mariomusunsen

istanbul bilgi üniversitesi sosyoloji bölüm başkanı olan profesör doktor. aynı zamanda kendisi dinler tarihi dersi de vermektedir.

sözlüğe yazmadığımdan yakınıyor sürekli, direktifler veriyor üstüne. sonra da kendisi yemeğini yiyip, dizisini izliyor. bildiğiniz paşa, ohh hayat ona güzel.

tavuk yemeklerinin şahıdır, en babasıdır. adını içersinde bulunan kaju fıstığından alınır. yapmak, denemek isteyenler için de çok güzel bir tarif var;

http://mutfaksirlari.com/kori-soslu-ve-kaju-fistikli-tavuk.html

yıllarca izlemediğim, izlememekte direndiğim, soranlara hayır bilmiyorum dediğim dizidir. nedeni basit, ben bu diziyi hep bilimsel içerikli sanmıştım. adı "the big bang theory" olan bi dizinin bu denli eğlenceli olacağını nereden bilebilirdim.
4 günlük zorunlu evde kalışım dolayısıyla ilk 2 sezonunu izledim. zaten insanın kapatası gelmiyor ki, izledikçe izliyorsun.
son olarak sheldon cooper sen insan mısın ?

çok çok güzel bir nazan öncel şarkısı. insanın ankaralı birini bulup, şarkıyı ona ithaf edesi geliyor.

bana seni aratmayacak
bundan böyle ağlatmayacak
karınca kararınca bir sevgili buldum ben
bir sabah kapımı açmış
karşımda seni bulmuştum
boynuna atılmıştım nasıl mutlu olmuştum
yoluma çıkma artık yolumu değiştirdim
ankaralı sevgilim herkese selam söyle
onları çok özledim işte böyle sevgilim
bir başıma bırakmayacak
üç gün sonra unutmayacak
karınca kararınca bir sevgili buldum ben
her şeyimdin o zamanlar
hiç bişeyim oldun artık
konuştuğuma bakma sen
yastığıma ağlarım ben

yoluma çıkma artık yolumu değiştirdim
zor günümde nerdeydin
herkese selam söyle
onları çok özledim işte böyle güzelim
yoluma çıkma artık yolumu değiştirdim
ankaralı sevgilim herkese selam söyle
onları çok özledim işte böyle sevgilim

tarafından " uykusuz ve yorgun araç kullanmak sizi yolunuzdan çıkarır." gibi yararlı bir mesaj aldığım kurum. teşekkürler egm, artık daha dikkatli olacağım.

serdar ortaç’ın another brick in the wall’dan sonra ingilizce söylemeye çabaladığı yeni şaheseri. poşet şarkısının remixi aynı zamanda. o incelen sese ve aksana kurban!

eksik kalmayın diye,

http://tinyurl.com/3r4mdxo

- kaptan beni sağda bi sallasana

4x8 itibariyle,

-----------------------------spoiler----------------------------
önce vampirler vardı, sonra kurt adamlar, peri vs derken, şimdi de cadılar. iyice ruhlar alemine geçiş yaptı bu dizi.

sookie ölse de bi rahatlasak toptan. ah alcide ahh !
-----------------------------spoiler----------------------------

king crimson’ın thrak albümünden enfes bir parça. sırf come alive in your eyes kısmı için bile dinlenir.

close your eyes and look at me
i’ll be standing by your side
in between the deep blue sea
and the sheltering sky
if we find no words to say
to the rhythm of the waves
then we’ll both surrender there
walking on air

and the worries of the day lie down
under cover of the fading clouds
the secrets of the night
come alive in your eyes
you don’t have to hurry
you don’t have to try
cause you don’t have a care
you’re walking on air

38 eğer yaşınızı belirtiyorsa vay halinize! 40’a merdiven dayamanın verdiği umutsuzluk kötü olsa gerek. hele bir de yalnızsanız allah yardımcınız olsun.

kendisinin bugün ölüm yıl dönümüdür. tam 10 sene geçmiş üzerinden. shaft’ta çıktığı zamanlar çok çok küçüktüm. ah diyorum keşke bilseymişim, görebilseymişim o günleri. keşke gitmeseydi...

