confessions

kaliban

- Yazar -

  1. toplam entry 75
  2. takipçi 8
  3. puan 5141

1987 efsane istanbul kışı

kaliban
Yaşı 35-40'ın üzerinde olan, 1987 mart ayını İstanbul'da geçiren, her kar tutkunu insanın hayatı boyunca unutamayacağı, hava delileri için efsane olarak adlandırılan bir kış mevsiminde , hem de uzun yıllar tekrarlanması çok zor olan mart ayında geçen ve üstelik hayatı felç eden, aralıksız yaklaşık 15 gün süren kar yağışının hikayesi...


4 Mart 1987 gecesi meteorolojinin 9 derece sıcaklık tahmini yaptığı İstanbul, beklenmedik bir şekilde o gece sıcaklığın -5 dereceye kadar düşmesiyle, günlerce sürecek yoğun bir kar yağışıyla tanışmıştı...Sabah gözünü açanlar neye uğradığını şaşırmıştı...Okullar yaklaşık iki hafta boyunca kar tatili yapacaktı...
görsel ekle butonu çalışmadığı için img'yi kullandım, yazı çok uzun olmasın diye bu kaynaktan bütün arşive ulaşabilirsiniz
http://www.forumatmosfer.com/konu-istanbul-un-meshur-mart-1987-kisi.html



sevgiliden geriye kalanlar

kaliban
Annesinden kalan bir biblo, anlatayım.
Vakti zamanında "ciddi düşünebilirim "dediğim bir ilişkim olmuştu, ciddi dediysem de "21" yaşında ne kadar olabilirse, o kadar ciddi bir ilişki...
hanım kızımızın ailesi ilişki konularında biraz dar görüşlü ve hatta belki de tamamen kapalı görüşlü diyebileceğimiz bir düşünce yapısına sahipti. Bu nedenden dolayı kırıldık, döküldük ve ayrı düştük. Şehir değiştirip üniversitesini okumaya gitti, geriye " bunu sakın atma, hep sakla e mi ?" Diye rica ettiği, annesinin de ona aynı şekilde tembih ettiği bir küçük biblo kaldı. Tam 7 sene olmuş sözlük, bana sorarsanız upuzun, evrene sorarsanız lafı bile edilmeyecek tam yedi sene... o biblo halen daha sardığın ipek kumaşın içinde duruyor hiç merak etme. Sevgimden olmasa da yaşanmışlıklara olan saygımdan.
Ve eğer olur da buralarda isen, haberin olsun senin üniversiteyi okumak için gittiğin şehire taşıdım evi, emanetin de benimle birlikte 5 ev değiştirdi bugüne kadar

fi dizisi

kaliban
azra kohen sarızeybek'in fi- çi -pi üçlemesinden uyarlanan internet dizisi. başlığı aradım ama bulamadığım için açtım.
kitapları okumadım o yüzden karşılaştırma yapamayacağım ancak dizi internet dizisi olduğundan dolayı televizyondakilere göre daha cesur. izlenme korkusu gütmediklerinden dolayı da klasik müzik, dans gibi konulara da bol bol değiniyorlar (malum böyle şeyleri türk tv izleyicisi genelde tutmaz)
kısacası ben diziyi sevdim ancak arza kohen denen kadını şu videosundan dolayı hiç sevmedim, multi egoist birisi !

bilemiyorum altan

kaliban
çok kullanıyorum, kız erkek fark etmeksizin kullanıyorum hemde. bazen yeni tanıştığım insana bile ''bilemiyorum altan'' diyorum, bilmeyenlerin yüzlerindeki ifadeyi siz düşünün ahhaah, bilenler ile sohbet tadından yenmez

sevgili milena'ya mektuplar

kaliban
Az önce okumaya başladığım kitap/ mektuplar dizisi. Kafka ile milena arasında geçen mektuplaşmadan sadece kafka'nın yazdığı 500'e yakın (3 yıllık) mektuptan oluşuyor. Mektupları yayınlayan kişi Milena'nın yakın bir arkadaşı olan Willy Hass diye birisi. Çok uzun bir entry olmasın diye spoiler ile kısaltıyorum üzücü detaylar için tıklayabilirsiniz.
Franz Kafka'nın anadili Almancaydı, Almanca yazardı yazılarını. Milena, Kafka'nın değerini daha o zaman anlamış, bunları Çekçeye çevirmeye başlamıştı. Tanışmaları bu yüzden oldu.

1920 yılında, Kafka ciğerlerinden hastalanmış, Meran'da dinleniyordu. Milena Viyana'daydı.

Birbirlerini görmeden mektuplaşmaya başladılar; dostça başlayan mektuplaşmalar kısa bir süre sonra tutkulu bir sevgiye döndü. Aslında bu sevgi yalnız mektuplarda kaldı. (Kierkegard ya da Werther'in sevgisi gibi.) Üç yıl sürdü mektuplaşmalar; iki ya da üç kez buluşabildiler. Kafka bir sürü iç çatışmalar, bunalmalar içindeydi. Her buluşmadan sonra büyük bir günah işlemiş sanır, suçlu görürdü kendini; tiksinir, üzülür gene de özlerdi.

Milena o sıralarda evliydi; Kafka da nişanlıydı. (Kafka bir kızla iki kez olmak üzere üç kez nişanlanmıştır.) Ama çok sonraları bambaşka bir kızla, Dora Dymant adında bir Yahudi kızıyla evlendi. Kafka'nın son günleri Milena gibi yalnız geçmedi; çok hastaydı, ama gözünün içine bakan karısı Dora vardı yanında, bir de arkadaşı Dr. Klopstock. Acıları dayanılmaz duruma gelince, doktorun kendisine verdiği sözü anımsatarak şu sözleri söylemişti Kafka; "Çektirme, öldür beni, öldürmezsen katil sayılırsın."

Milena soylu bir Çek ana babadan geliyordu. Yurdu için dövüşen büyükbabasını Almanlar kurşuna dizmişti. Kocasıyla mutlu değildi.
-
Bu mektupları Milena 1939 yılında W. Hass'a vermiştir. Hass'ın dediğine göre, tarihsiz mektupların bir düzene konulması çok zor olmuş. Ne yazık ki, Hass mektuplarda okunabilecek şekilde karalanmış satırları almamış kitaba, yaşayan kişiler üstüne yazılan bölümleri de çıkartmıştır. Arada bir iki mektubun eksik olduğunu da bir yere bağlanmayan, havada kalan tümcelerden anlıyoruz; bu eksik mektupları Milena vermemiş olacak. Ne yazık ki, Milena'nın Kafka'ya yazdığı mektuplar yok elimizde, ne olduğu bilinmiyor bu mektupların. Milena sonradan kocasından ayrılmıştı, "Hitler yıllarında" Yahudi dostu diye onu toplama kampına aldılar. 17 Mayıs 1944'te - özgürlüğe kavuşamadan - öldü.

kedilerin gariplikleri

kaliban
Benimkisi, veterinerin dediğine göre bana aşıkmış, uyurken kapıyı bile kapattırmıyo( bağrınıyo ) bir iki defa, gece uykum bölününce karşıma geçmiş beni izlerken yakaladım, kalktığımı fark edince de sinsi sinsi uzaklaşıyo

hiç tanımadığın biriyle dertleşmek

kaliban
Ben bunu bir ara sıklıkla yapardım, tanımadığım insanlara mesaj atıp dertleşirdim sağolsunlar onlarda derdime ortak olup hem dinler hem de nezaketle karşılık verirlerdi. Bunu sadece bir kaç saat yapar sonra birbirimizi silip hayatlarımıza devam ederdik. Geçenlerde birine "konuşalım mı canım sıkıldı" yazdım, "benim sevgilim var" yazdı, delimidir nedir !

vajina

kaliban
"Meme" demenin edepsizlik kabul edildiği bu toplumda, vajina kelimesinin ağıza alınması tabi ki de ayıplanacaktır, ne bekliyorsunuz. Arkadaşlar kendinize gelin, vajina kutsal bir organdır, can verir, hayatın kaynağıdır. Hiçbirinizi babanız doğurmadı. Benim annem de kadın
(bkz: memeye göğüs demek)

meme: organ
göğüs: vücudun ön üst bölgesi
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol