confessions

ersel

- Yazar -

  1. toplam entry 40
  2. takipçi 1
  3. puan 3347

yakılan askerlerimizin ailelerinin söyledikleri

ersel

Kaynak : http://www.sozcu.com.tr/2016/gundem/isid-goruntulerindeki-kisilerin-aileleri-konustu-1583444/

22.12.2016 tarihinde gördüğümüz o görüntülerden sonra askerlerin aileleriyle görüşüldüğünü şuan öğrendim. askerlerden Fethi Şahin'in ailesi asker değil IŞİD'liydi demiş.aynı zamanda bu şahış ailesiyle irtibata geçip 'pişmanım, beni burdan kurtarın' demiş. Bundan birçoğumuzun farklı mecralar tarafından haberi olmuştu. Ancak asıl vahim olan 'askerimiz' Sefter Taş'ın ailesinin söyledikleri.Haberde yazıldığı gibi aktarıyorum :

“Eşim ve çocuklarım olayı duydular, sinir krizi geçirdiler. Annesi halen baygın”
“Videoların çıktığını duyduk ama inanmak istemedik. Birçok kişi bize söyledi fakat dedik doğru değildir. Olayı duyan Sefter'in annesi ve kardeşleri sinir krizi geçirdiler. Sefter'in annesi halen baygın. Çok kötüler. Perişan olduk. Hâlâ ölmemiş diye düşünüyoruz. Dua ediyoruz. Olayın doğru olup olmadığını öğrenmek için şimdi Aralık İlçe Jandarma Karakolu'na geldik. Yetkililerden bilgi alacağız. Şimdiye kadar kimse bize resmi bir haber vermedi.”

Bunları söyleyen bir TÜRKİYE CUMHURİYETİ askerinin babası. daha önce de annesi 'iğnelerle ayakta duruyorum' demişti. söylenecek söz bitti.

edit: bazı şeyler yeterince açıklanmamış ya da yeterince haber yapılmamış galiba. tsk'nın yaptığı şu açıklama ''"Devam eden Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında, 29 Kasım 2016 Salı günü saat 15.30 sularında iki silah arkadaşımızla irtibat kesilmiş olup, bölgede arama faaliyetleri devam etmektedir" görüldüğü gibi 29 kasım 2016 tarihine ait. Sefter Taş isimli askerimiz ise 1 eylül 2015 tarihinde kaçırılmış. kaçakçılara müdahale ettiği sırada kaçırıldığını söylemiş ve defalarca beni kurtarın demiş.

''IŞİD, Eylül 2015'te de Suriye'nin Kilis sınırında Sefer Taş isimli bir Türk askerini kaçırmıştı. Taş halen IŞİD'in elinde.''
Kaynak: Al Jazeera

edit2: belki de 29 kasım 2016 tarihinde kaçırılan askerlerimizin kim olduğunu ve akıbetini sorgulamamız lazım. sahi hiç sorgulandı mı? hiç haber yapıldı mı?

3 askerimiz deaş'ın elinde

ersel
Devletimiz saniyeler içinde büyükelçi suikasti zanlısının yedi ceddini bulmuş bir devlet.her patlamadan sonra sorumlunun bir gün geçmeden bulunduğu bir ülkede yaşıyoruz.umarım bu hızımızı dün dehşet içinde gördüğümüz görüntüleri 'yalanlamakta' da gösteririz.söylemek istemiyorum ama , umarım yalandır.

edit:Söylemek istemememin sebebi çok sıradanlaşmış bir söz olmasıdır , yanlış anlaşılmasın.

oneiroloji

ersel
tanım:rüyaları inceleyen bilim dalı.

günlük yaşamın sıradanlığına karışan rüyalar çok karmaşık olaylardır ve bilim henüz tam anlamıyla açıklayamamıştır.oneiroloji pek bilinmeyen bir daldır ve bilim adamlarından ziyade diğer psişik uzmanların ilgilendiği bir daldır.

çok saygı duyduğum bir nöroloji hocama bu konuyu danıştığımda o da rüyaların halen bir bilinmez olduğunu söylemiştir.bir psikiyatri hocam ise rüyaları psikiyatr olarak açıklamış ancak biyolojik temeline ilişkin sadece teoriler olduğunu söylemiştir.

rüyaların bu bilinmezliğinden ötürü birçok insanlar tarafından sabote edilip kullanıldığı açıktır.oneirolojinin gelişmesi bize evren ve insan hakkında birçok bilinmezin kapılarını açabilir.çünkü rüyalar geçmişle gelecek arasında bir yerde görülür ve insan beyninin birçok seçeneği rüyalar aracılığıyla değerlendirip yaşamına yön verdiğine inanılır.

biyolojik temeline ilişkin kabul görünen ama kanıtlanmamış en temel teori , mesencephalon(beyinsapı) tarafından geceleri bir sinyal üretildiği ve bunun beyin katmanlarında yarattığı etkidir.

asosyalliğimin sebepleri

ersel
yazıma herkese gönülden bir merhaba diyerek başlamak istiyorum.

öncelikle nedir bu asosyalliğimin derecesi bunu açıklayayım. yakın çevremde anlaşmakta zorlandığım 2-3 arkadaşım var ve şuan aramız iyi değil. ayrıca yeni bir arkadaş daha edindim şu sıralar , tahmin edersiniz ki onunla da çalkantılı her şey. sürekli anlattığı şeylere laf sokmalarımdan dolayı olabilir. sevgili durumum daha iç açıcı gibi gelebilir. seviyorum , seviliyorum. ancak şöyle bir durum var ki o ilişkilerde uzun süreli olmuyor. en uzunu 1 yıl 3 ay sürdü(orta okulda başlayan 6 yıllık aşk maceramı saymazsak).

ayrıca bu sorun için psikiyatra da gidiyorum. o da bana insanın sosyal bir varlık olduğundan bahsedip duruyor tabii ki. ama istediğim sosyallik bu değil. oturup erkeklerle kızlar ve seks hakkında konuşmak yapmak istemediğim bir şey ve galiba insan yapmak istemediği şeyleri yapmamalı. kız arkadaşlarımla da oturup dedikodu yapacak halim yok herhalde.

bölümümün hiçbir yakınlığı olmamasına rağmen geçenlerde acıkakademi.com gibi bi siteden kodlama ve yazılım öğrenmeye çalışıyordum. bunun hakkında sohbet edebileceğim bir kişi bile yokken gidip o yakın arkadaşım dediğim kişiyle kendi aşk hayatından mı sohbet etmeliydim ? kodlamada bazı değişkenleri falan öğrenebiliyorsun ama bu çok havada kalıyor. sen oraya o değişkeni yazdığında ve başka bir yere atadığında onu çalıştıran mekanizmayı bir türlü bilemiyor ve öğrenemiyorsun.

insanoğlu marsa gidecek , farkında mıyız? farklı sebeplerden dolayı yaklaşık 3 aydır bulunduğum şehrin merkezinden bile ayrılamıyorum. durum böyle olunca neye önem verebilir insan? uzay hakkında bilgilerim lise seviyesine , fizik hakkındaki bilgilerim üniversite seviyesine geçememişken soruyorum size a dostlar , bana bir şey katmayacak sosyalliği ben neyleyeyim?

vereceğim örnekler elbette bunlarla sınırlı değil. mesela hukuktan anlayan bir insanla bile oturup konuşabilirim. arkadaşlık kurabilirim. bana bir şey katacak herkesle sosyalliğe varım. ancak oturup boş beleş muhabbetler yapacağım insanla olan sosyallik onlarda kalsın diye düşünüyorum. ve emin olun çevremde bana bir şey katacak insan o kadar az ki! olanların çoğu paçalarımdan tutup aşağı çekiyor gibi hissediyorum. zaten hayatta bilgi olarak eriştiğim seviye yerlerde , tutup yerin diplerine çekmelerine göz yummam mı gerekiyor?

sosyalliğin faydaları yok mu diye soranlarınız olabilir. elbette var , insanı anksiyetelerinden ve obsesyonlarından genellikle kurtarır. kaç senelik ömrümüz var düşünelim bir. içtiğim sigarayı ve kalbimin hizasındaki ağrıyla uyandığımı düşününce (mühim bir şey değil kas ağrısı) önümde 200 yıllık bir hayat görünmüyor. kim yaşıyor 200 yaşına kadar diye soracak olursanız , tıp çok ilerliyor , ortalama yaşam sürenizi günümüze göre odaklamayın.

sonuç olarak durumlar böyle dostlarım. ne kadar çok isterim bilemezsiniz adam akıllı şeylerden sohbet edebileceğim , kendi alanımla ilgili tüm bilgisizliklerine göz yumacağım , aynı zamanda kendi alanlarıyla ilgili bilgisizliklerime göz yumup karşılıklı aydınlanma içine gireceğim insanlarla arkadaşlık kurmayı.

westworld

ersel
izlenilmesi gereken dizidir. bizim ülkeden elbette beklemiyorum ancak keşke böyle içinde bilimsel öngörü bulunan diziler daha çok çekilse. insanlar biraz düşünmeye itilse , insanlar biraz daha ilgi duysa böyle şeylere.

kısacası izleyin , izlettirin.

sırada münbiç ve rakka var

ersel
(bkz: http://www.sozcu.com.tr/2016/gundem/erdogan-acilista-konusuyor-3-1583962/)

Cumhurbaşkanı'nın bugünkü sözleri.Tam olarak şöyledir :

“Sırada Münbiç var. Münbiç'ten sonra işte Amerika'da eğer burada da yeni dönemde ele ele verebilirsek, Rakka var. 'Dünyadan bize ne' diyenlere sesleniyorum. Biz bu dünyada yaşıyoruz. Türkiye küresel bir güçtür bunu bileceksin. Bize bu soruyu soranlara diyorum ki, sizin bu parlamentoda ne işiniz var”



Türkiye'nin bölgesel bir güç olduğunu bile tartışırken küresel bir güç olduğunu söylemek komik kalıyor.Oysa biz tutamıyoruz bu adamları. yarın öbür gün ''evrensel'' bir gücüz , uzaylılarla yakın bağlantılarımız var , bakın XC2323423 adlı gezegene kızılayımız dün yardım için yola çıktı gibi şeyler duyarsak şaşırmamalıyız ki hiçbirimizin de şaşıracak hali kalmadı sanırım.

Menbiç(?),Münbiç(?)'e gelince , Suriye'de yaptığımız işleri şahsen destekliyorum , çünkü böyle yapmasak ilerde daha büyük dertler başımıza açabiliriz. ama olay bu işlerin en başında başlıyor. Suriye'nin bölünmesi için bin dereden su getirmeseydik bu günlere gelmezdik. bu operasyonları yapmamız gerekmezdi. bilerek yere ayran döküp temizlemek gibi bir hale büründü bu işler. güzide halkımızın bir an evvel farkına varmasını dilemekten başka elden bir şey gelmiyor.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol