2pac şarkısı bir de.
even if i die im gonna be a fuckin problem. do you believe in ghosts, motherfucker?
diyor. ben kahkahayla ağlamak arasında gidip geliyorum.
uğur polatın sahnelerini kaç yıl sonra bugün bile açıp seyrettiren dizi. diğerleri de ondan az değil asla. fakat şiir gibi kaç dizi çekilmiş ki diye bakıyorum türk televizyon tarihine- ki kısa bir tarih bu. bir bunu buluyorum bir yeditepe istanbulu. haydi biraz da süper babayı evet.
ankaranın istanbuldan üstün bir yanını bulabilmek için kafa patlatmak.
bir çok grup tarafından coverlanan dead kennedys şarkısı.
ama en başarılısının nouvelle vague eli değmiş olan olduğunu söyleyebilirim.
but now i am jaded
youre out of luck
im rolling down the stairs
too drunk to fuck
im about to drop
my heads a mess
the only salvation is
ill never see you again
ama en başarılısının nouvelle vague eli değmiş olan olduğunu söyleyebilirim.
but now i am jaded
youre out of luck
im rolling down the stairs
too drunk to fuck
im about to drop
my heads a mess
the only salvation is
ill never see you again
altay öktem önermesi. şöyle buyurmuş üstad;
aşk filmine iki bilet alınmaz. zaten iki kişilik aşk da olmaz. iki kişinin
birbirine aşık olabilmesi için üçüncü kişi şarttır. ıssız bir adada iki kişi
sevişebilir, kavga edebilir, yemeğini paylaşabilir, beraber şarkı
söyleyebilir... ama aşık olmazlar. aşk bir başkasına rağmen yaşanan bir
duygudur. düşünebilecek baskaları da varken yalnızca onu düşünmek,
sevişebilecek başkaları da varken yalnızca onunla sevişmek istemektir. o
yüzden aşk, en az üç kişiliktir. "
aşk filmine iki bilet alınmaz. zaten iki kişilik aşk da olmaz. iki kişinin
birbirine aşık olabilmesi için üçüncü kişi şarttır. ıssız bir adada iki kişi
sevişebilir, kavga edebilir, yemeğini paylaşabilir, beraber şarkı
söyleyebilir... ama aşık olmazlar. aşk bir başkasına rağmen yaşanan bir
duygudur. düşünebilecek baskaları da varken yalnızca onu düşünmek,
sevişebilecek başkaları da varken yalnızca onunla sevişmek istemektir. o
yüzden aşk, en az üç kişiliktir. "
i d rather dance with you adlı şarkısı dalinin banyo şarkısı gibi bazı evlerin günaydın müziği, kahvaltı şarkısı, hadi uyanın tınısı olmuş grup. yani akşam 6da uyanılan bazı evlerin. yani tamam işte bizim evin. hem sakin, hem canlandıran güzel ve mutlu parçaları var. dinleyiniz.
sınıf atlayan dönek solcu gülüşü. o köşkte oturup hala fırsat eşitsizliğinden, öğrenciyken amanın da ne kadar çok da pek de solcu olduğundan bahsedince insanın gözünün üstüne yumruk atası geliyor.
(bkz: güçlü şirin)
(bkz: güçlü şirin)
+ bu eve gelen ilk kız sensin.
- yahuuu! kes! çekil kenara sözlükçüyüm ben.
- yahuuu! kes! çekil kenara sözlükçüyüm ben.
sakin, dingin, melek sesli güzel kadın. tüm şarkıları zevkle dinlenecek bir albüm yapmış çekilmiş kenara. 5 yıl sonra bile yeni albüm yap demem ona mesela.
(bkz: gidersen)
(bkz: gidersen)
dehşet bir enstruman. bugüne dek varlığından haberdar olmadığım bu alet büyük bir şişenin parçalara ayrılıp bir sopaya dizilmiş gibi gözüküyor. facebookta paylaşılan bir videoda da şu bilgiler yer alıyor;
18.yy da benjamin franklin tarafından bulunan "glass armonica" enstruman dan çıkan notalar yüzünden müzisyenler ve dinleyecilerin delirdiği gözlendiği için tamamen yasaklamıştır(yada korku yüzünden insanlar çalmayı bırakmıştır). armonica dan çıkan sesin insan beyni ve kulaklarıyla bilinmeyen bi etkileşimi olduğu varsayılıyo çünkü çıkan ses 1000 ve 4000 hertz aralığında. 4000 hertz altında sesleri insan beyni sağ ve sol kulak arasındaki tam nirengi noktası bulamadığı "katman/safha farklılığına"(phase differences) yol açıyomuş yani sesin nerden geldiğini anlayamayan beyin ambale oluyo buda duyma problemlerine yol açıyor. bazı insanlarda deliliğe, depresyona ve birbirleri arasında iletişimde kavgaya kadar götürdüğü söyleniyor.
18.yy da benjamin franklin tarafından bulunan "glass armonica" enstruman dan çıkan notalar yüzünden müzisyenler ve dinleyecilerin delirdiği gözlendiği için tamamen yasaklamıştır(yada korku yüzünden insanlar çalmayı bırakmıştır). armonica dan çıkan sesin insan beyni ve kulaklarıyla bilinmeyen bi etkileşimi olduğu varsayılıyo çünkü çıkan ses 1000 ve 4000 hertz aralığında. 4000 hertz altında sesleri insan beyni sağ ve sol kulak arasındaki tam nirengi noktası bulamadığı "katman/safha farklılığına"(phase differences) yol açıyomuş yani sesin nerden geldiğini anlayamayan beyin ambale oluyo buda duyma problemlerine yol açıyor. bazı insanlarda deliliğe, depresyona ve birbirleri arasında iletişimde kavgaya kadar götürdüğü söyleniyor.
artık bir write up yazmanın farz olduğu sözlük benim içün de. hemen de girişeyim...
önce burada sevmediğim, sevemediğim, göz ardı edemediğim şeylerden bahsedeceğim müsaadenizle ki hemen arkasından sevdiklerimi yazıp barış sevgi kardeşlikle sonlandırabileyim. böyle de cinim. neyse, sevemediğim şeyler demiştim evet;
- tepede duran türk bayrağını gereksiz buluyorum. bunu da iletmiştim indy beye kendisi de demokraside çareler tükenmeyeceğini şeyetmişti ve bunu başlık haline getirmemi söylemişti. yani bence o olmamış orda dediğim için kalkmayacaktı elbette ki. e ben bunu da gereksiz bulmuştum. tembelim ezelden.
- şu apostrof meselesi. onu da çözümlemeye çalışıyoruz. dikkat edilirse bunlar hep şekle şemale yönelik şeyler.
- şimdi sözlükle ilgili olmayan bir tane, yazarlarla ilgili de sıkıntım şuydu ki o da tematik entryler. copy paste tematik entrylerden hazzetmiyorum. (son derece kişisel) yani sol framei bomboş görmeyi tek kelimelik tanım entryleri ile görmeye yeğlerim. o derece hınçlıyım mevzuya. ama burası da sözlük değil mi? tematik entryler de olacak illa ki. -niye illa ki bilmiyorum ama oluyor işte- bunun için de tematik moodu önerisi getirmiştim. lakin sanıyorum bunu da başlık açmadığımdan es geçtik sonra.
- yazarlarla ilgili diğer sıkıntım da eften püften çağrışımlar eften püften bkzlar. ha diyeceksiniz ki sana göre eften püften. ben de diyeceğim ki evet canımın içi, aynen. şimdi sözlüğe yeni gelen yazarlar bu yolla ortama ısınıyor kör değilim görüyorum. bunlara sözüm yok. fakaaat artık rüştünü ispatlamış yazarlar bunu yapınca basıyorum berbata bilesiniz. ne kadar netim bak.
- bir diğer sıkıntım da yazarların yazmaması. fakat bunu eleştirecek merci değilim. keyf ve inspire meselesi. ben neden sıkıntı duyuyorum? ben kendi adıma yazmak isteyip konu bulamayıp etkilenecek de kimse olmayınca sıkıntı duyuyorum. aynı sorumluluğu üzerimde de hissediyorum e böyle olunca iteliyorum biraz kendimi. istiyorum ki siz de iteleyin de sonra yuvarlanalım.
- bir de oylamanın eksikliği. rica ediyorum elinizi korkak alıştırmayın. berbat hoş basın bir şeyler ki okunduğunu bilelim. sayısal değeri önemli değil. okunmuyorsa niye emek veriyoruz? diy mi ama diy mi ama?
bunlar işte. onun dışında çok güzel çok süper. bir kere insanlar sıcacık. anlayışlı. böyle ayar mayar peşinde pek insan yok. (gerçi bunu özlediğim zamanlar da oluyor- ekol belli) trollümüz yok. bu da çok enteresan. herkes aile gibi olmuş ki budur sanırım en önemli özelliği. -elma şekeri biraz abartıyor bu sözlüğü içselleştirmeyi- dışardan geleni bir dışlama falan yok. en şaşırdığım da bu olmuştu. -son derece gerizekalı olanlar da var bak görmedim değil gördüm ama anlama çabası içindeler en azından. bunu takdir etmek gerek.-
seviyorum sizi. öyle yani. haydi canlarım.
öbdüm.
önce burada sevmediğim, sevemediğim, göz ardı edemediğim şeylerden bahsedeceğim müsaadenizle ki hemen arkasından sevdiklerimi yazıp barış sevgi kardeşlikle sonlandırabileyim. böyle de cinim. neyse, sevemediğim şeyler demiştim evet;
- tepede duran türk bayrağını gereksiz buluyorum. bunu da iletmiştim indy beye kendisi de demokraside çareler tükenmeyeceğini şeyetmişti ve bunu başlık haline getirmemi söylemişti. yani bence o olmamış orda dediğim için kalkmayacaktı elbette ki. e ben bunu da gereksiz bulmuştum. tembelim ezelden.
- şu apostrof meselesi. onu da çözümlemeye çalışıyoruz. dikkat edilirse bunlar hep şekle şemale yönelik şeyler.
- şimdi sözlükle ilgili olmayan bir tane, yazarlarla ilgili de sıkıntım şuydu ki o da tematik entryler. copy paste tematik entrylerden hazzetmiyorum. (son derece kişisel) yani sol framei bomboş görmeyi tek kelimelik tanım entryleri ile görmeye yeğlerim. o derece hınçlıyım mevzuya. ama burası da sözlük değil mi? tematik entryler de olacak illa ki. -niye illa ki bilmiyorum ama oluyor işte- bunun için de tematik moodu önerisi getirmiştim. lakin sanıyorum bunu da başlık açmadığımdan es geçtik sonra.
- yazarlarla ilgili diğer sıkıntım da eften püften çağrışımlar eften püften bkzlar. ha diyeceksiniz ki sana göre eften püften. ben de diyeceğim ki evet canımın içi, aynen. şimdi sözlüğe yeni gelen yazarlar bu yolla ortama ısınıyor kör değilim görüyorum. bunlara sözüm yok. fakaaat artık rüştünü ispatlamış yazarlar bunu yapınca basıyorum berbata bilesiniz. ne kadar netim bak.
- bir diğer sıkıntım da yazarların yazmaması. fakat bunu eleştirecek merci değilim. keyf ve inspire meselesi. ben neden sıkıntı duyuyorum? ben kendi adıma yazmak isteyip konu bulamayıp etkilenecek de kimse olmayınca sıkıntı duyuyorum. aynı sorumluluğu üzerimde de hissediyorum e böyle olunca iteliyorum biraz kendimi. istiyorum ki siz de iteleyin de sonra yuvarlanalım.
- bir de oylamanın eksikliği. rica ediyorum elinizi korkak alıştırmayın. berbat hoş basın bir şeyler ki okunduğunu bilelim. sayısal değeri önemli değil. okunmuyorsa niye emek veriyoruz? diy mi ama diy mi ama?
bunlar işte. onun dışında çok güzel çok süper. bir kere insanlar sıcacık. anlayışlı. böyle ayar mayar peşinde pek insan yok. (gerçi bunu özlediğim zamanlar da oluyor- ekol belli) trollümüz yok. bu da çok enteresan. herkes aile gibi olmuş ki budur sanırım en önemli özelliği. -elma şekeri biraz abartıyor bu sözlüğü içselleştirmeyi- dışardan geleni bir dışlama falan yok. en şaşırdığım da bu olmuştu. -son derece gerizekalı olanlar da var bak görmedim değil gördüm ama anlama çabası içindeler en azından. bunu takdir etmek gerek.-
seviyorum sizi. öyle yani. haydi canlarım.
öbdüm.
tek başına yazdığı her an deliliğe bir adım daha atıyor. fyi.
dehşet gitarlarla yaralayan peach şarkısı. tool coverı da ondan eksik kalmaz.
setting sun cant shine now youre gone
inside sleeping, my heart beating
you know that you tried to hide it
shouldnt you have said what you meant???
time heals, time congeals around us,
painless hours of endless motion, (endless hours of wasted moments)
understandings not demanding,
you cant hide what you feel inside!! (your eyes tell what you feel inside)
you lied.
setting sun cant shine now youre gone
inside sleeping, my heart beating
you know that you tried to hide it
shouldnt you have said what you meant???
time heals, time congeals around us,
painless hours of endless motion, (endless hours of wasted moments)
understandings not demanding,
you cant hide what you feel inside!! (your eyes tell what you feel inside)
you lied.
mide bulantısı halinde yutulduğunda iyi gelen, kusma refleksini bloklayan güzel şey, katı su.
en güzel vega şarkılarından. loopa alır dinlersiniz, bir bakarsınız üç gün geçmiş farketmemişsiniz. öyle bir şarkı o şarkı.
çok oynaktır, çok şerefsizdir. gelicem der gelmez gece yarılarına kadar bekletir akşamlara kadar uyutur. öyle nanemolla!
bir garip çocuk oyuncu.
yeteneğiyle beni gerçekten şaşırtıyor hatta korkutuyor diyelim. en son da coralineda coralineı seslendirdi zannederim.
yeteneğiyle beni gerçekten şaşırtıyor hatta korkutuyor diyelim. en son da coralineda coralineı seslendirdi zannederim.
ünlü bir ece ayhan şiiri. ünü muhteşemliğinden, şairinden bağımsız.
1. şiirimiz karadır abiler
kendi kendine çalan bir davul zurna
sesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayan
taşınır mal helalarında kara kamunun
şeye dar pantolonlu kostak delikanlıların şiiridir
aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler
2. şiirimiz her işi yapar abiler
valde atikte eski şair çıkmazında oturur
saçları bir sözle örülür bir sözle çözülür
kötü caddeye düşmüş bir tazenin yakın mezarlıkta
saatlerini çıkarmış yedi dala gerilmesinin şiiridir
dirim kısa ölüm uzundur cehennette herhal abiler
3. şiirimiz gül kurutur abiler
dönüşmeye başlamış beşiktaşlı kuşçu bir babanın
taşınmaz kum taşır mavnalarla karabigaya kaçan
gamze şeyli pek hoş benli son oğlunu
suriye hamamında sabuna boğmasının şiiridir
oğullar oğulluktan sessizce çekilmesini bilmelidir abiler
4. şiirimiz erkek emzirir abiler
ilerde kim bilir göz okullarına gitmek ister
yanık karamelalar satar aşağısı kesik kör bir çocuğun
kinleri henüz tüfek biçimini bulamamış olmakla
tabanlarına tükürerek atış yapmasının şiiridir
böylesi haftalık resimler görür ve bacaklanır abiler
5. şiirimiz mor külhanidir abiler
topağacından aparthanlarda odası bulunamaz
yarısı silinmiş bir ejderhanın düzüşüm üzre eylemde
kiralık bir kentin giriş kapılarına kara kireçle
şairlerin ümüğüne çökerken işaretlenmesinin şiiridir.
ayıptır söylemesi vakitsiz üsküdarlıyız abiler
6. şiirimiz kentten içeridir abiler
takvimler değiştirilirken bir gün yitirilir
bir kent ölümünün denizine kayar dragomanlarıyla
düzayak çivit badanalı bir kent nasıl kurulur abiler?
1. şiirimiz karadır abiler
kendi kendine çalan bir davul zurna
sesini duyunca kendi kendine güreşmeye başlayan
taşınır mal helalarında kara kamunun
şeye dar pantolonlu kostak delikanlıların şiiridir
aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler
2. şiirimiz her işi yapar abiler
valde atikte eski şair çıkmazında oturur
saçları bir sözle örülür bir sözle çözülür
kötü caddeye düşmüş bir tazenin yakın mezarlıkta
saatlerini çıkarmış yedi dala gerilmesinin şiiridir
dirim kısa ölüm uzundur cehennette herhal abiler
3. şiirimiz gül kurutur abiler
dönüşmeye başlamış beşiktaşlı kuşçu bir babanın
taşınmaz kum taşır mavnalarla karabigaya kaçan
gamze şeyli pek hoş benli son oğlunu
suriye hamamında sabuna boğmasının şiiridir
oğullar oğulluktan sessizce çekilmesini bilmelidir abiler
4. şiirimiz erkek emzirir abiler
ilerde kim bilir göz okullarına gitmek ister
yanık karamelalar satar aşağısı kesik kör bir çocuğun
kinleri henüz tüfek biçimini bulamamış olmakla
tabanlarına tükürerek atış yapmasının şiiridir
böylesi haftalık resimler görür ve bacaklanır abiler
5. şiirimiz mor külhanidir abiler
topağacından aparthanlarda odası bulunamaz
yarısı silinmiş bir ejderhanın düzüşüm üzre eylemde
kiralık bir kentin giriş kapılarına kara kireçle
şairlerin ümüğüne çökerken işaretlenmesinin şiiridir.
ayıptır söylemesi vakitsiz üsküdarlıyız abiler
6. şiirimiz kentten içeridir abiler
takvimler değiştirilirken bir gün yitirilir
bir kent ölümünün denizine kayar dragomanlarıyla
düzayak çivit badanalı bir kent nasıl kurulur abiler?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?