confessions

freshy

- Yazar -

  1. toplam entry 80
  2. takipçi 1
  3. puan 46472

evrim teorisi

freshy
biyolojide evrim, canlı türlerinin nesilden nesile değişime uğrayarak ilk halinden farklı özellikler kazanmasıdır. evrim, bir canlı popülasyonunun genetik kompozisyonunun zamanla değişmesi anlamına gelir.
mitolojik insan tarihinde de rastlanıldığı gibi bir fenomenin ortaya çıkışında bileşenlerin değişime uğramaları ile ilgili süreç tanımının felsefi açıdan "evrim" kelimesi ile belirginleşmesi çok eskiye dayanır. herhangi bir "sağlam ve doğru" biyolojik altyapısı olmasa da, aristoteles’ten konfüçyüs’e kadar birçok önemli isim evrim kavramı konusunda yazmıştır. ayrıca, evrim konusunda ibn’i haldun ve ibn-i sina farklı teoriler sunmuşlardır. 19. yüzyılda lamarck, kazanılan karakterlerin kalıtımına dair bir hipotez öne sürmüş, fakat yaptığı deneyler bu hipotezin yanlış olduğunu göstermiştir. aynı yüzyılda charles darwin, galapagos adaları’ndaki gözlemlerine dayanarak, evrimin mekanizmasını doğal seçilimle açıklamıştır.

evrimin mekanizmasınının anlaşılmasında ve açıklanmasında bugün geçerli olan bilimsel sentez, charles darwin tarafından 1859’da ortaya atılmış olan evrim kuramı üstüne kuruludur. evrim kuramına göre canlılığın devamı ve çeşitliliği doğal seçilimle sağlanır. doğal seçilimin üç temel bileşeni bulunur: genetik karakterlerin devamını sağlayan kalıtım, farklı karakterlerin popülasyondaki zenginliğini sağlayan çeşitlilik, ve bu çeşitli karakterlerden doğadaki koşullara en uygun olanının hayatta kalmasını sağlayan seçilim.

1930’lar ve sonrasında daha önce gregor mendel tarafından ortaya konmuş olan kalıtım kuramı, moleküler biyoloji’nin kalıtımın moleküler temellerine dair sağladığı bilgi ve darwin’in kuramının bütünleştirilmesiyle evrim kuramı modern halini aldı. güncel bakış açısıyla evrim, bir gen havuzu içinde bir nesilden diğerine belli bir karakterin oluşmasında etkili olan allellerden birinin sıklığının değişmesi olarak tanımlanabilir. doğal seçilim, genetik özelliklerin üremeye katkısı, ve popülasyon yapısı bu değişime etki eden faktörlerdir. bu güncellenmiş evrim teorisinin adı "sentetik evrim kuramı"´dır. sentetik evrim kuramı´nın bügünkü bilimsel değerini anlamak için sadece ünlü kuramsal bioloji uzmanı theodosius dobzhansky´nin şu sözünü aktarmak yeterlidir:
"nothing in biology makes sense, except in the light of evolution!" ("bioloji´de hiç bir şey evrim bazının dışında anlamlı değildir!")

mastürbasyon

freshy
insanların yüzde doksanbeşi (%95’i) masturbasyon yapar, peki kalan yüzde beşi (% 5’i) ne yapar?
kalan % 5’i yalan söyler! biraz yumuşatırsak bunu ;yaptıkları şeyi masturbasyon olarak kabul etmemeye çalışırlar ,yada masturbasyon yaptıklarını bilmezler. cinsel organlarla ilgili haz verici her şey masturbasyon sayılabilir,mesela bir kadının heyecanlanıp bacaklarını sıkıştırıp bırakması bile,ve mastıurbasyonda illa orgazma ulaşmak gerekmez.
masturbasyon kelimesi latince "masturbare;(elle bozmak )" fiilinden türemiştir.
günümüzde kullanımı; kişinin (kadın veya erkek) kendi kendine cinsellik yaşaması veya cinsel doyuma ulaştırması için yaptığı eyleme denir. daha modernize bir açıklama ile ; bir cinsel tepki üreten istemli kendi kendine uyarım olarak tanımlanabilir.

istanbul

freshy
canım istanbul

ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
onu istanbul diye toprağa kondurmuşlar.
içimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
o benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
ay ve güneş ezelden iki istanbulludur.
denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
istanbul benim canım;
vatanım da vatanım...
istanbul,
istanbul...
tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
bulutta şaha kalkmış fatih`ten kalma kır at;
pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
her nakışta o mana: öleceğiz ne çare?..
hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
beyoğlu tepinirken ağlar karacaahmet...
o manayı bul da bul!
ille istanbul`da bul!
istanbul,
istanbul...
boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
çamlıca`da, yerdedir göklerin derinliği.
oynak sular yalının alt katına misafir;
yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
her akşam camlarında yangın çıkan üsküdar,
perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
cumbalı odalarda inletir "katibim"i...
kadını keskin bıçak,
taze kan gibi sıcak.
istanbul,
istanbul...
yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
eyüp öksüz, kadıkoy süslü, moda kurumlu,
adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
her şafak hisarlarda oklar çıkar yayından
hala çığlıklar gelir topkapı sarayından.
ana gibi yar olmaz, istanbul gibi diyar;
güleni şoyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
gecesi sünbül kokan
türkçesi bülbül kokan,
istanbul,
istanbul…

atilla koç

freshy
kendisinden çok iyi bir ’yazlıktaki tonton atilla amca’ olur, denizden dönerken selam vereceğiniz ya da arada tavla oynayacağınız ya da belki birlikte balığa gideceğiniz. ama hepsi bu. eh elimizdeki malzeme bu kadarken sen tutuyorsun bu kişiyi kültür bakanı yapıyorsun, bu kadar önemli bir mevkiye getiriyorsun. gerçi bu da senin ’kültür’den ne anladığını gösterir ama kardeşim hep biz mi çekeceğiz sizin düşüncesizliklerinizi. yeter! çekilebilirsiniz artık huzurumuzdan.

hz adem

freshy
insanlara ’ademogullari’ lakabinin takilmasina sebep olan kisi. ayrica bir konu kucukken hep kafami kurcalardi da, din hocasina sordugumda ’otur asagi hayvan herif’ cevabini aldiydim. "simdi biz hepimiz adem ile havva’dan geliyoruz, onlarin cocuklari, cocuklarinin cocuklari felan birbirleriyle evlenmemis miydi?. eeh, o zaman biz akraba evliligine kurban gitmis bir tur canli olmuyor muyuz?" ayrica ibrani teolojisine gore uc karisi olmus olan ilk insan... rab adem ile lilith ’i yaratir. ama bu ikisi birbirine yapisik, hermafrodit bir varliktir. sonra rab ikisini ayirir, erkek olani ’adem’, disi olani da lilith olur. ama ikisi de baslangictan beri ayni olduklarindan birbirlerine ustunlukleri yoktur, esit guctedirler. bir gun cinsel iliski esnasinda lilith uste cikmak ister. adam buna bozulur ama lilith diretir, ne de olsa ikiside esittir. rab da adem’in tarafini tutar ve lilith cennetten kovulur (o da gider iblisle beraber olur, bir suru seytan’in dogumuna sebep olur vs.) ama adem yalniz kalir tabi, tanri’dan baska bir es ister. rab’da adem’in gozu onunde, ikinci bir es yaratir. ilk once ic organlari, kemikleri, sonra kaslari, derisi, saci felan, boyle kanli canli bir sekilde bu ikinci es yaratilir. ama adem bu yaratilis isine en bastan sahit oldugundan, hatunun icini disini gordugunden bu kadindan tiksinir, dokunamaz bile. bunun uzerine tanri, adem bir gun uyurken, onun kaburga kemiginden havva ’yi yaratir. uyanan adem yani basinda havva’yi boyle bitmis bir sekilde, hazir gorunce tiksinmez ve beraber olurlar falan. sonrasi bildik hikaye. olan ikinci ese olmustur. ne oldugu bilinmez, tanri hemen onu yok mu etmistir, yoksa cennette kendi basina mi birakmistir, yoksa kovulmus mudur, belli degildir.

fatih sultan mehmet

freshy
fatih sultan mehmet 21 yaşında kostantinapolis’i fethettiğinde, ayasofya’ya girdiğinde, bir yeniçerinin elindeki topuzla değerli bir eşyaya vurduğunu görmüş ve çok hiddetlenmiştir. yeniçerinin elinden topuzu alıp hiddetle askerin başına indiren fatih, ayasofya’nın kendi himayesinde olduğunu söylemiştir. fetihten sonra da şehir yeniden inşa etmek için emirler vermiş ve imparatorluğun çeşitli yörelerinden halkları buraya getirmiştir.

necip fazıl kısakürek

freshy
26 mayıs 1905’da doğdu. maraş’lı bir soydan gelen necip fazıl’ın çocukluğu, mahkeme reisliğinden emekli büyük babasının istanbul çemberlitaş’ta ki konağında geçti. ilk ve orta öğrenimini amerikan ve fransız kolejleri ile bahriye mektebi’nde (askeri deniz lisesi) tamamladı. lisedeki hocaları arasında dönemin ünlülerinden yahya kemal, ahmet hamdi (akseki), ibrahim aşkı gibi isimler vardı.
istanbul edebiyat fakültesi felsefe bölümü’nü bitirdikten (1924) sonra gönderildiği fransa’da sorbonne üniversitesi felsefe bölümünde okudu. paris’te geçen bohem günlerinden sonra, türkiye’ye dönüşünde hollanda, osmanlı ve iş bankalarında müfettiş ve muhasebe müdürü olarak çalıştı. bir fransız okulu, robert kolej, istanbul güzel sanatlar akademisi, ankara devlet konservatuarı, ankara üniversitesi dil ve tarih-coğrafya fakültesi’nde hocalık yaptı(1939-43). sonraki yıllarında fikir ve sanat çalışmaları dışında başka bir işle meşgul olmadı.
şairliğe ilk adımını on yedi yaşında iken, annesinin arzusuyla başladı ve ilk şiirleri yeni mecmua’da yayımlandı. milli mecmua ve yeni hayat dergilerinde çıkan şiirleriyle kendinden söz ettirdikten sonra, paris dönüşü yayımladığı örümcek ağı ve kaldırımlar adlı şiir kitapları onu çok genç yaşta çağdaşı şairlerin en önüne çıkararak edebiyat çevrelerinde büyük bir hayranlık ve heyecan uyandırdı. henüz otuz yaşına basmadan çıkardığı yeni şiir kitabı ben ve ötesi (1932) ile en az öncekiler kadar takdir toplamayı sürdürdü
şöhretinin zirvesinde iken felsefi arayışlarını sürdürüp içinde yeni bir dönemin doğum sancısını hisseden necip fazıl için 1934 yılı gerçekten de hayatının yeni bir dönemine başlangıç olur. bohem hayatını en koyu rengiyle yaşadığı günlerde beyoğlu ağa camii’nde vaaz vermekte olan abdülhakim arvasi ile tanışır ve bir daha ondan kopamaz. necip fazıl’ ın hemen tümünde üstün bir ahlak felsefesinin savunulduğu tiyatro eserlerini birbiri ardına edebiyatımıza kazandırması bu döneme rastlar. tohum, para, bir adam yaratmak gibi piyesleri büyük ilgi görür. bu eserlerden bir adam yaratmak, türk tiyatrosunun en güçlü oyunlarındandır.
necip fazıl’ın şairliği ve oyun yazarlığı kadar önemli yönü, çıkardığı dergiler ve bu dergilerde çıkan yazılarla sürdürdüğü mücadeledir. haftalık ağaç dergisi(1936, 17 sayı) dönemin ünlü edebiyatçılarının toplandığı bir okul olmuştur. büyük doğu dergisinde çıkan yazılarıyla ismet paşa ve tek parti (chp) yönetimine şiddetli bir muhalefet sürdürmesi sonucu hakkında açılan çok sayıda davada yüzlerce yıl hapsi istendi, cinnet mustatili adlı eserinde hapishane anıları yer alır. sık sık kapatılan ve toplatılan büyük doğu’nun çıkmadığı sürelerde günlük fıkra ve çeşitli yazılarını yeni istanbul, son posta, babıalide sabah, bugün, milli gazete, hergün ve tercüman gazetelerinde yayımlandı. büyük doğu’da çıkan yazılarında kendi imzası dışında adıdeğmez, mürid, ahmet abdülbaki gibi müstear isimler kullandı. 1962 yılından itibaren de hemen hemen tüm anadolu şehirlerinde verdiği konferanslarla büyük ilgi topladı.
1980’de kültür bakanlığı büyük ödülü’nü, ’iman ve islam atlası’ adlı eseriyle fikir dalında milli kültür vakfı armağanı’nı (1981), türkiye yazarlar birliği üstün hizmet ödülü’nü (1982) almıştır. ayrıca türk edebiyatı vakfı’nca 1980’de verilen beratla ’sultan-üş şuara’ (şairlerin sultanı) ünvanını kazanmıştır

recep tayyip erdoğan stadı

freshy
recep tayyip erdoğan stadı diğer adıyla kasımpaşa stadı istanbul’da bulunan 13,000 koltuk kapasiteli staddır. bu stad 2005 yılında restore edilmiştir ve uefa kriterlerine göre hazırlanmıştır. stad kasımpaşaspor’un iç saha maçlarına ev sahipliği yapmaktadır. stad yoğunluğunun az olduğu zamanlarda diğer istanbul takımları tarafındanda kullanılmaktadır.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol