confessions

le petit prince

- Yazar -

  1. toplam entry 459
  2. takipçi 1
  3. puan 50670

hurin thalion

le petit prince
j.r.r. tolkien tarafından kurgulanmış orta dünya’ya ait bir karakterdir.

hurin thalion, dor-lomin’in son efendisi; (doğumu: güneşin ilk çağı 439- ölümü yaklaşık 500-502 yılları) ilk çağda yaşayan ölümlülerin en güçlüsü, en fedakarı ve bahtsız turin’in babası.

hurin, marach hanedanı’ndan dor-lomin’li hador’un torunuydu. galdor’un ve haladin hanedanı’ndan hareth’in en büyük oğlu ve huor’un abisiydi.

1. çağın 458. yılında hurin ve huor akrabalarıyla birlikte brethil ormanı’nda yaşarken, orclara karşı savaşa girerler. sirion vadisi’nde, iki kardeşin diğer akrabalarıyla iletişimi kesilir ve orclar tarafından izlenirler. bu sırada, vala ulmo nehirler üzerinde sis oluşturarak kardeşlerin dimbar’a kaçmasını sağlar. burada 2 kartal onları bularak gondolin’e getirir. gondolin’in kralı turgon, ulmo’nun gondolin en çok ihtiyaç duyduğu anda hador hanedanının yardıma geleceğine dair kehanetini hatırlayarak, iki kardeşi içtenlikle buyur eder. turgon, iki kardeşin saklı krallık gondolin’de kalmasını ister, ancak hurin ve huor akrabalarının yanına dönmek isterler. bunun üzerine, gondolin şehrinin gizliliğini açığa çıkarmayacaklarına dair yemin ederler ve kartallar onları dor-lomin’e geri götürür.

1. çağın 462 yılında morgoth hithlum’a saldırır ve hurin’in babası galdor ered wethrin’i savunurken ölür. hurin, çok kayıp verilmesine rağmen orcları anfauglith düzlüklerinde geri püskürtür. hurin, hithlum’da dor-lomin’li hador hanedanı’nın yeni efendisi olur. 2 yıl sonra beör hanedanından morwen’le evlenir, oğulları turin doğar. daha sonra turin’in kız kardeşi lalaith doğar, ancak 3 yaşında iken angband’dan yayılan bir veba sonucu ölür.

472 yılında sayısız gözyaşı savaşı’nda (nirnaeth arnoediad) hurin ve huor, yanlarında hador hanedanının savaşçılarıyla birlikte yer alır. savaşın ortasında turgon ve ordusuyla karşılaşır, çok kutlu olmuştur bu karşılaşma. savaş doğudöllerinin ihaneti sonucu kaybedilince, hurin ve huor, turgon’un kaçışını sağlamak için orclara karşı set kurarlar. huor katledilir; ancak hurin baltasıyla, ölü orcların oluşturduğu bir yığının altında kalıncaya kadar savaşır. bu esnada, düşmana karşı her yaptığı vuruşta, "aure entuluva!" (gün yeniden doğacak!) diye haykırdığı ve bunu 70 defa tekrarladığı söylenmektedir. hurin, morgoth’a esir olarak getirilir ve gondolin’in yerini söylemediği için o ve ailesi morgoth tarafından lanetlenir.

hurin, morgoth tarafından büyü veya zincirle thangoridrim’in tepesine oturtulur. buradan, oğlu turin’in başına gelecek her türlü kötülüğü görür. esareti sırasında doğan ikinci kızı nienor’u hiç göremeyecektir.

1. çağın 500. yılında, çocuklarının ölümünden sonra morgoth tarafından serbest bırakılır. hithlum’a getirilir. ancak, burada şimdi doğudölleri hüküm sürmektedir ve morgoth’a hizmet ettiğini düşünerek hurin’den çekinirler. hador halkı katledilmiş ve esir edilmiştir. burada 7 kaçak ona katılır, birlikte sirion vadisi’ne giderler. hurin, diğerlerinden ayrılarak, gondolin’in girişini arar,ancak giriş kapatılmıştır ve turgon hurin’i içeri almak istemez. hurin, turgon’un bulunduğu yöne doğru bağırır ve uzaklaşır. bu bağırış, hurin’i izleyen morgoth’un casuslarına gondolin’in yerini belli etmiştir. hurin gider gitmez turgon pişmanlık duyarak fikir değiştirir, kartalları hurin’i bulmaya gönderir, ancak bulamazlar, hurin gitmiştir.

hurin, oğlu ve kızının öldüğü brethil ormanı’na gider, eşi morwen ölmeden hemen önce onunla karşılaşır. büyük bir kızgınlık ve hayal kırıklığıyla haladin halkını karısı ve çocuklarının ölümünden dolayı lanetler ve bir ayaklanma çıkararak, haldad hanedanı’ndaki son haladin’in ölümününe yol açar. daha sonra ayrıldığı kaçaklarla tekrar buluşarak nargothrond’a gider, glaurung’un hazinesine konan cüce mim’i öldürür. hazineyi doriath’a getirerek, kral thingol’a "karısı ve çocuklarına iyi bakmasının bir teşekkürü olarak" sitemli bir şekilde sunar. yanındaki kaçaklar bunu kabullenmezler, aralarında çıkan trajik bir çatışmada hepsi öldürülür.

hurin, lanetli yazgısı sonucunda menegroth’a de lanet getirmiştir.

melian’ın ona karşı söylediği nazik sözler, hurin’in bulutlanmış olan bilincinin açılmasına sebep olmuştur. sonunda, tüm hareketlerinin morgoth’un çıkarlarına hizmet ettiğini anlar. ve yıkılmış bir insan olarak kendini denize atar ve hayatına son verir.

sevgiliye tecavüz etmek

le petit prince
gereksiz bir eylemdir, sevgiliniz olduysa zaten cinsel anlamda bir şeyler yaşarsınız. yok ben illa tecavüz edeceğim diyorsanız, etmeden önce en yakın psikolog arkadaşa gözükmeniz tavsiye edilir. bazı çiftler ise bu eylemi fantezi adlı davranış şekli içinde görür ve uygularlar.

ukdeci’nin $öyle bir notu varmi$ :
ne dedim şimdi ben :s

ayrıca;
(bkz: insanin aklini tecavuzle bozmasi)
(bkz: allah akıl fikir versin)

kurtadam

le petit prince
kurtadam efsanesi almanya’da köln ve bedburg civarındaki köylerden 1591 yılında başlamıştır. bu zamanlarda avrupa cehaletin ve batıl inançların karanlık gölgesindeydi. şehirler o zamanlarda gelişmemişti ve genellikle insanlar ormana yakın yerlerde yaşıyorlardı. kurt korkusu kabus gibiydi. saldırıları o kadar sıktı ki, insanlar bir yerden bir başka yere gitmekten korkarlardı. her sabah köylü insanlar tarlalarında yarısı yenilmiş insan cesetleri karşılaşıyorlardı. bu kana susamış yaratıkları öldürmek için ellerinden gelenleri yapıyorlardı. ancak birgün köln ve bedburg sakinleri kurt vahşetini geride bırakacak korkunç bir keşif yapmışlardı.

eski bir kitap bu ürkünç anları canlı olarak aktarmıştır. birkaç kişi bir kurt ile karşılaşıyorlar ve köpeklerini üzerine salıyorlar. keskin mızraklar ile saldırıyorlar ancak sürpriz bir biçimde yırtıcı kurt kaçmıyor. ayağa kalkıyor ve orta yaşlı bir adama dönüşüyor. kurt biçimli bu adamı tanıyorlar. bu aynı köyden peter stubbe. peter stubbe insanoğlunun ilk karşılaştığı kurt adamdır.

