guz

kendi hayatlarında ev temizlemek , yemek yapmak,örgü yada dantel örmek kadın programları izlemek dışında pek bir aktiviteleri olmadığı için komşularının yaşamlarını izlemeye başlarlar izlemek yetmez yeni bir aktivite sayarak bunları kendi türlerine enlatmaya başlarlar bu onlar için o kadar büyük bir etkinliktir ki aldıkları zevki artırmak için birazda kendilerinden birşeyler katıverirler aralara. aslında kötü bir niyetleri olmadığını düşünsekte genel olarak tehlikeli teyzelerdir. ve onlardan kaçış yoktur...

her nasıl olursa olsun kesinlikle evlendiğiniz erkek onlardan biri olamayacaktır...

eşyayı karıştırtan his şüphe ise bence bunun düşünüldüğü anda ayrılınması gerekir. kaldıki insanın güvenmediği insanı sevmeside bence pek olası değildir...

gitme vakti gelmişse...
gemi kalkıyorsa...
dur demenin bir anlamı kalmamışsa...
sus...
susmak ki en büyük çığlıktır...
sus ve acını kendine sakla...
o an farketmese bile
vakti geldiğinde o çığlığını duyacaktır...
artık seni acıtmayan çığlığın
belki birgün
onun kulaklarında durmadan uğuldayan bir ses olacaktır...

es es es ki ki ki eski eski es...

antalya

çiğnediği sakızı masanın altına yada oraya buraya yapıştıran insan türünden daha düşüncelidir.kendi saçlarını başlarını tehlikeye atsalar da başka birisinin bu sakıza yapışıp başına bela olmasını engellemiş olurlar.

vakit: işte o adam...
(bkz: danıştaya yapılan saldırı)

günün birinde bu basım basım bastırılmış duygular bastırılan yerde yer kalmamasından ötürü patlayacaktır. ki bu kızların o anlarına denk gelinmemeleri şiddetle tavsiye edilir.

son yıllarda moda olmuş siyah üzeri kahve çizlileri olan mobilya kaplama malzemesi.asil göründüğü kadar iç karatıcıdırda...

çocukluğumda annemin en büyük üzüntü sebebini ortaya çıkartan soru cumlesi.istisnasız ve hiç düşünmeden verdiğim cevap - babamı...oluyormuş

ayrılık sebebinde hatalı tarafsanız muhtemelen konuşmadan konuşacak söyleyecek birşey bulamadan telefonun mevzubahis eski sevgilinin yüzüne kapatılması ile sonuçlanacak hadise.

indirelim indirmesinede aradan çıkacak gün pazar falan olursa vay halimize...

adile naşit’in gülüşleriyle şenlenen filmlerdir...

mucuk mobilya (şaka gibi ama var böle bi şirket ya)

"benimle dans edermisin" yarışmasını izlerken ara ara tan sağturk’ü çekemediğini düşündürten şahıs.

eskilerin söylediği bi laf vardır aklıma onu getirdi. - sallandıracaksın bikaçtanesini meydanda bak bidaha yapabiliyolarmı-

filmlerinden gördüğüm kadarıyla yakışıklı fakat donuk suratlı,güzel konuşan fakat sıkıcı erkekler gibi bir imaj yaratmışlar bende.

bir cümle içinde ancak bu kadar çok anlam barındırabilir.söyleniş tarzı farketmez bu cümleyi duyduğunuz an
-birde bana bak gün geçtikçe zayıflıyorum tığ gibi oldum
-böyle giderse birkaç seneye kalmaz yuvarlanarak ilerlemeye başlarsın
-hiç yakışmamış hiç
-iğğrenç olmusun
-spora falan başlasana belki işe yarar zor ama
...gibi birçok cumleyi duymuş gibi olursunuz

ortalığı telaşa vermemek gerekir
ki muhtemelen geçici bir durumdur...
geçmediği durumlarda kilo yapar, sinir stres yapar...ne diim allah bıraktırmasın...