"bir gün gelir herkes kendi yoluna gider
her şey nasıl başladıysa öyle biter..."

benim için gece 4’te bitse de çok çok güzel bir zirveydi. çoğu zaman olduğu gibi çinili’de başladı, nerde bittiği belli olmadı. eğlendik, şarkılar söyledik, pastamızı yedik. 20 olmanın verdiği bunalımla erken ayrıldım yanlarından .
beni yalnız bırakmayan, orda bulunan herkese çok çok teşekkür ediyorum.

dün nys, mutant, bisküvit ve independence olarak klasik çinili buluşmamızı gerçekleştirirken dedik ki, kimler oruç tutuyor da biz bu zirveyi düzenliyoruz. bunu daha sonra bildiğin "yemekli, eğlenceli zirve" kıvamında da gerçekleştirebiliriz. o yüzden yine aynı kafadan devam diyip, 13 ağustos rakı balık zirvesi haline getirmek en mantıklısı.

chuck palahniuk’un belki de invisible monsters’dan sonra en sevdiğim kitabıdır "tıkanma".

hayatını boğulma numarası yaparak kazanan, sekskolik victor mancini ile annesi- bir zamanların aktivisti- ida mancini arasında geçiyor kitap.

-----------------------------spoiler----------------------------
victor annesinin bakım evi masraflarını karşılamak için, hemen hemen her gece boğulma numarası yapar. insanlar ona acır, onlar tek gecelik kahramanlardır. fakat victor da annesinin kahramanı olmak istemektedir. çünkü ona ihtiyacı olan tek kişi ’annesi’dir.
:-----------------------------spoiler----------------------------

"aile, kitlelerin afyonudur"

"vaktimizin çoğunu başkalarının yarattığı şeyleri yargılayarak geçirdiğimizden, kendimiz hiçbir şey yapamadık. "

aynı zamanda, kitap 2008 yılında clark gregg tarafından beyaz perdeye aktarılmıştır. yorumlar pek iyi olmasa da, imdb puanı 6’dır.

türkçe’ye "mavi tüy- gönülsüz bir mesihin serüvenleri" olarak çevrilmiş richard bach kitabı.
hep duyardım adını martı ile birlikle. okuduğumda ise gerçekten abartılmamış olduğunu anladım. nedense beni çok etkiledi bu kitap. baş kahraman donal shimoda ise o kadar içten ki, kendinizi tamamen kurgunun içinde hissediyorsunuz.

sürekli her şeyin bizim elimizde olduğunu vurguluyor bu kitap.

" sınırlarını tartış, çünkü onlar kesinlikle senindir. "

-----------------------------spoiler----------------------------
yaşamında her insan ve
bütün olaylar
sen oraya çizdiğin
için oradadırlar.

onlarla ne yapmak istediğin
sana kalmıştır.

:-----------------------------spoiler---------------------------

ve çinili cafe’den bir yazar daha ...
aramıza hoşgeldin karamela.

aynı zamanda kendisi radikal yazarıdır. 5 ağustos 2011 tarihli yazısı ise kesinlikle okunmaya değer;

http://tinyurl.com/3geyrk4

film arşivinizi düzenlemek için ideal site. izleme listesi, başucu filmlerim ve karantina bölümü de mevcut. böylece neleri izleyip izlemediğinizi anlayabiliyorsunuz. ayrıca yorum yapabilir, tartışmalara da katılabilirsiniz. buyrunuz.

http://www.filmadami.com

king crimson’ın 95 yılında çıkardığı thrak albümünden enfes bir parça. sözleri de şöyledir,


one eye goes laughing,
one eye goes crying
through the trials and trying of one life
one hand is tied,
one step gets behind
in one breath we’re dying

i’ve been waiting for the sun to come up
waiting for the showers to stop
waiting for the penny to drop
one time
and i’ve been standing in a cloud of plans
standing on the shifting sands
hoping for an open hand
one time