mebs

atatürk’ün eşi latife hanımın da taktığı, ilk meclisin de sarıklı cübbeli kişilerin dualarıyla birlikte açıldığında herhangi bir sorun olmayan ancak kendini nasıl tarif edeceğini bilemeyen ve sıkıştıklarında ağızlarına sakız gibi doladıkları bir laf.bu lafın arkasından öcü gibi gördükleri şeriatın kahrolması söylemleri gelir genelde.
şu da bir gerçektir ki bu zamana kadar bu türbanlı,muhafazakar ailelerin rejimi tehlikeye sokacak, insanların hayatlarına kast edecek herhangi bir olay yaşatmamışlar, bunun yanında istiklal savaşında da en ön saflarda yer alan bu muhafazakar ve dini bütün insanlar şu anda da evlatlarını ülkenin terör belasından kurtulması için şehit vermekten gurur ve onur duymakta, bu ülkenin dolayısıyla hiç ayrım yapmadan 70 milyon tüm ülke insanının huzur ve rahatını sağlamak için gözlerini kırpmadan bu görevi yerine getirmektedirler.
anlıyacağınız bu ülkede rejim tehlikesinden çok ülkenin bölünüp parçalanma,sınıflara ayrılma tehlikesi vardır.bu oyuna gelinmemesinde fayda vardır demek doğru olur herhalde...

cumhuriyet sanki biryere kaçıyormuş da aman bieyere kaçmasın sıkı sıkı tutun diye acayip bir düşünceye sahip olanların yapacağı miting.
ancak unutulmamalı ki birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde bilerek ve ya bilmeyerek ülkeyi laik anti laik, cumhuriyetçi bilmem neci, sağcı solcu, alevi sünni gibi kısımlara ayırarak ve böyle kışkırtmalarla bir yere varılmayacağını, bu ülkede yaşayan her müslüman türk vatandaşının böyle bir niyetinin olmadığını bu yüzden de kışkırtmalara kapılmayıp, senin istediğin olmaz benim istediğim olacak anlayışının artık çok gerilerde kaldığı, demokrasinin çok seslilik demek olduğu ve isteyen herkesin inandığı gibi yaşama hakkına sahip olduğunun anlaşılması gerektiği ve de böyle yaşamaya kendimizi alıştırmamız gerektiğini ülkeyi gererek ayrımcılık yaparak bir yere varılamayacağının anlaşılması gerekmektedir diye de düşünmüyor değilim.demokrasiye inanıyorsak sözde değil özde inanmamız lazım kafamıza göre değil.öyle değil mi?...

mektupların en heyecan verici olanı olmakla birlikte kimi için askerde iken yazılan mektuplardan sonra en çok değer verilen mektup çeşididir.sevgiliye olan duyguları aynı heyecan içerisinde yazma aracı.heyecandandan kaç kağıt harcadığının farkında olmadan yazmaya devam edersin taa ki masanın üstü buruşturulmuş kağıtlar dağını görene kadar.

fransız menşeeli bir alışveriş merkezi olup tepki çekene kadar vatandaşı diğer dış menşeeli alışveriş merkezleri gibi ucuz alışveriş adı altında bir takım uydurma kampanyaları ile vatandaşı soyup soğana çeviren, fransa’nın uydurma ermeni soykırımını kabul edip onaylayıp destek vermesinden sonra büyük tepki gören ve cirosu hemen hemen yarı yarıya kadar düşen bir alışveriş merkezi.izmit’te de bulunan ve bu tepkiden nasibini alıp sinek avlama pozisyonunda olan kuruluş...

birçok arkadaşımının çalıştığı bir meslek grubu dalıdır.genelde çok karışık işlerin olduğunu çok sabır gerektiren bir iş olduğunu ancak okulunu okuyup stajını yapma cesaretini ve sabrını gösterenlerin büro açıp paranın gözüne vurduğunu hep söylerler ve bunun için uğraşırlar.allah kolaylık versin ne diyelim.

arap alfabesinin 12.harfi olup yaasiiin diye diye başlayan surede de olduğu gibi birçok surede de bu harf geçmektedir.

siyonizmin kendi dümenine uymayan ülkeleri karıştırmak için bizzat müdahele edip kendine yakın grupları finanse ederek ayaklandırdığı ve genelde de başarılı olduğu bir olay.burada suç ayaklanmayı yaptıranda mı yoksa ayaklananda mı vaya bu duruma gelinmesini sağlayanda mı soruları ise hala araştırılan bir durumdur.

aslında yapılmaması lazım olan ancak maalesef günümüzde de uygulanmakda olan dinen de caiz olmayan ve büyük günahı olan bir yanlış uygulama.umarız bu uygulama son bulur ve de insanın yapmış olduğu suçu,hatayı kan dökerek halletmeyiz inşaallah.

kimine göre çok eğlenceli, kimine göre çok kışkırtıcı, kimine göre de kadını kadınlığından çıkaran ve onu bir mal gibi görülmesine sebebiyet veren bir davranış olup pekde yakışık olmayan bir vakadır.

bu tarih itibari ile benide bu 4.nesil üye olmaya vesile kılan bir uygulama.ee ne diyek bu kararı almanın ne kadar doğru olduğunu yazacağım entryler ile göstermeye çalışacağıma yeterki buna enel olmak isteyen mihrakların olmamasının yeterli olacağına olan inancım ile iiki varım bu alemde.sağolun varolun...

k.erciyesspor’un ligde geçirdikleri başarısız sonuçlardan sonra iş başına getirilen bülent korkmaz’ın adeta takımı şaha kaldırışının bir diğer örneğinin yaşandığı bir maçtır.bunu trabzonspor’u kupadan eleyerek adını finale yazdırmasıyla da kanıtladı.bülent korkmaz’ın bu büyük başarısından ötürü tebrik ve takdir edilmesi gereken bir maç.trabzonsporlu biri olarak ben tebrik ediyorum...

çeçen kardeşlerimizin kanına girmekten zevk alan, hiç ölmeyecekmiş gibi dünya zevklerine dalan, insanlıktan nasibini almamışlar zümresine dahil olan, masum çeçen kardeşlerimizin hiç acımadan canına kıydığı için şeytanın dünya temsilciliği görevini de en iyi şekilde yerine getiren bu sebepten ötürü de cehennemde ebediyen onunla arkadaşlık etme hakkı kazanan ve bu hakkını kullanmak üzere geçen günlerde bu dünyadan ayrılan kişidir...

bilmediğini öğreten, öğrenmek istediğin bilgiyi hiçbir ayrım yapmadan isteyen herkese veren, cahillikten kurtaran adam olmana büyük katkıları olan kitabı okumak demek tüm bu söylediklerimin yerine getirlmesi demek.
tabi herşeyin iyisi olduğu kadar kötüsü,zararlısı,yanlışı da bulunmaktadır.önemli olan iyiyi güzeli doğru olanı bulup okumak öğrenmek ve hayatına uygulamak diye düşünüyorum.kitap okumak böyle birşey olsa gerek.

bu sebzeden yapılan, kara lahana yemeği de sarması da yenilmeye doyulmayan bir lezzete sahiptir. yenmesinde büyük faydaları olduğu söylenen ancak herşeyin aşırısı zararlıdır sözünün gereği aşırı tüketiminde zararları olabilecek ancak bu yemeğin tadına varıp da sonradan vazgeçek kişiye daha rastlanamamıştır.

mısır unundan yapılan,genelde karadeniz kökenli vatandaşların yediği,kara lahana ve yoğurtla beraber yemeye doyulmayan, herkesin tadmasında fayda görülen bir ekmek türü. yiyin gari...

kendisine yapılan saldırının 15.30 civarında olmasına rağmen açıklamanın 17.30 civarında yapılması yine ülkeyi karıştırmaya yönelik bir durum mu sorusunu akla getiren, ancak herhangi bir olayın yaşanmamış olmasından ötürü derin bir ooh çekilen, başkanı bulunduğu yök’ün öğrenciler tarafından sevilmeyen, özgürlükleri kısıtladığı gerekçesi ile devamlı yökün kapatılıp teziçin de istafa etmesi gerektiği istenen bir kişi...

çoban sülü diye lakabı olan süleyman demirel 40 seneyi aşkın bir süredir hayatımız da yer alan,6 sefer gitmesine rağmen 7 sefer gelemeyi başaracak kadar kendisine oy istediği vatandaşları etkilemeyi başaran bu kandırma da olabilir, son olarak ülkenin zirvesi olan c.başkanlığına da seçilen çoban sülü, yeter artık bırak bizi çekil git hayatımızdan sesleri arasında inzivaya çekilmiştir.
ancak siyaset sahnesinde ondan etkilenen ve onun görüşlerine başvurup bir yerlere gelmeye çalışan siyasetçilerin bulunması maalesef içimizde kanayan bir yara gibi durmaktadır...

yapılmaması gerekip da yapılan daha sonraları vicdani baskılar sonucu dayanılamayıp yaptığı yanlış ve hatanın karşı tarafa aktarılması durumu olup, aslında bu eylemi yapan kişinin pişman olması ve hatasını anlaması açısından önemli ve takdir edilecek bir durumdur.
keşke hiç böyle durumlara düşülecek pozisyonlara girilmese de bu kelimeyi kullanmasak.ama yapılan hata olsa da bu eylemi gerçekleştirme erdemine sahip olmak da başka bir durum tabii.

toryum ile bir alakası olmayan anacak ne hikmeti hüdai ise hep onu çağrıştıran, klasik edilen küfürlerden biri olan, bu küfürü yiyen kişinin tepki göstermemesine şaşılan yoksa bu kelimenin anlamı olduğu söylenen ’ibnelerin kralı mı’sorusunu akla getiren, böyle denilmesinden hiç hoşlanmadığımız ama maalesef türklere ait olan küfür kültürünün hiç de hoş olmayanlarından biridir.
’küfür etmeyelim,ettirmeyelim ve de edenlere iyilk ve güzellikle yaklaşalım nedenlerini araştıralım onu küfür etmeye sebebiyet verecek durumları bulalım ve sorunu böyle çözmeye çalışalım’ desem yeni bir kültür hamlesi başlatmış olur ve bunu başarırsam da ülke tarihine geçermiyim acaba? ben başlatayım da tarihte yerimizi alsak da olur almasak da. küfürsüz daha huzurlu ve sağlıklı bir dünya için verelim elele..böyle düşüncelere sevkeden bir yararı da bulunan kötü bir sözcük...

59.hükümetin başbakanı.başbakan olma serüveni kolay olmayan bu makama gelene kadar bir çok badireler atlatan,bu uğurda kişileri,savunduğu görüşü ve de yıllarca beraber olduğu dava arkadaşlarını satacak kadar hırslı olan ve bu hırsının en büyük destekçisi ve yardımcısı olan abd’nin de yardımlarıyla bu ülkeye başbakan olan,başbakan olduktan sonra abd bizim dostumuz,müttefikimiz ve sıtratejik ortağımız diyerek kendisine gösterilen bu ilgi ve alakaya karşılık veren, batı batı diye vermedik taviz bırakmayan, işi ülke topraklarını ve sermayesini yabancılara peşkeş çekmeye kadar götüren kimilerince delikanlı yakışıklı,kimilerine göre de bu yapmış olduğu hareketlerden ötürü pek de sevilmeyen zaat...