stubbe işkence tekerinde içinde iki hamile kadın ve onüç çocuğun bulunduğu toplam 16 cinayeti işlediğini açıklamıştır. bu dönüşümü hakkındaki hikayesi oldukça tuhaftı. daha 12 yaşında büyü ile uğraşmış ve o kadar saplantılıymış ki şeytan ile bir pakt kurmak bile istemişti. büyülü bir kuşak takarak düşmanlarına saldırmış, gerçek yada hayal ürünü, onlardan intikam almaya çalışmıştı. birkaç ay sonra da bir kurt görünümü almış ve çok daha acımasız ve hayvanca olmuştu. kurt görünümündeyken kurbanlarının boğazlarını kesip onların kanlarını içiyordu. zamanla kan’a karşı susuzluğu artmış ve tarlalarda av peşinde gitmeye başlamıştı.

suçlarının vahşeti hayal gücünün ötesindeydi. bir keresinde bir kadın ve iki erkek saklandığı ormandan geçen yolda ilerlediklerinde adamlardan birini çağırmıştı. adam uzun süre dönmeyince diğer adam da onun izinden gitmişti. o da aynı şekilde ormanda kaybolmuştu. kadın ise oradan kaçmaya çalışmıştı. daha sonra iki parçalanmış erkek cesedi ormanda bulunmuştu, ancak kadının cesedi bulunamamıştı. stubbe ‘nin tümünü parçaldığına inanıldı. oyun oynayan yada inekleri sağan genç kızlar en sevdiği kurbanlarıydı. onların bir av köpeği gibi izlerini sürüp, en yavaş olanı yakalayıp ona tecavüz ettikten sonra parçalıyordu. ondan sonra da onların sıcak kanını içip taze etlerini yiyordu. stubbe en korkunç cinayetini ise kendi oğlunda işlemişti. oğlunu yakındaki ormana götürmüş, zavallı çocuğun kafa tasını parçalayıp, beynini yemiştir.

hiçbir ceza stubbe’nin hakettini vermeyecekti. işkence tekerine bağlanmış, ve eti kıpkırmızı sıcak kerpeten ile oyulmuştur. kolları ve bacakları da kırıldıktan sonra nihayetinde başı kesilmiştir. cesedi yakılmış, yaptıklarının birer cezası olarak kızı ve metresi de ayrıca canlı canlı yakılmışlardı.

bedburg şehrinin yargıcı bu olaydan sonra bu korkunç olayların hatırlanması için bir anıt dikmiştir. işçiler işkence tekerine üzerinde stubbe’nin kafası bulunan bir kazık yerleştirdiler. kafası, aynen bir kurt kafasına benziyordu bir yarda uzunluğunda on altı tahta parçası kurbanlarının zavallı ruhlarını anımsatmak için tekerleğin kenarlarına asılmıştı. stubbe’nin yargılanması ve idamı hakkındaki haberler ülkenin her yerine yayılmıştı. vahşiliği, yöntemleri ve gaddarlığı insanın aklının alabileceğinin ötesindeydi. vahşeti kolaylıkla bir kurtun davranışlarıyla bağdaştırılmıştı. insanlar kurdun gölgesine sahip olan böylesi yaratıkların aralarında yaşadığına inanmaya, onları kurtadamlar olarak adlandırmaya başlamışlardır.

conan the barbarian

le petit prince
film 1982 yılında gösterime girdiğinde oldukça büyük ses getirmiş ve insanlar seneler sonra izlediklerinde bile etkisinden kurtulamamışlardır.

yönetmenliğini john millius’un yaptığı film de başlıca rolleri :

conan: arnold schwarzenegger
thulsa doom: james early jones
valeria: sandahl bergman
subotai: gerry lopez
büyücü (the wizard): mako

filmin konusu kısaca conan’ın çocukluğunun geçtiği köye thulsa doom ve adamları tarafından yapılan baskın ve bu baskın sonrası esir alınan conan’ın köle olarak yetiştirilmesi ve içinde onunla birlikte büyüttüğü intikamın öyküsüdür.

barbar conan filmi ismine bakıldığı anda katıksız bir aksiyon filmi gibi gözükse de oldukça başarı ile hazırlanmış metni insanı kendine hayran bırakmaktadır. özellikle filmin başlangıcında küçük conan’ın babasından aldığı öğütler gerçekten çok iyi yazılmış diyaloglardır.

dürüstluk

le petit prince
az kişide rastlanan, pek çok kişinin telaffuz bile etmekten korktuğu, olduğu şekilde algılanmayan ve günümüzde kötü yan etkileri olduğuna inanılan, yalan söylemeye meyilli insan ırkının her zaman tercih ettiğini söylediği ama büyük bir kısmının uygulayamadığı davranış biçimi ya da ilkedir.

the final flight of the osiris

le petit prince
animatrix’in en güzellerinden, gerçekçiliği ile dudak uçuklatan bölümüdür. andy ve larry wachowski yazmış, andy jones yönetmiştir.

konusu;

bir devriye uçuşunda osiris adlı gemi, makinelerin toprağı kazarak zion’a ulaşmaya çalıştıklarını fark eder. sentinental’lerin (gezici savaş makineleri) gemiyi fark etmesi ve peşine düşmesi üzerine gemi kaptanı, mürettebattan birini matrix’e gönderir ve gemi havaya uçmadan önce belli bir posta kutusuna uyarı mesajını bırakmasını sağlar.

yoshiaki kawajiri

le petit prince
yoshiaki kawajiri, 1950 yılında yokohama, japonya’da doğdu. 1968 yılında mushi production animation şirketine girdi ve şirket 1972 yılında kapanana kadar burada animatör olarak çalıştı. 1970 yılında madhouse’a katıldı. ilk yönetmenliğini 1984 yılında kazuyuki hirokawa ile birlikte sf shinseiki lensman’da gerçekleştirdi. ayrıca, kazuo tomizawa ile birlikte aynı yapımın karakter tasarımlarını da hazırladı. yoshiyuki kawajiri’nin karanlık tarzı the running man isimli yönetmenlik çalışması ile devam etti.

hideyuki kikuchi’nin romanından uyarladığı wicked city’nin (1987) yönetmenliğini yaptı. film büyük bir ticari başarı elde ederken, yoshiaki kawajiri’nin yönetmenlik tarzı eleştirmenlerden pek çok olumlu not almıştı. wicked city’nin başarısının ardından 1987 yılında ninja scroll’u yönetti.

yine bir hideyuki kikuchi uyarlaması olan vampire hunter d bloodlust ’a imza atan yoshiaki kawajiri 2002 yılında animatrix bölümlerinden program’in yönetmenliğini gerçekleştirdi.

vampire hunter d bloodlust

le petit prince
dünyada en çok sevilen anime filmleri arasında en üst sıralardadır. gerek görselliği, gerekse müzikleri mükemmele yakındır. 2000 yılında çekilmiştir, orta metraj bir anime filmidir. tavsiye edilir.

yönetmen: yoshiaki kawajiri
senaryo: yoshiaki kawajiri
müzik: marco d’ambrosio
dizayn: yoshitaka amano, yutaka minowa, yasushi nirasawa
orjinal eser: hideyuki kikuchi

vampirlerin ve iblislerin yer yüzünde gezdiği, karanlık bir dünyada vampir bir babanın ve ölümlü bir annenin oğlu olan bir dampir, d kanını taşıdığı her iki ırkın korkusunu kazanmış bir vampir avcısıdır. vampirlerin sahip olduğu zafiyetlere yalnızca belirli bir oranda sahip olan d, insanlar arasında yaşamaya çalışsa da toplumlarına kabul edilmemektedir.

yer yüzünde kalan son vampirlerden meier link, charlotte elbourne’u kaçırır. charlotte’un babası d’yi kızını geri getirmesi için kiralar ve eğer vampire dönüşmüşse insancıl bir şekilde öldürmesini ister. charlotte’un abisi de kardeşini geri getirmeleri için marcus kardeşleri kiralamıştır. d ve marcus kardeşler link’e ulaşmak için hem birbirleri ile hem de zamana karşı yarışacaktır.

vampire hunter d: bloodlust, hideyuki kikuchi’nin "demon deathchase" isimli üçüncü vampire hunter d romanından uyarlanmıştır.
8 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol