sekiz saat sonrası için verdiğim teklifi reddeden jedi.
çok pişman olacak , o konuşmaya çok geri dönmek isteyecek ama yemezler.
ölüm de dirim kadar şehvetlidir dedim , inanmadı. alacağı olsun.
ekmek arası türk lezzetleri sloganıyla işe girişmiş , enfes lezzetli sucukları olan yemek yeridir.
servis inanılmaz hızlı olmasa da sucuğun tadı , servisin hızını unutturur.
servis inanılmaz hızlı olmasa da sucuğun tadı , servisin hızını unutturur.
öğrencilik zamanlarında , "arkadaş için çiğ tavuk yenir " düsturuyla bir müddet içinde bulunduğum ;
sabahı "pardon bunlarla da ilgilenmez istemez misiniz " ile açıp , akşamı "bedava yaptık koş koş koş " ile kapatıldığı meslek grubudur.
sabahı "pardon bunlarla da ilgilenmez istemez misiniz " ile açıp , akşamı "bedava yaptık koş koş koş " ile kapatıldığı meslek grubudur.
bildiğimiz mercimek çorbasıdır. tabii ufak farklılıklarla.
herkes bilmez , hele ki sözlükte arabasından inmeyen jedi falan he heeey hiç bilmez.
sabahın cininde kalkar gidersin tezgahının başına, köşede duran çorbacının kapısını tıklatır "hayırlı işler usta " diye seslenirsin.
işte bütün serüven bundan sonra başlar.
girdiğin mekan pistir . çorbayı yapan usta , mekandan çok daha pistir.
ama gittiğin en iyi restoran da bulamazsın bu karşılamayı.
zaten çorbanın sırrı da eli pis suratı güleç amcadan gelir.
ne anne eli ne başka bir şey , bir kere içtim hayatım boyunca da unutamam o çorbanın tadını.
işin tuhaf yanı hiç bir pazarcı öğlen falan içmez o çorbayı , o çorba kaynar pişer sabahın köründe biter. saatin beşi diye mi o çorba lezzetli gelir , pazarın rehavetinden midir bilinmez.
ama o önlüğünde lekeler olan , hem garson hem ahçı hem mekanın sahibi amca yok mu ? işte her şeyin sırrı onda gizlidir.
(bkz: bir pazarcının gizli defteri)
herkes bilmez , hele ki sözlükte arabasından inmeyen jedi falan he heeey hiç bilmez.
sabahın cininde kalkar gidersin tezgahının başına, köşede duran çorbacının kapısını tıklatır "hayırlı işler usta " diye seslenirsin.
işte bütün serüven bundan sonra başlar.
girdiğin mekan pistir . çorbayı yapan usta , mekandan çok daha pistir.
ama gittiğin en iyi restoran da bulamazsın bu karşılamayı.
zaten çorbanın sırrı da eli pis suratı güleç amcadan gelir.
ne anne eli ne başka bir şey , bir kere içtim hayatım boyunca da unutamam o çorbanın tadını.
işin tuhaf yanı hiç bir pazarcı öğlen falan içmez o çorbayı , o çorba kaynar pişer sabahın köründe biter. saatin beşi diye mi o çorba lezzetli gelir , pazarın rehavetinden midir bilinmez.
ama o önlüğünde lekeler olan , hem garson hem ahçı hem mekanın sahibi amca yok mu ? işte her şeyin sırrı onda gizlidir.
(bkz: bir pazarcının gizli defteri)
aynı zamanda pazarcı çorbası dır efendim .
jojo moyes romanıdır.
başlarken ; "içim daralır benim aşk romanlarından okuyamam ben " diyerek başladığım , bitirirken "içim daraldı" dediğim kitaptır.
yorumlara bakılırsa inanılmaz beğenilmiş , özellikle son 100 sayfasını otobüste okumayın salya sümük (bu tabiri kullanmamış da olabilir hatırlamıyorum şimdi)ağlarsınız falan denmiş ama bende yemedi efendim .
