confessions

greyfurt

- Yazar -

  1. toplam entry 2267
  2. takipçi 3
  3. puan 45490

rome total war

greyfurt
öncelikle total war serisinin en güzel, en dinlendirici, en harika ve en huzur verici müziğine sahip oyundur.

ipuçları:

lojistik-lojistik-lojistik
bu aslında başa dönerek en son yazığım madde ama bunu başta yazmak istedim. iyi bir lojistik ağı kurabilecek niteliğiniz yoksa balon patlatmaca falan oynayın ya da sims felan. bu tip oyunlar size daha uygun. (bak eyç of empayrs da oynayabilirsin. oda fena değil)

zırlak olmayın.
size göre çok üstün kuvvetlerle saldıran bir düşman karşısında stratejik hareket edin. kaybedeceğinize inandığınız meydan savaşlarında ya da kuşatmalarda bükemediğiniz bileği öpmeyin, en azından ısırın. düşmanın elit birliklerini yıpratın ve/veya mümkünse generalini yok edin. unutmayın; "muharebeler kaybedilebilir ama önemli olan savaşı kazanmaktır".

casusları mutlaka kullanın.
saldıracağınız şehirlerde yada saldırı beklediğiniz bölgelerde casus bulundurun. casusunuzun deneyimine (ve şansınıza) göre bazen kuşatmalarda kale kapılarını bile sizin için açabiliyorlar. ayrıca mecbur kalmadıkça hakkında istihbarat alamadığınız kalelere saldırmayın. unutmayın; "en tehlikeli düşman bilmediğin düşmandır".

yenemeyeceğiniz düşmana saldırmayın. saldırdıklarınıza nefes aldırmayın.
top teknolojisi icat edildikten sonra yıldırım işgal taktikleri kullanın. mecbur kalmadıkça kuşatma yapmayın. (hem şehrin kalitesi düşüyor hemde düşmana toparlanma fırsatı veriyorsunuz).
şehri ilk seferde mutlaka ele geçirin. elegeçirdiğiniz şehri düşmanın karşı saldırısında savunabilmek için en az 4 birlikten oluşan bir ordu ihtiyatı, sefer ordusunu takip etsin. (kuşatmada en az kayıbı okçulardan vereceğimiz için; ben 2 mızrak, 2 ağır piyade, 1 okçu birliği ihtiyatla yola çıkıyorum)
saldırmak için belirlediğiniz şehri eş zamanlı olarak denizdende kuşatın. bu sayede başarısız saldırılarınızda denizden takviye alamayacaktır. son olarak unutmayın; siz daha az zırlak olduğunuz için o pozisyondasınız. (zırlamanızı gerektirmeyecek işler yapın)

diplomatlarınızı mutlaka kullanın.
ticaret yolları için erişebildiğiniz herkesle anlaşın. oyun ilerleyip liman kapasiteleriniz arttıkça, anlaşmalarınız sayesinde ticaretten elde ettiğiniz gelirler katlanarak artacak.

şehirleri geliştirirken şehrin öz niteliklerine göre yatırım yapın.
nüfus şehrin potansiyeline göre az olmadıkça nüfusu geliştirmeyin. şehrin gelişimine katkıda bulunacak binalar bitmedikçe nüfusu vergilerle baskı altında tutun. (şehrin sadakatini çok zorlamadan ama tabiki %100’ün altına inmemeye çalışın)

taktiklerinizi sabit bir ordu mevcuduna endekslemeyin.
düşmana göre ordu kurun. casuslar bunun için var. savunmada ise tam tersi; kendinize bir standart belirleyin. (surlarda 3 okçu, kapıda 2 mızraklı -süvari katili- birlik, surları örtmek ve kapıdan gelecek piyade saldırılarına karşı hareketli 3 ağır piyade birliği benim minimum kombinasyonum. taktisyen siz olduğunuz için kendi savunma taktiğinize en uygun birliği yine siz oluşturabilirsiniz)

gerek gördüğünüz her yükseltiye gözcü kulesi yapın.
doğru konumlandırılmış bir gözcü kulesi kimi zaman 2-3 casusun yaptığı işi kotarabiliyor. mutlaka geniş sınırlarınızda 2-3 gözcü kuleniz olsun.

orduların sayısı kadar niteliğide önemlidir.
silah teknolojinizi sürekli geliştirin ama bunu yaparken genel gelişiminizden çok ödün vermeyin. ordu mevcudu-teknoloji dengesini sürekli güncelleyin. (her şehirde zırh-silah geliştirmeleri yapmanıza gerek yok. lojistik ağınızı iyi kurun ve birliklerinizi bölgesel noktalarda teçhiz edin)

bölgesel valileri iyi modelleyin.
bir süre sonra sınırlarınız o kadar genişleyecekki her şehre atayacak vali bulamayacaksınız. işte o zaman yönetim govermant özelliği gelişmiş valileri birbirine yakın 2-3 şehirden oluşan bölgelerde tek bırakın. valimiz bu şehirler arasında mekik dokuyarak gerekli yapım emirlerini verecek.

yazdıklarımı şöyle bir okudumda; ne kadar az. sanırım ayı ile sevişip, fahişe ile güreşmeden olmuyor bu işler. benden bu kadar.

edit: rome total war’da top teknolojisi yok arkadaşlar. ben hangi ruh hali ve bünyemde dolaşan hangi maddelerin (alkol?) etkisiyle bilemiyorum; yazmışım işte bi şeyler. medieval 2 total war’dan etkilenmiş olabilirim belki (?). top tüfek dışında yazdıklarımın arkasındayım. onlarda benim arkamda. daire olduk yani.

çiğköfte

greyfurt
yapılma biçiminin, malzeme kalitesinden daha önemli olduğu yiyecektir. bunun özel tepsileri olur. (tırtıklı ve kaygan yüzeyli tepsidir bu. her bir tırtık yaklaşık 3 cm çapınca olduğundan temizlenmesi kolay ve sağlıklıdır)

aslında içeriğine yakışmayan bir adı vardır. gerçekte içeriğindeki et, çiğ olarak servis edilmez. kas gücü ve acı ile pişmiş hale gelir. (pastırmadaki pişirme olayını hatırlayın) yani nizami yapılmış bir çiğ köfte "iyyk mikrop deposu" değildir.(siz yinede dışardan yemeyin)

hızlı ve kıvamlı hazırlanabilmesi için 2 kişi çalışmak daha mantıklı olur. 1 kişi yuğurma işini yaparken, diğer kişi tepsinin hareket etmemesi (sabitlemek karşı taraftan için sıkıca tutar), yuğuran kişinin terinin silinmesi ve malzeme takviyesi le ilgilenir.

hazırlanması cidden yorucudur(çok kuvvet gerektirdiğinden genelde erkeklerce yapılır) ama köfteleri bir bir mideye yollamaya başladıktan sonra bütün yorgunluğunuz geçer.

taze, iyi yıkanmış marul ve soğuk ayran (soğukluğu harareti azaltır. kendisi mideyi rahatlatır) ve limon ile tüketilmesi tavsiye olunur.

mahsun kırmızıgül

greyfurt
fırladığı ilk yıllardan itibaren cidden kıl olmakla birlikte, en azından bu işin mektebinde okumasından ve sürekli birleştirici bütünleştirici mesajlar vermesinden dolayı son yıllarda sempatimi kazanmış sanatçı şeysidir.

sanatçımız son zamanlarda mail list’lerde dolana gelen bir iftira kampanyasına kurban gitmiştir.(en azından böyle gözüküyor)

olanca seviyesizliğimle eleştirmek, kusmak isterken aşağıda ki açıklamasına ve asılsız suçlamalarla ilgili bazı fotoğraflara rastlayınca yazmak zorunda hissettim kendimi.

sanatçımızın açıklaması şu şekilde;
"hiçbir zaman gitmediğim farklı yerlermiş havası yaratılmak suretiyle dostluğu, kardeşliği, birlik ve beraberliği savunan sanatçı duruşuma yönelik kahpece bir karalama kampanyası başlatılmıştır.

bu konu ile ilgili sizlere gönderilen ve bulabildikleri her mail adresine gönderen kişilerin gönderdikleri e-mailleri dikkate almamanızı, ciddiye almamanızı ve inanmamanızı rica ediyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum. "

sanatçının bölücü eğilimleri olduğuna dair iddialara konu olan fotoğraf:http://www.mahsunkirmizigul.com/upload/1/cakl8tcvtp6.jpg

fotoğrafın kadrajlandığına kanıt olarak öne sürülen fotoğraf:
http://www.internethaber.com/images/other/uu.20080109144732.jpg

lagari hasan çelebi

greyfurt
lagari hasan çelebi’nin ilk dikey uçuşu gerçekleştirdiği kabul edilir. 17. yy’ın başlarında barut dolu haznesi bulunan bir basit hava roketi ile ilk kez havalanmayı başarmıştır. uçuş 1633 yılında dönemin osmanlı imparatoru iv. murat’ın kızının doğum günü kutlamalarında sergilenmiştir. lagari hasan çelebi’nin yaklaşık 300 metre kadar havalandığı ve 20 saniye boyunca havada kaldığı ölçülmüştür. kendisine bağlı bulunan kanatlar sayesinde boğaza oldukça yumuşak bir iniş yapmıştır. ilk önceleri sultan tarafından da desteklenen hasan çelebi, daha sonra ulemânın baskısı ile yargılanmış ve kırım’a sürgüne gönderilmiştir. ilginçtir ki modern anlamda ilk roket çalışmaları da bugün kırım’ın içinde bulunduğu ukrayna’da başlamıştır.

alfanumerik

greyfurt
sayı (0,1,...9) ve harflerden (a,b,c,..z) oluşan yazım sistemi. (bildiğim kadarıyla sadece ingilizce harfler kullanılabiliyor. yani ingilizcedeki "x","q","w" harflerini kullanabiliyorken, almancadaki "ä" harfi bu tanıma dahil değil)
58 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol