eflatun kar

oyunu bozmak gölgenin ağırlığını saptamaya çalışmaktır.
kimimiz oyunu bozmayı seçeriz kimimizse kitabına göre oynamayı.

herkeste var olan velet.
ama kimisi anestezisiz kimisi soğuğun akabindeki uyuşmuşlukla aldırıyor.
bu arada korku ve gerilim filmlerinde kullanılan çocuk tiplemelerinden içimizde barındıranlarımız gittikçe çoğalmakta.

tek kişiye milyonların sığdığı bir durumda fazlasıya uzayacak listelerin yapılabileceği soru cümlesi.

henüz diye nitelendirilemeyecek herşey.

"henüz" olan herşey.
bana ’bu sıfata nail; ellerim neye muktedir’ diye düşündüren kelime.

hayal gücünün bilek gücüne asla üstün gelmemesi idealiyle hareket eden zihniyetçe çocuklar için sakıncalı görünen çizgifilm.
(bkz: pokemon olmaya özenmek)
(bkz: polat olmaya özenmek)

kar bir düş tanesiydi
sonra diyarını şaşırdı
gökyüzüne daha fazla
tutunamazdı
ayağı kaydı

havada kar kokuyor
ve simsiyah isine bulanıyor
içi kundaklanmakta olan
dışı soğuk duvarların
hiçbir ’ise’ içeren cümle
çözümsüzlükten sağ çıkamıyor
yağmalanmış viranelerim
tenha kalabalığım
havada kar kokuyor..
şehir hiçbir kokuyu canlı bırakmamacasına soluklanıyor

dışarıda bora
kar sesleri içeriden geliyordu
hayır
sanılanın aksine uğultuya benzemiyordu
öyle çok sesli
öyle anlamlı bir suskunluktu ki bu
duymasını bilmeyen
duymasına çaba sarf etmeyen
duyamıyordu
kardan adamlar yapılıyordu sokaklarda amaçsız
sonra kalplerinden erimeye başlıyorlardı zamansız
kar taneleri serseri dansetmeye devam ediyordu
umursamıyordu içine düştüğü kaosun anlamı ucuz alfabesini öğrenmeyi
yepyeni şehirler inşa ediyorlardı taneler
serin bir hisse bulanmış
ölmeye
terk edilmeye mahkum yepyeni şehirler
ömürsüzlüğün romanını yazıyordu çünkü kar tanesi
vakti azdı
ve kum saatinin kumları bir kez akmaya başlamıştı
dışarıda kardan adamlar yapılıyordu aceleci
içeride kar kokusu...

off düğmesine basmaktır intihar.
hayır;
parmağımızla basacağımız bir off düğmesine ihtiyacımız yok!
zira o off düğmesi gayet açıkta ve ortada öylece duruyor.
kırmızı parlamakta ışığı ve çok büyük bir buton..
ben bu cihazın bir köşesine
saklanmış olan;
o küçücük düğmeyi arıyorum
neredesin reset’im...

direnen zihne direnmektir.

yemek borusundaki ters peristaltik harekettir. ancak zihinde olan bir versiyonu daha mevcuttur ki kelimelerle yahut ifadelerle kendini gösterir.

dengesiz=beyinciksiz

cinayetin alt kümesidir.

aynaya sırlı tarafından bakarak daha fazla sırra muktedir olan kimse.

aynaya bakmayı felsefe haline getiren kişi.

dün yoktur. o kadar öncede kalmıştır ki; sıfırın solundaki ulaşılmaz menzile doğru akar gider.
bir uykuluk zamanla değişir dünya.
çünkü üzerimizdeki tozu silip süpürmeyen tek bir geceden ibarettir düşlerin düşlere yenilişi.

etom1961 sayesinde sözlükten haberim oldu.

ısrarla alegori yapmadığını söylemek suretiyle külliyen yalan söylediğini düşündüğüm fantastik edebiyatın kalesi sayılan yüzüklerin efendisi üçlemesinin yazarıdır.

damsız alıyorlar.

inkılap kelimesinin eşanlamlısıdır.

martıların arasında martı olabilmenin ne kadar güç olduğunu anlatan ,jonathan livingston isimli martının öyküsüdür.