde dogmusum,ötesini bilmem
besiktas’ta büyümüsüm iki büklüm/vapurlarda
sürünmüsüm...
boynuma,civanim,kokusunu sürmüs sirkli kizlar ve bir de
kiz kulesi.
eh iste,gençlik hevesi
yillari örekelerde örümceklendirmisim..
nerede kalmistik? oradan aglayalim halimize...
burgaz’dan ceset bir rüzgar geliyor/çatal biçak takimi
adalar
her yanimda medyum duyular,mevleviler gibi özlemle dönen odalar
pencereler
- ki çocuklugumdan beri açiktir
mutfak önleri..sofralar..soluk soluga sofalar
ekmek bayattir, tuz islak, tencereler ayaz
hayat bu be..
bembeyaz bir ölünün açik mavi gözleriydi bogaz
erkete bir boga dili gibiydi galata kulesi ve dibinde yilan
yuvasi...
"abi, bir dilim kuru lokmanin davasi.."
"inanma ceketim, inanma.." , pustlar bu yalani her bahar
söyler!.
artik bir telefon : " alo! ben iyiyim anne,vallahi iyiyim...
sen nasilsin,dert etme kendine,yine dogurursun,
yine büyütürsün,yine asilir...
"her sairin infazi kalem tutmasiyla yazilir!"
sen babama selam söyle..
de ki: düsümde gördüm,
romatizma agrilari bu ki$a dogru dinecek..
biliyorum anne,biliyorum,
biraz daha böyle konusursam, yüregine inecek.
ama ne yazik ki durmuyor dilim...
aslini sorarsan, dün geceden beri iyi degilim.."
nerede kalmistik? oradan aglayalim halimize...
kafka’dan ögrendim- sekil degistirebiliyordu yasamak
ve said’ten ögrendim bu sehrin cenazesi bile büyüktü
varligimi her yeni kadinin saçlarinda taramistim
o oglak sevilimi aramistim asirlarca her tarafta
her paragrafta
siirim,sirtimdan düsmeyen sarisin bir yüktü..
spermlerimi sözcüklere verdim/ölünce de uyak bulacagim
aska...
ve en basta anlamli olmak var ya, "anlamli olmak"
anlamin altinda dürülen ilmik,kirilan hamur gibi çogalmak...
ve tasmak suya,suça,engine,soya,tanrinin dizi dibine
orada basliyor sevdali kavgalarin hükmü iste!
bir pazartesiydi - uyanmistim..
basucumdaydi her türlü sevincim
ve masmaviydi gökyüzünden sarkan isiklar
masmaviydi yeryüzünden yükselen buhar
ve yine masmaviydi gün,günün içinde üreyerek kosusan
çocuklar..
bende ise zaman zaman çig tutan ruhumun
batakliklarinda sürülerce,senelerce süren yorgunlugum!.
okudum okumasina da
adam olmak varmis ölümün süt gelmez gögüslerinde
nedir beni insansiz birakacagi söylenen o incecik ip
yoksa azrailin kirpigi mi bu
yoksa seytanin sünnetsiz penisi..
nedir onu bu kadar görkemli gösteren,böyle acayip!.
her mevsimde elbette birinin gitmesi gerekiyor birileri için
kardeslerim! sizler de gideceginiz mevsimi simdiden seçin!.
nerede kalmistik? oradan aglayalim halimize...
daracik bir sokagin daragaci sessizliginin altindadir bizim
evimiz.
ahsaptir, ahbaptir gelip geçen yabanci,yalanci bulutlara
bir ressamin firçasinda:annemin camdan uzanmis kafasi
babamin esikten girerkenki donuk yasliligi
kizkardesim ergenligini verir aynalarda yanaklarina
abim istedir, iste, üç bes kurusun dalaverasi..
dogumla ölümün arasi
topu topu bir savas parçasi
sahi, kaç kilometreydi yasantim/ kaç litre hava çektim
cigerlerime
ve kaç litre yas döktüm
yüzölçümü neydi yüzümün
para birimi duygularimin ve bayragi düsüncelerimin
yüregimin dini neydi/ nasil bir yönetim sekliydi bedenim!
dini telkinin fani bir tilkiyi çagristiran ses benzerligi
sanki tabutumun ardinda bin martinin o sahane beraberligi
asmadan önce beni
bana o bilmedigim kuslari anlatin, kuslari! onlari anlatin
sonra, dilerseniz asin kirk kere üstüste de
lesimi bir kuyunun karanlik çiplakligina atin!.
korku da, ölüm de, aci da
insani yeni bir doguma hazirlayan sancidir
ama unutma ki sevgilim, sakin;
meyva vermeyen tek agaç,daragacidir!.
"küçük iskender"
(bkz: $arkıyı repeat e almak)
(bkz: yenge)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?