(bkz: aşk)
son andaki bir değişiklikle katılamadağım zirvedir.
(bkz: mağara adamı)
(bkz: anne bana bundan alsana)
sagopa kajmer şarkısı
basimda yuzlerce bela, koseye sikistim pesimde dusman var korku var kacmam gerek.
kaba kuvvet onlardan tek bir mermi sagopa pa bitirirler isini,
simdi boku yedim kafam allak bullak kurtulusum olmek sucum dogmak ve kacmak
ustesinden gelemem butun pes ceteden kopekler af etmez, s*ker atar adami olum kokar tek bir sarap parasina, hayatina pahasina
ahhhhhhh savasini surdur yolun sonu gelene kadar oldur.
haram o hayat kafani kaldir anasini s*ktigim durum sakat.
ilkel atesi son nokta bir dusun hayat cepe cepe pesindeler pesindeler,
p*cler olmez abazaliktan baska bir bok bilmez bunlar, yuzusuyuhurmetine geride olu kalir,
ahuvalin okunan dualarin fayda etmez,
sen bir olusundur artik olusundur
artikk olusundur dogum gunum oldugum gundur olusundur.
olum benim dogum gunum
kiralik yasiyorum kiradan nefes aliyorum,
oteki fiyati aldigim her nefesi care yok
baska yumruklarina bak kendini zorla
sende benim gibisin caresiz nigga sokak arasinda
tek basina yaptigim her hatanin agir bedeli vurdu beni dogrularim yanliscasina
yakaladi beni arkadas cekti silahini bilmek yanlisdi silah patladi.. i
lkel atesi sesi ne ses kaldi nede nefesi... sonucta hatalarin alir canini emer kanini vampir gibi hayalet
arkadasin ve hazirla kendini guvensizlik caremi bu adresde bulmasin seni.
******nun biri yuzunden bile cekilir bu tetik bir an icin bile silahlarin dedigi dedik paralara yenik dusen dostun tanimaz golgeni saytana uyar yenilir tanimaz seni yada tek bir yanlisinda 1000 dogru duser sifira ne dost kalir nede baska bir yosma teksin sok bunu o bok kafana... kopek kopek kendinden baskasina muhtac olma olu gibi yeniden gozlerini acdiginda yeniden baslayacaksin a*ina kodumun hayatinda seninde bir dogum gunun olacak iste o zaman dogum gunun oldugun gundur dogum gunum oldu gundur motherfucker........
yeah sagopa sagopa
basimda yuzlerce bela, koseye sikistim pesimde dusman var korku var kacmam gerek.
kaba kuvvet onlardan tek bir mermi sagopa pa bitirirler isini,
simdi boku yedim kafam allak bullak kurtulusum olmek sucum dogmak ve kacmak
ustesinden gelemem butun pes ceteden kopekler af etmez, s*ker atar adami olum kokar tek bir sarap parasina, hayatina pahasina
ahhhhhhh savasini surdur yolun sonu gelene kadar oldur.
haram o hayat kafani kaldir anasini s*ktigim durum sakat.
ilkel atesi son nokta bir dusun hayat cepe cepe pesindeler pesindeler,
p*cler olmez abazaliktan baska bir bok bilmez bunlar, yuzusuyuhurmetine geride olu kalir,
ahuvalin okunan dualarin fayda etmez,
sen bir olusundur artik olusundur
artikk olusundur dogum gunum oldugum gundur olusundur.
olum benim dogum gunum
kiralik yasiyorum kiradan nefes aliyorum,
oteki fiyati aldigim her nefesi care yok
baska yumruklarina bak kendini zorla
sende benim gibisin caresiz nigga sokak arasinda
tek basina yaptigim her hatanin agir bedeli vurdu beni dogrularim yanliscasina
yakaladi beni arkadas cekti silahini bilmek yanlisdi silah patladi.. i
lkel atesi sesi ne ses kaldi nede nefesi... sonucta hatalarin alir canini emer kanini vampir gibi hayalet
arkadasin ve hazirla kendini guvensizlik caremi bu adresde bulmasin seni.
******nun biri yuzunden bile cekilir bu tetik bir an icin bile silahlarin dedigi dedik paralara yenik dusen dostun tanimaz golgeni saytana uyar yenilir tanimaz seni yada tek bir yanlisinda 1000 dogru duser sifira ne dost kalir nede baska bir yosma teksin sok bunu o bok kafana... kopek kopek kendinden baskasina muhtac olma olu gibi yeniden gozlerini acdiginda yeniden baslayacaksin a*ina kodumun hayatinda seninde bir dogum gunun olacak iste o zaman dogum gunun oldugun gundur dogum gunum oldu gundur motherfucker........
yeah sagopa sagopa
sagopa kajmer şarkısı
sigaramın dumanını kıskan,
devran döner durur sabır an,
yok olmasan da saklan
utanmasanda arlan,
ve herzaman bulduğun en küçük ine saklan.
nerde çokluk orda haine tokluk,yalnız kal ve aklan !...
melek yanaklarımda,kelek kader ataklarında
ayak bataklıklarda.
ecel konaklarında elem elimi bırakmamakta.
dünüm yarınımı sorgulamakta.
bu yüzden kalem sayfanın şakaklarında.
insan rabbın bebeği,hepsinin toplamı bir sürü
görmesekte başımızda bir çoban der-durur yürü !...
hayat en yakın dostumdur,hep yanımda yürür.
birgün beni terk etse kemiklerim üzüntüden çürür.
inanç bir tarladır,hedefi olanların sürdüğü.
gülmek bir mükafattır,ağlayan gözlerin gördüğü.
