beynin işleyişinden büyük sır veren bir rubai daha :
nerde yüreği tertemiz uyanık insan?
nerde güzel düşünceler ardında koşan?
herkes kendi kafasının kulu kölesi:
hangi tanrının kulu, nerde o kahraman?
hayyama kötü sıfatlar sarfedenlere de en güzel cevabı kendisi vermiş :
dünya üç beş bilgisizin elinde;
onlarca her bilgi kendilerinde.
üzülme; eşek eşeği beğenir:
hayır var sana kötü demelerinde.
dünya üç beş bilgisizin elinde;
onlarca her bilgi kendilerinde.
üzülme; eşek eşeği beğenir:
hayır var sana kötü demelerinde.
dün geldi: nedir aradığın? dedi bana:
bensem, ne bakarsın o yana bu yana?
kendine gel de düşün, içine iyi bak:
ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna!
rubaisiyle hacı bektaş i velinin :
hararet nardadır sacda değil
keramet baştadır tacda değil
ne ararsan kendinde ara
kudüste mekkede hacda değil
rubaisi karıştırılıp her sabah bir yudum içilmeli...
bensem, ne bakarsın o yana bu yana?
kendine gel de düşün, içine iyi bak:
ben senim, sen ben; aranıp durma boşuna!
rubaisiyle hacı bektaş i velinin :
hararet nardadır sacda değil
keramet baştadır tacda değil
ne ararsan kendinde ara
kudüste mekkede hacda değil
rubaisi karıştırılıp her sabah bir yudum içilmeli...
inen ilk ayettir ki islamın temel mânasını anlamak adına üzerine düşünmek gerekir. bilindiği gibi hz muhammed s.a.v okuma bilmemektedir, çünkü emredilen okumayı gerçekleştirmek için yazıya, harflere gerek yoktur. okumak yaradanın her yere yazdığı kuran ayetlerini -bir diğer ifadeyle evrensel hakikatleri- semi ile duyumsayıp basir ile yorumlamak ve güzellikleri keşif halinde o(hu)nu seyre çıkmaktır. bu yola eğer rabbden bihaber çıkılmışsa sapkınlığa ve bağımlılığa hatta ve hatta takıntılılığa düşmek, yolda kalmak an meselesidir. bu yüzden de hemen ardından "yaratan rabbinin adıyla oku" denmiştir.
(bkz: allah mesut etsin) duasına çok çok ihtiyaçları olan insanlar.
orhan:
louu
:) kirlisakal:
hellouu..
orhan:
oglum düşüyom durmadan ya
orhan:
en son nerde kalmıştık
:) kirlisakal:
düşe kalka büyücez abi.. normaldir :)
orhan:
:)
:) kirlisakal:
hehe..
:) kirlisakal:
hee yazıyı nasıl buldun die sormuştum
:) kirlisakal:
ula ne soruymuş iki kere düşürdü seni :)
orhan:
hoş fekat senden gayrısına vakıf olamadım
:) kirlisakal:
şunlar nasıl :
:) kirlisakal:
hasat zamanı
yalnızlığın amansız soruları kapladı fikrimin semâsını, bereketli yağmur bulutları gibi... ve yağdıkça çamur, karardıkça nem, aktıkça zaman -ki toprağa biriken pis kan- canlanıyor, renkleniyor tohumları derinlerde saklı binbir çiçek.
bu bir oluşum, devinimi doğanın... iç, soğuk bir battaniye aralığında ürpermeden karşılayamaz baharı. ayrılık bu! yalnızlık... elbet vardır hasat zamanı...
:) kirlisakal:
yine mi koptun
orhan:
yok okuyorum
orhan:
soğuk bir battaniye aralığında ürpermeden karşılayamaz baharı. ayrılık bu! yalnızlık... elbet vardır hasat zamanı...
orhan:
derin duygular uyandırdı bende
:) kirlisakal:
karar verdim bir daha şiirimsi yazmicam.. dere tepe düz gitçem...
:) kirlisakal:
eywallah.. derin bir hâl de yazıldı onlar zaten...
:) kirlisakal:
başka bi boyuttan..
orhan:
alfa kanalından mı ?
:) kirlisakal:
isim
güzelliğe isim bulma zaafına kapılmış bütün anlarıma mahçubum. onun dilini böyle güzel var eden kalp varken, şüphedir bütün kelimeler...
orhan:
:)
:) kirlisakal:
:)
orhan:
coşmuşsun abi sen
orhan:
balkovanına dönmüşsün
orhan:
bende epeydir hiç bişi yazmıyom ya
:) kirlisakal:
est.. esmiş bi yerlerden dedirtmişler.. fakir zatımın haddine değil..
:) kirlisakal:
yalandan iş olur mu hiç, ben kendim yalanım :)
orhan:
şimdi mütevaziliğin taban yapmasın
orhan:
fazla mütevazilikte bi tür kibir olagele
:) kirlisakal:
her taban bir tavandır, taban yapmasın gerçektende...
:) kirlisakal:
:)
orhan:
dikkatli olmak lazım
:) kirlisakal:
bastığın yerler şehit mezarı olabilir...
:) kirlisakal:
:)
orhan:
aman herşey bi devinim içindeyken
orhan:
herşey bi şeylere dönüşüyoken
orhan:
bastığım yer her şey olabilir yani
orhan:
evrenin başından beri bişeyler olmuş en nihayetinde
:) kirlisakal:
devinim zatın kendisinde değildir, algıdadır..
:) kirlisakal:
evet, mesela hz ademin secde etmediği toprak yokmuş
:) kirlisakal:
o zaman biz hep onun mübarek alnının değdiği yerlere basıyoruz hatta ve hatta allahın affına sığınarak, vücudumuzun en sağlam kaslarının olduğu bir çift lobu utanmadan o topraklara koyuyoruz..
:) kirlisakal:
o zaman neymiş.
:) kirlisakal:
toprağa oturmayacağız :d
orhan:
yav o kadar da kasmaya ne gerek var
orhan:
o çift lob da beyin kadar görevini yapıyo
orhan:
neden abes olcak ya
orhan:
o da alın kadar feyzini alsın topraktan
orhan:
tövbe tövbe
:) kirlisakal:
şimdi abeslik de göreceli bir kavramdır efendim, pislik yemek bize göre abes iken sinek için en güzel şeydir, bir ziyafettir..
:) kirlisakal:
:)
:) kirlisakal:
lakin toprağın bizim makatımızla alıp veremediği bir durum nezdimce yoktur..
:) kirlisakal:
bu yüzden rahatlıkla üzerine oturabiliriz gibi geliyor..
:) kirlisakal:
ama tabi ki dikenlerin ve yatanların olmadığı bir toprak parçası efdaldir..
:) kirlisakal:
kıt kanaatimce..
:) kirlisakal:
siz değerli hocam nasıl düşünürler bu konuda ?
orhan:
bence az da olsa dikenlerin bulunması gereklidir. ola ki o sağlam kaslar duyarlılıklarını yitirp te kalkmama eğilimi gösterirse bizi uyarsınlar
:) kirlisakal:
hmmm..
orhan:
yatanlar konusunda ise şüpheliyim
orhan:
olsa da olur olmasada
:) kirlisakal:
peki hocam dikenler platonik olursa ?
orhan:
ama üstüne oturmamak lazımdır
:) kirlisakal:
nasıl bir ilişki olur ki..
orhan:
pentatonik minör bir ilişki olur
:) kirlisakal:
mesela yatan bir kişinin üzerine platonik olarak oturmak durumu size göre caiz midir yani bunu mu iddia ediyorsunuz ?
orhan:
tabi diken açılmadıkça ilişki kendi içinde büyür majör olur
orhan:
yok yatan bir dikenin üstüne gül koklamak abestir
orhan:
bunu diyorum
:) kirlisakal:
peki g majör gamında c# var mıdır ?
orhan:
yoksa bile .net frameworke yazarız bi class
orhan:
oluverir
:) kirlisakal:
classic akımcılardansınız yani..
orhan:
c# ta olur c++ ta
:) kirlisakal:
peki neskafe klasik mi ? yoksa...
orhan:
kesinlikle
:) kirlisakal:
hemen değerli izleyicilerimizi de bu konuda bilgilendirelim..
orhan:
aslında 3ü bir arada da olurda
orhan:
şimdi 3ü 1 ben yine şeker katıyom
orhan:
millet yuh bu zaten şekerli diye laf ediyo
:) kirlisakal:
peki diğer bir soru 5i bir yerde takmak ve takıştırmayı nasıl karşılıyorsunuz ?
orhan:
bende klasik kullanarak istediğim kadar şekeri lafsız sözsüz atıyom
:) kirlisakal:
:d
:) kirlisakal:
mesela bu konuda tarkanın ünlü bir deyimi var. takmış takıştırmış sürmüş sürüştürmüş, bir efendime sölim rüküşlük bir abeslik kıl oldum abi..
:) kirlisakal:
siz de tarkana katılıyor musunuz ?
orhan:
tarkana katılmıyorum
orhan:
çünkü biliyorsunuz onun atılgan bi kurtu var
orhan:
bende o cinslerden korkarım
orhan:
o yüzden lüzum görmüyorum
orhan:
yani he man ın atılganı olsaydı belki ama
orhan:
kurt seçimi yanlış olmuş bence
:) kirlisakal:
peki bizim kültürel mele man yemeği nasıl yapılır değerli hocam?
:) kirlisakal:
bizi takip eden öğrencilere de buradan bir faydamız olsun
orhan:
ya şimdi 4 yıllık deneyimlerimden sonra hala eve gelip melemenin başka bi yemek olduğunu görünce
orhan:
ben yanlış yönlendirmemek için gençleri susuyorum
orhan:
bıraksın anneleri yapsın
orhan:
yani itiraf edeyim bu yaşıma kadar bi menemen yapamadım ben
:) kirlisakal:
bugün de ben aynısını dedim ama :) valla annem bi melemen yapmıştı
:) kirlisakal:
üzümle de ne güzel oluyo be kardeşim..
louu
:) kirlisakal:
hellouu..
orhan:
oglum düşüyom durmadan ya
orhan:
en son nerde kalmıştık
:) kirlisakal:
düşe kalka büyücez abi.. normaldir :)
orhan:
:)
:) kirlisakal:
hehe..
:) kirlisakal:
hee yazıyı nasıl buldun die sormuştum
:) kirlisakal:
ula ne soruymuş iki kere düşürdü seni :)
orhan:
hoş fekat senden gayrısına vakıf olamadım
:) kirlisakal:
şunlar nasıl :
:) kirlisakal:
hasat zamanı
yalnızlığın amansız soruları kapladı fikrimin semâsını, bereketli yağmur bulutları gibi... ve yağdıkça çamur, karardıkça nem, aktıkça zaman -ki toprağa biriken pis kan- canlanıyor, renkleniyor tohumları derinlerde saklı binbir çiçek.
bu bir oluşum, devinimi doğanın... iç, soğuk bir battaniye aralığında ürpermeden karşılayamaz baharı. ayrılık bu! yalnızlık... elbet vardır hasat zamanı...
:) kirlisakal:
yine mi koptun
orhan:
yok okuyorum
orhan:
soğuk bir battaniye aralığında ürpermeden karşılayamaz baharı. ayrılık bu! yalnızlık... elbet vardır hasat zamanı...
orhan:
derin duygular uyandırdı bende
:) kirlisakal:
karar verdim bir daha şiirimsi yazmicam.. dere tepe düz gitçem...
:) kirlisakal:
eywallah.. derin bir hâl de yazıldı onlar zaten...
:) kirlisakal:
başka bi boyuttan..
orhan:
alfa kanalından mı ?
:) kirlisakal:
isim
güzelliğe isim bulma zaafına kapılmış bütün anlarıma mahçubum. onun dilini böyle güzel var eden kalp varken, şüphedir bütün kelimeler...
orhan:
:)
:) kirlisakal:
:)
orhan:
coşmuşsun abi sen
orhan:
balkovanına dönmüşsün
orhan:
bende epeydir hiç bişi yazmıyom ya
:) kirlisakal:
est.. esmiş bi yerlerden dedirtmişler.. fakir zatımın haddine değil..
:) kirlisakal:
yalandan iş olur mu hiç, ben kendim yalanım :)
orhan:
şimdi mütevaziliğin taban yapmasın
orhan:
fazla mütevazilikte bi tür kibir olagele
:) kirlisakal:
her taban bir tavandır, taban yapmasın gerçektende...
:) kirlisakal:
:)
orhan:
dikkatli olmak lazım
:) kirlisakal:
bastığın yerler şehit mezarı olabilir...
:) kirlisakal:
:)
orhan:
aman herşey bi devinim içindeyken
orhan:
herşey bi şeylere dönüşüyoken
orhan:
bastığım yer her şey olabilir yani
orhan:
evrenin başından beri bişeyler olmuş en nihayetinde
:) kirlisakal:
devinim zatın kendisinde değildir, algıdadır..
:) kirlisakal:
evet, mesela hz ademin secde etmediği toprak yokmuş
:) kirlisakal:
o zaman biz hep onun mübarek alnının değdiği yerlere basıyoruz hatta ve hatta allahın affına sığınarak, vücudumuzun en sağlam kaslarının olduğu bir çift lobu utanmadan o topraklara koyuyoruz..
:) kirlisakal:
o zaman neymiş.
:) kirlisakal:
toprağa oturmayacağız :d
orhan:
yav o kadar da kasmaya ne gerek var
orhan:
o çift lob da beyin kadar görevini yapıyo
orhan:
neden abes olcak ya
orhan:
o da alın kadar feyzini alsın topraktan
orhan:
tövbe tövbe
:) kirlisakal:
şimdi abeslik de göreceli bir kavramdır efendim, pislik yemek bize göre abes iken sinek için en güzel şeydir, bir ziyafettir..
:) kirlisakal:
:)
:) kirlisakal:
lakin toprağın bizim makatımızla alıp veremediği bir durum nezdimce yoktur..
:) kirlisakal:
bu yüzden rahatlıkla üzerine oturabiliriz gibi geliyor..
:) kirlisakal:
ama tabi ki dikenlerin ve yatanların olmadığı bir toprak parçası efdaldir..
:) kirlisakal:
kıt kanaatimce..
:) kirlisakal:
siz değerli hocam nasıl düşünürler bu konuda ?
orhan:
bence az da olsa dikenlerin bulunması gereklidir. ola ki o sağlam kaslar duyarlılıklarını yitirp te kalkmama eğilimi gösterirse bizi uyarsınlar
:) kirlisakal:
hmmm..
orhan:
yatanlar konusunda ise şüpheliyim
orhan:
olsa da olur olmasada
:) kirlisakal:
peki hocam dikenler platonik olursa ?
orhan:
ama üstüne oturmamak lazımdır
:) kirlisakal:
nasıl bir ilişki olur ki..
orhan:
pentatonik minör bir ilişki olur
:) kirlisakal:
mesela yatan bir kişinin üzerine platonik olarak oturmak durumu size göre caiz midir yani bunu mu iddia ediyorsunuz ?
orhan:
tabi diken açılmadıkça ilişki kendi içinde büyür majör olur
orhan:
yok yatan bir dikenin üstüne gül koklamak abestir
orhan:
bunu diyorum
:) kirlisakal:
peki g majör gamında c# var mıdır ?
orhan:
yoksa bile .net frameworke yazarız bi class
orhan:
oluverir
:) kirlisakal:
classic akımcılardansınız yani..
orhan:
c# ta olur c++ ta
:) kirlisakal:
peki neskafe klasik mi ? yoksa...
orhan:
kesinlikle
:) kirlisakal:
hemen değerli izleyicilerimizi de bu konuda bilgilendirelim..
orhan:
aslında 3ü bir arada da olurda
orhan:
şimdi 3ü 1 ben yine şeker katıyom
orhan:
millet yuh bu zaten şekerli diye laf ediyo
:) kirlisakal:
peki diğer bir soru 5i bir yerde takmak ve takıştırmayı nasıl karşılıyorsunuz ?
orhan:
bende klasik kullanarak istediğim kadar şekeri lafsız sözsüz atıyom
:) kirlisakal:
:d
:) kirlisakal:
mesela bu konuda tarkanın ünlü bir deyimi var. takmış takıştırmış sürmüş sürüştürmüş, bir efendime sölim rüküşlük bir abeslik kıl oldum abi..
:) kirlisakal:
siz de tarkana katılıyor musunuz ?
orhan:
tarkana katılmıyorum
orhan:
çünkü biliyorsunuz onun atılgan bi kurtu var
orhan:
bende o cinslerden korkarım
orhan:
o yüzden lüzum görmüyorum
orhan:
yani he man ın atılganı olsaydı belki ama
orhan:
kurt seçimi yanlış olmuş bence
:) kirlisakal:
peki bizim kültürel mele man yemeği nasıl yapılır değerli hocam?
:) kirlisakal:
bizi takip eden öğrencilere de buradan bir faydamız olsun
orhan:
ya şimdi 4 yıllık deneyimlerimden sonra hala eve gelip melemenin başka bi yemek olduğunu görünce
orhan:
ben yanlış yönlendirmemek için gençleri susuyorum
orhan:
bıraksın anneleri yapsın
orhan:
yani itiraf edeyim bu yaşıma kadar bi menemen yapamadım ben
:) kirlisakal:
bugün de ben aynısını dedim ama :) valla annem bi melemen yapmıştı
:) kirlisakal:
üzümle de ne güzel oluyo be kardeşim..
isminde geçen top dolayısıyla hafif bir kaypaklık hissiyatı vermekte olan sakal türü.
bir denememin adıdır:
hasat zamanı
yalnızlığın amansız soruları kapladı fikrimin semâsını, bereketli yağmur bulutları gibi... ve yağdıkça çamur, karardıkça nem, aktıkça zaman -ki toprağa biriken pis kan- canlanıyor, renkleniyor tohumları derinlerde saklı binbir çiçek.
bu bir oluşum, devinimi doğanın... iç, soğuk bir battaniye aralığında ürpermeden karşılayamaz baharı. ayrılık bu! yalnızlık... elbet vardır hasat zamanı...
hasat zamanı
yalnızlığın amansız soruları kapladı fikrimin semâsını, bereketli yağmur bulutları gibi... ve yağdıkça çamur, karardıkça nem, aktıkça zaman -ki toprağa biriken pis kan- canlanıyor, renkleniyor tohumları derinlerde saklı binbir çiçek.
bu bir oluşum, devinimi doğanın... iç, soğuk bir battaniye aralığında ürpermeden karşılayamaz baharı. ayrılık bu! yalnızlık... elbet vardır hasat zamanı...
ihtiyacın olduğu halde, elindekini ihtiyacı olan başka bir din kardeşine verip, yokluğa katlanma durumudur, yüce haslettir.
(îsar) kuranda aşağıdaki minval üzere bahsi geçer:
"daha önceden medineyi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir." (haşr suresi/9)
(îsar) kuranda aşağıdaki minval üzere bahsi geçer:
"daha önceden medineyi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir." (haşr suresi/9)
(bkz: kıssa)
tüm şarkıları güzel olan albümlerdendir...
güzel bir paylaşım modeli;
http://kirlisakal.blogspot.com/
http://kirlisakal.blogspot.com/
kadınlar, sevmedikleri adama hiç acımazlar. alexandre dumas fils
bir kimseyi inada kapılmış çekişmeci ve kendi görüşünü beğenmiş görürsen bil ki, onun ziyanı tamamdır. hz. muhammed
tasavvuf, hakk’ın, seni senden öldürmesi ve seni kendisiyle diriltmesidir. cüneyd-i bağdadi
yöneldiğin mahallin her boyutta senin perdelerini kaldırabilecek vasıfta olması gerekir. a.f. yüksel
acı, akıllı adamların hocasıdır. byron
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?