dallas ile 3 yıllığına anlaşmış oyun kurucu. eski günlerinden çok uzakta. muhtemelen 3 yıl dolmadan emekli olduğunu ilan edecektir.
dünyada ne olup bittiğinden habersiz, son derece aptal, insanlar sürüsünü oluşturan bireylerdir.
(bkz: overrated)
juventus tarihinin en çok forma giymiş (583) ve en çok gol atmış (254) futbolcusu.
yeni anlaştığı diyarbakırspordan, lig daha başlamadan ayrılan teknik direktör.
nba hakemlerinin yıldız oyuncuların yaptıklarına göz yummasından en fazla yararlanan oyuncu. "çalınmayan hatalı yürüme" diye bir istatistik olsa, lebron kesinlikle açık ara önde olurdu. bu arkadaş toplam 3 kez topu yere vurarak kendi potasının altından rakip pota altına ulaşmayı başarabilmektedir ne hikmetse. (nbade sahaların fiba sahalarından büyük olduğunu düşünürsek bir driblingde kaç adım birden attığı daha iyi anlaşılabilir.) bunlara bir de çalınmayan fauller eklenince iyice tadı kaçıyor işin. bu sezon oynanan phoenix maçında, jason richardson bomboş pozisyonda 360 smaç yapacakken, lebronun arkadan freni patlamış kamyon gibi gelip, topa hiç dokunmadan richardsonun iki koluna birden baltayı indirerek smacı engellemesi, istatistiklere faul yerine, blok olarak geçmesinin yanında, nba tvnin en iyi 5 hareketine 2. sıradan girmeyi de başarmıştır.
nbain işi ticarete döküp, yıldız oyuncuları yüceltip, onları birer kahraman haline getirmesi anlaşılır olsa da, maç içinde hakemlerin de kendilerine bu şekilde davranmasının zevkimizin içine ettiğini bir gün fark ederler inşallah. anladıklarında, aynı yıldızlara olimpiyatlarda faul ya da hatalı yürüme çalındığında, belki daha az "noluyo ya" şeklinde sağa sola bakar lebron,kobe ve diğerleri.
nbain işi ticarete döküp, yıldız oyuncuları yüceltip, onları birer kahraman haline getirmesi anlaşılır olsa da, maç içinde hakemlerin de kendilerine bu şekilde davranmasının zevkimizin içine ettiğini bir gün fark ederler inşallah. anladıklarında, aynı yıldızlara olimpiyatlarda faul ya da hatalı yürüme çalındığında, belki daha az "noluyo ya" şeklinde sağa sola bakar lebron,kobe ve diğerleri.
yaptığı transferlerin amacının, sportif başarıdan ziyade, "real madrid dünyanın en büyük kulübüdür ve istediği futbolcuyu alır." imajını yayma olduğunu düşündüğüm kulüp; zira başarısız gibi göründüğü dönemlerde bile ispanyada şampiyon olmuş (2007 ve 2008) ve en kötü ihtimalle şampiyonlar liginde çeyrek final oynamış bir futbol takımına sahipler. bu sene bütün kupaları da alsalar veya takım kimyasını oturtamayıp başarısız da olsalar, geçen sezon boyunca "barcelonanın akşam maçı var, süper futbol oynuyorlar!" diyen futbol tutkunlarının dikkatlerini kendi üzerlerine çekebilmeyi çoktan garantilediler.
okan bayülgenin diğer programlardan seçip, dalga geçtiği ve eleştirdiği bütün saçmalıkları kendi programında da tekrarladığı, türkiyede televizyonda seyredecek hiçbir şey üretilemediğini gösteren program. kendisi 90lı yılların başında bu tarz bir programla işe başlasaydı, muhtemelen 4 hafta sonunda kimse seyretmediği için işinden kovulurdu.
nba tarihinin ve la lakersın sembol oyuncularından biridir. 1979 yılında adım attığı nbade 12 kez allstar, 3 kez en değerli oyuncu, 3 kez finallerin en değerli oyuncusu, 2 kez allstar maçı en değerli oyuncusu, 9 kez de nba en iyi beşine seçilmiş; 5 kez de şampiyonluk yaşamıştır. nba tarihinin maç başına en çok asist yapan oyuncusudur (11.19). aids hastalığı sebebiyle 1991 yılında bıraktığı basketbola 1995 yılında 36 maçlığına geri dönse de, ilelemiş yaşı ve hastalığı basketbola devam etmesine engel olmuştur. dünyada basketbolun sevilmesinde rol oynamış en önemli kişilerden biridir.
nbain gördüğü en yetenekli uzun oyunculardan biri. 1993 nba draftında 1. sıradan orlando magic tarafından seçildikten sonra bu takımın formasını hiç giymeden golden statea yollanmıştır. sadece 1 sezon geçirdiği bu takımda tutturduğu 17.5 sayı ve 9.1 ribaund ortalamaları onun yılın çaylağı seçilmesine yetmiştir. daha sonra sırasıyla washington, sacramento, philadelphia, detroit ve sadece 9 maçlığına tekrar golden state formalarını giymiştir. 5 kez allstar, 1 kez de en iyi nba beşine seçilmiştir. pota altı oyuncularında çok nadir görülen bir parmak hassasiyetine ve oyun zekasına sahip olması, onu çok özel ve seyretmesi zevk veren bir oyuncu yapmıştır. kariyerinin sonunda doğduğu kent olan detroite son bir şampiyonluk umuduyla, eski arkadaşı rasheedin yanına gelse de umduğunu bulamamıştır. 4 numaralı forması sacramento kings tarafından emekli edilmiştir.
yıllar önce kendisi hakkında birisinin ortaya attığı "kendini futbola verse şöyle olurdu böyle olurdu." lafını, nedense yıllarca oynadığı futbola bakılmaksızın, herkesin tekrarlaya tekrarlaya şehir efsanesi haline getirdiği eski futbolcu. kanımca kendisi ortaya koyabileceği performansın büyük bir bölümünü bizlere izlettirmiş ve çıkabileceği en yüksek noktaya çıkmıştır. geri kalan tüm muhabbet, "bizim oğlan çok zeki ama çalışmıyor" diyerek, kapasitesi sınırlı çocuğunun başarısızlığına kılıf bulan veli davranışından farksızdır.
teknik direktörü mehmet özdilekin, takımdaki futbolcuların geçen seneye ait alacakları ödenmediği gerekçesiyle kampa katılmadığı kulüptür. yıllardır parasızlık ve ilgisizlikle boğuşan kulübün tek kurtuluşu, şehrin en güzel sahillerini parselleyip oteller açan rus işadamlarının kulübü satın alması gibi görünmekte maalesef. (bkz: telman ismailov)
antalya şehir merkezinin yaklaşık 40 km doğusunda bulunan kundu bölgesine 1 milyar doların üzerinde para harcayarak "mardan palace" adlı oteli yaptıran azeri asıllı rus işadamı. açılışa monica belluci, richard gere, mariah carey, sharon stone gibi ünlüler para karşılığı katılarak otelin reklamına katkıda bulunmuşlardır.
rezalet geçen 2008-2009 sezonunun ardından beklenen hamleleri yapmaya başlamış nba takımı. sezon sonu itibariyle free agent olan ben gordon ve charlie villanueva ile anlaşmaya varan detroit, koç olduğu bile tartışılan michael curry ile de yollarını ayırdı. yeni koç için avery johnson ve doug collinsin isimleri geçmekte.
35 milyon euro bonservis bedeli karşılığında lyondan real madride transfer olmuş fransız futbolcu. bu transfere bakarak real madridin kaka ve ronaldo için ne kadar lüzumsuz paralar ödediği daha kolay anlaşılabilir; zira benzema henüz 22 yaşında ve kanımca ronaldo ve kakadan daha aşağı bir futbolcu kesinlikle değil.
galatasaray’ın lyon takımından transfer ettiği, 1981 doğumlu, fildişi sahilleri vatandaşı futbolcu.
normal kolanın aksine, tadı markadan markaya çok da değişmeyen içecek.
kendisi için gidebileceği en uygun takım portland gibi görünmektedir, zira miami heatin tek bildiği topu wadee verip birşeyler yapmasını beklemek; toronto ise avrupa basketboluna yakın bir sistem oturtmak üzereyken henüz 2 sene önce yılın koçu seçilmiş koçunu kovarak tamamiyle dağınık bir takım haline döndü. işin diğer tarafından bakarsak, 30 yaşına gelmiş bir oyuncu "yerim sistemini takımını, kim fazla para verirse orda oynarım." mantığı da güdebilir hatta gütmelidir de.
yenildiği her maçtan sonra abuk sabuk konuşmayı adet edinmiş antrenör. genelde futbol camiasının içinde görmeye alıştığımız bu tarz adamlar, basketbolda azınlıkta olduğu için basketbolumuz kulüp takımları ve milli takımlar düzeyinde futbolumuzun çok önündedir. antrenörlüğüne kimse laf edemez o ayrı ama insan bu adamın aydın örs ve oktay mahmutiyle aynı ekolden gelmiş olduğuna inanamıyor.
bilgi namına hemen hemen hiçbir şey bulamayacağınız lafta sözlük. yazarlar sürekli birbirleriyle kavga etmektedir. en çok ilgi gören entryler okunduğunda yazarların kalitesizliği daha iyi anlaşılıyor zaten.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?