ölüm bir karanlıktır,tüm ışıkların söndüğü.
madalyon 2 taraflıdır ,iyi ve kötünün böldüğü.
bilgilerimiz sis...kaybolur batan güneş gibi.
akıl inzivaya çekilir,birgün terk edip gider bizi.
sevgi tutuklu bir kral,esaretten bezmiş meğer.
aşk bir mülteci,göçüp gider bilmez değer.
feri kaçmış 2 göz,birbirine sarılmış iki titrek dudaktan ibaret suratım.
yardım çağır...
kurtarır bedeni elbet birileri ya
kürdan kollar ağırlığından ezilir dokunsalar ağlarım,ağrısı feryat
tahammülsüzüm
dindirir acını elbet bir melek ya
mozole mırach
huzur özür dilemeli bana uğramadığı her gün için
gurur affetmeli ona sadık olamadım tek eksiğim belki buydu
yazdıklarımı dinlenecek hale getiren zehri tatmak gerekir bazen bilki senin elinden...
derdi anlamakmı yoksa bilmemekmi fayda yoksa tek bi şansın olsa fişini çekememekmi
fayda nerde?
zorda olsa irade sende hakim her bi hücreme kilit sinirlerimde kazılı nefretimle...
yıldızlardan birine dokunabildim bu akşam kararsızım
gizemli gecenin karanlığında o siyahıyla ansızın
kör bakar o gözleri ve yolu uzundur besbelli...
canı yanar acır teni kanı akar siler teri....
bu kalbi tek kelepçe iki bilekte bir dilekce olsa çehre solgun çevre hezeyan
devre hüsran hicran kovsa fobileri ve yoksa imkan elde git ileri...
kurtarır bedeni elbet birileri ya..
feri kaçmış 2 göz,birbirine sarılmış iki titrek dudaktan ibaret suratım
yardım çağır..
kurtarır bedeni elbet birileri ya
kürdan kollar ağırlığından ezilir,dokunsalar ağlarım ağrısı feryat
tahammülsüzüm..
dindirir acını elbet bir melek ya
sigaramın dumanını kıskan,
devran döner durur sabır an,
yok olmasan da saklan
utanmasanda arlan,
ve herzaman bulduğun en küçük ine saklan.
nerde çokluk orda haine tokluk,yalnız kal ve aklan !...
melek yanaklarımda,kelek kader ataklarında
ayak bataklıklarda.
ecel konaklarında elem elimi bırakmamakta.
dünüm yarınımı sorgulamakta.
bu yüzden kalem sayfanın şakaklarında.
insan rabbın bebeği,hepsinin toplamı bir sürü
görmesekte başımızda bir çoban der-durur yürü !...
hayat en yakın dostumdur,hep yanımda yürür.
birgün beni terk etse kemiklerim üzüntüden çürür.
inanç bir tarladır,hedefi olanların sürdüğü.
gülmek bir mükafattır,ağlayan gözlerin gördüğü.
ölüm bir karanlıktır,tüm ışıkların söndüğü.
madalyon 2 taraflıdır ,iyi ve kötünün böldüğü.
bilgilerimiz sis...kaybolur batan güneş gibi.
akıl inzivaya çekilir,birgün terk edip gider bizi.
sevgi tutuklu bir kral,esaretten bezmiş meğer.
aşk bir mülteci,göçüp gider bilmez değer.
feri kaçmış 2 göz,birbirine sarılmış iki titrek dudaktan ibaret suratım.
yardım çağır...
kurtarır bedeni elbet birileri ya
kürdan kollar ağırlığından ezilir dokunsalar ağlarım,ağrısı feryat
tahammülsüzüm
dindirir acını elbet bir melek ya
mozole mırach
huzur özür dilemeli bana uğramadığı her gün için
gurur affetmeli ona sadık olamadım tek eksiğim belki buydu
yazdıklarımı dinlenecek hale getiren zehri tatmak gerekir bazen bilki senin elinden...
derdi anlamakmı yoksa bilmemekmi fayda yoksa tek bi şansın olsa fişini çekememekmi
fayda nerde?
zorda olsa irade sende hakim her bi hücreme kilit sinirlerimde kazılı nefretimle...
yıldızlardan birine dokunabildim bu akşam kararsızım
gizemli gecenin karanlığında o siyahıyla ansızın
kör bakar o gözleri ve yolu uzundur besbelli...
canı yanar acır teni kanı akar siler teri....
bu kalbi tek kelepçe iki bilekte bir dilekce olsa çehre solgun çevre hezeyan
devre hüsran hicran kovsa fobileri ve yoksa imkan elde git ileri...
kurtarır bedeni elbet birileri ya..
feri kaçmış 2 göz,birbirine sarılmış iki titrek dudaktan ibaret suratım
yardım çağır..
kurtarır bedeni elbet birileri ya
kürdan kollar ağırlığından ezilir,dokunsalar ağlarım ağrısı feryat
tahammülsüzüm..
dindirir acını elbet bir melek ya
sagopa kajmer şarkısı
sokaklar artık boş birer dünya.
ne bir sigara ne de bir kola kutusu
yukarıda sis bulutu ve umudu taşıyan kimse yok.
yumuldu gözüm, derinden gelen ses boğuk,
tek başınayım dünyada. hiç kadarım, adımlarım kadar yaşadım (yeah)
ayakkabılarımın aşınan ayakları serseri vücuduma kefil ben yürüdüm, tarihim geçti çürüdüm, kendimi sürüdüm. dün büyüdüm, bugün sanki ölüyüm.
aklıma konuk olan görüntülerde siz iliklerimi sıktınız, ben gözlerimi kıstım ve tılsım kalbime indi ve surat yazıtıma kazıdım kollarımda kalan izleri, yeniden içime attım o gizleri.
gizlerin odası derinde kilitli, adaletin sırtı dönek.
yirmi beş senelik beni gömek. elimde mezara kürek.
ayaklarım yılların çelebisi ve ben küheylan.
ceylan kaçarken yoruldu, kaptı kaplan.
yolumuz uzun, kısa vücudum emanet ayaklarıma.
duasız bir yolcuyum, adaletin sırtı dönek.
yirmi beş senelik beni gömek. elimde mezara kürek, hadi gidelim.
yo hadi gidelim ve beni gömelim.
yolumuz uzun-kısa, bu kıssada bir hisse
yoksa yanına al ve kendini tokatla.
ağlayan sana sor ve öğret dersini,
kendine zırhını giy ve savaş kendinle ve barışı bekle.
çatışmalarda onurunu koru ve sık tetiği ve gururun katilin olsun.
sen sana kıy barış masasında nöbet yok.
bir yığın insan gördüm günlükleri dolabında gizli saklı,
kendiyle mektuplaşan ya da kendiyle konuşan.
dününü unuttu hepsi.
günler günlüklere küstü ya da günlük yazara kara kara önlük giydi,
son mektup kalbine sıktı.
aklı maçaya gelen görüntülerde çalmıştınız kalbimi,
kırmıştım annemi dahi. bir özür vahi, bir ömür fani,
ödemem zor bu bedeli ve ebedi.
buruk döndü kalbin bir selamsız deşti kendini,
ben bendimi yardım ve yardım eden olmadı, tek kaldım.
kazıdım surat yazıtıma gerçeği.
dostun adı var kendi yok ve herkes sadece vatandaş
ve ...deki his..ler gerideki hatalarım.
düştüğüm her kuyuda bir canavar tanıdım,
korktuğum vakit elini sıktım. ben bir anıyım,
yirmi beş sene kendimle yaşadım, yetti.
ayaklarım yılların çelebisi ve ben küheylan.
ceylan kaçarken yoruldu, kaptı kaplan.
yolumuz uzun, kısa vücudum emanet ayaklarıma.
duasız bir yolcuyum, adaletin sırtı dönek.
yirmi beş senelik beni gömek.
elimde mezara kürek, hadi gidelim.
sokaklar artık boş birer dünya.
ne bir sigara ne de bir kola kutusu
yukarıda sis bulutu ve umudu taşıyan kimse yok.
yumuldu gözüm, derinden gelen ses boğuk,
tek başınayım dünyada. hiç kadarım, adımlarım kadar yaşadım (yeah)
ayakkabılarımın aşınan ayakları serseri vücuduma kefil ben yürüdüm, tarihim geçti çürüdüm, kendimi sürüdüm. dün büyüdüm, bugün sanki ölüyüm.
aklıma konuk olan görüntülerde siz iliklerimi sıktınız, ben gözlerimi kıstım ve tılsım kalbime indi ve surat yazıtıma kazıdım kollarımda kalan izleri, yeniden içime attım o gizleri.
gizlerin odası derinde kilitli, adaletin sırtı dönek.
yirmi beş senelik beni gömek. elimde mezara kürek.
ayaklarım yılların çelebisi ve ben küheylan.
ceylan kaçarken yoruldu, kaptı kaplan.
yolumuz uzun, kısa vücudum emanet ayaklarıma.
duasız bir yolcuyum, adaletin sırtı dönek.
yirmi beş senelik beni gömek. elimde mezara kürek, hadi gidelim.
yo hadi gidelim ve beni gömelim.
yolumuz uzun-kısa, bu kıssada bir hisse
yoksa yanına al ve kendini tokatla.
ağlayan sana sor ve öğret dersini,
kendine zırhını giy ve savaş kendinle ve barışı bekle.
çatışmalarda onurunu koru ve sık tetiği ve gururun katilin olsun.
sen sana kıy barış masasında nöbet yok.
bir yığın insan gördüm günlükleri dolabında gizli saklı,
kendiyle mektuplaşan ya da kendiyle konuşan.
dününü unuttu hepsi.
günler günlüklere küstü ya da günlük yazara kara kara önlük giydi,
son mektup kalbine sıktı.
aklı maçaya gelen görüntülerde çalmıştınız kalbimi,
kırmıştım annemi dahi. bir özür vahi, bir ömür fani,
ödemem zor bu bedeli ve ebedi.
buruk döndü kalbin bir selamsız deşti kendini,
ben bendimi yardım ve yardım eden olmadı, tek kaldım.
kazıdım surat yazıtıma gerçeği.
dostun adı var kendi yok ve herkes sadece vatandaş
ve ...deki his..ler gerideki hatalarım.
düştüğüm her kuyuda bir canavar tanıdım,
korktuğum vakit elini sıktım. ben bir anıyım,
yirmi beş sene kendimle yaşadım, yetti.
ayaklarım yılların çelebisi ve ben küheylan.
ceylan kaçarken yoruldu, kaptı kaplan.
yolumuz uzun, kısa vücudum emanet ayaklarıma.
duasız bir yolcuyum, adaletin sırtı dönek.
yirmi beş senelik beni gömek.
elimde mezara kürek, hadi gidelim.
sagopa kajmer şarkısı
sagopa:
ben uyku dolu bu gözlerimle baktım ahalime ve kelime topladım çuvalla bendime, sınırda çattım halime, savaştım kör savaşçı arenasında kendime sataştı sözlerim aleyhime, hep arbede!... solar bu güller, anısı geride tek dikenle anılır. rehine tebessüm eden azaplar oldu, kezzap içti intihar çocuklarım, zamanda yorulan elvedalarım. pes etti, öldürüldü tüm devalarım. ey rapin oğlu!... gözlerinde yaş düellosu ve kötürüm oldu ince ruhlar ordusu, son arzusunda anlaşıldı ölümün korkusu, tuhaf kokusu sardı, bedenim cellat yolcusu yok olgusu. sükut lütfu dileyen elleri,telaşla açılıverdi göklere, panik içinde koşar adımla kaçışıyordu tüm dualarım derinlere, bense dipte boğuluyordum, tek savaşıyordum en derinde. arenasında kör savaşçı ellerinde yok silah, siyah karanlık ortasında savaşıyor,zor!...
