(bkz: leh che)
raffine adli rapperin ilk albumu ile ayni adi tasiyan gerek sozler, gerek muziginin hoslugu ile dinlenesi parcasi.sozlerini de yazayim eksik kalmasin.
özgürüm fakat kısıtlı , gönlüm kısır , yalpalar sınırsız yaşamak , isteyen ciğerini mazotla besleyen , ham cisimli ,
rafine edilmiş her bir harbim , harbiden de kar misali kaplı beyne etki etme acizliği triplerinde okyanus resiflerinde
yaşarım, ölürüm , dualarımda saklı her gömülüm , bedenim kimsesizler aleminde dertlerimse yarenimde gizli , onunla en samimi muhabbetim sizli bizli,öyle bir dilekti kalbimin şu paresinde kalmış izi dert denizde oğlum şifrelendin içime tufan oldu dalga vurdu sağ
yanaktan , tek kişiyiz rapimiz yalana endeksli hepimiz korkusuz askeriz yada dikenli teller arkasında yan keski , dikta ederek diktatör olunmazki kimine
nafaka verdi kahbe kader kimine eyleminde güç ve üç günün birinde hayır oldu raffine zaten yaşadı bin , günün birin de kahin oldu
lakin haininde hain ordusu yürüdü hep önde kendi oldu önce sonra başkasıydı , oldu rapsel ömrümün duraklarında söylenen yalanlar testi kırdı aklımın hudutlarında , cümle en başından sonunu belli eder , kırıldı kalbim özrü bekler kancık olmuş artık herkes
arkadan vurmakmış , erkek olmak , erkek değilsiniz ! tek yalanmış artık gerçek hep dolanmış ömre gam hep çilem de har bir zam dinle belki bulabilirsin
gerçeğimde pay ellerimde bir dilektin her gecemde gök yüzünde ay!! teklerimdir melankolimde zan.vahimlerimde her duman ve bir
de nagihan sanma kaderin kalıcı tek kalemde silinir, mürekkebimde bilinir her acı elemli dertlerin mateminde her günüm tekerrür
yaslarım birer gül,kaderim biraz gül , titrek ellerimde terazi tarttı rapimi kaç gramdı hangi kelime yaramı deldi hangi kelime
kayboldu hangi kelime diğerisin yerine geldi
[nakarat]
her şeyi gördüm amma anlatım yalan kardeşim sırtımdan vuran , kalbim atmayan duran , kaderim ince çizgi , neferim külliyen yalan
dilimin lehçesinde kaybolan satırlarım eylemin rapimle yansıyan, savaş kanıtlarım ölmek de zor yaşamak da , sorularla örtüşmeyen
yanıtlarım , özgürüm fakat kısıtlı ölmek isterken yalın kelamların engel oldu yalan riyaların tüm dünyaların içinde kapitalist bir denge
yok olmayan ve ben bir sosyolog antipolitik açıdan yaklaşan karmaşamdır ölmek bilmeyen ve hep peşimde kaydımın derinlerinde ben yokum ki
çocuklarım doysun zati ben tokum ki , kalemi tutan ellerim kırılsın sen bugun değil ki yarınsın , zor gelen kolay gidermiş
her kötülük içime bir güzellik hapsedermiş
gerekmedikçe huzuruma dilekçe verme tek dil bilirim o da türkçe gözlerim haticedeyken netice aldı başını yürüdü kan katılmış
kepçe kepçe corba , özgürlük riyavet tek gerekçe ölmem için tek sebebse ar yoksun rakkase katilim ben koluma vur kelepçe zoruma gitti
kendine aşık edip giden her kahpe!! imitasyon dostlarım sözleri sahte , sırtımdan vurdular köpekçe her şiiri bir bilmece
tek özlemim çocukluk oyunlarındaki gülmece ,sanırım bitmez bu endişe huzuruma ver dilekçe dilime hakim olmamış bir lehçe..
[nakarat]
her şeyi gördüm amma anlatım yalan kardeşim sırtımdan vuran , kalbim atmayan duran , kaderim ince çizgi , neferim külliyen yalan
dilimin lehçesinde kaybolan satırlarım eylemin rapimle yansıyan, savaş kanıtlarım ölmekte zor yaşamakta , sorularla örtüşmyen
yanıtlarım , özgürüm fakat kısıtlı ölmek isterken yalın kelamların engel oldu yalan riyaların tüm dünyaların içinde kapitalist bir denge
yok olmayan ve ben bir sosyolog antipolitik açıdan yaklaşan karmaşamdır ölmek bilmeyen ve hep peşimde kaydımın derinlerinde ben yokum ki
çocuklarım doysun zati ben tokum ki , kalemi tutan ellerim kırılsın sen bugun değil ki yarınsın , zor gelen kolay gidermiş
her kötülük içime bir güzellik hapsedermiş
yerini alamaz hiç bir kelime bitti zaten.ne soylesem nafile.
özgürüm fakat kısıtlı , gönlüm kısır , yalpalar sınırsız yaşamak , isteyen ciğerini mazotla besleyen , ham cisimli ,
rafine edilmiş her bir harbim , harbiden de kar misali kaplı beyne etki etme acizliği triplerinde okyanus resiflerinde
yaşarım, ölürüm , dualarımda saklı her gömülüm , bedenim kimsesizler aleminde dertlerimse yarenimde gizli , onunla en samimi muhabbetim sizli bizli,öyle bir dilekti kalbimin şu paresinde kalmış izi dert denizde oğlum şifrelendin içime tufan oldu dalga vurdu sağ
yanaktan , tek kişiyiz rapimiz yalana endeksli hepimiz korkusuz askeriz yada dikenli teller arkasında yan keski , dikta ederek diktatör olunmazki kimine
nafaka verdi kahbe kader kimine eyleminde güç ve üç günün birinde hayır oldu raffine zaten yaşadı bin , günün birin de kahin oldu
lakin haininde hain ordusu yürüdü hep önde kendi oldu önce sonra başkasıydı , oldu rapsel ömrümün duraklarında söylenen yalanlar testi kırdı aklımın hudutlarında , cümle en başından sonunu belli eder , kırıldı kalbim özrü bekler kancık olmuş artık herkes
arkadan vurmakmış , erkek olmak , erkek değilsiniz ! tek yalanmış artık gerçek hep dolanmış ömre gam hep çilem de har bir zam dinle belki bulabilirsin
gerçeğimde pay ellerimde bir dilektin her gecemde gök yüzünde ay!! teklerimdir melankolimde zan.vahimlerimde her duman ve bir
de nagihan sanma kaderin kalıcı tek kalemde silinir, mürekkebimde bilinir her acı elemli dertlerin mateminde her günüm tekerrür
yaslarım birer gül,kaderim biraz gül , titrek ellerimde terazi tarttı rapimi kaç gramdı hangi kelime yaramı deldi hangi kelime
kayboldu hangi kelime diğerisin yerine geldi
[nakarat]
her şeyi gördüm amma anlatım yalan kardeşim sırtımdan vuran , kalbim atmayan duran , kaderim ince çizgi , neferim külliyen yalan
dilimin lehçesinde kaybolan satırlarım eylemin rapimle yansıyan, savaş kanıtlarım ölmek de zor yaşamak da , sorularla örtüşmeyen
yanıtlarım , özgürüm fakat kısıtlı ölmek isterken yalın kelamların engel oldu yalan riyaların tüm dünyaların içinde kapitalist bir denge
yok olmayan ve ben bir sosyolog antipolitik açıdan yaklaşan karmaşamdır ölmek bilmeyen ve hep peşimde kaydımın derinlerinde ben yokum ki
çocuklarım doysun zati ben tokum ki , kalemi tutan ellerim kırılsın sen bugun değil ki yarınsın , zor gelen kolay gidermiş
her kötülük içime bir güzellik hapsedermiş
gerekmedikçe huzuruma dilekçe verme tek dil bilirim o da türkçe gözlerim haticedeyken netice aldı başını yürüdü kan katılmış
kepçe kepçe corba , özgürlük riyavet tek gerekçe ölmem için tek sebebse ar yoksun rakkase katilim ben koluma vur kelepçe zoruma gitti
kendine aşık edip giden her kahpe!! imitasyon dostlarım sözleri sahte , sırtımdan vurdular köpekçe her şiiri bir bilmece
tek özlemim çocukluk oyunlarındaki gülmece ,sanırım bitmez bu endişe huzuruma ver dilekçe dilime hakim olmamış bir lehçe..
[nakarat]
her şeyi gördüm amma anlatım yalan kardeşim sırtımdan vuran , kalbim atmayan duran , kaderim ince çizgi , neferim külliyen yalan
dilimin lehçesinde kaybolan satırlarım eylemin rapimle yansıyan, savaş kanıtlarım ölmekte zor yaşamakta , sorularla örtüşmyen
yanıtlarım , özgürüm fakat kısıtlı ölmek isterken yalın kelamların engel oldu yalan riyaların tüm dünyaların içinde kapitalist bir denge
yok olmayan ve ben bir sosyolog antipolitik açıdan yaklaşan karmaşamdır ölmek bilmeyen ve hep peşimde kaydımın derinlerinde ben yokum ki
çocuklarım doysun zati ben tokum ki , kalemi tutan ellerim kırılsın sen bugun değil ki yarınsın , zor gelen kolay gidermiş
her kötülük içime bir güzellik hapsedermiş
yerini alamaz hiç bir kelime bitti zaten.ne soylesem nafile.
yaz aylarina ozgu bir aktivitedir.kisin kalin giysilerle bir sekilde sakladiginiz parcalarinizi -evet sizin bir parcanizdir onlar- kendinizden ayirma cabalarinizdir.siz ayrilmak istemeseniz dahi, o kilolarla bir sekilde baris imzalamis olsaniz dahi, dis gucler birlikteliginize engel olur.sizi ayirmak isterler.ve ayrilik vakti gelir...gozlerinizdeki yaslar, su icerek zayiflama isinde kullandiginiz siseler dolusu su ile birliktelik olusturur.iciniz burkulur, belki de acligin verdigi bir istemsizlikle.insan evladinin gectigi en buyuk sinavlardan biridir kilo verme eylemi.
magnum double adli dondurmanin reklam sloganidir.
(bkz: haz var dahasi var)
tsm sarkisidir.sozlerini de yazayim tam olsun.
dünyada ne günler,yaşadım gördüm
bir bahar gibiydim,kışlara döndüm
artık her arzumu,kalbime gömdüm
hayat sen ne çabuk harcadın beni
gençliği gönlümde bitmez sanırdım
hayat ben hep seni böyle tanırdım
çaresi olsaydı ömür alırdım
hayat neçabuk harcadın beni
perişan gençliğim üzgün bakıyor
kalbimi bir korku sarmış yakıyor
şimdi gözlerimden seller akıyor
hayat sen ne çabuk harcadın beni.
dünyada ne günler,yaşadım gördüm
bir bahar gibiydim,kışlara döndüm
artık her arzumu,kalbime gömdüm
hayat sen ne çabuk harcadın beni
gençliği gönlümde bitmez sanırdım
hayat ben hep seni böyle tanırdım
çaresi olsaydı ömür alırdım
hayat neçabuk harcadın beni
perişan gençliğim üzgün bakıyor
kalbimi bir korku sarmış yakıyor
şimdi gözlerimden seller akıyor
hayat sen ne çabuk harcadın beni.
omega yayinlarindan cikmis, adindan da anlasilacagi uzere ölümü anlatan bir kitaptir.
- ölümle ilgili bir soru sorabilir miyim?
efendi şöyle dedi:
- henüz hayatı bilmiyorsun, ölümü nasıl bilebilirsin?
ilkel insan, elli bin yıl önce ölülerini gömüyordu. çünkü yaşamın, etin çürümesiyle sona ereceğine inanmıyordu. ölüleri yırtıcı hayvanlara yem etmek hem kolay hem de mantıklı bir iş olmasına rağmen, gömmekle kalmıyor, bir de tören düzenliyordu. cesetler, kimi zaman iplerle cenin şeklinde bağlanıyordu. bu, reenkarnasyona olan inancın belirtisi miydi? yoksa ipler, yeniden canlanan ölülerin toprağın altından çıkıp canlıları korkutmalarını önlemenin yolu muydu? her iki durum da, beden ve ruhun ayrı varlıklar olarak bilindiğini kanıtlamaz mı?
ölümden sonra hayat... bu ölümsüz inancın, jungun kolektif bilinç dediği şeyle ilgisi olabilir mi? insanın yaşadığı ya da yarattığı her düşünce, her duygu, her bilgi burada bulunduğuna göre, fiziki ölümde her birimiz bu süper zihne -ölümden sonraki hayatın gerçek yerine- çekiliyor olabilir miyiz? eğer böylesi evrensel inançlar, bazı temel gerçeklerin bilinçaltındaki kültürel halleri değilse, o zaman bunların varlığı için güçlü bir neden olması gerekmiyor mu? belki de sadece hayvani ve evrimci bir biçimde ölümden sonra hayat güdüsüne bağlı bir neden...
- ölümle ilgili bir soru sorabilir miyim?
efendi şöyle dedi:
- henüz hayatı bilmiyorsun, ölümü nasıl bilebilirsin?
ilkel insan, elli bin yıl önce ölülerini gömüyordu. çünkü yaşamın, etin çürümesiyle sona ereceğine inanmıyordu. ölüleri yırtıcı hayvanlara yem etmek hem kolay hem de mantıklı bir iş olmasına rağmen, gömmekle kalmıyor, bir de tören düzenliyordu. cesetler, kimi zaman iplerle cenin şeklinde bağlanıyordu. bu, reenkarnasyona olan inancın belirtisi miydi? yoksa ipler, yeniden canlanan ölülerin toprağın altından çıkıp canlıları korkutmalarını önlemenin yolu muydu? her iki durum da, beden ve ruhun ayrı varlıklar olarak bilindiğini kanıtlamaz mı?
ölümden sonra hayat... bu ölümsüz inancın, jungun kolektif bilinç dediği şeyle ilgisi olabilir mi? insanın yaşadığı ya da yarattığı her düşünce, her duygu, her bilgi burada bulunduğuna göre, fiziki ölümde her birimiz bu süper zihne -ölümden sonraki hayatın gerçek yerine- çekiliyor olabilir miyiz? eğer böylesi evrensel inançlar, bazı temel gerçeklerin bilinçaltındaki kültürel halleri değilse, o zaman bunların varlığı için güçlü bir neden olması gerekmiyor mu? belki de sadece hayvani ve evrimci bir biçimde ölümden sonra hayat güdüsüne bağlı bir neden...
(bkz: aferin)
(bkz: ortbas)
(bkz: kadir has anadolu lisesi)
(bkz: burak bora anadolu lisesi)
(bkz: anadolu lisesi)
cumle sona erince kullanilan, kullanilmasi pek hos olan noktalama isaretlerindendir.kullanilmadigi takdirde can yakar, ic burkar, vs.
bazi okullarda haziran ayi ortalarinda baslayip temmuza kadar süren haftadir.eger ki buhar olup ucmazsaniz derslerden gecebilir yahut but mertebesine ulasabilirsiniz.
toplu tasima araclari icerisinde bas taci edilececek olandir.cunku bir otobus gibi degildir vapur.tabakhaneye bok yetistiryor gibi gitmez.nazli nazli yol alir denizin icerisinde.yaklasik 20 dakika suren yolculuk esnasinda bitmedi gitti su yol da demessiniz.cunku mesgul olacak cok sey bulursunuz icerisinde.kitap okursunuz, karsida oturan amcanin gazetesini okumaya calisirsiniz, denizi seyredersiniz, martilari seyredersiniz, simit icin gelen martiyi tutup denize atabilir miyim acaba gercekten diye olmadik dusuncelere gark olursunuz, varsa karsi yakada bir bekleyeniniz onu duslersiniz.ve ayriliklar olmaz vapurda.duygular bilenir,yogunlasir, yasanilasi hale gelir.hayat ne kadar tuhaf ise vapurlar da o denli tuhaftir.binilesidir.seyahat edilesidir.
vasiyet adli parcada bir dilekti vurgun oldu, vodka redbull cigere doldu. seklinde sozu edilen icecektir.
(bkz: şişli etfal)
(bkz: sisli etfal )
allah ın kendisine akil ve fikir vermesini diledigim robottur.belki de insanoglundan daha verimli kullanabilir.en azindan o akli namaz kilan robot yapmakta kullanmayacagi asikar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?