yagmurdan yahut gune$ten korunmak amaci ile kullanilan bir e$ya..uzun bir sapi vardir ve sapindaki dugmeye bastiginiz zaman tepesinde bulunan kuma$ acilarak geni$ bir alani kaplar ve sizi doga olaylarina kar$i bir nebze korur..doga olaylarindan kastimiz sel, deprem yahut gokta$i du$mesi degildir.sadece yagmur ve gune$..kimi zaman paralel tutularak arabalarn sicratmi$ oldugu camurlara kar$i barikat gorevini de gorur..yapar boyle $eyler..
şemsiye
gote girince acilmayan ve bu durumun uzerine atasozu bile cikmi$ olan yagmur barikati.
kapali yerde acilinca ugurusuzluguna inanilan alet.
turkce ogretmenimizin semsiye diye telaffuz ettigi yagmurdan nispeten korunmamizi saglayan nesne.
cok kotu bir durumla karsilasip bu durumdan kurtulamayinca, bi tarafimiza girip acilmayan nesne.
ziyadesi ile gereksiz gordugum bir icat, pit pit yagmur yagarken zaten bir sey kullanmaya gerek yoktur, zira insan bedeni pamuk sekerden yapilmadigi icin uc damla suya dayanabilir, ha gercekten altinda durmamak istediginiz bir yagmur yagarken bir yere isiniz duser ve sokaga cikmaniz gerekirse zaten o yagmurun yaninda getirdigi ruzgar size semsiye actirmayacaktir.
kökü, arapça şems sözcüğünden gelir.
sunay akının bir şiiridir..
"tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
anımsar mısın bilmem
yağmurun bardaktan
boşanırcasına yağdığı o günü
hani şemsiyeyi iyice çekip başımıza
dudaklarımla hesaplamıştım
yüz ölçümünü
nicedir sokağa çıkarmıyorum
şemsiyeyi
korkuyorum çünkü
kapısı açık kafesinden
uçan bir kanarya gibi
beni ikinci kez terk etmenden
yanıt alamayacağımı bilsem bile
yanına gidip
sorarım hergün şemsiyeye
altında elele
nasıl görünürdük diye"
"tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
anımsar mısın bilmem
yağmurun bardaktan
boşanırcasına yağdığı o günü
hani şemsiyeyi iyice çekip başımıza
dudaklarımla hesaplamıştım
yüz ölçümünü
nicedir sokağa çıkarmıyorum
şemsiyeyi
korkuyorum çünkü
kapısı açık kafesinden
uçan bir kanarya gibi
beni ikinci kez terk etmenden
yanıt alamayacağımı bilsem bile
yanına gidip
sorarım hergün şemsiyeye
altında elele
nasıl görünürdük diye"
yağmur altında yürümenin , ıslnmaktan başka hiç bir anlam ifade etmediğini düşünenlerin ve sünüziti olanların kullandığı eşya.
tokyoda hic kullanisli olmayan nesne, her an birisi gozunuzu cikartabilir daracik sokaklarda ilerleken.
eskiden fransizlar hela niyetine kullanirlarmis ters cevirip
cocuklarin tufek olarak oynadiklari ve onlarin elindeyken asla kendi gorevini yapamayan sanssiz nesne.
şemşiye diye yanliş bir telaffuzu bulunur.
vaktiyle fransızlar koca bir tas içine yaptıkları boşaltım sistemi ürünlerini pencereden dışarı boca ederlermiş.yoldan geçenlerin bundan korunması amacı güdülerek şemsiye denen nesneye başvurulmuş...
(bkz: apartman topuk)
(bkz: apartman topuk)
aslen "güneşlik" demektir. ama genelde yağmur için kullanılır olmuş zamanla.
bir tür saldırı aparatıdır. hasmınızın gözünü rahatlıkla çıkartabiliyorsunuz ki özellikle yağmurlu havalarda yeterince şahit olabileceğiniz bir durumdur.
(bkz: şemsiye çikolata)
yağmurun geliş açısına paralel olarak tutulduğu takdirde işlevini yerine getirebilecek olan kalkan misali korunak.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?