kumralada

ikizlere takke!

kari gibi gulme lan!

er-kek:keklenen sahsin er kisi olmasi durumu.

bu siirimsiden tek akilda kalmasi gereken misralar
"sen icerdeyken ben
buzdolabini ayagimla kapadim"
olmalidir ibrahim sadri’nin ne buyuk bir sair oldugunu hatirlatmasi bakimindan.

tuna’nin ada’yi tarif ederken kullandigi cumle obegi(bkz: entrynin sonu),hafizama kazinan,bir erkek ancak taparcasina sevdigi bir kadini boyle anlatabilir dememe sebep olan,tarifi imkansiz guzellikteki buket uzuner kitabi.
"onu anlatmak icin ’guzel’,’boylu poslu’,’sarisin/esmer’,’sahane’,gibi sozcukler kullanmak haksizlik olurdu.onun icin bu dunya disindan gelmis kadar degisik,bir kuyruklu yildiz kadar etkileyici,iyi pismis kahve kadar tiryakilik yaratici,gezegene yalniz yollandigi icin essiz,bir ipekbocegi kadar dikbasli denildiginde bir seyler soylenmis sayilirdi ancak."
ve de
"yasantimda ne daha once ne de sonra bu kadar kumrala boyanarak dogmus baska bir kiz gordum ben!ve o andan sonra hicbir kadinin gozleri onunkinden daha derin ve guzel olmadi!"

aşkı için dağı delen ferhat değil miydi sorusunu akla getiren başlık.

bayanlarin karsisina gecip bacaklarini 120 derecelik aciyla acarak oturan,hicbir vasfi olmasa bile sadece erkek olmanin kendisine ustun olma hakkini verdigini zanneden,karisini mal olarak goren,kendisine her guleryuz gosteren kadinin kendisine hasta olduguna dair sarsilmaz bir inanci olan,yilisik ve aptal oldugu halde kendisini cok zeki zanneden erkekler.

(bkz: kiz olsam herkese verirdim)

yakın geçmiş zamanda gittiğim bir kına gecesinde karşılaştığım ve beni dumura uğratan hadise.mekan bilindik yurdum düğün salonu, herkes piste çıkmış oyun havaları eşliğinde hünerlerini sergilerken birden müzik duruyor ve ışıklar söndürülüyor.insanlar ne olduğunu anlamaya çalışırken hareketli bir yabancı parça çalmaya başlıyor ve ortamdaki ışık sisteminden yararlanılarak pist dans pistine dönüştürülüyor.çok değil 5 dk önce göbek atan hatunlar dans etmeye başlıyor.ve ben kavram kargaşasının tam ortasına düşmüş bir vaziyette mekanı terkediyorum.

insanlar başkalarının hayatında da başrol oynamaya kalkınca gerçekleşen durum.başrolü de kaptılar mı öldür allah vermezler.bu yüzden herkes kendi krallığına sahip çıkmalıdır başkalarını üzmek, kırmak, küstürmek pahasına da olsa.

ulkemizde bu aliskanlik okumama aliskanligi olarak adlandirilabilir.zira bir cok istatistikte oldugu gibi, kisi basina dusen kitap sayisi siralamasinda da son siralarda arz-i endam eylemekteyiz ulke olarak.yalniz garip olan su ki okuma aliskanligina sahip olmamak utanilmasi gereken bir durumken yurdum insani bunu bir ovunc vesilesi haline getirebiliyor ve daha da vahimi 300-500 kelimelik dagarcigiyla tum derdini anlatmayi da bir marifet sanabiliyor.sanirim bu konuda soylenecek tek bir cumle var o da:
(bkz: allah akil fikir versin)

kendisinin matematigi biraz zayiftir, nedeni sorulacak olursa 95-100-120 olan olculerini buyuk bir israr ve inatla 90-60-90 olarak yutturmaya calismaktadir,fazlaliklarini saklamak icin kullandigi otrisi de kiyafetindeki potluklari gizlemek icin kullandigini soylemektedir.neticede entrynin basinda da soyledigim gibi ya matemetigi zayiftir ya da banu hanimin mezurosunda bir numero vardir.

tavlayana kadar taklalar parendeler atilan,kapisinda yatilan,kulu kolesi olunan sevgiliye yuzyuze bir ayrilik konusmasi yapmayi cok gormek kisinin once karsisindakine, sonra da kendisine yaptigi saygisizliktir.insan olmanin gerekleri hayatin her evresinde yerine getirilmelidir,ayrilik dahil.

diferansiyel denklemler,temel islemler,proses kontrol.

misafirleriniz gelmis,salona buyur edilmislerdir,hosgeldiniz-hosbulduk faslindan sonra hal-hatir sorma kismina gecilir-ki bu da bildiginiz gibi yas sirasina gore yapilir-fakat sira size geldiginde her ne hikmetse sizin de ayni ortamda bulundugunuz ve konusabildiginiz gerceginin bilinmesine karsin gelen misafir sizinle ilgili sorulari size degil de anne veya babaniza sorar;siz durumun abesligini farkedip sorulara yanit vermeye,araya girmeye cabalasaniz da bir ise yaramaz.tabii bu durumda akla iki sey gelir:birincisi sorulari soran kisi sizi sevmediginden sizinle muhatap olmak istememektedir,ikincisi de sizi kucuk bir cocuk olarak gormektedir.eger bu seceneklerden herhangi biri dogru degilse malum kisinin salak oldugu sonucuna varilabilir zannedersem.

sozluk yazarlarini,o sozluk senin bu ansiklopedi benim gezinmekten kurtaracak baslik.madem basligi actim nickimin anlamini yazayim:buket uzuner okurlarinin kolayca tahmin edecegi uzere yazarin kumral ada mavi tuna adli kitabinin kahramani.

turk erkeklerinin ezici cogunlugunun en cagdas gecinenlerin bile gerceklestiremedigi hadise.
(bkz: ya benimsin ya topragin)
ya da
(bkz: arada bir seviselim ama)

bulmacayi eline alip da sorulan sorularin kendisini astigini farkederek bozuntuya vermemek icin ugrasan,ya da bulmacanin tek basina cozuldugu zaman zihni calistirdigini idrak edememis ama birilerinden cevaplari ogrenip yazarak en azindan cene ve parmak kaslarini calistirmayi kar sayan insan evladi.bu tip arkadaslara yapilacak en iyi sey soru sorduklarinda pis pis bakarak gozlerini korkutmak veya bunyede usengeclik yoksa bulmacayi cozup onlerine koymaktir.yoksa imkani yok kurtulamazsiniz.

(bkz: mendilimde kan sesleri)

"run forrest run"i cagristiran cumle.