eşinden boşanmıştır.
suada’da bulunan kebapçıdır.
yola "iki kıta arasında kebap keyfi" mottosuyla çıkan bu kebapçıda yemekler inanılmaz güzeldir.
hatta çok rahat bir şekilde söyleyebilirim ki; ben ömr-ü hayatımda böyle ne kebap yedim ne de çiğköfte! herşey mi muhteşem olur bir mekanda? evet!
http://sudakebap.com.tr/sudakebap/index.html
gitmeden evvel rezervasyon yaparsanız eğer mutlak suretle kuleli askeri lisesi’ni karşıda izleyerek yemeğinizi yiyorsunuz bir defa. vereceğiniz herhangi bir davet için de muhteşem bir seçimdir bu adres.
bir dostumuz geldi ağırlamak istedik, tınınım tınınım tekneyle geçtik adaya siparişlerimizi verdik.
insanların suada için genel algısı: "çok pahalı!". ama bizi yanıltan bir hesapla karşılaştık, doğruya doğru.
hesap için beklentimiz 250 tl civarındaydı açıkçası. çünkü rakısı meşrubatı mezeleri çiğköftesiyle masa donatılmıştı ayıptır söylemesi. mezeler harikaydı, zaten kebap ocakbaşından getirtilip önünüze sıcacık konuluyor; durmadan masanıza hizmet veren ve sizi sıkmayan garsonlar son derece kibarlar ve mekan müziği ise muhteşem. daha ne olsun değil mi?
vereceğimiz para helali hoş olsun diye düşünürken gelen hesap 150 tl olunca biz şoka girdik tabii.
böyle bir mekan için bu hesap gerçekten hesaplıydı, dedim ya... ne umduk ne bulduk!
not: çiğköfteyi tekrar övmeden bitiremem bu entryi. çiğköfteye sos yapmış mutfağın ustaları, ben böyle bir lezzet hiç daha önce tatmadım! muhteşem bir fikirle önünüze sunuluyor olması zaten yeterince çekiciyken lezzetinin sizi sizden alması hiç şaşılacak bir durum değil açıkçası.
bu mekana gidin, gitmeyeni dövün!
yola "iki kıta arasında kebap keyfi" mottosuyla çıkan bu kebapçıda yemekler inanılmaz güzeldir.
hatta çok rahat bir şekilde söyleyebilirim ki; ben ömr-ü hayatımda böyle ne kebap yedim ne de çiğköfte! herşey mi muhteşem olur bir mekanda? evet!
http://sudakebap.com.tr/sudakebap/index.html
gitmeden evvel rezervasyon yaparsanız eğer mutlak suretle kuleli askeri lisesi’ni karşıda izleyerek yemeğinizi yiyorsunuz bir defa. vereceğiniz herhangi bir davet için de muhteşem bir seçimdir bu adres.
bir dostumuz geldi ağırlamak istedik, tınınım tınınım tekneyle geçtik adaya siparişlerimizi verdik.
insanların suada için genel algısı: "çok pahalı!". ama bizi yanıltan bir hesapla karşılaştık, doğruya doğru.
hesap için beklentimiz 250 tl civarındaydı açıkçası. çünkü rakısı meşrubatı mezeleri çiğköftesiyle masa donatılmıştı ayıptır söylemesi. mezeler harikaydı, zaten kebap ocakbaşından getirtilip önünüze sıcacık konuluyor; durmadan masanıza hizmet veren ve sizi sıkmayan garsonlar son derece kibarlar ve mekan müziği ise muhteşem. daha ne olsun değil mi?
vereceğimiz para helali hoş olsun diye düşünürken gelen hesap 150 tl olunca biz şoka girdik tabii.
böyle bir mekan için bu hesap gerçekten hesaplıydı, dedim ya... ne umduk ne bulduk!
not: çiğköfteyi tekrar övmeden bitiremem bu entryi. çiğköfteye sos yapmış mutfağın ustaları, ben böyle bir lezzet hiç daha önce tatmadım! muhteşem bir fikirle önünüze sunuluyor olması zaten yeterince çekiciyken lezzetinin sizi sizden alması hiç şaşılacak bir durum değil açıkçası.
bu mekana gidin, gitmeyeni dövün!
geçen gün gitme gafletine düştüğüm sözde sosyetik restaurant .
evet dinçer azaphan’ı falan orada görmek mümkün ama o kadar uludağ kebapçısı tadındadır ki mekan, insan kendini esnaf lokantasına gelmiş gibi hisseder.
haftasonu o kadar kalabalıktır ki çocuk çığlıklarından oyun bahçesinde mi yoksa lüks bir restaurantta mı olup olmadığınızı anlayamazsınız. onu bırakın uğultudan nefes alamaz hale gelirsiniz.
bu ne hafifliktir yahu.
masanıza getirdikleri, hani her kebapçıda olması gerektiği gibi ücretsiz sunulan küçük pidecikler ve ezme vesaireyi burası vermez. ha verir ama nasıl? küçümencik bir tabakta kıçı kırık iğrenç bir tulum peyniri (2 kaşıklık) ve onun yanında (2 sürümlük) tereyağı getirirler. bunun fiyatı 5,5 liradır. yanına pidecikler getirirler tanesi 1 tl’den. bilseniz yemezsiniz dimi, yok söylemiyorlar işte. hesapta görüyorsunuz tüm bu haltları.
yuh dimi?
lokantacılık anlayışına sığmayan bu gerizekalı uygulamanın yanında yediğiniz yemek boğazınızda kalıyor zaten.
ve en büyük hayalkırıklığını gelen hesapta görüyorsunuz. 2 adet ayran 15 tl yazıyor.
gözlerimi ovaladım doğru mu gördüm diye. yok ya şaka yaptım göz makyajımı dağıtmaya gönlüm el vermedi bu kazıkçı herifler için. herneyse işte, 15 tl 2 ayran için talep etmiş ayılar.
evet ayılar.
ulan o ayranın kolisini o paraya alıyor insanlar. bu kadar da olur mu?
geçen ay suada’ya gittik 3 kişi, sudakebap’a. rakısına kadar içildi gelen hesap 150 tl idi.
hem de böyle kaliteli ve prestijli bir mekanda fiyatlar bu kadar makulken bir başka mekanda(hele ki bu kadar kaliteli değilken) bu denli sonradan görme fiyat politikası nedir anlayamadım!
velhasıl kelam sakın gitmeyin bu mekana.
evet dinçer azaphan’ı falan orada görmek mümkün ama o kadar uludağ kebapçısı tadındadır ki mekan, insan kendini esnaf lokantasına gelmiş gibi hisseder.
haftasonu o kadar kalabalıktır ki çocuk çığlıklarından oyun bahçesinde mi yoksa lüks bir restaurantta mı olup olmadığınızı anlayamazsınız. onu bırakın uğultudan nefes alamaz hale gelirsiniz.
bu ne hafifliktir yahu.
masanıza getirdikleri, hani her kebapçıda olması gerektiği gibi ücretsiz sunulan küçük pidecikler ve ezme vesaireyi burası vermez. ha verir ama nasıl? küçümencik bir tabakta kıçı kırık iğrenç bir tulum peyniri (2 kaşıklık) ve onun yanında (2 sürümlük) tereyağı getirirler. bunun fiyatı 5,5 liradır. yanına pidecikler getirirler tanesi 1 tl’den. bilseniz yemezsiniz dimi, yok söylemiyorlar işte. hesapta görüyorsunuz tüm bu haltları.
yuh dimi?
lokantacılık anlayışına sığmayan bu gerizekalı uygulamanın yanında yediğiniz yemek boğazınızda kalıyor zaten.
ve en büyük hayalkırıklığını gelen hesapta görüyorsunuz. 2 adet ayran 15 tl yazıyor.
gözlerimi ovaladım doğru mu gördüm diye. yok ya şaka yaptım göz makyajımı dağıtmaya gönlüm el vermedi bu kazıkçı herifler için. herneyse işte, 15 tl 2 ayran için talep etmiş ayılar.
evet ayılar.
ulan o ayranın kolisini o paraya alıyor insanlar. bu kadar da olur mu?
geçen ay suada’ya gittik 3 kişi, sudakebap’a. rakısına kadar içildi gelen hesap 150 tl idi.
hem de böyle kaliteli ve prestijli bir mekanda fiyatlar bu kadar makulken bir başka mekanda(hele ki bu kadar kaliteli değilken) bu denli sonradan görme fiyat politikası nedir anlayamadım!
velhasıl kelam sakın gitmeyin bu mekana.
en güzel tanım devlet bahçeli’den gelmiştir:
" biz en başından beri israil’in özür dilemesi taraftarıydık hep dile getirdik. başbakan’ın obama talimatlı ve öyle gerektiği için özür dilenmesi bölgesel olaylardan dolayıdır. israil kaz gelecek yerden tavuk esirgememiştir. 3 yıl süründürdükten sonra özür gelmiştir.
abd başkanı ikisini de terbiye etmiştir. sorgulanması gereken yanları vardır. akp hükümeti bölgesel projeler kapsamında israil’e yanaştırılmıştır. bu özürde hedef suriye’dir, iran’dır. kürdistan’ın kurulmasına yol açmaktardır. başbakan erdoğan israil’e söylediği ağır sözlerin yarısını pkk’ya da söyleyebilseydi. ama pkk’ya gelince hava gazı olan zihniyete artık kimse inanmamaktır.."
" biz en başından beri israil’in özür dilemesi taraftarıydık hep dile getirdik. başbakan’ın obama talimatlı ve öyle gerektiği için özür dilenmesi bölgesel olaylardan dolayıdır. israil kaz gelecek yerden tavuk esirgememiştir. 3 yıl süründürdükten sonra özür gelmiştir.
abd başkanı ikisini de terbiye etmiştir. sorgulanması gereken yanları vardır. akp hükümeti bölgesel projeler kapsamında israil’e yanaştırılmıştır. bu özürde hedef suriye’dir, iran’dır. kürdistan’ın kurulmasına yol açmaktardır. başbakan erdoğan israil’e söylediği ağır sözlerin yarısını pkk’ya da söyleyebilseydi. ama pkk’ya gelince hava gazı olan zihniyete artık kimse inanmamaktır.."
tbmm "kürt sorunu"na ilişkin olarak akil adamlar komisyonu kurmaya karar vermiş, iyi halt etmiş.
bu terliksi hayvan da bu komisyona katılması için bir isim vermiş bdp’ye. nedir? onun düşüncelerini gayet iyi açıklayabildiğini varsaydığı bir sosyolog-yazar olan ismail beşikçi denilen adam çıkacak bu komisyonda apo’nun düşüncelerini türk halkına anlatıp konsolide etmeye çalışacak.
ya sen kimsin de öneride bulunuyorsun? 18 yaşındaki çocukları kuş gibi nöbet yerinde avlatan, köyleri basıp çoluk çocuk öldüren; gençlerin beynini yıkayıp onları dağlara çıkartan, oradaki kadınları taciz eden, gay ilişkileri bulunan bir örgütün başı mı konuşuyor bu konu hakkında?!?
akp! bu adamı konuşturan sensin, sen!
bu terliksi hayvan da bu komisyona katılması için bir isim vermiş bdp’ye. nedir? onun düşüncelerini gayet iyi açıklayabildiğini varsaydığı bir sosyolog-yazar olan ismail beşikçi denilen adam çıkacak bu komisyonda apo’nun düşüncelerini türk halkına anlatıp konsolide etmeye çalışacak.
ya sen kimsin de öneride bulunuyorsun? 18 yaşındaki çocukları kuş gibi nöbet yerinde avlatan, köyleri basıp çoluk çocuk öldüren; gençlerin beynini yıkayıp onları dağlara çıkartan, oradaki kadınları taciz eden, gay ilişkileri bulunan bir örgütün başı mı konuşuyor bu konu hakkında?!?
akp! bu adamı konuşturan sensin, sen!
istanbul bağımsız milletvekili.
benim vekilim ya da senin vekilin olduğunu sanmıyorum bu birilerinin vekili olan kişinin.
"kürt sorunu"nun çözümünün aponun serbest kalmasıyla gerçekleşebileceğini çıkıp konuşuyor ekranlarda.
ya yeter artık, konuşa konuşa konuşa bir çocuk katilinin salıverilmesine neden olursanız eğer ne şehit anneleri ne de bu ülkenin kürdü lazı çerkezi türkü olan vatanseverleri sizleri bağışlayacaktır. akp hükümeti de tutup bu haysiyetten yoksun hayvan kisvesine dahi sokulamayacak terliksi organizmayı serbest bırakırsa yemin olsun ki toplumsal infial çıkar ortaya...
allah belanızı versin bu ne kepazeliktir!
benim vekilim ya da senin vekilin olduğunu sanmıyorum bu birilerinin vekili olan kişinin.
"kürt sorunu"nun çözümünün aponun serbest kalmasıyla gerçekleşebileceğini çıkıp konuşuyor ekranlarda.
ya yeter artık, konuşa konuşa konuşa bir çocuk katilinin salıverilmesine neden olursanız eğer ne şehit anneleri ne de bu ülkenin kürdü lazı çerkezi türkü olan vatanseverleri sizleri bağışlayacaktır. akp hükümeti de tutup bu haysiyetten yoksun hayvan kisvesine dahi sokulamayacak terliksi organizmayı serbest bırakırsa yemin olsun ki toplumsal infial çıkar ortaya...
allah belanızı versin bu ne kepazeliktir!
yayın günü pazartesiye kaydı kayalı ne bir reyting alabiliyor ne de eski havasını taşıyabiliyor. sıkıcı oldu diyebiliriz hatta.
senaryo, tiplemeler, oyuncular harika ama avrupa yakasının büyüsü eksik bu dizide işte...
senaryo, tiplemeler, oyuncular harika ama avrupa yakasının büyüsü eksik bu dizide işte...
onca zaman geçmişken neden şimdi?
hiç samimi bir özür gibi gelmedi bana bu. insanlık ayıbından çok siyasi ve ekonomik çıkarların ön planda olduğunu düşünüyorum...ki şimdilerde enerji ortaklığı dedikodusu yayıldı. hep birlikte göreceğiz asıl nedeni...
hiç samimi bir özür gibi gelmedi bana bu. insanlık ayıbından çok siyasi ve ekonomik çıkarların ön planda olduğunu düşünüyorum...ki şimdilerde enerji ortaklığı dedikodusu yayıldı. hep birlikte göreceğiz asıl nedeni...
plaza yaşam tarzını dalgacı üslubuyla insanlarla paylaşan yeni dönem twitter fenomeni.
piyasadan çekilip türkiye genelinde 20ye yakın mağazasını sessiz sedasız kapatan marka. geçmiş olsun.
çok ananas suyu içince vajinasının güzel koktuğu düşüncesine takılarak litrelerce ananas suyu içmiş, ardından canlı yayında daha evvel giydiği ananas suyu etkili çamaşırını kardeşinin burnuna tutmuştur. kardeşi de bu konuda düşüncesini beyan ederek; kimin vajinasından gelen akıntının ananas kokup kokmadığını söylemiş.
sonucu merak ediyor insan??
vajina akıllı seni...
sonucu merak ediyor insan??
vajina akıllı seni...
çok rahattır. gazlarsınız gider frenlersiniz durur. en güzel özelliği de frenden ayağınızı kaldırır kaldırmaz kendiliğindne ilerlemesidir.
yalnız, insanların attan inip eşeğe binmek olarak tabir ettiği bir durum vardır ki, ben bunu şeref madalyası olarak göğüsümde taşırım:
(bkz: otomatik vitesli arabadan sonra manuel vitesli araba kullanmak)
(bkz: ben bunu bugün yaptım)
hangi bünye otomatikten manuele geçiş yaparken hiç zorlanmaz ki?sonuçta olayın içine bir debriyaj bir de vites giriyor. zamanlamayı tutturmanız lazım mirim. bu şekilde manuel vitesliye geçtiğinde yokuşlarda arabayı kaçırarak arkadaki arabaya toslayan tonla insan gördüm arkadaş.
ama işte insan profesyonel olunca...
yalnız, insanların attan inip eşeğe binmek olarak tabir ettiği bir durum vardır ki, ben bunu şeref madalyası olarak göğüsümde taşırım:
(bkz: otomatik vitesli arabadan sonra manuel vitesli araba kullanmak)
(bkz: ben bunu bugün yaptım)
hangi bünye otomatikten manuele geçiş yaparken hiç zorlanmaz ki?sonuçta olayın içine bir debriyaj bir de vites giriyor. zamanlamayı tutturmanız lazım mirim. bu şekilde manuel vitesliye geçtiğinde yokuşlarda arabayı kaçırarak arkadaki arabaya toslayan tonla insan gördüm arkadaş.
ama işte insan profesyonel olunca...
yorgunluğu kendini bariz öne çıkarmaya başladı... bir uyku bir uyku...
erkek milletinin "yemeğe seni nereye götüreyim aşkım" dan "ne yicez?" moduna geçmesine sebebiyet veren odunluk silsilesinin temelini atan hukuki hede.
neden yaa neden?
(bkz: isyan)
neden yaa neden?
(bkz: isyan)
kendisi ve diğer dişiler için süslenir.
erkekler, kendileri için sanarlar ama şiddetle yanılırlar. ya tamam bazen onlar için de olur elbet. ne bileyim bir yıldönümünde şahane bir sofra hazırlayıp ardından muhteşem seksi giyinip pür makyaj kapıya koşup sürpriz yapmak kadınlar arasında gelenekselleşmiş bir ritüeldir misal. ama konumuz bu değil.
biz süslenerek içimizdeki tanrıçayı sevindirir kendine güvenli olmasını sağlarız. bir özgüven tazelemesi de denilebilir aslında buna.
neden mi?
çok ortak bir duygudan bahsedeceğim:
dışarıya çıkan bir kadın, arkadaşları ya da hemcinsleri ondan daha güzel daha alımlı daha çekici ve çok daha ortama uyum sağlamış şekilde giyinmişlerse deyim yerindeyse kendini "ezik" hisseder. hemen eve dönesi gelir, üstünü değiştirip muhteşem bir makyaj ve saçla ışık hızıyla geri dönmek ister. ama genelde pek mümkün olmaz. morali bozulur falan. gününü/akşamını kendi kendine zehir eder. tabi durumu pek sklemeyenler de mevcuttur, olur öyle. neyse, olay erkeklerin onları nasıl gördüğü değil, onların diğer dişiler tarafından beğenilip kıskançlıkla baştan aşağı süzülmesidir. he bunun yanında erkekler de iltifat üstüne iltifat yağdırırlarsa, içlerindeki tanrıçalar kuştüylü yüksek topuklu terliklerini giyip marilyn monroe gibi süzülmeye başlayacaktır.
"allah’ım, çok güzelim!"
#1066739
erkekler, kendileri için sanarlar ama şiddetle yanılırlar. ya tamam bazen onlar için de olur elbet. ne bileyim bir yıldönümünde şahane bir sofra hazırlayıp ardından muhteşem seksi giyinip pür makyaj kapıya koşup sürpriz yapmak kadınlar arasında gelenekselleşmiş bir ritüeldir misal. ama konumuz bu değil.
biz süslenerek içimizdeki tanrıçayı sevindirir kendine güvenli olmasını sağlarız. bir özgüven tazelemesi de denilebilir aslında buna.
neden mi?
çok ortak bir duygudan bahsedeceğim:
dışarıya çıkan bir kadın, arkadaşları ya da hemcinsleri ondan daha güzel daha alımlı daha çekici ve çok daha ortama uyum sağlamış şekilde giyinmişlerse deyim yerindeyse kendini "ezik" hisseder. hemen eve dönesi gelir, üstünü değiştirip muhteşem bir makyaj ve saçla ışık hızıyla geri dönmek ister. ama genelde pek mümkün olmaz. morali bozulur falan. gününü/akşamını kendi kendine zehir eder. tabi durumu pek sklemeyenler de mevcuttur, olur öyle. neyse, olay erkeklerin onları nasıl gördüğü değil, onların diğer dişiler tarafından beğenilip kıskançlıkla baştan aşağı süzülmesidir. he bunun yanında erkekler de iltifat üstüne iltifat yağdırırlarsa, içlerindeki tanrıçalar kuştüylü yüksek topuklu terliklerini giyip marilyn monroe gibi süzülmeye başlayacaktır.
"allah’ım, çok güzelim!"
#1066739
anlatmak istediği şeyi anlamayın, yeter.
yalnız ağladıktan sonra pek hayırlı şeyler olmaz, dikkatli olmak gerek.
yalnız ağladıktan sonra pek hayırlı şeyler olmaz, dikkatli olmak gerek.
internetten araştırma yapmak zaman ister, bunu web ortamından satın almak parayı vermekten çok güven ister. bir de işe yarayıp yaramadığını kontrol edeceksin, beğenmedin geri ver ufuuuuu!
yağlı fırın kağıdını al huni şeklini vermek için döndür. istersen kenarından bantla. zaten bu kağıdın özelliği sıvıyı diğer tarafa geçirmemesi. çişini yaparken "ulan erkek olmak böyle bişe demek ki..." düşüncesini geçirirken klozete daireler çiz.
dene annem, beğenirsen alırsın...
yağlı fırın kağıdını al huni şeklini vermek için döndür. istersen kenarından bantla. zaten bu kağıdın özelliği sıvıyı diğer tarafa geçirmemesi. çişini yaparken "ulan erkek olmak böyle bişe demek ki..." düşüncesini geçirirken klozete daireler çiz.
dene annem, beğenirsen alırsın...
günün kurtarıcısıdır.
adam akıllı bir siyah elbiseniz ani katılım gerektiren davetler için birebir ilaçtır. siyah korur kollar ve göstermez.
adam akıllı bir siyah elbiseniz ani katılım gerektiren davetler için birebir ilaçtır. siyah korur kollar ve göstermez.
kamu alanlarında kesinlikle çok çok dikkatli bir biçimde kullanılması gereken hede.
ya hepatitlisi de girer aidslisi de. o nedenden ötürü kesinlikle bu tür tuvaletlere dikkat etmeli özellikle de alafranga olanlara oturulmaması gerekir. bu tuvalet olayı beni oldum olası gerer; boktan konudur çünkü.
ben ortaokuldayken mikrop kapmıştım tuvaletten; hem de alaturka olmasına rağmen. ciddi durumların sınırından döndüm bu mikrop yüzünden; belki de ondandır bu hassasiyetim bilemeyeceğim.
bayanlar için söylüyorum, kaldırın poponuzu çişinizi öyle yapın hanımlar. ciddiyim. kıçınızın rahatlığından hijyen için biraz feragat edin, ölmezsiniz.
ama benim söylemek istediğim başka bir şey esasen.
restaurantlarda alışveriş merkezlerinde parklarda yani kamuya açık alanlardaki tuvaletlerde bazen kötü sürprizlerle karşılaşabiliyorsunuz. hijyen durumunu geçtim, poponuza kaçan bir örümcek ya da iğrenç bir böcek tüm tadınızı kaçırabilir panpalar.
http://tinyurl.com/cvc3cu3
ya hepatitlisi de girer aidslisi de. o nedenden ötürü kesinlikle bu tür tuvaletlere dikkat etmeli özellikle de alafranga olanlara oturulmaması gerekir. bu tuvalet olayı beni oldum olası gerer; boktan konudur çünkü.
ben ortaokuldayken mikrop kapmıştım tuvaletten; hem de alaturka olmasına rağmen. ciddi durumların sınırından döndüm bu mikrop yüzünden; belki de ondandır bu hassasiyetim bilemeyeceğim.
bayanlar için söylüyorum, kaldırın poponuzu çişinizi öyle yapın hanımlar. ciddiyim. kıçınızın rahatlığından hijyen için biraz feragat edin, ölmezsiniz.
ama benim söylemek istediğim başka bir şey esasen.
restaurantlarda alışveriş merkezlerinde parklarda yani kamuya açık alanlardaki tuvaletlerde bazen kötü sürprizlerle karşılaşabiliyorsunuz. hijyen durumunu geçtim, poponuza kaçan bir örümcek ya da iğrenç bir böcek tüm tadınızı kaçırabilir panpalar.
http://tinyurl.com/cvc3cu3
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?