greyfurt

bozuk televizyona tekme atarak çalıştırabileceğine inanan zihniyetin tıbbi versiyonudur. en yakındaki kalas, bisiklet gidonu gibi sert cisimlerle enseye vurularak bayıltılmalı, akabinde "nası güzel oluyomu lan ??" diye bağırarak, tokatla ayıltılmaya çalışılmalıdır.

kaza sonrası hemen olay mahallinde belirirler. ilk yardım bilgileri olmamasına ve "iq"larının "21" olmasına aldırmaksızın yardımınıza koşarlar. "istemiyorum. bırakın. acil servisi arayın yeter" gibi anlamsız ikazlarınıza kulak vermezler.
örnegin; lisedeki beden eğitimi hocamızı araçtan çıkarmaya çalışan yardımsever ayılar, hocamızın bütün "beni bırakın. belimi incittim." uyarılarına rağmen kadıncağızın belini sakatlayıp, uzun yıllar sürecek bir tedaviye mahkum etmişlerdir. (neyseki şimdi iyi kendisi)
(bkz: boğulma olaylarında yardımsever ayılar)

trafik kazalarından sonra ortaya çıkan “yardım sever ayılar”a karşı yapılması muhtemel harekettir. ilk yardım bilgisi olmadığı halde, olaya “ne kadar kas gücü o kadar yardım” mantalitesi ile yaklaşan bu tip ayılardan korunmak için her yol mübahtır.
(bkz: boğulma olaylarında yardımsever ayılar)
(bkz: trafik kazalarında yardımsever ayılar)

tiner bağımlısı insanların son yıllardaki yerleşmiş genel adıdır.

yurt dışındada yıllar evvel aynı sorun yaşanmış ve tiner, bally türevi maddelerin içindeki kafa yapıcı maddeler, aynı işlevi gören başka maddelerle değiştirilmiştir. yurdumuzda ise aynı sentetik maddelerle inatla üretilmeye devam etmektedir.

şimdi tamam, resmi kurumları eleştirilecek çok noktaları var ama ben başka bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. peki abi bu tiner üreticileri yada bally üreticileri bu durumdan habersizlermi ? neden resmi bir dayatmayı beklemek yerine, halkın menfaati için kendileri harekete geçip bir şeyler yapmıyorlar ? (içimden geçen samimi fikirlerimi yazsam 3 sayfa küfür olurdu) benim işletmem olsa ya üretimi değiştiririm yada kapatırım şirketi. aç kalırım gene bu işi yapmam. özel kurumlarında hassasiyet göstermesi lazım.

evet yasaklarla bu gün tiner gider yarın başka bir şey gelir. problemi kökten çözmüş olmayız ama dünyanın neresinde görülmüş 10 yaşındaki çocuğun elini kolunu sallayarak gidip bu tip maddeler edinebildiği ?

sonuçta ciddi ve kalıcı adımlar atılmadığı sürece çocuklarımız tiner bağımlısı olacak, suça itilecek, tecavüze uğrayacak, tecavüz edecek, hırsızlık yapacak ve katil olmaya devam edecekler.

enerjiyi yoktan var etmez. doğal mıknatıs kullandıklarını duydum. piyasaya 30 nin bilmem kaç eurodan satılacakmış yada satılıyor. youtube’da bir sürü videosu var.
ayrıntılı bilgi için: "http://www.erketurk.com/"

bahane değil, sebep olabilecek söylemdir. hatırlanamayacak kadar içilirse, sonuçları ayıkken çekilir. sinir olduğum insan modelidir. böyle tiplerle içilmemelidir.
(bkz: ağızla içmek)
(bkz: ayyaş muhabbeti)
(bkz: kontrolü kaybetmeyecek kadar içmek)

pilotlar için büyük moral kaynağı olmuş ve çatışmaların niteliğini değiştirmiştir. fırlatma koltuğunun kendisi zaten milyon doları bulur yada geçer.
pilotun beline aşırı yüklenme yaptığı için bir takım sakatlanmalarıda beraberinde getirdiğini duymuştum.

mustinin en sevilesi şarkılarındandır. kendisine kıl olsakta bu parçasını severek dinleriz.

"bir sınava çok çalışabilirsiniz, çok iyi bildiğiniz bir ders olabilir, hocanın size kanaati olabilir ama er yada geç her öğrenci sallaması gereken bir an yaşayacaktır"
greyfurt

i.d.s.t. açık öğretim sınavları için geliştirdiğim, arkadaşlarıma her fırsatta anlatmaya çalıştığım, fakat salak arkadaşlarımın inatla uygulamadığı faydalı yöntem ve uygulamalar bütünüdür. aslında çok kişi tarafından bilinsede uygulanmaz(nedense ?)
-test mantığı-
şimdi 30 sorudan oluşan bir testimiz olsun. 5 şıklı bu testte, test mantığına göre ortalama 6 "a", 6 "b", 6 "c", 6 "d", 6 "e" cevabı olmalıdır. doğru şık sayısı en fazla +1,-1 oynar. yani bazı testlerde tabiki 5 "c" ve 7 "e" gibi sapmalar olabilir ama bu kabul edilebilir bir orandır ve i.d.s.t’nin temelini oluşturur.
-amaç-
hiç çalışmadığımız, hatta hiç bir fikrimizin olmayan dersin vizesinden "0" almak yerine "20" almaktır. (açık öğretim’in fransızca kuantum fiziği dersi mesela)
-uygulama-
açık öğretimde yanlışlar doğruları götürmediği için sınava bi zahmet girilir ve bütün sorularda aynı şık işaretlenir. yani; 30 sorulu bir testte 30 "a" yada 30 "d" şıkkı işaretlenmesi gibi...(ben "a","d" ve "e" şıklarını işaretlerim hep nedense ?)
-sonuç-
30 soruluk testte her doğru cevap size 100 üzerinden 3,3 puan kazandırır. yani biz i.d.s.t kullanarak 3,3 x 6 =20 puan kazanır ve finaller için hiç yoktan avantaj elde ederiz. (benim vize notlarım en düşük 17, en yüksek 23 ama genelde hep 20 gelir)

not1: çalıştığınız derslerde notunuzu yükseltmek için kullanabileceğiniz bir teknik daha var. onuda sonra yazarım.
not2: ben yıllardır uyguluyorum. finallerde hem puan avantajı sağlıyor hemde moral oluyor. yöntemi güvenilir bulmayan arkadaşlar, burunlarına transcriptimi sokturtmasınlar.
edit: her sene millete usanmadan anlatırım i.d.s.t’yi ama hala inanmazlar, anlamazlar, yanlış uygularlar. bir daha soran olursa bu linki atıcam. açıp okusunlar diye.

izmir’de de bulunur bundan. öğrenciyken gezmeye tırstığımız semtlerdendir.

askeri amaçla üretilen/kullanılan uçaklardır.
(bkz: avcı uçak)
(bkz: bombardıman uçağı)
(bkz: nokta bombardıman uçağı)
(bkz: ağır bombardıman uçağı)
(bkz: avcı bombardıman uçağı)
(bkz: nakliye uçağı)
(bkz: radar karıştırıcı uçak)
(bkz: yakıt ikmal uçağı)
(bkz: erken önleme uçağı)
(bkz: denizaltı arama uçağı)
(bkz: yangın söndürme uçağı)
(bkz: arama kurtama uçağı)
(bkz: casus uçak)

ölü hayvanların saldığı kuvvetli ve kötü bir kokudur. insan leş kokusuna bir kere denk geldiğinde asla unutmaz. o kokuyu alınca gözünüz görmese bile yakınlarda bir hayvanın öldüğünü anlarsınız.
(bkz: leş yiyiciler)
(bkz: akbaba)

edit: insan ölülerine leş denmiyormuş. o yüzden cümlede geçen "ve insanların" ifadesini çıkarttım.
(bkz: les)

insan eti bildiğimiz leş kokusundan daha kötü kokar. domuz leşi kokusuna yakın bir kokudur.(fbi’in yalancısıyım) özellikle ilk 24 saatten sonra çoşar. doğanın bize "uzak dur" ikazı gibidir sanki. depremden sonra yaşadığım şehrin sokaklarında belli belirsiz hissedilmiştir. (moloz,kum karışımı bir hayli önleyicidir. dışardakilerin aldığı koku ile kurtarma çalışmalarına katılanların maruz kaldığı koku arasında 100 kat falan fark var heralde)
(bkz: leş kokusu)

çocukken yaptığımız salakça atlayış stilidir. toşhakları acıttığı yetmiyormuş gibi birde insanı pişirir.
(bkz: balıklama)
(bkz: çivileme)

-önemli uyarı-
benim bu konuda profesyonelliğim yok. profesyonel arkadaşlarımla konuşmalarımdan aklımda kalanları yazıyorum. herkes kendisinden sorumludur.
-
şimdi ayağa kalkın. tavanı su gibi düşünün. dimdik durun. ellerinizi balıklama atlayış pozisyonuna getirin. kafanızda yukarı değil ileri baksın. vücudunuzu kasın. işte suya girerken vücudumuz bu şekilde olmalı.(ayakları bileklerini sonuna kadar düzleştirmek dışında aynen budur abi)

zor ve tehlikeli atlayıştır. özellikle yüksekten atlayışlarda kol-baş-bel-bacak koordinasyonu çok iyi olmalıdır. havada süzülürken dengeyi sağlamak için kollar çapraz olacak şekilde açık tutulur. dalış yapmak için kestirilen noktanın hizasına gelince eller sıkıca birleştirilir, vücut suya dik gelecek şekilde çevrilir, vücut dümdüz olur ve suya sorunsuz şekilde girilir.

bazı tavsiyeler:
1- balıklama atlamadan önce çivileme atlayıp kendinizi test edin. "başkaları yapıyorsa bende yaparım" demeyin. kurstan bir arkadaşım yat direğinden atlarken bel üstü düşüp felç olmuş. 5 dk. önce tatildesin, 5 dk sonra felçsin. çok üzücü.
2- yükseklik 5 metreyi geçince suya aşırı şiddetli giriyorsun. ellerin özel bir tutuş şekli var. yumruğunu tutarak atladığında istediğin kadar kas, suya girince ellerin açılıyor. (ben 6 metreden omzumu sakatladım. ellerim açılınca omzuma biri balyozla vurdu sanki.)
3-atladığın yerle dalacağın nokta arasındaki uzaklık en fazla 1 metre olsun. eğer daha fazla olursa ileri hareket hızın artacağından bel üstü düşme riskin artıyor.
4-ıslak zeminden hareketle balıklama atlama. özellikle havuz kenarlarındaki su yüzünden ayağın kaydığında feci düşebilirsin. (ben yaptım bu mallığı)
5-suyla buluşma anında vücudun çubuk gibi dümdüz ve kasılmış olmalı. (daha önce yazdım bunu, biliyorum ama çok önemli)
6-en iyisi 2 metreden fazla yüksekliklerden balıklama atlamayın. yatın güvertesinden atlarken bile önce çivileme atlayıp kendinizi kontrol edin. sonra isterseniz çıkıp balıklama atlarsınız.
iyi atlayışlar

suya atlamak için en güvenilir yöntemdir. bacaklar suya ilk olarak girdiği için vücudun maruz kalacağı şok etkisini azaltır. acil durumlarda yada yüksekten atlamak zorunda kalındığında tercih edilmelidir.
havada süzülürken dengeyi sağlamak için bacaklar hafif aralık olmalı, suyla buluşmak için az bir süre kaldığında ise bacaklar tam dik hale getirilmeli ve birleştirilmelidir.

erkekler için not: erkeklerin ağırlık merkezi kadınlara göre daha yukarıda olduğu için (diyafram civarı) daha kontrollü olunmalıdır.

trafik kazası sonucu 19 yıl komada kalıp, şu aralar kendine grlrn maden işçisidir. asıl dehşet verici olan durum ise; "her şeyi duydum, her şeyi gördüm. doktorlar bana bir-ki ay ömür biçmişti" beyanatıdır.
http://www.haberturk.com/haber.asp?id=25049&cat=220&dt=2007/06/02

srebrenica’da bm gücü olarak, sivilleri korumakla yükümlü hollanda birliklerinin, dolaylı yoldan alet oldukları sistemli katliam (bariz soykırım işte). olaylar basına yansıdıktan sonra hollanda hükümetinin istifasına kadar giden siyasi bir çalkantı yaratmıştır.
iki yüzlü batı toplumları gene kendilerinden olmayanları cezalandırmış, salak kınama mesajları yayınlayarak hesapta kötü gidişata engel olmaya çalışmışlardır.

sözkonusu ihtiyacı karşılamak için gerçekleştirilen eylemlerdir. ihtiyaç anında yapılabileceği gibi "öngörülen ihtiyaçlar" için öncedende yapılabilir.
(bkz: tedarikli olmak)

#564187 no’lu entry’sini okuduktan sonra huzurunda saygıyla eğildiğim yüce şahsiyet. muhtar adayı olması halinde oylarımızın sağanak olacağı bilgic.