id est

(bkz: firavun sünneti)

mahkeme kararıyla engellenen site.

her ne kadar haksız da olsalar, sikten götten bir düşünceyi de savunsalar-bana göre sikten götten bir düşünce- özgürlükleri kısıtlandığı için gerçekten üzüldüğüm sitedir.
dibine not: oldu olacak internetin fişini çekin kurtulalım. balinaların çiftleşme döneminde kesilen bir net veriyorsunuz zaten. onu da ikide bir kapatıyorsunuz. ne anladım bu sik-i$ten.

edit: anlamayanlar için lafın tamamını voltaire ne güzel söylemiş.
"düşüncenizden nefret edebilirim fakat onu savunma hakkınızı ölümüne savunurum"

(bkz: kadın sünneti)
(bkz: firavun sünneti)

joan baez - commandante che guevara

orhan gencebay’ın intiharlık parçası. aman diyim.

yazıklar olsun, yazıklar olsun
kaderin böylesine, yazıklar olsun
herşey karanlık, nerde insanlık
kula kulluk edene yazıklar olsun.

batsın bu dünya, bitsin bu rüya
ağlatıp da gülene, yazıklar olsun
dolmamış çileler, yaşanmamış dertler
hasret çeken gönül, benim mi olsun..

ben ne yaptım, kader sana
mahkum etti, beni bana
her nefeste, bin sitem var
şikayetim yaradana, şikayetim yaradana.

şaşıran sen mi yoksa ben mi, anlayamadım
öyle bir dert verdin ki, kendime gelemedim
çıkmaz bir sokaktayım, yolumu bulamadım
of...of...of...of...of...of..of..of.....

ben mi yarattım, ben mi yarattım
derdi ızdırabı, ben mi yarattım
günah zevk olmuşsa, vefa yorulmuşsa
düzen bozulmuşsa, ben mi yarattım.

batsın bu dünya, bitsin bu rüya
aşksız geçen ömrüme, yazıklar olsun
dolmamış çileler, yaşanmamış dertler
hasret çeken gönül, benim mi olsun.

ben ne yaptım, kader sana
mahkum etti, beni bana
her nefeste, bin sitem var
şikayetim yaradana, şikayetim yaradana.

şaşıran sen mi yoksa ben mi, anlayamadım
öyle bir dert verdin ki, kendime gelemedim
çıkmaz bir sokaktayım, yolumu bulamadım
of...of...of...of...of...of..of..of.....

hayatta yerine göre duyabileceğiniz en sikik kelime öbeğidir.
cümle içinde kullanalım;

-ya kanka şu kestane saçlı hatun yok mu. bitiyorum ona. o kadar şeker gözleri var ki. o kadar masum bakıyor ki.
-ahah.. ben siktim lan onu.
-?!?(bkz: batsın bu dünya)

aşkın pazarında,
*mlar satılır,
satarım *mımı,
alan bulunmaz.


ahlak öldü deyu,
sala verirler,
ölen akıl imiş,
ahlak ölmez.

cezmi ersöz tarzı yazı yazabilmek için geniş alan. saplantılı kişilikler için ağlama sebebi. azıcık umarsız insanlar "sikeyim şehrin alayını" diyerek gayet mutlu bir şekilde, depresyona girmeden yer değiştirebilmektedir. çiçek miyiz lan biz yerimiz değiştirildiğinde solalım. köküm yok bişeyim yok. tohumumu alır giderim buradan.
hamiş: sırf bu yüzeyselliği yüzünden tohuma kaçacak id est bu gidişle. neyse.

bütün şebelek insanlar bu burçtandır. gerekli gereksiz güler, ota boka mutlu olurlar. oturup duvara bakıp hayal kuranlar da yine bu burçtandır. herşeye rağmen yay olmaktan gurur duyarlar, gurur duyarım.

(bkz: qualinesti)

kieslowski tarafından beyazperdeye hediye edilen, müziklerini büyük insan, ulu varlık, bilge kişi zbigniew preisner’in yaptığı sanat şaheseri üçlemedir. ve her birinde ayrı bir temayı işler.
yapım sıralarıyla verecek olursak;
bleu(mavi)(1993)(hürriyet)
blanc(beyaz)(1994)(eşitlik)
rogue(kırmızı)(1994)(kardeşlik)

-----------------------------spoiler----------------------------:
biraz dikkat ederseniz son film olan rogue’nin son sahnesinde ufak bir sürpriz var. lan kieslowski çok çakalsın demiştim ilk gördüğümde.
-----------------------------spoiler----------------------------

histerinin gözlerden süzüldüğü anın resmidir belki de. gözlerin resmen küfrettiği imgeler bütünü. hayata gözleri son kapatıştan önceki kopuk şerit. herkesin aksatmadan yapmak zorunda kaldığı kadim ayin. ölüm.

(bkz: sarap)
(bkz: yalnizlik)

ikisi de birbirinin en iyi katığı değil mi acaba?

çok zekidirler. diğer insanlardan daha özel yaratılmı$lardır. aslında bu insanların dışındaki yaratıklar toptan itlaf edilmelidir. ne gerek var canım. tehlikenin farkında değilsen ne sikime yaşıyorsun.

adamı zorla küfrettiriyorlar ya!

(bkz: basına yansımasaydı iyiydi)

dinin icazet verip vermediğini umursayanlar için;

allah resulu şöyle buyurur:

"cinsel organıyla oynayan bir millete allah azab etmiştir."

"elini nikahlayan mel’undur"

"elle boşalan lanetlidir"

ha ben yapıyor muyum? yapıyorum. ve hatta *mına bilem koyuyorum.
edit: bunları yazdık diye etiket de yedik ya. hadi hayırlısı.

dengesizliğin ve arıza olmanın prim yapması sebebiyle pek bir beğenilen filmdir. bütün hatunlar clem gibi olmak ister. bütün er kişiler de joel gibi. filmde bir tek şey hoşuma gitmiştir o da serin bir sonbahar akşamında bir köpeğin sizi kovalaması tadı veren barker bradford $aheseri oh my darling clementine’dır.
sözleri yamulmuyorsam $öyleydi;
oh my darling oh my darling
my darling clementine
you will lost and gone forever
dreadfull sorry clementine.

imamın sülalesiyle alakalı çeşitli eğilimlerinizin artmasına sebep olan durumdur. halbuki imamın ne suçu vardır. garibim sadece görevini yapıyordur ama o anki sinir katsayısı bireyde ne akıl bırakır ne izan. tabi bunda jenna hanımefendinin de rolü büyüktür.

baskın azınlığın kendilerine yaradığı sürece pek bir sevdikleri yönetim rejimi. halbuki bizi yemeseniz. baştan aristokrasi deseniz de biz de bu kadar kafa yormak zorunda kalmasak cicim.