mista brown:
i hate the way you look at me
just like the little piece of thrash
under the carpet
ready to tear the heartbeat
im broken
living bad luck, im always dirty
not in the mind but in the soul!
always ready to go
to the street with no name
save me from this bad game
my lifes been lame
turning the wheels on the bus round and round
reflection in the mirror makes me sick
days gone by like mad
filling the space with things ive never had
anxiety and stress
ran out of pain with nothing to gain im slain
the mental institute is....full of guys like me and mic
hit the light and say goodnight
cant take the strife uh....
notebooks filled with fright
killing the pens with all the presence on the pad
sad, i never got the math!
sagopa:
ben uyku dolu bu gözlerimle baktım ahalime ve kelime topladım çuvalla bendime, sınırda çattım halime, savaştım kör savaşçı arenasında kendime sataştı sözlerim aleyhime, hep arbede!... solar bu güller, anısı geride tek dikenle anılır. rehine tebessüm eden azaplar oldu, kezzap içti intihar çocuklarım, zamanda yorulan elvedalarım. pes etti, öldürüldü tüm devalarım. ey rapin oğlu!... gözlerinde yaş düellosu ve kötürüm oldu ince ruhlar ordusu, son arzusunda anlaşıldı ölümün korkusu, tuhaf kokusu sardı, bedenim cellat yolcusu yok olgusu. sükut lütfu dileyen elleri,telaşla açılıverdi göklere, panik içinde koşar adımla kaçışıyordu tüm dualarım derinlere, bense dipte boğuluyordum, tek savaşıyordum en derinde. arenasında kör savaşçı ellerinde yok silah, siyah karanlık ortasında savaşıyor,zor!...
mista brown:
i hate the way you look at me
just like the little piece of thrash
under the carpet
ready to tear the heartbeat
im broken
living bad luck, im always dirty
not in the mind but in the soul!
always ready to go
to the street with no name
save me from this bad game
my lifes been lame
turning the wheels on the bus round and round
reflection in the mirror makes me sick
days gone by like mad
filling the space with things ive never had
anxiety and stress
ran out of pain with nothing to gain im slain
the mental institute is....full of guys like me and mic
hit the light and say goodnight
cant take the strife uh....
notebooks filled with fright
killing the pens with all the presence on the pad
sad, i never got the math!
sagopa kajmer şarkısı
yarını olmayan dünlere yazılmış her şiir ve şair olmuş her fikir ki kaleme düşmüş her sözü. hep karanlık anlatıldı şarkılarda günyüzü. yalpalayan ömürler aşikar hüzün görüntüsü. yalnızlıkla sevişir oldun, karanlık hep zifir ve gökyüzünde güneşin doğum sancılarını bekledin. doğmamış çocuktu doğacak, her ışık hazin sihir ki; hediye olacak her yarın manevi hazinedir, vasiyetimdir, cümlelerimin her kelimesi sahi asi, sagopa yorgun tek tabanca 26 arifesi. kimler önüne geçebilir zamanın akışının, cümlelerimin noktalarına kaç zamanda ulaşırım. yaşarım iskeletler diyarında bir et parçasıyım. varımı yoktan aldım. daldım çoktan derin uykuma vardım, beklemekle geçti yıllarım ve kar beyazdı saçlarım, karamsar yazdı rhymelarım ve tarumardı sabrım,harbi yaşadım benliğimle çok savaştım yazdım olmadı ve kaçtım, rap uzattı elini çekti kulağımı. yaz dedi! emir bir farzdır. farzın adresinde sen ikamet halinde, bu tanrıdan bir arzdır. öylesine güç oldu, böylesine bir gidişi resmetmek, kalemi makina yaptım, her çizikte kareler aldım, sundum önüne yaradanın ve bekledim cevabını, hep cevapsız kaldı çağrım, bağırdım!...
raks edemedim yine yenildim, aksimi göremedim kör oldum
haksızın vuramadım şakağına, baksın kör gözlerime...
çuvala konulan her ölüydü günüme zehri zerkeden ve yuvası yıkılan her virandı parasal harbe itilen, zoraki savaşa alınanlardı okulu terkedenler ve eli bıçaklı her bebeydi kabusumda raks edenler, buna da çok şükür demekle geçti onca garibe sene ve lehine gidişi rehine tuttuk fethine kalktık, olmamış diyarların adını koyduk,otura kaldık, kıçımız üstü isyan ettik
kadere sıvadık (yo!...)horoskoplarınla yarına bir bakış mı bugünün, aksilikle geleni dışlamak mı sömürün, hepiniz gömülün, fallar oynasın bu oyunu,sallar sallasın sonunu, bir duada gizli ödülün, bir nazarda saklı hüznün, temelli var oluş hayali, boşunadır vaatleri, sisteminde virüsü saklar her beyin ve an çatar atak yapar ve bin çuval ceset kapar, tenhalar yüz görümlük, yurt olur zaman donar.
yarını olmayan dünlere yazılmış her şiir ve şair olmuş her fikir ki kaleme düşmüş her sözü. hep karanlık anlatıldı şarkılarda günyüzü. yalpalayan ömürler aşikar hüzün görüntüsü. yalnızlıkla sevişir oldun, karanlık hep zifir ve gökyüzünde güneşin doğum sancılarını bekledin. doğmamış çocuktu doğacak, her ışık hazin sihir ki; hediye olacak her yarın manevi hazinedir, vasiyetimdir, cümlelerimin her kelimesi sahi asi, sagopa yorgun tek tabanca 26 arifesi. kimler önüne geçebilir zamanın akışının, cümlelerimin noktalarına kaç zamanda ulaşırım. yaşarım iskeletler diyarında bir et parçasıyım. varımı yoktan aldım. daldım çoktan derin uykuma vardım, beklemekle geçti yıllarım ve kar beyazdı saçlarım, karamsar yazdı rhymelarım ve tarumardı sabrım,harbi yaşadım benliğimle çok savaştım yazdım olmadı ve kaçtım, rap uzattı elini çekti kulağımı. yaz dedi! emir bir farzdır. farzın adresinde sen ikamet halinde, bu tanrıdan bir arzdır. öylesine güç oldu, böylesine bir gidişi resmetmek, kalemi makina yaptım, her çizikte kareler aldım, sundum önüne yaradanın ve bekledim cevabını, hep cevapsız kaldı çağrım, bağırdım!...
raks edemedim yine yenildim, aksimi göremedim kör oldum
haksızın vuramadım şakağına, baksın kör gözlerime...
çuvala konulan her ölüydü günüme zehri zerkeden ve yuvası yıkılan her virandı parasal harbe itilen, zoraki savaşa alınanlardı okulu terkedenler ve eli bıçaklı her bebeydi kabusumda raks edenler, buna da çok şükür demekle geçti onca garibe sene ve lehine gidişi rehine tuttuk fethine kalktık, olmamış diyarların adını koyduk,otura kaldık, kıçımız üstü isyan ettik
kadere sıvadık (yo!...)horoskoplarınla yarına bir bakış mı bugünün, aksilikle geleni dışlamak mı sömürün, hepiniz gömülün, fallar oynasın bu oyunu,sallar sallasın sonunu, bir duada gizli ödülün, bir nazarda saklı hüznün, temelli var oluş hayali, boşunadır vaatleri, sisteminde virüsü saklar her beyin ve an çatar atak yapar ve bin çuval ceset kapar, tenhalar yüz görümlük, yurt olur zaman donar.
sagopa kajmer şarkısı
ben girdaplara kapılan o gemideki yolcuyum. kustum her dalganın tokadına suçtum!... pusuyu kurdu dostun, fırtına kopsun, donan dudaklara bir dem rom dolsun, beni buldun. azrail yap görevin fiil olsun. tek kurşun bitirebilse gari bu hayatı bari bin kurşun atın da gönlüm doysun ahali. sagopa iskelet diyarında etten bekçi, çekice sapladım kasedimi, çöpe bugün attım kalbimi alınabilitesine göre değişir kırılanın aynı hangimizinki marijuana marşı? sago yaşlı!...
üfle güneşi sönsün!...kalbim karakışın ayazına dönsün
azrailim öpsün!... tek dönümsün ömrüm.
buhran dolu bitirim esen o karayel rüzgarına kolumu salladım, hareketi çaktım, karakedi gördüm yaktım mumu ve de baktım. tahlile giden her bakışıma reçete yazsa da, doktorumun kompleksleri nedeni derim çatarım gözleri, sobeledim herkesi, şimdi görelim kimin en kalın ensesi, sago rapin en kalın ansiklopedisi, geçmeden yedisi taşlanır musallahın incisi, zencisi makbul görülesi her rapi beyaza boyarım, meleze çalarım yüzleri, aldım yaşamı yanıma kutu kolacasına üç dikişte dibe vurdum, depozitosunu tanrıma ödüyorum.
ben girdaplara kapılan o gemideki yolcuyum. kustum her dalganın tokadına suçtum!... pusuyu kurdu dostun, fırtına kopsun, donan dudaklara bir dem rom dolsun, beni buldun. azrail yap görevin fiil olsun. tek kurşun bitirebilse gari bu hayatı bari bin kurşun atın da gönlüm doysun ahali. sagopa iskelet diyarında etten bekçi, çekice sapladım kasedimi, çöpe bugün attım kalbimi alınabilitesine göre değişir kırılanın aynı hangimizinki marijuana marşı? sago yaşlı!...
üfle güneşi sönsün!...kalbim karakışın ayazına dönsün
azrailim öpsün!... tek dönümsün ömrüm.
buhran dolu bitirim esen o karayel rüzgarına kolumu salladım, hareketi çaktım, karakedi gördüm yaktım mumu ve de baktım. tahlile giden her bakışıma reçete yazsa da, doktorumun kompleksleri nedeni derim çatarım gözleri, sobeledim herkesi, şimdi görelim kimin en kalın ensesi, sago rapin en kalın ansiklopedisi, geçmeden yedisi taşlanır musallahın incisi, zencisi makbul görülesi her rapi beyaza boyarım, meleze çalarım yüzleri, aldım yaşamı yanıma kutu kolacasına üç dikişte dibe vurdum, depozitosunu tanrıma ödüyorum.
sagopa kajmer şarkısı
patetik cümlelerimi pratik yapman gerek, bu statik hayatı estetik hale getireilmek için, psikotik tutumu elastik şekle koymak ve genetik ruh düzenleyicisini devreye sokmak tek taktik olmalı, bu didaktik mc bir kitap gibi okunası. otomatik yükselen sinir ibrelerin seni kavgaya tetiklemeli, etik, sosyalite eksik, yaşam klasik halde ve de çok monoton ve itik nesillerin umudu bitik, bu ülkede hayat koşulları kritik, çalışıp didinirim ama cebim delik, hep aksilik üzerine muhabbet ettik, tvlerde beyin diktik, her söyleneni yedik, ikibinlerde ortaçağa girdik, dedelerimizin attığı pandik, ikiyüz sene sonu sonra dimdik, popomuza dayalı tetik, peşimizi bırakamadı, çünkü dandik ilerledik, hep sektik. kim politik ülkede, odur sosyetik, apokaliptik günlere geçtik, bu ne biçim tik? hırsızlar aritmatik yaparken, hortumculara yan çizdik, nümizmatik bile bulamadı değerini liramın, ruhuna döktük sidik ve miramın aksi bana çok pesimistik, olabildiğine gözyaşı sildik, jeopolitik konumun değerini bilemedik. ölümüne sevdik ama geri getiremedik, zaman geçti tik-tak,tik,taktik!...
rapim alev aldı, sardı ateşi dört yanı, kurunun yanında yaş da yandı, taş da. bastı kalbine cihan-ı devle, kaş yaparken göz çıkardı lakırdı ve (heeeyyy)derin oyuklar açıldı(ülkeee)de ve kapatamadı belediye yeeee sen de türküm ye,yeni türkiye asalaklar elinde.
sahavet dönemi geride kaldı, fitne barışı masada, kasa kaç barışçıl arda kaldı? darda toplum, barda millet, hep hovarda sözüm ona para kalmadı insanımda yolda hep araba, beş dakika yola kıçı koltukta. tahammül eksikliğim hat safhada, hurda insan alaya vurdu yaşamı kustu, kadere,postunu dostu serdi yere (vee) ve iltifatın hakkı yerme oldu, dosya doldu taştı, boldu cinayet, psikopat etkinlikler insanım suçunu işledi, sicili yarını yedi bitirdi, hep hazindi günümün son görüntüsü, elinde kelepçe gördüğüm her bireyin adına, yarına bir çizik attım, rızık ektim, yazık!... dramalarda gülebildik mi? trajikomedi sahnesinde oyunu yöneten her bireydi, onlar kanımı emdi, hep pireydi başa geçen hep yazıktı başa gelen, hep yalancı başı çeken, her rızıktı hakedilen. gurbete giden her tren çeker fren ve kalırız ilk durakta. hep siren, avrupaydı bizi yeren ki; haklılardı konularında, kokoreç ülkesinde yolda donunu çekenlerle yaşadım ve karşılaştı kara cehaletin adaletiyle ülke. şimdilerde birliğin dışında tek avrupalı benim.
patetik cümlelerimi pratik yapman gerek, bu statik hayatı estetik hale getireilmek için, psikotik tutumu elastik şekle koymak ve genetik ruh düzenleyicisini devreye sokmak tek taktik olmalı, bu didaktik mc bir kitap gibi okunası. otomatik yükselen sinir ibrelerin seni kavgaya tetiklemeli, etik, sosyalite eksik, yaşam klasik halde ve de çok monoton ve itik nesillerin umudu bitik, bu ülkede hayat koşulları kritik, çalışıp didinirim ama cebim delik, hep aksilik üzerine muhabbet ettik, tvlerde beyin diktik, her söyleneni yedik, ikibinlerde ortaçağa girdik, dedelerimizin attığı pandik, ikiyüz sene sonu sonra dimdik, popomuza dayalı tetik, peşimizi bırakamadı, çünkü dandik ilerledik, hep sektik. kim politik ülkede, odur sosyetik, apokaliptik günlere geçtik, bu ne biçim tik? hırsızlar aritmatik yaparken, hortumculara yan çizdik, nümizmatik bile bulamadı değerini liramın, ruhuna döktük sidik ve miramın aksi bana çok pesimistik, olabildiğine gözyaşı sildik, jeopolitik konumun değerini bilemedik. ölümüne sevdik ama geri getiremedik, zaman geçti tik-tak,tik,taktik!...
rapim alev aldı, sardı ateşi dört yanı, kurunun yanında yaş da yandı, taş da. bastı kalbine cihan-ı devle, kaş yaparken göz çıkardı lakırdı ve (heeeyyy)derin oyuklar açıldı(ülkeee)de ve kapatamadı belediye yeeee sen de türküm ye,yeni türkiye asalaklar elinde.
sahavet dönemi geride kaldı, fitne barışı masada, kasa kaç barışçıl arda kaldı? darda toplum, barda millet, hep hovarda sözüm ona para kalmadı insanımda yolda hep araba, beş dakika yola kıçı koltukta. tahammül eksikliğim hat safhada, hurda insan alaya vurdu yaşamı kustu, kadere,postunu dostu serdi yere (vee) ve iltifatın hakkı yerme oldu, dosya doldu taştı, boldu cinayet, psikopat etkinlikler insanım suçunu işledi, sicili yarını yedi bitirdi, hep hazindi günümün son görüntüsü, elinde kelepçe gördüğüm her bireyin adına, yarına bir çizik attım, rızık ektim, yazık!... dramalarda gülebildik mi? trajikomedi sahnesinde oyunu yöneten her bireydi, onlar kanımı emdi, hep pireydi başa geçen hep yazıktı başa gelen, hep yalancı başı çeken, her rızıktı hakedilen. gurbete giden her tren çeker fren ve kalırız ilk durakta. hep siren, avrupaydı bizi yeren ki; haklılardı konularında, kokoreç ülkesinde yolda donunu çekenlerle yaşadım ve karşılaştı kara cehaletin adaletiyle ülke. şimdilerde birliğin dışında tek avrupalı benim.
sagopa kajmer şarkısı
kemiklerin kırıldı ey rapim, nedir bu çaresiz bakışların, tecavüz arenasında kör savaşçı kılıcın rüzgarıyla savunur oldu onurunu, hep tekil savaşlar ortasında sefili oynadık biz, kefili kim bu hırsızın vekili nerede, şarlatan şu arsızın ipine doladı sahte kültür elçi bozmalarımız, gırtlağımdan astı tavana, boğulmadım,nefesle yazdım rhymeları, ok attı hedefe mista k. sagoladım beyinleri, yollarımda dikene bassa dahi ayaklarım ben küheylanım ve evliyasıyım rapin, kuvvet aynasında kendimle barışa imza attım, rapdi şahidim, tepdi düşmanın yüzü, tekdi rap yönü, çekti yerleraltı diyarı, sanatı kutsadı ve pekti yüreği nacizhane mcnin bilesin satırım kesit cümlesini acizanenin.
kemiklerin kırıldı ey rapim, nedir bu çaresiz bakışların, tecavüz arenasında kör savaşçı kılıcın rüzgarıyla savunur oldu onurunu, hep tekil savaşlar ortasında sefili oynadık biz, kefili kim bu hırsızın vekili nerede, şarlatan şu arsızın ipine doladı sahte kültür elçi bozmalarımız, gırtlağımdan astı tavana, boğulmadım,nefesle yazdım rhymeları, ok attı hedefe mista k. sagoladım beyinleri, yollarımda dikene bassa dahi ayaklarım ben küheylanım ve evliyasıyım rapin, kuvvet aynasında kendimle barışa imza attım, rapdi şahidim, tepdi düşmanın yüzü, tekdi rap yönü, çekti yerleraltı diyarı, sanatı kutsadı ve pekti yüreği nacizhane mcnin bilesin satırım kesit cümlesini acizanenin.
sagopa kajmer şarkısı
dayanmak en zor eylem.
zor durumlar için ayırdı insan hep bilinmiş bir söylem kenara.
duymak fayda etmez sağıra zaten.
bir kör olsan,yirmi seneni böyle yaşasan.
yirmi birde tanrı gözünü açsa,-nerdeyim ? ve -kim bu şahsiyetler ? deyip bocalamaz mısın ?
ah bedava sirke sen mi baldan tatlısın ?
haklısın,bireyler bir paçavra çevresinde beleş yanar döner.
kim bu albüme beş kuruş öder ?
kim satar beni ve emeklerimi kim satır alır sokaklardaki kaçak tereklerden ?
yargısız bir infazım,sızım yakar canım.
rapim kalmasın yerinde bir damla kan kalıntın.
bırakın etmeyin ucuz niyet,sonucu pahalı patlayan diet.
anlat onlara;bu memleket boş sepet.
yetmemekte ihtiyaçlarım,bad-tripe giderayak set çekerim ardıma.
red oyum genel check et.
keramet sözlerimde gizlenen velet. tavzif et !...
sarma bir meret ve mikrofonuma hasret ellerim.
rapim meserret ve sagopa yaşlı planet.
akla hizmet et ve akla sakla gizli bakla servis et !...
yetmemek de cümleler,durma acele et !... nezaret altı kalmasın.
şiir,marifet diplomalarım oldu,suretime hafif tebessüm doldu takip et !...
rahata kondu her felaket.
şuur da tamtakır-kurubakır.
ve ben çıkardım içime gizliden giren yabancıyı.
tek kolumda adımı sakladım,açık saçık darbe aldım.
dakikalarca iğnelerden sızladım,saatlerime anlam kattım.
anımsa yoluma koyduğum bir canımsa,saklamam yarımsa.
ruhu şad olan sagoysa,son dilek bir fatihaysa.
tanrımın saraylarından al ödünç ve bende kalsın son paçavra.
sevaplarım günahlarımla sevişir halde.
mubah mülakatlarım,takıp içimi yer oldum.
çok takıntı şutladım,o tek somuttu ben soyutladım.
bir yanlışı iki kez afladım,üç etti elvedaladım.
her sabah güneşle uyanıp yağmur özledim.
çoğu zaman bir fırtınayla titredim.
ben bulutlarımda bir melekle karşılaştım ,çok güzeldi aşık olamadım.
barışık halde karışık hislerimden yorgan yaptım.
gece yatarken üzerime örttüm yalnızlığımı,kapandım...
aşkımın gözyaşları deniz,içinde yunus balıkları,ne zaman duracak bilmem kafamın dönme dolapları.
inecek var,durdurun dünyayı..
dayanmak en zor eylem.
zor durumlar için ayırdı insan hep bilinmiş bir söylem kenara.
duymak fayda etmez sağıra zaten.
bir kör olsan,yirmi seneni böyle yaşasan.
yirmi birde tanrı gözünü açsa,-nerdeyim ? ve -kim bu şahsiyetler ? deyip bocalamaz mısın ?
ah bedava sirke sen mi baldan tatlısın ?
haklısın,bireyler bir paçavra çevresinde beleş yanar döner.
kim bu albüme beş kuruş öder ?
kim satar beni ve emeklerimi kim satır alır sokaklardaki kaçak tereklerden ?
yargısız bir infazım,sızım yakar canım.
rapim kalmasın yerinde bir damla kan kalıntın.
bırakın etmeyin ucuz niyet,sonucu pahalı patlayan diet.
anlat onlara;bu memleket boş sepet.
yetmemekte ihtiyaçlarım,bad-tripe giderayak set çekerim ardıma.
red oyum genel check et.
keramet sözlerimde gizlenen velet. tavzif et !...
sarma bir meret ve mikrofonuma hasret ellerim.
rapim meserret ve sagopa yaşlı planet.
akla hizmet et ve akla sakla gizli bakla servis et !...
yetmemek de cümleler,durma acele et !... nezaret altı kalmasın.
şiir,marifet diplomalarım oldu,suretime hafif tebessüm doldu takip et !...
rahata kondu her felaket.
şuur da tamtakır-kurubakır.
ve ben çıkardım içime gizliden giren yabancıyı.
tek kolumda adımı sakladım,açık saçık darbe aldım.
dakikalarca iğnelerden sızladım,saatlerime anlam kattım.
anımsa yoluma koyduğum bir canımsa,saklamam yarımsa.
ruhu şad olan sagoysa,son dilek bir fatihaysa.
tanrımın saraylarından al ödünç ve bende kalsın son paçavra.
sevaplarım günahlarımla sevişir halde.
mubah mülakatlarım,takıp içimi yer oldum.
çok takıntı şutladım,o tek somuttu ben soyutladım.
bir yanlışı iki kez afladım,üç etti elvedaladım.
her sabah güneşle uyanıp yağmur özledim.
çoğu zaman bir fırtınayla titredim.
ben bulutlarımda bir melekle karşılaştım ,çok güzeldi aşık olamadım.
barışık halde karışık hislerimden yorgan yaptım.
gece yatarken üzerime örttüm yalnızlığımı,kapandım...
aşkımın gözyaşları deniz,içinde yunus balıkları,ne zaman duracak bilmem kafamın dönme dolapları.
inecek var,durdurun dünyayı..
sagopa kajmer şarkısı
kaldırımlar ezdik, yıllar aldı başını vurdu duvara, rüşvetiydi kaderin ilk görüşte aşk!... ve tasmalarda kalbin, yosmalarda şiirin, çok şirinki, sihirin etkisinde zikri, koşar adımla telaşa doğru körpe fikri, ruhsal arbedeyle randevuydu bu, su gibi akarak aldı yolunu, hırsız kaptı tüm kolu ve serüven oldu iki hayat, birisi hırsız rolüne bürünür oldu diğeri hep bakan bir kör, birisi acıyı çekti, öteki acıyı servis etti. şarkılar yazıldı ikisi üzerine ve birisi bitti diğeri çaldı, şarkılar kesilmedi çok elveda demişti birisi, diğeri yaşama verdi istifa dilekçesi ki tanrı çekti reddi, seddi kurdu kalbine, kalbi sedyelerde taşıdı, harbi tek nefeste yaşadı, zor bir deneyim oldu, kördü yoktu güneşi, zordu, çoktu çilesi (yo!)
ben zebani tarlasında yabani meleğim, yabancı hancı, sancı evreninde zancı, tutuklu avcı, kolları kelepçeler diyarı, riyalı mutluluklar yadigarı, uğurla bahtiyarları!...
saç telimde öldü, doğdu, sularda boğdu kendini, güneş yakarken kendini, bir kalemde yazdım tüm şiirleri, nefesi bitti sigaramın, yaşama soktum yenisini,çektim içime!...
hangimiz varız(yo!), hangimiz yokuz? kavalyem olsa öpebilir miyim ölümü? yıldönümü pembe dünya gezegeninde kışların siftahı, yüzbin akçe meyve verse getiremezki aşkımı, ben yolumda molama hep bir sigara nefesi alarak adımı attım, zilimi çal da uyanayım!... dün de okulu astım. duvara çiviler çaktım. baktım ellerimde hep resimle dolanır olmuşum, hayra yordum. zorunluyum ki buradayım, kuşatmasında kaldım, hapsim ömre, aldım payıma düşeni, rayına koydum hayatımın tek vagonlu trenini, gitme gelme aleminde tek ve son seferdeyim. boş mu kalbin? doldur o zaman ansızın durabilir, defedebilir, hatır konuşmasıyla dile getir. her satırda çıkarı virgül etme kompozisyona, bin zebani tarlasında tek ve son seferdesin.
kaldırımlar ezdik, yıllar aldı başını vurdu duvara, rüşvetiydi kaderin ilk görüşte aşk!... ve tasmalarda kalbin, yosmalarda şiirin, çok şirinki, sihirin etkisinde zikri, koşar adımla telaşa doğru körpe fikri, ruhsal arbedeyle randevuydu bu, su gibi akarak aldı yolunu, hırsız kaptı tüm kolu ve serüven oldu iki hayat, birisi hırsız rolüne bürünür oldu diğeri hep bakan bir kör, birisi acıyı çekti, öteki acıyı servis etti. şarkılar yazıldı ikisi üzerine ve birisi bitti diğeri çaldı, şarkılar kesilmedi çok elveda demişti birisi, diğeri yaşama verdi istifa dilekçesi ki tanrı çekti reddi, seddi kurdu kalbine, kalbi sedyelerde taşıdı, harbi tek nefeste yaşadı, zor bir deneyim oldu, kördü yoktu güneşi, zordu, çoktu çilesi (yo!)
ben zebani tarlasında yabani meleğim, yabancı hancı, sancı evreninde zancı, tutuklu avcı, kolları kelepçeler diyarı, riyalı mutluluklar yadigarı, uğurla bahtiyarları!...
saç telimde öldü, doğdu, sularda boğdu kendini, güneş yakarken kendini, bir kalemde yazdım tüm şiirleri, nefesi bitti sigaramın, yaşama soktum yenisini,çektim içime!...
hangimiz varız(yo!), hangimiz yokuz? kavalyem olsa öpebilir miyim ölümü? yıldönümü pembe dünya gezegeninde kışların siftahı, yüzbin akçe meyve verse getiremezki aşkımı, ben yolumda molama hep bir sigara nefesi alarak adımı attım, zilimi çal da uyanayım!... dün de okulu astım. duvara çiviler çaktım. baktım ellerimde hep resimle dolanır olmuşum, hayra yordum. zorunluyum ki buradayım, kuşatmasında kaldım, hapsim ömre, aldım payıma düşeni, rayına koydum hayatımın tek vagonlu trenini, gitme gelme aleminde tek ve son seferdeyim. boş mu kalbin? doldur o zaman ansızın durabilir, defedebilir, hatır konuşmasıyla dile getir. her satırda çıkarı virgül etme kompozisyona, bin zebani tarlasında tek ve son seferdesin.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?