konusu ve yorumları içinde bir spoiler verelim tam olsun ;
-----------------------------spoiler----------------------------:
birbirlerine aşktan başka verecek hiçbir şeyleri yoktu...
yaşamın ince detayları lou’dan sorulur. otobüs durağıyla ev arasında kaç adım var? çalıştığı kafeye gelip gidenler nasıl bir hayat yaşıyor? parlak yeşil elbisenin altına ne renk külotlu çorap giyilir? onda bu soruların hepsinin cevabı var. kolayca mutlu olabildiği küçücük dünyasında bilmediği tek şey hayatın çok daha karmaşık soru ve cevaplarla dolu olduğu...
geçirdiği motosiklet kazasıyla hayatı altüst olan will uzun süredir karmaşık sorularla meşgul. bu hayatta diğer insanları mutlu eden küçük şeyler ona biraz olsun keyif vermiyor. çevresindeki tüm renkler birden griye dönmüş ve böyle bir umutsuzluk içindeyken yapabileceği tek şeyin hayatını sonlandırmak olduğunu düşünüyor.
peki, asık suratlı, aksi ve geçimsiz will, lou’nun rengârenk yaşamıyla karşılaşırsa neler olur?
mucizelere inanmıyorsanız durup bir kez daha düşünün...
"sakin son bölümleri otobüste giderken okumayin. ağlamamak için kendinizi tutmaya çalışırken bir enkaza dönüşebilirsiniz."
tracy williams
"bu kitabı okuyunca duygudan duyguya koşacağınız bir lunaparka girmiş gibi oluyorsunuz. okurken dünyayı ve zamanı durdurmak isteyeceksiniz."
dooster
"arkadaşların elden ele dolaştıracağı bir roman olacak. moyes karizmatik, gerçekçi ve çarpıcı karakterler yaratmayı çok iyi biliyor."
the independent
"sizi bu kadar içine çekecek başka bir kitap bulmanız çok zor. yıllardır okuduğum en güzel kitap."
gill b.
"bu hikâyeyi kitap bittikten çok uzun bir süre sonra bile hatırlayacak, her daim yanınızda taşımak isteyeceksiniz."
romantic book lover
-----------------------------spoiler----------------------------
başlarken ; "içim daralır benim aşk romanlarından okuyamam ben " diyerek başladığım , bitirirken "içim daraldı" dediğim kitaptır.
yorumlara bakılırsa inanılmaz beğenilmiş , özellikle son 100 sayfasını otobüste okumayın salya sümük (bu tabiri kullanmamış da olabilir hatırlamıyorum şimdi)ağlarsınız falan denmiş ama bende yemedi efendim .
konusu ve yorumları içinde bir spoiler verelim tam olsun ;
-----------------------------spoiler----------------------------:
birbirlerine aşktan başka verecek hiçbir şeyleri yoktu...
yaşamın ince detayları lou’dan sorulur. otobüs durağıyla ev arasında kaç adım var? çalıştığı kafeye gelip gidenler nasıl bir hayat yaşıyor? parlak yeşil elbisenin altına ne renk külotlu çorap giyilir? onda bu soruların hepsinin cevabı var. kolayca mutlu olabildiği küçücük dünyasında bilmediği tek şey hayatın çok daha karmaşık soru ve cevaplarla dolu olduğu...
geçirdiği motosiklet kazasıyla hayatı altüst olan will uzun süredir karmaşık sorularla meşgul. bu hayatta diğer insanları mutlu eden küçük şeyler ona biraz olsun keyif vermiyor. çevresindeki tüm renkler birden griye dönmüş ve böyle bir umutsuzluk içindeyken yapabileceği tek şeyin hayatını sonlandırmak olduğunu düşünüyor.
peki, asık suratlı, aksi ve geçimsiz will, lou’nun rengârenk yaşamıyla karşılaşırsa neler olur?
mucizelere inanmıyorsanız durup bir kez daha düşünün...
"sakin son bölümleri otobüste giderken okumayin. ağlamamak için kendinizi tutmaya çalışırken bir enkaza dönüşebilirsiniz."
tracy williams
"bu kitabı okuyunca duygudan duyguya koşacağınız bir lunaparka girmiş gibi oluyorsunuz. okurken dünyayı ve zamanı durdurmak isteyeceksiniz."
dooster
"arkadaşların elden ele dolaştıracağı bir roman olacak. moyes karizmatik, gerçekçi ve çarpıcı karakterler yaratmayı çok iyi biliyor."
the independent
"sizi bu kadar içine çekecek başka bir kitap bulmanız çok zor. yıllardır okuduğum en güzel kitap."
gill b.
"bu hikâyeyi kitap bittikten çok uzun bir süre sonra bile hatırlayacak, her daim yanınızda taşımak isteyeceksiniz."
romantic book lover
-----------------------------spoiler----------------------------
(bkz: senden önce ben ) romanının yazarıdır kendileri .
ayrıca gücünüz okumaya yetiyor içiniz daralmıyorsa ;
(bkz: sevgilimden son mektup)
(bkz: ardında bıraktığın kadın)
(bkz: pariste balayı)
romanlarını da okuyabilirsiniz. üşenmemiş, sıkılmamış yazmış efendim.
buyrun hayrını görün !
ayrıca gücünüz okumaya yetiyor içiniz daralmıyorsa ;
(bkz: sevgilimden son mektup)
(bkz: ardında bıraktığın kadın)
(bkz: pariste balayı)
romanlarını da okuyabilirsiniz. üşenmemiş, sıkılmamış yazmış efendim.
buyrun hayrını görün !
makbulü camdan fırlatılanıymış. evet.
mühim edit : allahtan nezih bir semtte oturuyorum da o çöpler market poşetine konup öyle sallandırılıyir camdan , poşet deyip geçmemek lazım poşet önemli.
mühim edit : allahtan nezih bir semtte oturuyorum da o çöpler market poşetine konup öyle sallandırılıyir camdan , poşet deyip geçmemek lazım poşet önemli.
"ayy çok tatlı cnm yha " gibi cümlelerle pohpohlanması gereken bilgicimiz.
edit: ilgiyi eksik tutuyorsunuz ama olmaz ki
edit: ilgiyi eksik tutuyorsunuz ama olmaz ki
bilgiçlerin popolarında pireler uçuşan gruptur.
o pireler en münasip yerlerinizden içeri girip uçuşsun emi !
o pireler en münasip yerlerinizden içeri girip uçuşsun emi !
#1092364
29. bölümde sahneye çıkan hanım kızımız iletişime geçecek olursa aynı gün indy lerden hemen sonra istetmeye gideceğim kızdır.
29. bölümde sahneye çıkan hanım kızımız iletişime geçecek olursa aynı gün indy lerden hemen sonra istetmeye gideceğim kızdır.
(bkz: mat oje)
kimin icadıysa ağzı yüzü öpülesi insan. rengnin matlığı estetik durur / durmaz hiç mühim değil, bizi ilgilendiren kısmı inanılmaz kısa sürede kuruması.
yılın buluşu bile olabilir bence.
yılın buluşu bile olabilir bence.
haklıdır.
her şeyden evvel markanın ismin önüne geçmesini istemiyordur.
ne bileyim domestosa çamaşır suyu ,orkid e ped deme bilincinde falandır.
taktir edilesidir , helal olsundur.
durumun cehaletle zerre ilgisi bulunmamakla birlikte o yine de fanta dese daha bir kısa daha bir hoş olurdur.
her şeyden evvel markanın ismin önüne geçmesini istemiyordur.
ne bileyim domestosa çamaşır suyu ,orkid e ped deme bilincinde falandır.
taktir edilesidir , helal olsundur.
durumun cehaletle zerre ilgisi bulunmamakla birlikte o yine de fanta dese daha bir kısa daha bir hoş olurdur.
aylık dergi işine girdiklerinden beri (ki uzun bir süreç) okumadığımdır.
elbette ki yapılan her iş gibi bu işin de bir bedeli , çalışanlarına bir getirisi olması gerekli bunda hem fikirim ; lakin bir ülke de sistem olması gerekenden farklıysa , sömürü ayyuka çıktıysa , kimin eli kimin gö.. aman cebinde bilinmiyorsa ve yine aynı ülkeye en güzel tepki biçimi mizah sa ve bu işi yapan adamlar , sadece gelir elde etmek için yapmıyorlarsa bu işi .
haftalardan derlenen dergiyi de çıkardık mı kırarız lan parayı dememelidirler .
velhasıl;
çok bozdu bozmaz dedik yine bozdu
elbette ki yapılan her iş gibi bu işin de bir bedeli , çalışanlarına bir getirisi olması gerekli bunda hem fikirim ; lakin bir ülke de sistem olması gerekenden farklıysa , sömürü ayyuka çıktıysa , kimin eli kimin gö.. aman cebinde bilinmiyorsa ve yine aynı ülkeye en güzel tepki biçimi mizah sa ve bu işi yapan adamlar , sadece gelir elde etmek için yapmıyorlarsa bu işi .
haftalardan derlenen dergiyi de çıkardık mı kırarız lan parayı dememelidirler .
velhasıl;
çok bozdu bozmaz dedik yine bozdu
john verdonun aklından bir sayı tut serisinin son kitabı.
beklentiyi yüksek tutmayarak okumama rağmen o tadı alamadığım , hatta okuduğuma pişman olduğum kitabıdır.
katili baştan söylenen cinayet romanı mı olur alllasen?
beklentiyi yüksek tutmayarak okumama rağmen o tadı alamadığım , hatta okuduğuma pişman olduğum kitabıdır.
katili baştan söylenen cinayet romanı mı olur alllasen?
serinin son kitabı için
(bkz: peter pan ölmeli)
(bkz: peter pan ölmeli)
#1092333
zenginiz , salamları marketten alıp alıp masanın üzerine koyuyoruz , orada bırakıyoruz , bozulunca tekrar atıp tekrar alıyoruz .
bu böyle silsiledir gidiyor.
kimse masada bulunan salamı yeme zahmetinde bulunmuyor, zaten bizde masaya süs olsun diye alıyoruz.
tekrar etmeliyim ki zenginiz. kedimiz çok acıktığı zamanlarda salam yiyor , zaten zengin olduğumuzdan kedimizin patileri altın kaplama, o yüzden patileriyle açabiliyor hiç açılmamış salam paketlerini.
ayrıca tekrar zenginiz , sözlük kadınlarına selam ederim.
zenginiz , salamları marketten alıp alıp masanın üzerine koyuyoruz , orada bırakıyoruz , bozulunca tekrar atıp tekrar alıyoruz .
bu böyle silsiledir gidiyor.
kimse masada bulunan salamı yeme zahmetinde bulunmuyor, zaten bizde masaya süs olsun diye alıyoruz.
tekrar etmeliyim ki zenginiz. kedimiz çok acıktığı zamanlarda salam yiyor , zaten zengin olduğumuzdan kedimizin patileri altın kaplama, o yüzden patileriyle açabiliyor hiç açılmamış salam paketlerini.
ayrıca tekrar zenginiz , sözlük kadınlarına selam ederim.
yok böyle bir şey ama olabilir de , niçin olmasın ?
gerekli katılım sağlanırsa çadırımızı alır çıkarız kampa enfes olur.
kamp için gerekli donanımı ayarlamak benden olur
her türlü masrafı da indy e yığarız.
o da çok af edersiniz bok karşılar o masrafları . sonuç : kırar kıçımızı otururuz patiklerimizle evimizde.
gerekli katılım sağlanırsa çadırımızı alır çıkarız kampa enfes olur.
kamp için gerekli donanımı ayarlamak benden olur
her türlü masrafı da indy e yığarız.
o da çok af edersiniz bok karşılar o masrafları . sonuç : kırar kıçımızı otururuz patiklerimizle evimizde.
sistemin sundukları ile değil de , tanrının size verdikleriyle yediğinizde inanılmaz lezzetli gelen yemek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?