vahşeti haketmeyen canlıdır.
hızlı ve kesin bir müdahale ile etkisiz hale getirilebilir.
kurtuluş mücadelemizde büyük yararlılıklar gösteren öğretmenlerimizdendir.
ön not: tarihlerin bir kısmı hicri olarak verilmiştir. çok merak edenler 584 eklesinler.
öğretmen yusuf ziya 1301 yılında yalova akköy’de doğmuştur. babası osman çavuştur. ilk öğrenimini yalova’da bitirdikten sonra ulumu arabiye tahsili yapmış ve istanbul’da karamustafa paşa medresesinden icazetname almıştır. ayrıca hukuk tahsili yapmış ve tarih,coğrafya, lisanı osmani öğretiminde altı yıl bulunmuştur.
hukuk ikinci sınıfta iken seferberlik ilanı üzerine yedek subay olarak erzurum cephesinde görevlendirilmiştir. 1.dünya savaşının sonuna kadar ordu hizmetinde bulunmuş, 21 haziran 1916’da teğmenliğe terfi etmiştir. 13 kasım 1919 tarihinde yalova merkez erkek ortaokulu baş öğretmenliğine tayin edilmiş,yunan işgaline kadar bu görevde kalmıştır. işgalden sonra yalova’nın kabaklı köyündeki milli teşkilatın başında bulunan kaymakam demir hulisi bey kuvvetlerine katıldıktan sora yalova milli taburunun 2.bölük komutanlığında vazife görmüştür. yalakdere ve havalisindeki muharebelere katılmıştır. kurtuluş savaşı hatıralarından ayrılamayarak kendi isteği ile 20 mart 1338’de kabaklı köyü öğretmenliğine atanmıştır.12 mayıs 1338 de tekrar silah altına alınarak kayseri’de alay komutanlığı yaverliğinde bulunmuştur.
bu sıralarda yeni bir emirle elcezire hattına tayin edilmiş, burada vazife görmüştür. savaşlarda gösterdiği başarılardan dolayı istiklal madalyasi ile taltif edilmiştir. 1923 haziranına kadar orduda vazife gördükten sonra terhis edilerek karamürsel’in fevziye köyü öğretmenliğine atanmıştır. sonradan kendi isteği üzerine 1923 yılının kasım ayında çınarcık köyüne öğretmen tayin edilmiştir. yunan işgali sırasında yanan merkez okulunun yeniden inşası ile 1924 yılında bu okulun başöğretmenliğine tekrar tayin olmuştur. başarılı çalışmalarından dolayı 24.04.1930 tarihinde yalova mana tayin edilmiştir. maarif memuru olduğu tarihlerde yalova dışında birer öğretmenli beş köy okulu bulunuyordu. bunlar kabaklı elmalık, gacık, akköy ,çınarcık ilkokullarıdır.
1935 yılına kadar yalova maarif memurluğunu sürdüren yusuf ziya bey 1936 yılında hastalandığından dolayı kendi arzusu ile istanbul 22.ilkokul başöğretmenliğine tayin edilmiştir. 1938 yılının 3 haziranında görevi başında iken kalp sektesinden hayata gözlerini kapamıştır.
ön not: tarihlerin bir kısmı hicri olarak verilmiştir. çok merak edenler 584 eklesinler.
öğretmen yusuf ziya 1301 yılında yalova akköy’de doğmuştur. babası osman çavuştur. ilk öğrenimini yalova’da bitirdikten sonra ulumu arabiye tahsili yapmış ve istanbul’da karamustafa paşa medresesinden icazetname almıştır. ayrıca hukuk tahsili yapmış ve tarih,coğrafya, lisanı osmani öğretiminde altı yıl bulunmuştur.
hukuk ikinci sınıfta iken seferberlik ilanı üzerine yedek subay olarak erzurum cephesinde görevlendirilmiştir. 1.dünya savaşının sonuna kadar ordu hizmetinde bulunmuş, 21 haziran 1916’da teğmenliğe terfi etmiştir. 13 kasım 1919 tarihinde yalova merkez erkek ortaokulu baş öğretmenliğine tayin edilmiş,yunan işgaline kadar bu görevde kalmıştır. işgalden sonra yalova’nın kabaklı köyündeki milli teşkilatın başında bulunan kaymakam demir hulisi bey kuvvetlerine katıldıktan sora yalova milli taburunun 2.bölük komutanlığında vazife görmüştür. yalakdere ve havalisindeki muharebelere katılmıştır. kurtuluş savaşı hatıralarından ayrılamayarak kendi isteği ile 20 mart 1338’de kabaklı köyü öğretmenliğine atanmıştır.12 mayıs 1338 de tekrar silah altına alınarak kayseri’de alay komutanlığı yaverliğinde bulunmuştur.
bu sıralarda yeni bir emirle elcezire hattına tayin edilmiş, burada vazife görmüştür. savaşlarda gösterdiği başarılardan dolayı istiklal madalyasi ile taltif edilmiştir. 1923 haziranına kadar orduda vazife gördükten sonra terhis edilerek karamürsel’in fevziye köyü öğretmenliğine atanmıştır. sonradan kendi isteği üzerine 1923 yılının kasım ayında çınarcık köyüne öğretmen tayin edilmiştir. yunan işgali sırasında yanan merkez okulunun yeniden inşası ile 1924 yılında bu okulun başöğretmenliğine tekrar tayin olmuştur. başarılı çalışmalarından dolayı 24.04.1930 tarihinde yalova mana tayin edilmiştir. maarif memuru olduğu tarihlerde yalova dışında birer öğretmenli beş köy okulu bulunuyordu. bunlar kabaklı elmalık, gacık, akköy ,çınarcık ilkokullarıdır.
1935 yılına kadar yalova maarif memurluğunu sürdüren yusuf ziya bey 1936 yılında hastalandığından dolayı kendi arzusu ile istanbul 22.ilkokul başöğretmenliğine tayin edilmiştir. 1938 yılının 3 haziranında görevi başında iken kalp sektesinden hayata gözlerini kapamıştır.
"yalancıyı yakalamak" kompleks bir kavramdır.
beden dili, ses tonu, kültür özellikleri, eğitim düzeyi, din, siyasi görüş, durum, zaman, mekan, cinsiyet gibi bir çok faktör gözönünde bulundurulmalıdır.
ama elbette ki en önemli faktör "özün önceliği"dir. yani karşınızdaki insan konuşuyor, birşeyler anlatıyor. dur bir bakalım, lafını bitirsin.
beden dili, ses tonu, kültür özellikleri, eğitim düzeyi, din, siyasi görüş, durum, zaman, mekan, cinsiyet gibi bir çok faktör gözönünde bulundurulmalıdır.
ama elbette ki en önemli faktör "özün önceliği"dir. yani karşınızdaki insan konuşuyor, birşeyler anlatıyor. dur bir bakalım, lafını bitirsin.
cimbom’un dönüş maçı olmasını arzuladığımız maçtır.
bu tiplere kuyumculuk önerilebilir. gelen-giden paraya göre değil, sahip oldukları toplam altın miktarına göre kar/zararlarını ölçerler.
(bkz: sunset bulvarı)
- bu ne lan?
+ bizde didih. "yamuh branit olmaz" didih. annameyyolar. ben bile gettim, didim. "mehendis bey duyarsa geçmişinizi s.ker" didim.
- lan, lan siz beni astıracakmısınız?
+ "fost moderen branit" yapacaklarmış. braniti bitirdik de fost modereni galdı. boyu devrilesiceler.
- çabuk, çabuk firavuna haberci yollayın, "imar izni çıkmamış. açılışı 1 hafta erteleyelim" diye söyleyin.
+ bah görüyonmu? bizide riks altına sohtu namussuzlar.
+ bizde didih. "yamuh branit olmaz" didih. annameyyolar. ben bile gettim, didim. "mehendis bey duyarsa geçmişinizi s.ker" didim.
- lan, lan siz beni astıracakmısınız?
+ "fost moderen branit" yapacaklarmış. braniti bitirdik de fost modereni galdı. boyu devrilesiceler.
- çabuk, çabuk firavuna haberci yollayın, "imar izni çıkmamış. açılışı 1 hafta erteleyelim" diye söyleyin.
+ bah görüyonmu? bizide riks altına sohtu namussuzlar.
insanların toplu olarak bulundukları araç yada bina gibi kapalı alanlarda karşılaşabilecekleri öngörülen ve/veya önlenemez risklerden, güvenli şekilde uzaklaşabilmeleri için yapılan/dizayn edilen, kolaylaştırılmış çıkışlardır.
ülkemizde yangın merdivenini ahşap kullanarak yapan canlı türleri bulunmaktadır.
yeni olan tüm toplu taşıma araçlarında bulunurlar.
özel araçlarda ise arka cam acil çıkış olarak tasarlanmıştır. (diğer camlar darbelere mukavemet gösterecek ve mümkün mertebe patlamayacak şekilde dizayn edilmişlerken; arka cam daha kolay kırılabilir ve dışa doğru patlama eğilimli olarak üretilir )
bir toplu taşıma aracına binilirken ilk yapılacak iş, oturulan konuma göre acil çıkış kapısının yerini, yönünü öğrenmektir. duman, alev, buhar, ışıksızlık gibi pek çok olumsuzluk söz kosunu olabileceğinden; çıkışı el yordamı ve yön duygunuza güvenerek bulmak zorunda kalabilirsiniz.
işte bu yüzden çıkış kapısının yerini hatırlayan yolcuların, çıkış kapısını şans eseri bulup kurtulanlara göre istatistiki olarak belirgin bir üstünlüğü vardır. (bence bu gözleme yapılabilecek en büyük eleştiri; ölen yolcularla anket yapılma imkanının olmayışı ama konuyu dağıtmayalım şimdi)
sonuç olarak; hiç kimsenin kullanmak zorunda kalmak istemeyeceği çıkışlardır.
ülkemizde yangın merdivenini ahşap kullanarak yapan canlı türleri bulunmaktadır.
yeni olan tüm toplu taşıma araçlarında bulunurlar.
özel araçlarda ise arka cam acil çıkış olarak tasarlanmıştır. (diğer camlar darbelere mukavemet gösterecek ve mümkün mertebe patlamayacak şekilde dizayn edilmişlerken; arka cam daha kolay kırılabilir ve dışa doğru patlama eğilimli olarak üretilir )
bir toplu taşıma aracına binilirken ilk yapılacak iş, oturulan konuma göre acil çıkış kapısının yerini, yönünü öğrenmektir. duman, alev, buhar, ışıksızlık gibi pek çok olumsuzluk söz kosunu olabileceğinden; çıkışı el yordamı ve yön duygunuza güvenerek bulmak zorunda kalabilirsiniz.
işte bu yüzden çıkış kapısının yerini hatırlayan yolcuların, çıkış kapısını şans eseri bulup kurtulanlara göre istatistiki olarak belirgin bir üstünlüğü vardır. (bence bu gözleme yapılabilecek en büyük eleştiri; ölen yolcularla anket yapılma imkanının olmayışı ama konuyu dağıtmayalım şimdi)
sonuç olarak; hiç kimsenin kullanmak zorunda kalmak istemeyeceği çıkışlardır.
bir diğer rivayet edilen şekli söyledir:
yalova kaymakamı eminönünde ayakkabısını boyatır. boyama işi bittikten sonra tam uzaklaşacaktır ki; boyacı seslenerek "hop beyim. parayı vermedin?" der. kaymakam dönüp "ben yalova kaymakamıyım" der. boyacıda "kim takar yalova kaymakamını. sen bizim parayı ver hele"
bu hikayenin gerçek olup olmadığı, hikayede geçen adamın gerçekten kaymakammı yoksa dolandırıcımı olduğu? soru işareti.
son olarak; içlerinden milli mücadele kahramanları da çıkmıştır. (bkz: kaymakam hulusi bey)
yalova kaymakamı eminönünde ayakkabısını boyatır. boyama işi bittikten sonra tam uzaklaşacaktır ki; boyacı seslenerek "hop beyim. parayı vermedin?" der. kaymakam dönüp "ben yalova kaymakamıyım" der. boyacıda "kim takar yalova kaymakamını. sen bizim parayı ver hele"
bu hikayenin gerçek olup olmadığı, hikayede geçen adamın gerçekten kaymakammı yoksa dolandırıcımı olduğu? soru işareti.
son olarak; içlerinden milli mücadele kahramanları da çıkmıştır. (bkz: kaymakam hulusi bey)
bir zamanlar yalova’da bolca bulunan, bir dalı kesilmesin diye atatürk’ün köşk yürüttüğü, görkemli ağaçtır.
bir yılda tonlarca toz emdiğinden, hava kirliliği ile mücadelede en büyük biyolojik silahlardan biridir.
(yalova bir zamanlar dallas’tan sonra dünyanın oksijen oranı en yüksek 2. şehriydi-hocalarımızın yalancısıyım)
bir yılda tonlarca toz emdiğinden, hava kirliliği ile mücadelede en büyük biyolojik silahlardan biridir.
(yalova bir zamanlar dallas’tan sonra dünyanın oksijen oranı en yüksek 2. şehriydi-hocalarımızın yalancısıyım)
ayrılmaz ikili.
biri az olursa, diğeri de eksik kalır.
biri az olursa, diğeri de eksik kalır.
yaramazlık yapınca örtmenlerin tutup çektiği yer.
genel olarak;
1- sözlüğü okuyun.
2- sözlüğü gene okuyun.
3- "sözlüğü okumaktan sıkıldım. artık okuyucu değil bilgic olmak istiyorum" diyorsanız biraz daha okuyun.
4- okuyuculuğun yeterli seviyeye geldiğini farkettikten sonra bilgic olun ama gene her zaman okuyun.
5- her girdiğiniz entry’i en az 3 defa başka biriymiş gibi okuyun.
kişisel tavsiye;
1- çağrışım göreceli bir kavram. götünüzden çağrışmayın. ("hasan" başlığında "tarak hasan" çağrışımı)
2- entry girmeden önce başlığı okuyun ve düşünün. (ülkemizdeki tütün kalitesinin balkan ekonomisine etkilerinden yola çıkarak diyanet işleri başkanının kuzenini eleştirmeyin-kuzenleri eleştirin ama ayrı bir başlıkta eleştirin)
3- bunun bir sözlük olduğunu hatırlayın. mümkün mertebe bilgi içerikli entry girin. (gebelik döneminde ki şempanzelerin beslenme alışkanlıkları yada emeklilik arifesinde ki terzilerin risk grubunu oluşturdukları hastalıklar gibi...)
4- kaynak gösterin. kaynak oturma organınız ise kaynağı göstermeyin. o entry’i silin yada "kendi yorumum" diye belirtin.
5-entry’niz silinince; silinme nedenlerini dikkatlice okuyun. düzeltin. sonra bir daha okuyun.
6- son olarak moderatörlere hareket çekmeyin. ibneler kung-fu biliyo.
1- sözlüğü okuyun.
2- sözlüğü gene okuyun.
3- "sözlüğü okumaktan sıkıldım. artık okuyucu değil bilgic olmak istiyorum" diyorsanız biraz daha okuyun.
4- okuyuculuğun yeterli seviyeye geldiğini farkettikten sonra bilgic olun ama gene her zaman okuyun.
5- her girdiğiniz entry’i en az 3 defa başka biriymiş gibi okuyun.
kişisel tavsiye;
1- çağrışım göreceli bir kavram. götünüzden çağrışmayın. ("hasan" başlığında "tarak hasan" çağrışımı)
2- entry girmeden önce başlığı okuyun ve düşünün. (ülkemizdeki tütün kalitesinin balkan ekonomisine etkilerinden yola çıkarak diyanet işleri başkanının kuzenini eleştirmeyin-kuzenleri eleştirin ama ayrı bir başlıkta eleştirin)
3- bunun bir sözlük olduğunu hatırlayın. mümkün mertebe bilgi içerikli entry girin. (gebelik döneminde ki şempanzelerin beslenme alışkanlıkları yada emeklilik arifesinde ki terzilerin risk grubunu oluşturdukları hastalıklar gibi...)
4- kaynak gösterin. kaynak oturma organınız ise kaynağı göstermeyin. o entry’i silin yada "kendi yorumum" diye belirtin.
5-entry’niz silinince; silinme nedenlerini dikkatlice okuyun. düzeltin. sonra bir daha okuyun.
6- son olarak moderatörlere hareket çekmeyin. ibneler kung-fu biliyo.
bir diğer dibine düşen armut modeli için (bkz: kubat talabani)
21 ekim 2007 hakkari pkk catismasindan sağ kurtulan, teslim olan/esir alınan 8 askerden biridir.(http://www.bilgisozluk.com/mehmetcik/isimsiz.jpg)
bu basligi yazmak için olayın baslangici olan saatlerden itibaren düşünmeye başladım. böyle bir olayda neden bir askerimizin adı gizli tutulsun ki? düşündüm, düşündüm ve bir sonuca varamadığım için; medyaya yansıyan bazı haberleri ve kafama takılan soruları sözlüğe yazmaya karar verdim
1-) saldırıdan yaralı olarak kurtulan askerimizden biri:
"üstlerimizden öğrendiğime göre, içimizden, bizi bilen biri ’buraya gelebilirsiniz, burası savunmasız demiş..."
(yani içlerinde bir hain olduğundan şüpheleniliyor-haber7 kaynaklı haber)
2-) sadece 8 kayıp/esir asker sözkonusuyken, neden 9 fotoğraf var? (independence belki biliyordur???-#695122)
3-) kayıp askerlerden "irfan beyaz"ın ailesine önce "oğlunuz şehit oldu" dendi. sonra baba beyaz’ın, başvurduğu askeri kaynaklar "oğlunun adının, şehit yada yaralı listesinde olmadığını" söylediler.
neden önce "şehit" dendi sonrada varlığı kabul edildi?
4-) neden "isimsiz asker" foto’su ile irfan beyaz’ın fotosu birbirine bu kadar benziyor? (kamuflajlar aynı-grafiker gözüyle teyit ederim. her motifi aynı-, tırnak yapıları aynı, parmaklar aynı, kaşların zayıf birleşik yapısı aynı, burun deliklerindeki elastikiyet aynı, saç tıraşı aynı ve yazmaktan sıkıldığım diğer unsurlar aynı...)
http://www.bilgisozluk.com/mehmetcik/isimsiz.jpg
http://www.bilgisozluk.com/mehmetcik/irfanbeyaz.jpg
5-) neden diğer askerlere göre isimsiz askerin fotografı çok daha kaliteli çekilmiş? (384x288 yerine 800x1067) onu ayrıcalıklı kılan nedir?
6-) isimsiz asker tabureye oturacak, sigara içecek, rahat tavırlarla, esir edilmemiş biri gibi sırıtacak hatta ve hatta bu halde fotoğraflanacak kadar imtiyazı hakedecek ne yaptı ?
http://www.bilgisozluk.com/mehmetcik/isimsiz.jpg
sadece merak ediyorum. aslında hem merak ediyorum hemde bilinmeyene üzülüyorum. umarım hiç biri, yürek dağlayan, geri dönüşü olmayan bir halt etmemiştir. umarım hepsi sağ sağlim, vatani görevini eksiksiz yerine getirmenin huzuruyla evlerine, yuvalarına dönerler.
not: vatan hainlerinin hayatları boyunca yaşayamayacakları o büyük huzuru umarım bir gün bütün vatanseverler yaşar.
not2: umarım bu başlık rtük’ün 21 ekim 2007 hakkari pkk catismasi ile ilgili sansürü kapsamında değildir. (...ki olmadığını sanıyorum. bu entry basında daha önce yayınlanan haberler kaynaklı bir paylaşımdır)
bu basligi yazmak için olayın baslangici olan saatlerden itibaren düşünmeye başladım. böyle bir olayda neden bir askerimizin adı gizli tutulsun ki? düşündüm, düşündüm ve bir sonuca varamadığım için; medyaya yansıyan bazı haberleri ve kafama takılan soruları sözlüğe yazmaya karar verdim
1-) saldırıdan yaralı olarak kurtulan askerimizden biri:
"üstlerimizden öğrendiğime göre, içimizden, bizi bilen biri ’buraya gelebilirsiniz, burası savunmasız demiş..."
(yani içlerinde bir hain olduğundan şüpheleniliyor-haber7 kaynaklı haber)
2-) sadece 8 kayıp/esir asker sözkonusuyken, neden 9 fotoğraf var? (independence belki biliyordur???-#695122)
3-) kayıp askerlerden "irfan beyaz"ın ailesine önce "oğlunuz şehit oldu" dendi. sonra baba beyaz’ın, başvurduğu askeri kaynaklar "oğlunun adının, şehit yada yaralı listesinde olmadığını" söylediler.
neden önce "şehit" dendi sonrada varlığı kabul edildi?
4-) neden "isimsiz asker" foto’su ile irfan beyaz’ın fotosu birbirine bu kadar benziyor? (kamuflajlar aynı-grafiker gözüyle teyit ederim. her motifi aynı-, tırnak yapıları aynı, parmaklar aynı, kaşların zayıf birleşik yapısı aynı, burun deliklerindeki elastikiyet aynı, saç tıraşı aynı ve yazmaktan sıkıldığım diğer unsurlar aynı...)
http://www.bilgisozluk.com/mehmetcik/isimsiz.jpg
http://www.bilgisozluk.com/mehmetcik/irfanbeyaz.jpg
5-) neden diğer askerlere göre isimsiz askerin fotografı çok daha kaliteli çekilmiş? (384x288 yerine 800x1067) onu ayrıcalıklı kılan nedir?
