bir iskambil kağıdı. papaz resmi ile temsil edilir.
japonca adı: shin seiki evangelion
ingilizce adı: neon genesis evangelion
yayın tarihi: 4 ekim 1995- 1996
bölüm sayısı: 26
yapıt: anime ve manga
yapımcı şirket: gainax
yönetmen: hideaki anno
yazar: hideaki anno
karakter dizaynı: yoshiyuki sadamoto, ikuto yamashita (mecha)
temel seslendirme aktörleri: megumi ogata (shinji ikari), mitsuishi kotono (), megumi hayashibara (rei ayanami), yuko miyamura (asuka langley)
tür: bilim-kurgu, dev robotlar, genetik mühendisliği
içerik: içerdiği aşırı derecedeki kan ve şiddet 12 yaşından küçükler için sakıncalı olabilir.
2000 yılında "second impact" adıyla bilinen bir felaket, dünya nüfusunun yarısını yok eder ve antarticadaki bütün buzulları eritir. birleşmiş milletlere göre bu felaketin nedeni dünyaya çarpan bir meteordur, ama ortada gerçek nedenin bu olmadığını söyleyen birçok söylenti dolaşmaktadır.
yıl 2015. "angels" adı verilen bazı yaratıklar ortaya çıkmıştır ve bunlar geçen felaketten sonra hayatta kalmış olan dünya populasyonunu yok etmeye başlamışlardır. bilinen tüm silahlar bu yaratıklara karşı etkisiz kalmıştır. birleşmiş milletlerin en gizli silahı olan n2 bombası bile, bu yaratıkları çevreleyen gizli bir ve kalkan görevi yapan güç alanı nedeniyle etkisiz kalmaktadır.
bu güç alanını geçebilecek tek şey "evangelion" adı verilen biyolojik robotlardır. bu robotları kontrol edebilmek için pilotların beyinlerinin robotla bütünleşmesi gerekmektedir. bu sayede pilotların duyuları ve refleksleri robotlara geçmektedir ve ayrıca pilotlar bu bionik robotların duyduğu "acı, yorgunluk" gibi hissleri kendileri yaşıyormuş gibi hissedebilmektedir. sadece "second impact"den kısa bir süre sonra doğan birkaç çocuğun bu robotlarla bütünleşebilme becerisi vardır.
ingilizce adı: neon genesis evangelion
yayın tarihi: 4 ekim 1995- 1996
bölüm sayısı: 26
yapıt: anime ve manga
yapımcı şirket: gainax
yönetmen: hideaki anno
yazar: hideaki anno
karakter dizaynı: yoshiyuki sadamoto, ikuto yamashita (mecha)
temel seslendirme aktörleri: megumi ogata (shinji ikari), mitsuishi kotono (), megumi hayashibara (rei ayanami), yuko miyamura (asuka langley)
tür: bilim-kurgu, dev robotlar, genetik mühendisliği
içerik: içerdiği aşırı derecedeki kan ve şiddet 12 yaşından küçükler için sakıncalı olabilir.
2000 yılında "second impact" adıyla bilinen bir felaket, dünya nüfusunun yarısını yok eder ve antarticadaki bütün buzulları eritir. birleşmiş milletlere göre bu felaketin nedeni dünyaya çarpan bir meteordur, ama ortada gerçek nedenin bu olmadığını söyleyen birçok söylenti dolaşmaktadır.
yıl 2015. "angels" adı verilen bazı yaratıklar ortaya çıkmıştır ve bunlar geçen felaketten sonra hayatta kalmış olan dünya populasyonunu yok etmeye başlamışlardır. bilinen tüm silahlar bu yaratıklara karşı etkisiz kalmıştır. birleşmiş milletlerin en gizli silahı olan n2 bombası bile, bu yaratıkları çevreleyen gizli bir ve kalkan görevi yapan güç alanı nedeniyle etkisiz kalmaktadır.
bu güç alanını geçebilecek tek şey "evangelion" adı verilen biyolojik robotlardır. bu robotları kontrol edebilmek için pilotların beyinlerinin robotla bütünleşmesi gerekmektedir. bu sayede pilotların duyuları ve refleksleri robotlara geçmektedir ve ayrıca pilotlar bu bionik robotların duyduğu "acı, yorgunluk" gibi hissleri kendileri yaşıyormuş gibi hissedebilmektedir. sadece "second impact"den kısa bir süre sonra doğan birkaç çocuğun bu robotlarla bütünleşebilme becerisi vardır.
autocad, tüm dünyada başta mühendisler ve mimarlar tarafından kullanılan, dünyaca tanınan yazılım firması autodesk tarafından hazırlanan, bilgisayar destekli çizim-tasarım yazılımıdır. gerek kullanım ve öğrenim kolaylığı gerekse kullanıcı kitlesinin çok geniş olması tüm dünyada tartışmasız kullanılan en yaygın çizim yazılımı olmasını sağlamıştır. son olarak 2007 sürümü çıkmıştır.
parkinson hastalığı, beynin alt kısımlarındaki gri cevher çekirdeklerinin bozukluğuna bağlı bir sinir sistemi hastalığı. genellikle orta yaş hastalığıdır. adını hastalığı ilk defa 1917de titremeli felç olarak tarifleyen james parkinsondan almıştır. binde bir sıklıkla görülen, müzmin, ilerleyici, tedavisiz iyileşmeyen bir hastalıktır.
temel bozukluk, koordineli hareketleri düzenleyen beyin bölümlerindendir. bu bozukluğu yapan sebep tam bilinmiyorsa idyopotik parkinson hastalığı, sebebin belli olduğu durumlarda ise parkinsonien sendromlar adı verilir. bunlar:
geçirilmiş beyin enfeksiyonları,
bazı ilaçlar,
arteioskleroz,
ailevi sebepler,
travma,
zehirlenmeler,
tümörler,
kandaki kırmızı hücrelerin aşırı yükselmesi
gibi durumlardır.
hastalığın temel belirtileri titreme, sertlik ve hareketlerin yavaşlamasıdır. titreme ilk ortaya çıkanı olup, genellikle başlangıçta tek eldedir. zamanla aynı taraf bacağa ve karşı ele geçebilir. sıklıkla hastalıktan vücudun bir yarısı baskın olarak etkilenir. titreme dinlenirken olup, uyurken kaybolur; sinirlilik ve yorgunluk titremeyi arttırır. sertlik veya katılık boyun kaslarından başlar ve başın gövdeden önde tutulmasına sebep olur. bel kemiği de etkilenip bel hafif öne eğilir, diz kalça ve kol eklemleri bükük hal alır. hasta, küçük hızlı adımlarla sendeleyerek yürür, hantallaşır, saatlerce oturur. yazıya büyük başlar, harfler gittikçe küçülür ve yazının okunması güçleşir. monoton bir konuşması vardır. kasların tonusu arttığı için (sertleştikleri için) bükülü kolun açılmaya çalışılması sırasında dişli çark hareket ettiriliyormuş hissi alınır. yüz adale faaliyetleri (mimik ve jestler) silinir, donuk, anlamsız çehre (maske yüzü) vardır. hareketlere başlamakta güçlük çeker, cildi yağlanır ve %40 hastada bunama görülür. kelimelerin son hecesini tekrar eder. gözünü kırpmaması söylenip, burun köküne vurulunca kırpma hareketini kontrol edemez. gözlerin yukarıya doğru dakikalar hatta saatlerce kayması da, hastayı çok rahatsız eden bir durumdur.
tedavi üç grupta planlanabilir:
birincisi, hastayı, faydalı aktiviteler ve zihni faaliyetlerle içe kapanık ve cemiyetten ayrı olmaktan korumaktır.
ikincisi, cerrahi tedavi olup, hastanın ızdırabını azaltmak için kullanılmıştır ve hasta bölgenin, elektrik veya alkolle tahribinden ibarettir. cerrahi tedavyle titreme genellikle düzelir, ancak katılık ve hareketlerde gözle görülür bir iyileşme olmaz.
üçüncü ve bugün parkinson hastalığının esas tedavisi olarak ele alınan tedavi ilaçla tedavidir. beyinde sinir hücrelerinin uyarılabilme özelliğini arttıran asetilkolinle bunun aksini yapan dopamin arasında belli bir denge vardır. parkinsonda bu denge asetilkolin lehine bozulmuş olup, tedavide dopamin açığının yerine konması gerekmektedir. sentetik dopamin kan ile beyin arasındaki bariyeri aşamamaktadır. bu problem kan-beyin engelini aştıktan sonra dopamine dönüşen, l-dopanın bulunması ile çözümlenmiştir. tedavide l-dopa belirtilerin kaybolduğu doza kadar tedricen arttırılarak verilir. bundan başka bir virüs ilacı olan amantadin, dopamin gibi etki gösteren bromocriptine de l-dopaya yardımcı olarak tedaviye katılabilmektedir. halen beyin doku nakli çalışmaları da devam etmektedir. burada esas; beyin nakli olmayıp, yeni ölen ceninden dopamin yapan küçük bir bölüm, hasta beyne nakledilmektedir.
temel bozukluk, koordineli hareketleri düzenleyen beyin bölümlerindendir. bu bozukluğu yapan sebep tam bilinmiyorsa idyopotik parkinson hastalığı, sebebin belli olduğu durumlarda ise parkinsonien sendromlar adı verilir. bunlar:
geçirilmiş beyin enfeksiyonları,
bazı ilaçlar,
arteioskleroz,
ailevi sebepler,
travma,
zehirlenmeler,
tümörler,
kandaki kırmızı hücrelerin aşırı yükselmesi
gibi durumlardır.
hastalığın temel belirtileri titreme, sertlik ve hareketlerin yavaşlamasıdır. titreme ilk ortaya çıkanı olup, genellikle başlangıçta tek eldedir. zamanla aynı taraf bacağa ve karşı ele geçebilir. sıklıkla hastalıktan vücudun bir yarısı baskın olarak etkilenir. titreme dinlenirken olup, uyurken kaybolur; sinirlilik ve yorgunluk titremeyi arttırır. sertlik veya katılık boyun kaslarından başlar ve başın gövdeden önde tutulmasına sebep olur. bel kemiği de etkilenip bel hafif öne eğilir, diz kalça ve kol eklemleri bükük hal alır. hasta, küçük hızlı adımlarla sendeleyerek yürür, hantallaşır, saatlerce oturur. yazıya büyük başlar, harfler gittikçe küçülür ve yazının okunması güçleşir. monoton bir konuşması vardır. kasların tonusu arttığı için (sertleştikleri için) bükülü kolun açılmaya çalışılması sırasında dişli çark hareket ettiriliyormuş hissi alınır. yüz adale faaliyetleri (mimik ve jestler) silinir, donuk, anlamsız çehre (maske yüzü) vardır. hareketlere başlamakta güçlük çeker, cildi yağlanır ve %40 hastada bunama görülür. kelimelerin son hecesini tekrar eder. gözünü kırpmaması söylenip, burun köküne vurulunca kırpma hareketini kontrol edemez. gözlerin yukarıya doğru dakikalar hatta saatlerce kayması da, hastayı çok rahatsız eden bir durumdur.
tedavi üç grupta planlanabilir:
birincisi, hastayı, faydalı aktiviteler ve zihni faaliyetlerle içe kapanık ve cemiyetten ayrı olmaktan korumaktır.
ikincisi, cerrahi tedavi olup, hastanın ızdırabını azaltmak için kullanılmıştır ve hasta bölgenin, elektrik veya alkolle tahribinden ibarettir. cerrahi tedavyle titreme genellikle düzelir, ancak katılık ve hareketlerde gözle görülür bir iyileşme olmaz.
üçüncü ve bugün parkinson hastalığının esas tedavisi olarak ele alınan tedavi ilaçla tedavidir. beyinde sinir hücrelerinin uyarılabilme özelliğini arttıran asetilkolinle bunun aksini yapan dopamin arasında belli bir denge vardır. parkinsonda bu denge asetilkolin lehine bozulmuş olup, tedavide dopamin açığının yerine konması gerekmektedir. sentetik dopamin kan ile beyin arasındaki bariyeri aşamamaktadır. bu problem kan-beyin engelini aştıktan sonra dopamine dönüşen, l-dopanın bulunması ile çözümlenmiştir. tedavide l-dopa belirtilerin kaybolduğu doza kadar tedricen arttırılarak verilir. bundan başka bir virüs ilacı olan amantadin, dopamin gibi etki gösteren bromocriptine de l-dopaya yardımcı olarak tedaviye katılabilmektedir. halen beyin doku nakli çalışmaları da devam etmektedir. burada esas; beyin nakli olmayıp, yeni ölen ceninden dopamin yapan küçük bir bölüm, hasta beyne nakledilmektedir.
(bkz: yapma canım yapma kardeşim)
ekşinin akıbetinden ders alınması gereken, samimiyetsizlik ve huzursuzluk doğuran, bir sözlüğün neden o hallere geldiğini açıklayan başlıklardan biridir. her türlü ayrımcılığa karşı olarak, bu konudaki fikrimi de beyan etmiş oluyorum.
ekşinin akıbetinden ders alınması gereken, samimiyetsizlik ve huzursuzluk doğuran, bir sözlüğün neden o hallere geldiğini açıklayan başlıklardan biridir. her türlü ayrımcılığa karşı olarak, bu konudaki fikrimi de beyan etmiş oluyorum.
titus lucretius carus, i.ö. 98-55 yılları arasında yaşamış, yazılarını bitiremeden çıldırmış, kendi eliyle canına kıymış roma dönemi şair ve filozof. eksik kalan yazılarını ölümünden bir süre sonra cicero sona erdirmiş, derleyip düzenlemiştir.
ayrıca montaigne, denemeler adlı eserinde lucretius’tan bolca alıntı yaptığı kişiler arasındadır.
ayrıca montaigne, denemeler adlı eserinde lucretius’tan bolca alıntı yaptığı kişiler arasındadır.
septisizm, şüphecilik veya kuşkuculuk olarak da adlandırılan felsefi görüş.
septisizm; her tür bilgi savını kuşkuyla karşılayan, bunların temellerini, etkilerini ve kesinliklerini irdeleyen, ayrıca aklın kesin bir bilgi elde edemeyeceğini, hakikate erişilse dahi sürekli ve tam bir şüphe içinde kalınacağını, mutlak`a ulaşmanın mümkün olmadığını savunan felsefi görüştür. septisizm felsefe tarihi açısından çok önemli bir yere sahiptir; zira felsefe tarihi boyunca yerleşik kanılar ve inançları sarsmış, felsefe, bilim ve özellikle din konusunda birçok anlayışın değişmesine ortam hazırlamıştır. septisizm (şüphecilik) dogmatizmin (inakçılık) karşıtıdır.
septisizm; her tür bilgi savını kuşkuyla karşılayan, bunların temellerini, etkilerini ve kesinliklerini irdeleyen, ayrıca aklın kesin bir bilgi elde edemeyeceğini, hakikate erişilse dahi sürekli ve tam bir şüphe içinde kalınacağını, mutlak`a ulaşmanın mümkün olmadığını savunan felsefi görüştür. septisizm felsefe tarihi açısından çok önemli bir yere sahiptir; zira felsefe tarihi boyunca yerleşik kanılar ve inançları sarsmış, felsefe, bilim ve özellikle din konusunda birçok anlayışın değişmesine ortam hazırlamıştır. septisizm (şüphecilik) dogmatizmin (inakçılık) karşıtıdır.
muhtemelen septik olan bir insanın sıkça kurabileceği cümlelerdendir.
selçuk erdemin bu konudaki yarıcı bir karikatürü;
http://c.1asphost.com/selcukerdem/se/serdem1712_75.jpg
http://c.1asphost.com/selcukerdem/se/serdem1712_75.jpg
(bkz: maymunlar cehennemi)
(bkz: lewis carroll)
charles lutwidge dodgson (1832-1898), ünlü ingiliz yazar, mantıkçı, fotoğrafçı ve matematikçi. daha çok lewis carroll mahlasıyla tanınmıştır. alice harikalar diyarında isimli ünlü eserin yazarıdır.
her şey elindeki saate bakıp hızlı hızlı yürüyen tuhaf giyimli bir tavşanla başladı. tavşanın peşine takılan alice, bir anda kendini fizik kurallarının çok da geçerli olmadığı garip bir dünyada buldu. yediği ya da içtiği her şey kızcağızı ya küçücük yapıyor ya da dev gibi büyütüyordu. kendi gözyaşlarından oluşan kocaman bir denizde boğulmaktan güç bela kurtulup, komik bir çay partisine katılan alicei daha bir sürü acayip macera bekliyordu.
yaklaşık 140 yıl önce, aslında bir matematikçi olan lewis carroll, bir dostunun alice adındaki kızını oyalamak amacıyla anlattığı öyküleri bir kitapta toplamayı düşündü ve ortaya dünya tarihinin en ilginç çocuk romanı çıktı.
yaklaşık 140 yıl önce, aslında bir matematikçi olan lewis carroll, bir dostunun alice adındaki kızını oyalamak amacıyla anlattığı öyküleri bir kitapta toplamayı düşündü ve ortaya dünya tarihinin en ilginç çocuk romanı çıktı.
karadenizli ve coca cola
aldığı 2 litrelik coca cola’nın kapağında "tekrar deneyiniz" yazısını gören karadenizli, önce denemeleriyle, sonra da açtığı davayla gündeme oturdu...
konuyla ilgili açıklama yapan davacının avukatı idris karadeniz: "müvekkilim marketten aldığı 2 lt.lik kampanyalı coca-cola ürününün kapağını açtığında hediye çıkmadığını ve tekrar deneyiniz
yazısını görmüş. bunun üzerine kapağı kapatıp tekrar açmış ancak yine aynı şey. bunun üzerine tam 4246 defa deneme yapmasına rağmen hediye çıkmamıştır. coca-cola şirketinin tüketiciyi dolandırdığını düşünen müvekkilim şirkete dava açmaya karar vermiştir. biz de bugün gelerek dava dilekçemizi adliyeye teslim ettik. 10 bin ytl. maddi tazminat talep etmekteyiz" dedi.
davadan haberdar olan coca-cola yönetimi adına açıklama yapan bir şirket yetkilisi olayın çok komik olduğunu ve artık karadeniz bölgesine gönderilen ürünlerin kapağına "başka şişede inşallah" yazmayı düşündüklerini söyledi.
aldığı 2 litrelik coca cola’nın kapağında "tekrar deneyiniz" yazısını gören karadenizli, önce denemeleriyle, sonra da açtığı davayla gündeme oturdu...
konuyla ilgili açıklama yapan davacının avukatı idris karadeniz: "müvekkilim marketten aldığı 2 lt.lik kampanyalı coca-cola ürününün kapağını açtığında hediye çıkmadığını ve tekrar deneyiniz
yazısını görmüş. bunun üzerine kapağı kapatıp tekrar açmış ancak yine aynı şey. bunun üzerine tam 4246 defa deneme yapmasına rağmen hediye çıkmamıştır. coca-cola şirketinin tüketiciyi dolandırdığını düşünen müvekkilim şirkete dava açmaya karar vermiştir. biz de bugün gelerek dava dilekçemizi adliyeye teslim ettik. 10 bin ytl. maddi tazminat talep etmekteyiz" dedi.
davadan haberdar olan coca-cola yönetimi adına açıklama yapan bir şirket yetkilisi olayın çok komik olduğunu ve artık karadeniz bölgesine gönderilen ürünlerin kapağına "başka şişede inşallah" yazmayı düşündüklerini söyledi.
amsterdam - genelevlerin bulunduğu; kırmızı ışıklar bölgesindeki evler.
1 . onursuz sayılacak veya gülünç olacak bir duruma düşmekten üzüntü duymak, korkmak, mahcup olmak:
2 . sıkılmak:
3 . çekinmek.
2 . sıkılmak:
3 . çekinmek.
1 . eğitim.
2 . görgü.
3 . bazı yemeklerin suyunu türlü yollarla koyulaştırma.
4 . eti, pişirmeden önce çeşitli baharatlar, yağ, salça vb. şeyler içinde bir süre bekletme.
5 . hayvanı alıştırma.
2 . görgü.
3 . bazı yemeklerin suyunu türlü yollarla koyulaştırma.
4 . eti, pişirmeden önce çeşitli baharatlar, yağ, salça vb. şeyler içinde bir süre bekletme.
5 . hayvanı alıştırma.
düzgün, dürüst, kendisini gerçekten çok seven, mantıklı, kendi isteklerine azami şekilde uygun davranışları olan, çocuklarına baba olabilecek, hayatının geri kalanını seve seve paylaşacağı ve sonradan pişman olmayacağı bir adam olmasını ister.
acaba mı?
ben?
yok canııımmm... daha neler.
ben?
yok canııımmm... daha neler.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?