confessions

eldrun

- Yazar -

  1. toplam entry 1639
  2. takipçi 2
  3. puan 31171

firefly

eldrun
diziler genelde uzadıkça sıkmaya başlar fakat bu dizi kısa sürede kendine bağlayıp bir o kadar kısa sürede de bitiyor ki, tadı damağımızda kalıyor. aslında savaş karşıtlığı, anti-amerika propagandası yapıldığı için yayından kaldırılmış ve hevesimiz kursağımızda bırakılmıştır.

firefly

eldrun
dizide buffy ve angel’dan bir sürü aktör var. kaptan malcolm rolündeki adam buffy’de caleb’i canlandırmıştı. kaslı adamımız jayne ise angelda büyük ortakların wolfram&hart’daki eli olan hamilton. kaptan’ın sağ kolu zoe ise cordelia’nın doğurduğu iblis jasminedi. summer glau ise angel’ın bir bölümünde rol almış, bale yapmıştı.

terminator the sarah connor chronicles

eldrun
kötü terminatorümüz cromartie hiç korkutmuyor beni. tamam adam sıfır mimik ama germiyorsun beni be. s2e3de cromartie yerine model 101 ya da t-1000 olsa bak nası götümüz uçuklayacaktı. bu adam anca basür ediyor. bizim cameron bile diyor ben yüzme bilmem diye, atlamıyor denize. cromartie bütün planı yapıyor sonra da suya atlıyor. john’ın sudan çıkmasını beklesene be adam sahilde. hatta neden sahile gel diyorsun.

ha cromartie’ye sıfır mimik dediysek; e madem t-888’ler mimikleri gerçekçi yapabiliyor, t-800 gibi odun değiller, çok daha ileri seviye sızıcı bunlar. yatakta da bir numara işe gidince de çok usta. e sen niye zorunlu olmayınca mimik kullanmıyorsun ki, işlemci mi ısınıyor, ram mi yetmiyor nedir olay? bütün gün mimik mimik gezsen kötü mü olur?

bir de s2e4 ile ilgili bir kaç kelime edelim.

---spoiler var anacığım-----

ulan terminator’ün ağladığını gördüm ya başka bir şey şaşırtamaz beni bu dizide. t-800 demiyor muydu john’a "artık neden ağladığınızı biliyorum ama bu benim yapamayacağım bir şey" gerçi saçından tırnağına kadar insana benzeyen bir makine yapılıyor da gözlerin arkasına 2 tane su çıkarıcı zımbırtı koymamışlar t-800’lerde bir de işin o kısmı var. =) tamam kardeş sen terminator’sün her şey yaparsın, teknoloji gelişiyor durduramıyoruz sevişirsin de ağlarsın da bana hava hoş ama terminator’sen terminator’lüğünü bil be bi zahmet. konsepti değiştirirsen garipseriz yani terminator’den çok şizofren seri katiller dizisi izler gibi hissediyorum kendimi.

terminator the sarah connor chronicles

eldrun
ne iyi ne de kötü diyebileceğim bir şekilde ilerleyen dizinin şimdiye kadar yayınlanan 14 bölümü içinde gerçekten iyi olan 5, vasat olan 3 bölümü bulunuyor bana göre. geri kalan 6 bölüm ise idare eder.

ilk sezon için;

s1e4 "heavy metal"de özellikle ikinci yarıda aşırı geriyor, ilk iki filmdeki gibi geriyor. bu bölümde kötü terminator’ü oyayan adam iyi iş çıkarmış. fakat bundan önceki "the turk" (s1e3) bölümü’de senaryonun gelişimi için önemli.

s1e6 "dungeons&dragons" diziye önemli bir karakter dahil oluyor. geleceğe flashforwardlar var, en sevdiğim bölümlerin başında geliyor. fakat olayın başlangıcı için 5.bölümü de izlemek gerekiyor.

s1e9 "what he beheld" bu bölüm çok güzel bir final bence. bir kaç sahne harika olmuş. adı gibi.

6.bölümden sonra 7.bölüm’de izlenebilir, terminator filmlerine göndermeler var. fakat bazı şeyler tatmin etmeyebilir.

kısaca 4, 6 ve 9 gerçekten iyi olan bölümler. 3, 5 ve 7 ise aralardaki kopuklığı gidermek için gerekli. tabi o bölümü izle bu bölümü izleme olayı ayrı bir saçmalık oldu ama neyse, dizi işte izle hepsini.

rap beni ramizem

eldrun
grup vitamin’in süper şarkısı.

sözleri:

rap beni ramizem rap beni
gel yanağımdan öp beni
nerden bileyim ben senin
camlardan baktığını
uçuk uçuk uçuk bir öykü bu
açık saçık ve kaçık bir öykü

çanak anten konmuş çatı katına
uydusunu nasa kapmış gördün mü?
tiridine tiridine bananarama
beni burda arama anne
ben gurbette değilim
gurbet benim içimde

güneş sıcak deniz ıslak
beyin bronzlaşması yaşıyoruz
yine bize esmer günler düşüyor
allah düşürmesin

düşene bir tekme de sen vur sözünü
şiddetle kınıyorum
şiddetle ıkınıyorum
yoktur başka yorum
gidiyorum işte

rap beni ramizem rap beni
gel yanağımdan öp beni
nerden bileyim ben senin
camlardan baktığını
uçuk uçuk uçuk bir öykü bu
açık saçık ve kaçık bir öykü

gözlerin bir içim su
sular kesik doğrusu
öpücem gözlerinden de
öpemem göz korkusu
yani nasıl anlatsam bilemiyorum
işte öyle
işte öyle işte öyle madem öyle işte böyle

macunludur penceresi
cam camadır the teacher
sen turşu kur the teacher
fincanın içine the teacher (öğretmenim)
acaba fincanı taştan oyup da
içine turşuyu sonra mı kursak da
saklasak diye salak salak
düşünmedim dersem
yalan yalan olur

rap beni ramizem rap beni
gel yanağımdan öp beni
nerden bileyim ben senin
camlardan baktığını
uçuk uçuk uçuk bir öykü bu
açık saçık ve de kaçık bir öykü

güzelde fazla naz aşık usandırır
güzelin aşığı tom cruise andırır
güzel bir bakar hepimizi kandırır
hem kendini hem beni yandırır

dikkat etmesem yanarım
yanarım tutuşur yanarım
kavurur ateşin beni de
...seni de


rap beni ramizem rap beni
gel yanağımdan öp beni
nerden bileyim ben senin
camlardan baktığını
uçuk uçuk uçuk bir öykü bu
açık saçık ve de kaçık bir öykü

pulp fiction

eldrun
filmde fuck ve türevleri 265 kez kullanılarak big lebowski’ye yaklaşılmış. tabi big lebowski bu filmden 4 yıl sonra çekildiği için aslında işi sidik yarışına çeviren coen biraderler diyebiliriz.

pulp fiction

eldrun
vincent ve jules’un çantayı almaya giderken ayak masajı muhabbeti yaparlarken kapının önüne geldiklerinde üzerlerini düzeltmeleri, jules’un saati sorması ve daha erken biraz dolanalım demesi, koridorun sonuna doğru yürüyüp ayak masajı muhabbetine devam etmelerini ciddi ciddi izletir bu film. başka filmlerde oldukça kısa tutulan bu sahneleri kesmez, sıradan geyik muhabbetleri koyar önümüze film boyunca tarantino.

18 eylül 2008 ac bellinzona galatasaray maçı

eldrun
bu kadar laubali ve disiplinsiz bir oyun anlayışı ile 10 kişilik bellinzona’yı zar zor yenen bir galatasaray izledik. ceza sahası içinde 3 kere el ile oynamayı penaltı vermeyen hakem ise amatör kümelerde bile görülemeyecek bir performans sergiledi. su tesisatçısına benziyor zaten, ek iş olarak hakemliğe başlamış gibi. uefa heralde galatasarayın karşısına bu kadar boş beleş takım çıkınca iyi hakemlerimizi daha güzel maçlara verelim düşüncesiyle böyle bir hakem layık görmüş bu maça.

mango

eldrun
seinfeld’ın bir bölümünde gördüğümüz üzere viagra etkisi göstermektedir. sevgilisini bir türlü tatmin edemeyen, yatakta bir terrier gibi dolanan george mangoyu yedikten sonra güce kavuşur. kızdan muhteşemdi repliklerini duyarken siklemeyen bir tavır içinde kıza laflar eder ve tahmin edebileceğiniz gibi kız bunu kovar, bu yine abaza kalır.

kara lahana

eldrun
çinliler için pirinç neyse karadenizliler için kara lahana odur. çok da lezzetlidir. 1 aylık karadeniz gezisinde her gidilen evde bıkmadan 3-5 tabak yenir ve bünye kara lahanaya doyabilir. fakat iyot bağlama özelliği olduğu için vucut yeterince iyot alamaz ve tiroid hormonu üretilemez. bu yüzden karadenizde yaşayanların çoğunda guatr görülmesinin nedenidir kara lahana.

the unforgiven iii

eldrun
ikinci şarkıda olayı unforgiven too diyerek kotarmışlardı yutmuştuk biz de ama bunda ne diyeceklerdi cidden merak ediyordum. unforgiven three olmuyor. olsa olsa unforgiven tree olur, ağaç ettin beni manasında. o da olmamış. içinde unforgiven kelimesinin geçmediği bir unforgiven şarkısı yapmışlar. şarkının adını bari başka bir şey koysadınız, uzay filmi çekiyorlar sanki.

12 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol