beşinci ırk olan demir ırk, son ırktır. bizim kuşağımız da bu ırktandır. hayatları her gün çalışmayla ve kederle geçer. insanlık tarihindeki en kötü suçlar işlenir buna karşın hiç bir suçluluk duyulmaz. başkalarının gereksinimlerini düşünmeyen, zenginliklerine zenginlik katmaya çalışan ve bu sayede savaşlara neden olan bir ırktır.
bronz ırktan sonra yaratılan bu ırk, gümüş ve bronz ırka göre daha erdemlidir. bazıları troya savaşında ve başka savaşlarda ölmüşlerdir. hayatta kalanları ise kutanmış adalara yerleştirmiştir zeus. yaşamlarında kazandıkları şan ve şeref ile yaşarlar. bu ırktan sonra demir ırk yaratılmıştır.
(bkz: demir ırk)
(bkz: demir ırk)
üçüncü ölümlü ırkıdır. gümüş ırktan daha aşağılık olan bu ırk, silahlar yapıp acımasız yaşamışlardır. kılıçla yatıp kalkan bu ırk tanrılar arasından aresi sevmiştir. sonsuz şiddet ve savaş yüzünden üstlerine ölümü çekip genç ölmüşlerdir. zeus bunların ardından kahramanlar ırkını yaratmıştır.
(bkz: kahramanlar ırkı)
(bkz: kahramanlar ırkı)
altın ırk öldüğünde zeus gümüş ırk’ı yaratmıştır. vucutları olgunlaşsa da içleri hep çocuk kalmıştır bu ırkın. yaşamları boyunca cocuksu zevklerin peşinde koşmuşlar, bencilce davranmışlar, savaşlara neden olmuşlar ve tanrılara saygı göstermemişlerdir. zeus’da bunlara kızıp iklimi sonsuz bahardan, yazın kavurucu sıcakları kışın ise dondurucu soğukları olan 4 mevsime çevirmiştir. bu ırkın yaşamlarını zeus erken sonlandırmıştır. daha sonra ise bronz ırkı yaratmıştır.
(bkz: bronz ırk)
(bkz: bronz ırk)
çiftçilik yapan bu ırk, sonsuz baharın olduğu zamanda yaşamıştır.
yunan mitolojisinde zeus’un yarattığı ilk ırk olan altın ırk, son derece basit yaşam süren, bütün ırkların en onurlusu ve en mutlusu olan ırktır. tanrılara saygı göstermişlerdir. tanrılar da onları sevmişlerdir çünkü barış içinde, yazılı kurallar olmadan, toprak anaya taparak rahat bir yaşam sürmüştür bu ırk. sahip olduklarından daha fazlasını istememişler, yaşadıkları gibi huzurlu ölmüşlerdir. zeus, bu ırk öldüğünde gümüş ırk’ı yaratmıtır.
(bkz: gümüş ırk)
(bkz: gümüş ırk)
1 mayısta taksimde ısrar edilmesinin bir nedeni de devletin yönetime ve hükmetme şekline karşı çıkmaktır aynı zamanda. devletin başımızda değil, hizmetimizde olduğu, güvenimizi sağlayan bir devlet arzudur. "taksimde olmaz yassah" diyenlere "bunu yasaklandırmak için inandırıcı bir neden göstermelisiniz. bir şeyi yasaklamak vali ya da hükümet kararıyla olmaz. bu ülke demokratikse eğer, kararlarınızın meşruiyeti, inandırıcı bir gerekçesi olması gerekir." demektir.öyle 100000 kişinin arasından 20 30 kişi vandallaşacak diye geri kalan 99980 kişiyi etkileme hakkı nasıl olabilir? onu da geçelim, sanki adli suçlularmış gibi, bir çok ilden gelen 20000 polis ile bu kişileri kuşatmak ne kadar doğru? 80 darbesinden sonra ilk kez 1 mayıs 2008de askerin taksim meydanına çıkartma yaptığını düşünürsek a.k. partisinin demokrasi anlayışını çok rahat görebiliriz.
polisler "mezarda emekli olmayalım, insan gibi maaş alalım, özlük haklarımız alınmasın" diyen işçilere düşman gibi hücum ediyorlar.halbuki "mezarda emekli olmayalım, insan gibi maaş alalım, özlük haklarımız alınmasın" diyen işçiler onlara vuran polis memuru da dahil herkes için eylemde. üretim emekçileri eylem yapıyor, güvenlik emekçileri bunları engellemeye çalışıyor, sağlık emekçileri ise bu çarpışmadan zarar görenleri tedavi etmeye çalışıyor.emekçiler devlete karşı haklarının iyileştirilmesi için eylem yapmak isterken kendilerinden olanlar ile çarpışıyor, çarpıştırılıyor. nedeni ise geçen senelerde söylenen "taksimin çok girişi çıkışı var kontrol edilemez o kadar çıkış.". gördük ki istenilirse nasıl da bütün giriş çıkışlar kapatılabiliyormuş. o zaman gerçek neden ne?
"takismde popostarlara izin veriyorlar ama işçilere izin vermiyorlar" dedi bugün ankaradaki eylşemde bir konuşmacı. işin özü bu galiba, bu ülkede her hükümet kendi taraftarını tutuyor, kendisnden farklı olanlara devlet gücüyle karşı çıkıyor.
bizde durum böyleyken dünyada neler oluyor diye baktığımızda; fransada cumhurbaşkanı sarkozy, elysee sarayında geleneksel olarak düzenlenen 1 mayıs kutlamasına ev sahipliği yapıyor. hırvatistanda ise başbakan ivo sanader ve slovenya başbakanı janez jansa, sınırda buluşarak sınır tanımayan sendikalar adlı yürüyüşe katılıp, işçi sendikalarına destek veriyor.
polisler "mezarda emekli olmayalım, insan gibi maaş alalım, özlük haklarımız alınmasın" diyen işçilere düşman gibi hücum ediyorlar.halbuki "mezarda emekli olmayalım, insan gibi maaş alalım, özlük haklarımız alınmasın" diyen işçiler onlara vuran polis memuru da dahil herkes için eylemde. üretim emekçileri eylem yapıyor, güvenlik emekçileri bunları engellemeye çalışıyor, sağlık emekçileri ise bu çarpışmadan zarar görenleri tedavi etmeye çalışıyor.emekçiler devlete karşı haklarının iyileştirilmesi için eylem yapmak isterken kendilerinden olanlar ile çarpışıyor, çarpıştırılıyor. nedeni ise geçen senelerde söylenen "taksimin çok girişi çıkışı var kontrol edilemez o kadar çıkış.". gördük ki istenilirse nasıl da bütün giriş çıkışlar kapatılabiliyormuş. o zaman gerçek neden ne?
"takismde popostarlara izin veriyorlar ama işçilere izin vermiyorlar" dedi bugün ankaradaki eylşemde bir konuşmacı. işin özü bu galiba, bu ülkede her hükümet kendi taraftarını tutuyor, kendisnden farklı olanlara devlet gücüyle karşı çıkıyor.
bizde durum böyleyken dünyada neler oluyor diye baktığımızda; fransada cumhurbaşkanı sarkozy, elysee sarayında geleneksel olarak düzenlenen 1 mayıs kutlamasına ev sahipliği yapıyor. hırvatistanda ise başbakan ivo sanader ve slovenya başbakanı janez jansa, sınırda buluşarak sınır tanımayan sendikalar adlı yürüyüşe katılıp, işçi sendikalarına destek veriyor.
1 mayıs özel versyonuda aşağıdaki resimdedir.
http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/pics%5ct%fcrkiye%5c1278%5c15549.jpg
http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/pics%5ct%fcrkiye%5c1278%5c15549.jpg
yıllardır hızlarından bir şey kaybetmeyen, son albümlerinde de konserlerinde de hala babalar gibi heavy metal yapan belki de tek grup.metal tarihinin en iyi gruplarının başında gelir bana göre.
gecenin köründe kulaklıkla müzik dinlerken bir yandan da gitarla şarkıya eşlik ediliyorsa, bir anlık gazla kulaklığın fişinin çıkması, akabinde bütün gücün hoparlörlere gitmesi ile başlayan olaydır.müziğin sesini kısmak için haraket edilene kadar anne yataktan fırlamış, babada salondan size küfür etmektedir.gece gece kanınıza susamayın gidin pink floyd, dire straits falan dinleyin.
torrent programları arasında en sorunsuz ve hızlısı olarak gördüğüm program.
ogün sanlısoyun konuk vokal olduğu oldukça güzel şarkı.
almoranın kıyamet senfonisi adlı son albümünden bir şarkı.
beyaz josh hollowayin yanına löp diye oturduğunda koltukta yer kalmadığı için ayağa kalkmış, kalkmak zorunda kalmış, bir süre nereye oturacağını şaşırmış, koltuğun kenarında oturmuştur ki şebnem o haldeyken beyazın gözümdeki değeri düşmüştür.
(bkz: equilibrium)
baldurs gate, icewind dale, planescape torment, gibi rpg oyunları oynarken diyaloglar sırasında masanın üstünde duran ingilizce sözlüğüne sıkça başvurulabiliyor ve ingilizceniz hatrı sayılır derecede gelişiyor.
pentagrama 2000 yılında metin türkcan geldikten sonra unspoken ve bir albümlerinin turnelerinde konserlerde klavye çalmıştır.
pentagramın ogün sanlısoydan önceki vokalisti.hayatını yurt dışında sürdürmek istediği için gruptan ayrılmış yerine ogün sanlısoy gelmişti.
demir demirkan pentagramdan ayrıldıktan sonra 1998-2000 yılları arasında pentagramda çalmış gitarist.
zamanında annemin yanlışlıkla tarife değiştirtmesi sonucu bir aylığına olduğum adsl kullanıcısı tipi.bünye kotasıza alışmışsa kota büyük boşluk yaratıyor, internette ne yapcağınızı şaşırıyorsunuz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?