beşinci nesil bilgiç, hoş gelmiştir...
lakin ( #874251 ) entrysiyle pek de hoş karşılanmamıştır.
aslında güzel olan bir şiirin en olmadık yerini copy paste ederse olacağı da budur. onun başı var, sonu var...
sezen aksudan dinlenilesi bi eser, yürek ürpertir, o derece...
hele şurası bitirir adamı:
"ne yardan haber var
artık ne serden vay vay vay vay
göz gözü görmüyor
kardan topraktan
telgraf telgraf hey hey
ayrılıklardan
direkler hu çeker
teller sallanır
hu hu hu"
hele şurası bitirir adamı:
"ne yardan haber var
artık ne serden vay vay vay vay
göz gözü görmüyor
kardan topraktan
telgraf telgraf hey hey
ayrılıklardan
direkler hu çeker
teller sallanır
hu hu hu"
fena hırs yapıp, klavyeyi feci hızlı kullanarak, olmadık kelimeler üretmeme neden olmuş oluşum. yahu arkadaş bi kere birinci olsam bırakacağım, ama yok sıralamada tek haneli rakamlara ulaşamıyorum bile. bırak derece yapmayı, mansiyon ödüllerine bile layık görülemiyorum. yaşasın 1 eylül dünya barış günü!
gitmesi bi yana, entriylerim için oy kullanan yegane insan olması aynı zamanda an itibariyle olmaması bir başka koyuyor insana.
ahanda linki;
http://www.lafcambazi.com/
http://www.lafcambazi.com/
kullanıcıların ekrandaki harflerden kelime türetmeye çalışıp, aldıkları puana göre sıralandıkları yarışma.
en amiyane tabirle; kişinin söylediği, karşıdakinin anladığı.
uslubuyla kırıp geçiren yazar. buyrun bu taraftan;
#875125
#875125
#875126
ermiş olabilir.
#734868
(bkz: makaram sarı bağlar)
50 karakter öncesi;
(bkz: sözlüğe üye olmama vesile olan bilgicin uçurulmasına vesile olmak)
beter bir durumdur ki tanımlanamaz. töhmet, ihtiras, itiraz, dostluk, yamukluk, bela, ah, sevgi, minnet, makara, özlem, imaj, ne lan bu gibi bütün duyguları ayrı ayrı fakat eş zamanlı yaşamanıza sebep olur.
şöyle ki; arkadaşınız, dostunuz, canınız, ciğeriniz, size sözlüğü tavsiye eder. o zamanlar sözlük, mözlük bilmezsiniz daha. girersiniz, bakarsınız, bi bok anlamazsınız. "yok, ben almayayım." dersiniz. "forumlarda takılayım ben. forumda kal formda kal." diye de bi replik uydurursunuz acilen çalmaca.
ama yok, dost kafaya koymuştur bir kere: sizi üye yapacak, "neyleyim sensiz sözlüğü" der. siz ısrarla: "yok ben anlamıyorum bundan. bu abakazlar, gebakazlar ne? dersiniz. o ısrarla, "çok basit şeyler, zamanla öğrenirsin." der.
e ben durur muyum? nihayetinde sözlüğe üye olurum. daha taze bir bilgiçken her şeyi hiç üşenmeden defalarca anlatır. buraya bir mim koyup, hakkını yememek lazım. zira büyük bir sabır sınavından geçer aynı zamanda, çünkü idrak yoksunuyumdur. abkz,bkz, gbkz, spoiler... her defasında yanlış yaparım, her defasında silinir, her defasında: "acaba neden neden?" diye sorarım, her defasında anlatır, her defasında yanlış yaparım...
yani bu uçan kişi: "yahu bu mal, sözlük bunu kazansa ne olur, kaybetse ne olur?" demedi. neden: bilgi sözlük kazansın istedi. niçün? bilgi sözlük içün. ne adına: bilgi adına...
sonra yıllar oldu günler geçeli. taze bilgiç büyüdü, serpildi, gelişti. ama bu demek değildi ki başlık açmada hatasız bir kul idi. en nihayetinde açtığı başlıklardan biri hata kodu verdi. dost kişisi bunu düzeltmek istedi. doğru olana yönlendirdi. başlık düzeltildi, ama onun yönü silindi. yönsüz kaldı. sonrasında bi toz, bi duman, bi bulutlar...
yani tamam o lanet olası baş başlığı doğru bir şekilde açmam lazım gelirdi. ama bu benim sorunum değil. hayat yine bir suçlu arıyorsa kendine; recaizade mahmut ekrem ne güne durmakta. hem cevap hakkıda yok. sonuçta o başlığı açmama o sebep teşkil etti. olmadı bihruz bey var üzerine suç atılacak ki yedekte beklemekte. hem o zibidinin teki. ne desek kabul eder.
aslında ben bu dostun uçurulması olayını, zamanın birinde bana ettiği bedduayla da ilişkilendirdim.(bkz. #840312)
hani sormuşlar ya bedduaya: "nereye gidiyorsun böyle?" diye. o da cevap vermiş: "çıktığım yere." bak gerçekmiş işte.
şaka bi yana da, bunca emek, bunca gayret... yazık günah...
(bkz: sözlüğe üye olmama vesile olan bilgicin uçurulmasına vesile olmak)
beter bir durumdur ki tanımlanamaz. töhmet, ihtiras, itiraz, dostluk, yamukluk, bela, ah, sevgi, minnet, makara, özlem, imaj, ne lan bu gibi bütün duyguları ayrı ayrı fakat eş zamanlı yaşamanıza sebep olur.
şöyle ki; arkadaşınız, dostunuz, canınız, ciğeriniz, size sözlüğü tavsiye eder. o zamanlar sözlük, mözlük bilmezsiniz daha. girersiniz, bakarsınız, bi bok anlamazsınız. "yok, ben almayayım." dersiniz. "forumlarda takılayım ben. forumda kal formda kal." diye de bi replik uydurursunuz acilen çalmaca.
ama yok, dost kafaya koymuştur bir kere: sizi üye yapacak, "neyleyim sensiz sözlüğü" der. siz ısrarla: "yok ben anlamıyorum bundan. bu abakazlar, gebakazlar ne? dersiniz. o ısrarla, "çok basit şeyler, zamanla öğrenirsin." der.
e ben durur muyum? nihayetinde sözlüğe üye olurum. daha taze bir bilgiçken her şeyi hiç üşenmeden defalarca anlatır. buraya bir mim koyup, hakkını yememek lazım. zira büyük bir sabır sınavından geçer aynı zamanda, çünkü idrak yoksunuyumdur. abkz,bkz, gbkz, spoiler... her defasında yanlış yaparım, her defasında silinir, her defasında: "acaba neden neden?" diye sorarım, her defasında anlatır, her defasında yanlış yaparım...
yani bu uçan kişi: "yahu bu mal, sözlük bunu kazansa ne olur, kaybetse ne olur?" demedi. neden: bilgi sözlük kazansın istedi. niçün? bilgi sözlük içün. ne adına: bilgi adına...
sonra yıllar oldu günler geçeli. taze bilgiç büyüdü, serpildi, gelişti. ama bu demek değildi ki başlık açmada hatasız bir kul idi. en nihayetinde açtığı başlıklardan biri hata kodu verdi. dost kişisi bunu düzeltmek istedi. doğru olana yönlendirdi. başlık düzeltildi, ama onun yönü silindi. yönsüz kaldı. sonrasında bi toz, bi duman, bi bulutlar...
yani tamam o lanet olası baş başlığı doğru bir şekilde açmam lazım gelirdi. ama bu benim sorunum değil. hayat yine bir suçlu arıyorsa kendine; recaizade mahmut ekrem ne güne durmakta. hem cevap hakkıda yok. sonuçta o başlığı açmama o sebep teşkil etti. olmadı bihruz bey var üzerine suç atılacak ki yedekte beklemekte. hem o zibidinin teki. ne desek kabul eder.
aslında ben bu dostun uçurulması olayını, zamanın birinde bana ettiği bedduayla da ilişkilendirdim.(bkz. #840312)
hani sormuşlar ya bedduaya: "nereye gidiyorsun böyle?" diye. o da cevap vermiş: "çıktığım yere." bak gerçekmiş işte.
şaka bi yana da, bunca emek, bunca gayret... yazık günah...
herkesten farklı olmanın yollarından biridir, sadece biri.
ama sarfedilmesi sakıncalıdır, insanın kendi nefsani duygularını ön plana çıkarır ki, bi de bakmışsınız freud amcanın en aşağı grubuna dahil olmuşsunuz. uzak durun.
ama sarfedilmesi sakıncalıdır, insanın kendi nefsani duygularını ön plana çıkarır ki, bi de bakmışsınız freud amcanın en aşağı grubuna dahil olmuşsunuz. uzak durun.
sigara içen milletin bunu pek umursadığını sanmıyorum. lavabo ne güne durmakda. bre arkadaş ben bu mereti getiriyorum, sigarayı içen arkadaş külünü boşaltıyor güzel de izmaritini hiç üşenmeden kalkıp, mutfağın -mutfağın bi de bak- lavabosuna atıyo. onlarda hobi olan bu davranış bozukluğu, bende fobiyi geçti, cinnetlere falan varıyo.
bu tip insanları lavaboya atıp o süzgeçten geçmesini sağlamak lazım gelir.
bu tip insanları lavaboya atıp o süzgeçten geçmesini sağlamak lazım gelir.
(bkz: 1 000 000 ncu entry)
pek sevgili hocam bana: "urdu dili ve edebiyatı oku." diye öneride bulunduğunda böyle bir dilin varlığından haberim olmuştu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?