6-) isimsiz asker tabureye oturacak, sigara içecek, rahat tavırlarla, esir edilmemiş biri gibi sırıtacak hatta ve hatta bu halde fotoğraflanacak kadar imtiyazı hakedecek ne yaptı ?
http://www.bilgisozluk.com/mehmetcik/isimsiz.jpg
sadece merak ediyorum. aslında hem merak ediyorum hemde bilinmeyene üzülüyorum. umarım hiç biri, yürek dağlayan, geri dönüşü olmayan bir halt etmemiştir. umarım hepsi sağ sağlim, vatani görevini eksiksiz yerine getirmenin huzuruyla evlerine, yuvalarına dönerler.
not: vatan hainlerinin hayatları boyunca yaşayamayacakları o büyük huzuru umarım bir gün bütün vatanseverler yaşar.
not2: umarım bu başlık rtük’ün 21 ekim 2007 hakkari pkk catismasi ile ilgili sansürü kapsamında değildir. (...ki olmadığını sanıyorum. bu entry basında daha önce yayınlanan haberler kaynaklı bir paylaşımdır)
türkiye için "biz tek millet, iki devletiz" diyen, en yakın müttefiklerimiz, kardeşlerimizdir.
(bkz: azerbaycan)
(bkz: daglik karabag)
(bkz: hocali katliamı)
(bkz: azerbaycan)
(bkz: daglik karabag)
(bkz: hocali katliamı)
"türkiye’nin bölücü örgüte yönelik sınırötesi operasyon düzenlemede kararlı olduğu yönünde görüşlerini dile getirmesi üzerine talabani’nin, türkiye’nin irak yönetimine verdiği pkk listesinde bulunan örgüt üyelerini teslim edebilecekleri yönünde görüş bildirdiği belirtildi."
(haber7)
not: ben uluslar arası ilişkiler okumadım yada 90 yıllık hayat deneyimim yok ama ben bu yaşıma kadar böyle seri göt olan bir insan görmedim, duymadım, okumadım.
ya insan azıcık utanır be kardeşim. 24 saatte bir tam ters istikamette beyanlarda bulunulmaz ki...sen bunu her zaman ama her zaman yapıyorsun. işte senin sözde temsil ettiğin ülkeye saygın, sevgin bu kadar. bağlılık desen o hiç yok zaten.
türkiye’nin teröristlerin barındığı bölgelere müdahalesini "ırak’ın bağımsızlığına müdahaledir" diye karşı çık, sonra patronunun bir telefonuyla ertesi gün kendi beyanlarını 180 derece değiştir.
ulan köfte, kadın sana bir telefon açıp, dış politikanı değiştiriyor. daha ne bağımsızlığından bahsediyorsun ?
(haber7)
not: ben uluslar arası ilişkiler okumadım yada 90 yıllık hayat deneyimim yok ama ben bu yaşıma kadar böyle seri göt olan bir insan görmedim, duymadım, okumadım.
ya insan azıcık utanır be kardeşim. 24 saatte bir tam ters istikamette beyanlarda bulunulmaz ki...sen bunu her zaman ama her zaman yapıyorsun. işte senin sözde temsil ettiğin ülkeye saygın, sevgin bu kadar. bağlılık desen o hiç yok zaten.
türkiye’nin teröristlerin barındığı bölgelere müdahalesini "ırak’ın bağımsızlığına müdahaledir" diye karşı çık, sonra patronunun bir telefonuyla ertesi gün kendi beyanlarını 180 derece değiştir.
ulan köfte, kadın sana bir telefon açıp, dış politikanı değiştiriyor. daha ne bağımsızlığından bahsediyorsun ?
celal talabani’nin, eşeklerle paylaştığı eşinden doğan çocugudur.
şu sıralar kürt yönetiminin washington’daki temsilciliğini yapmaktadır. (kendisinin wasington’da monica kadar başarılı olacağına inanıyoruz)
"abd pkk’yı vurursa, türkiye’nin şehirleri alev alev yanar" diyebilme cesaretini göstermiştir.
her kansız, soysuz, iş birlikçi ve hain gibi; bir gün oda yaptığı yanlışları görecektir.
şu sıralar kürt yönetiminin washington’daki temsilciliğini yapmaktadır. (kendisinin wasington’da monica kadar başarılı olacağına inanıyoruz)
"abd pkk’yı vurursa, türkiye’nin şehirleri alev alev yanar" diyebilme cesaretini göstermiştir.
her kansız, soysuz, iş birlikçi ve hain gibi; bir gün oda yaptığı yanlışları görecektir.
türkiye liglerinin, avrupada en çok hakkı yenen, en şanssız takımı beşiktaşımızdan beraberlik yada galibiyet beklediğimiz maçtır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?