confessions

faten

- Yazar -

  1. toplam entry 3046
  2. takipçi 2
  3. puan 45337

ben

faten
ben: karlı dağların deli rüzgarı
ben: tozlu yolların demirbaşıyım
ben: suyu kurumuş sevgi pınarı..
ben: toprak bekçisi mezar taşıyım

ben: hep yıllar yılı kanayan çıban...
ben: fikir sürüsün yitiren çoban
ben: hayal peşinde çarıksız taban...
ben: gurbet ağzında bulgur aşıyım

ben: çürük gemi aşk denizinde..
ben: yağmur damlası dostun izinde
ben: yanıp kül oldum aşkın közünde...
ben: kara sevdanın dert yoldaşıyım.

ben: koyu düşmanım yersiz gülüşe..
ben: düşüvermişim bitmez bir işe
ben: bıldır ağlarım bu yıl ölmüşe..
ben: bensiz duygunun ilk savaşıyım

ben: gönlü aklına uymayan deli..
ben: az düşünceden doymayan deli
ben: beni ben diye saymayan delin.
bırakın ben benden uzaklaşayım.


abdurrahim karakoç

bebege çağrı

faten
soyguncu soysun da, vurguncu vursun
sen ana karnında boşa uyursun
doksan günde çık gel dokuz ay dursun.

doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.

üç kağıtçı düzen geçip gitmeden
her ocakta üçbeş baykuş ötmeden
çabuk ’devlet malı deniz’ bitmeden

doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.

makam armağandır, koltuk hediye
muhkem ilamlar var ’rüşvet ye’ diye
ne diye beklersin söyle ne diye.

doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.

göz kırpınca sıfırı çok sayılar
zirveye tırmandı topal ayılar
yağcı yeğen arar, haydut dayılar

doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.

artık banka soymak basit eğlence
günde kırkbin hiçtir ’yurtsever gence’ !
dünyaya duhul et, gel biran önce

doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.

tez çık, haram süt bul, beleş kundak bul
yalancılık mübah, yüzsüzlük makbul
hukuksal açıdan bir olanak bul

doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.

adi ekranlarda iğrenç yüzü gör
halkı tiksindiren bir kof dizi gör
önce onları gör, sonra bizi gör.

doğmaya gayret et, doğmaya bebek.
sonra geç kalırsın yağmaya bebek.



abdurrahim karakoç

bayramlar bayram ola 2

faten
ana bu bayram mı? aman çok ayıp
çocukken gördüğüm bayramlar hani?
mübarek elleri öpüp koklayıp
yüzüme sürdüğüm bayramlar hani

hani ya o özlem, hani ya o tad?
ne dişim kaygusuz, ne içim rahat
haftalar öncesi hergün, her saat
babamdan sorduğum bayramlar hani?

nur yağan geceler, gündüzler nerde?
neşe paylaştığım öksüzler nerde?
dost yollar, dost evler, dost yüzler nerde?
huzura erdiğim bayramlar hani?

kar çiçeğim solmuş kar yatağında
can verir ırmağım dar yatağında
arife gecesi yer yatağında
üstüne serdiğim bayramlar hani?

bayram demek takvimdeki yazı mı?
bayram hasret, bayram ağrı, sizi mi?
açıp yüreğimi, yumup gözümü
özüne girdiğim bayramlar hani?

bayram af günüdür, barış günüdür
bayramlar rahmete giriş günüdür
bayram hak menzile varış günüdür
gönlümü verdiğim bayramlar hani?



abdurrahim karakoç


bayramlar bayram ola 1

faten
güneş yükselmeden kuşluk yerine
bir adam camiden döndü evine
oturdu sessizce yer minderine

kızı ’ bayram’ dedi, yalınayaklı
adam ’ bayram’ dedi tam ağlamaklı

eli öpüldükçe içi burkuldu
konuşmak istedi dili tutuldu
güç bela ağzından bir ’ of’ kurtuldu

oğlu ’ bayram dedi sırtı yamalı
adam ’ he ya’ dedi gözü kapalı

düşündü kış yakın, evde odun yok
tenekede yağ yok, çuvalda un yok
yok yoka karışmış: tuz yok, sabun yok

avrat ’ bayram’ dedi eğdi başını
adam ’ evet’ dedi, sıktı dişini

çalışsa ne iş var, ne cepte para
dağ oldu içinde büyüyen yara
dikti gözlerini karşı duvara

takvim ’ bayram’ dedi, silindi yazı
adam ’ öyle’ dedi, bağrında sızı

döndürse yönünü herhangi dosta
yaralı, gariban, dul, yetim, hasta
aylar, yıllar, günler erirken yasta;

yer - gök ’ bayram’ dedi ağzını açtı;
adam ’ bayram’ dedi evinden kaçtı.



abdurrahim karakoç

bambaşka

faten
bambaşka
doktor, benim derdim bambaşka bir dert;
ağrıyan yerimi sorma boşuna.
yazdığın reçete değer mi zahmet?
kağıtla kalemi yorma boşuna.

kerem eyle, fayda vermez yardımın;
tıp ilminde çaresi yok derdimin;
her tarafı gurbet olmuş yurdumun;
düşünceme tuzak kurma boşuna.

gönlüm yığın yığın hasret yüklüdür;
içimde tarifsiz keder saklıdır
sökemezsin yaralarım köklüdür;
merhem sürüp, sargı sarma boşuna.

dost yolları nakışlandı kanımdan;
sevdiklerim vergi keser canımdan;
sükuta muhtacım, ayrıl yanımdan,
incitip günaha girme boşuna.

aşk koymuşlar ıstırabın adını;
alamadım yaşamanın tadını
yapacaksan eğer bana yardımı,
öldür kurtar, ilâç verme boşuna.

abdurrahim karakoç

balabanim

faten
balaban’ın
geldi gönderdiğin şiirden mektup
arada bir böyle yaz balaban’ım
zaman siciminin ucundan tutup
bazen bağla, bazen çöz balaban’ım

fikir gölü derinleşir girdikçe
dostluk gülü gümrah açar derdikçe
sıhhat, zaman, mekan, imkan verdikçe
cevapsız bırakmam, söz balaban’ım

ahval-i aleme kafayı takma
allah kerim, sabrı elden bırakma
ilmi düstur eyle, imanı sakla
gayrisi savrulan toz balaban’ım

huzur içte gerek, kabukta değil
vuslat acelede, çabukta değil
akıl da baştadır, topukta değil
çile yemekteki tuz balaban’ım

demişler ya ’kuvvet birlikten doğar’
kar, yağmur zamanı gelince yağar
nasihatım o ki dinlersen eğer
işaret ’ben’ değil ’biz’ balaban’ım

çevremizi saran türlü ihanet
gün geçtikçe görünüyor daha net
başlangıçta bilmek değil kehanet
bağrımıza girmiş köz balaban’ım

zaman geldi esir olduk maddeye
zaman geldi hasır olduk caddeye
zaman geldi küsur olduk şetteye
daha bunlar bize az balaban’ım

dört yanımı gurbet yazmış kaderim
dosttan mektup gelir, biter kederim
gözlerinden öper, selam ederim
aydınlık günlerde gez balaban’ım.

abdurrahim karakoç

aynaların otesi

faten
aynaların ötesi
her ne kusur varsa, geçen zamanda;
suçsuzdur aynalar elâ gözlü yâr.
mecnunlar mevlâ’yı bulursa canda,
el olur leyla’lar elâ gözlü yâr.

güzel açar güzelliğin sergisin
gün ağartır kara saçın örgüsün..
muhabbet faslında ölüm türküsün
kim söyler, kim çalar elâ gözlü yâr.

eştikçe iş çıkar işin içinde;
gençliği hasret yer sevda göçünde.
bilmez misin, dört mevsimin üçünde
kar olur yaylalar, elâ gözlü yâr.

alı al, yeşili yeşilde ara;
ahirete gider kalpteki yara..
ne yapsan bir daha çıkmaz dallara,
dökülen ayvalar elâ gözlü yâr.

vakit dolar, nakit biter kasanda..
sevgi bir kitaptır gönül masanda;
okusan da olur, okumasan da...
kapanır sayfalar elâ gözlü yâr.

abdurrahim karakoç

aşk hikayesi

faten
aşk hikayesi
başımdan bir kova sevda döküldü
islanmadım, üşümedim, yandım oy!
iplik iplik damarlarım söküldü
kurşun yemiş güvercine döndüm oy!

yağmur yorgan oldu, döşek kar bana
anladım ki kendi gönlüm dar bana
alev dolu bardakları yâr bana
sunuverdi içtim içtim kandım oy!

sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım
ne zamana, ne kendime alıştım
kırk senede yedi hasret bölüştüm
yedi dünya bana düştü sandım oy!

gönül şahinimi yordum gerçeğe
sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe
teselliden kanat kırdım gerçeğe
tecellinin sinesine kondum oy!


abdurrahim karakoç

anadolu sevgisi

faten
anadolu sevgisi
sen bizim dağları bilmezsin gülüm,
hele boz dumanlar çekilsin de gör.
her haftası bayram, her günü düğün,
hele yaylalara çıkılsın da gör.

bilmezsin ovalar nasıldır bizde;
kağnılar yollarda, yoncalar dizde...
saydıklarım damla değil denizde,
hele bir ekinler ekilsin de gör.

görmedin sen bizim mavi suları,
karlar eriyince kırar yuları..
köpük olur beyaz, sel olur sarı;
hele taştan taşa dökülsün de gör.

sen bizim köyleri görmedin ki hiç..
yolları toz, çamur, evleri kerpiç.
o kirli kabukta o tertemiz iç;
hele bir yakından bakılsın da gör.

anlamaz, bilmezsin sen bizim halkı;
sevgiyi bulasın yakına gel ki..
kalıplar gerçeği göstermez belki,
gönül perdeleri sökülsün de gör.

abdurrahim karakoç

açıkdilekçe

faten
görmediğim bir bambaşka durum var
sizin şehrin kızlarında savcı bey
yaklaşanı ta yürekten vururlar
kan kokuyor gözlerinde savcı bey

gayeleri gönül kırmak dal gibi
bakışları çifte favül bal gibi
ülkeler fethetmiş bir kral gibi
gurur dolu pozlarında savcı bey

kaş yaparken, göz çıkarır elleri;
çok silahtan tesirlidir dilleri
hayret ettim, bir tuhaf ki halleri
poyraz eser yüzlerinde savcı bey

derviş olup çıktım tığsız, tebersiz
ilk görüşte avladılar habersiz
pişirdiler beni tuzsuz, bibersiz
kebap oldum közlerinde savcı bey

bölüştüler gönlüm ile aklımı
davacıyım, ara benim hakkımı...
bir yol göster, haklı mıyım, haksız mı?
yorulmayın izlerinde savcı bey.

abdurrahim karakoç
64 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol