confessions

eflatun kar

- Yazar -

  1. toplam entry 610
  2. takipçi 1
  3. puan 15085

çöp

eflatun kar
-#xxxxx nolu entryniz silinmiştir ayrıntılar için çöpe bakınız.

e-neden olmasın, tabiki hemen.

ve çöpte herzamanki aydınlatıcı bilgi:
microsoft vbscript runtime error ’800a000d’
type mismatch: ’r.replace’

/functions.asp, line 626

ölmek istiyorum

eflatun kar
ergenlik sivilcesi görünümlü bir soru olsa da
herkesin zihnini işgal edebilecek kadar dolu ve içinden çıkılmaz olabilir bazen şu soru;

yaşamanın ne manası var?


bir gün artık geleceği düşlemediğinizi yarından bir şey beklemediğinizi
hanenizde, yaşanabilecek kadar mutluluk ve mutsuzluk biriktiğini
ve artık gerisinin olmasının hiçbir şey ifade etmediğini
ve gerisi ile ilgilenmediğinizi
hatta istemediğinizi
fark ettiğinizde


ille de bir bunalımlı birisi tarafından değil de
mantıklı düşünen
dünyadan yeterince tatmin olmuş birisinin de
kurmasının
gayet muhtemel ve doğal karşılanabileceğini düşündüğüm
bir cümledir.

ikaz:
bu cümleyi kurmak ile
bu cümleyi eyleme dökmenin de
aynı şey olmadığını belirtmek gerekir.

çünkü
"ölmek istiyorum"
ile
"kendimi öldürüyorum"

ayrı değerlendirilmesi gereken, faklı eylemlerle bütünleşen bambaşka cümlelerdir.

öğrencinin hayatıyla oynayan şerefsiz hocalar

eflatun kar
bir arkadaşımın başına bu dönem gelen bu olaydan sonra konunun muhattabı olan hoca şahsımızca kınanmıştır.
öğrenci dersi dc ile geçmiştir.
ancak durumu kritik olduğundan sınıfta kalmamak için ertesi sene not yükseltme zorunluluğu ile dersi tekrar almıştır. dersin uygulamalarından daha önce başarılı olduğundan ve zaten fd ile kalıp da devam zorunluluğu olmayan öğrenciler bile uygulamadan muaf tutulduğundan uygulamalara iştirak etmemiştir. uygulamalara iştirak etmediğinden uygulama başarısız olarak sisteme hoca tarafından girilmiştir. hoca ile ve dekanlık öğrenci işleriyle görüşen ardından da hocanın dekanlık ile görüşmesine şahitlik eden madur öğrenci durumla ilgili bilgiyi iki cepheden de şu şekilde almıştır: böyle bir durumda uygulama devam zorunluluğu olup olmadığına karar vermek hocanın insiyatifindedir.
sonuç:
öğrenci dersi de uygulamasını da geçebilecek kapasitede olmasını bir önceki sene zaten ispat etmesine rağmen finale girmekten men edilerek ff ile bırakılmıştır.

a clockwork orange

eflatun kar
seyirciyi rahatsız eden taciz eden filmlerden..
başarılı oluşu da burdan geliyor..
bir kareden izleyeni sarsmak, etkilemek o kadar kolay değildir çünkü, tabi eğer ki her türlü korkudan gerilimden vs vs den etkilenecek cinste bir insan değilseniz.
velhasıl film izleyicinin sinir hücrelerini kavrıyor, her anlamıyla.
içinizdeki her türlü sese kulak vermenizi sağlıyor; hem ruh hastası’na hem psikiyatrist’e hem de sadece normlara itaat etme eğilimindeki normal’e.

zamir

eflatun kar
zamirin ne olduğunu bir örnek üzerinden açıklamak gerekirse:
"örnek cümle= en zamir zamir bence "siz" dir."
böyle bir cümle kurulduğunda;
bir zamir kelimesinin, bir diğer zamir kelimesini niteleyen bir sıfat konumunda kullanılabileceğini görmüş oluyoruz.
o halde zamir nedir?
zamir, bütün geceyi tipik insomnia lı insan modunda geçirdikten sonra iyice uyarılmış ve impuls kaçağı olan aksonlara sahip bilgicin, kahvaltı yapmadan önce tanımlamak için seçtiği ve tanımının çığrından çıktığı bir "o" dur.

o=zamir

hizmet

eflatun kar
hayatlarımız neye hizmet ediyor
...
asla bir cevap aramamış sorunun ısrarlı çığlıklarında nöbet tutan bir zihin.. esasında soru da tek değildi.. milyonlarcası vardı.. milyonlarca? bu egonun abartmayı seven bir sayısallaştırması mıydı? bilemiyorum.. şuanda bunu bilmek mümkünsüz..
tıpkı kendini ruhunu bilgeliğini ve cahilliğini çözümlemenin mümkünsüz olduğu gibi
her şey mümkünsüzlüğün çelmesine takılan; tökezleyen sorulardan, asla cevap aramayışların çözümüsülüğünden ve anlaşılmazlığından kaynaklanıyor olabilir miydi
ah yine hep aynı tutum
hep sorular
hep aynı imladan kaçış; bu soruların imla çıplaklıklarına karşın
soru işaretsiz olmaları sadece cevap aramadıklarından ileri geliyor diye bir açıklama yapılsa kim anlayacak
bu sorular neye hizmet ediyor öyleyse
sadece sorulmaya belki de
ama sadece belki..

şimdi asırlarca yazmak istiyorum
kusmak gibi
bütün kelimelerimi kusmak gibi
son bulana kadar bu kelime oyunları
boşalmak istiyorum zihnimi

bir yemini bozmak gibi bir kitabı bitirmek..
bir yazın küskünlüğünün ardından
bir yazmak küskünlüğünün ardından
ve ardından dolmak sayfalarla
ardndan tükenmek kelimelerle

peki neye hizmet ediyor öyle suskunca
içinde kelimeler içinde sayfalar biriktirirken susmak
kelime olamamak

hangi amçala susmak

belki anlaşılamamak duygusuna nefretin oluşturduğu bir kaçış
artık nefret etmek..
nefret yüzünden kaçmak
ama ne olursa olsun bir "belki" kelimesinin tutsaklığından kurtulamamak
her şey gölgesinde yaşadığımız %50 ihtimaller gibi
haliyle verilebilecek cevaplar;
evet yahut hayır
öyle ya da böyle
siyah ya da beyaz
karanlık yahut aydınlık
gece yahut gündüz
hep ve ya hiç

böyle mi?
cevap aramayan imla fakiri sorular %50 ile yetinemeyecek kadar doyumsuz, tatminsiz..
%100 den ötesini hiç bir zaman kabul etmeyecekler
bu yüzden cevap aramıyorlar
her daim bütün yanıtları yutan zamanı ve mekanı aşmış; umursamayan; koşullarla yahut geçerli hiçbir bahaneyle ilgilenmeyen; uzayın boşluğunda bir kara delik; yahut sonsuz a adanmış bir evrensel küme gibi imlasız sorularım..

işte denemek bile onlara ihanettir
ve ihanet kokuyor bütün kelimelerim

ve bir kez daha anlatmayı denemek
bütün sorulara
bütün soruların cevap aramamasındaki muammaya ihanet

ve amaç asla anlaşılmak değil
sadece ihanet

...
..
.

ay gökyüzünde altın bir madalyon gibi asılı dururken
hipnotize olmuş bir varoluşla

ayın gümüş ışığıyla ruhu kesiklerle dolan
ay ışığını soluklanmak isteyerek
bu çılgınca bu umutsuz istekle
ayışığını kana kana içmek isteyen
ve nedenini ne kendinin ne de bir başkasının asla tahmin edemeyeceği bir biçimde
sebepsizce ağlamaya başlayan
:
zihni,
dolunayla birlikte
karanlıkta üstüne gümüş bir aydınlık düşmüş mermer bir venüs heykeline dönüşürken
düşünceleri,
ehlileştirilme çabasında
halatlarla zaptedilmeye çalışan kurtadam dönüşümünü yaşayan
ve bütün ulumalarını hırlamalarını
kendini ısırıp pençeleyerek kana vahşete bulayan
,
ve bütün bu çıldırışı
sakin
sessiz
ve ayın gökyüzünde altın bir madalyon gibi aslı kaldığı o gecenin en karanlığında hipnotize olmuş çelik gözlerindeki
ve devinimsiz
felç olmuş vucudundaki
suskun ayrıntılara saklayan
kaç kişi var ki

belki milyonlarca belki sayılı
yahut soru işaretsiz soruların hizmet ettiği %100 yasasındaki gibi
varolan bütün ihtimaller..
ve varolan bütün ihtimallerin hepsi gibi
herzaman denemeye
ve hiçbir zaman denememeye değer..
asla arada kalmaksızın..

anlatmak neye hizmet etti o halde

cevabı belli
cevap aramadığı ise çok daha fazla belli
...

finaller geldi böyle oldu

eflatun kar
final haftasında bir gezelim görelim moduna(bünyenin finallere verdiği karşı tepki; buna bir nevi bitkisel ve ineksel hayatın ezici baskısına karşın insanlığı koruma içgüdüsü de denebilir) girilse de bütün arkadaşların karşı tepkiden ve otsallaşma sürecine direniş bilincinden uzak olması nedeniyle; insanın evde geçirmek zorunda olduğu süreçte; içinde bir internete girme aşkı, bir televizyon izleme merakı oluşmasıdır.

cehennem

eflatun kar
bir cehennem olmak isterdim
hem de öyle çok
asla anlayamayacaksın nasıl hissettiğimi
çünkü anlatmanın imkanı yok
bir cehennem olmak isterdim
ve karanlık yangınlar içerisinde
ruhlar kundaklamak

0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol