sıralamakla bitmeyen ricalardır. başta kadınlar tarafından çok soru sorularak bunaltılmamak isterler sonrası zaten hızla gelir.
şarap tadında, yılları saklayan bir sevda olmasa da yüreğimde, yıllara meydan okuyacak bir sevda taşıyorum yüreğimde. yarına geç kalmak, seni kaybetmek olur en acısı sonun.
nasıl anlatmalı bu sevdayı, bilmiyorum. gözlerinde doğar ve büyür. gece yarıları yokluğunda bile alevlenir. ihanet edemez sana, emin ol. gecenin en karanlık olduğu anda, uykuya dalınca çocuklar, ışıklar sönür de bir sessizlik kaplayınca sokakları, sana adak bir ezgi bozar gecenin sessizliğini ve yüreğimin karanlığını aydınlığın bozar. hayallerim seninle, güzel. umutlarım yüreğin tellerine takılır. dilimde bir ezgi, hep sana adak. hep gözlerinle uyur ve hep gözlerinle uyanırım. bakışlarında mutluluğun en koyusunu bulurum.
azrail, benden canımı istiyormuş. borçlu kalırım da veremem. şiir tadında yaşamak varken seni, yol veremem sensizliğe.
seni seviyorum. can gibi…
uzakları yakın eyledim. seni, ben eyledim. hasretliğini de sevdim. keşke demedim. bekledim… bir hastanın beklemesinde sabahı. şeytanın günaha aşkında, annenin yavrusuna aşkında…
seni seviyorum. can gibi…
hazan rüzgarları esti de kıramadı dalımı. hiçbir şey dahil her şeyimi verdim sana. yüreğimi bin parça edip, her parçasını bin kez sevda suyunla yıkadım.
abarttığımı sanma..! seni ölümüne sevdim. bir gecenin kıskançlığında sabahı, öyle bir tutkuyla ki, ne prangalar eskittim sırlarda, bilemezsin
gökkuşağını sana boyadım. yaşamı gözbebeklerine odakladım. hayaline de olsa.ihanet etmedim.
bir özgürlüğüm vardı, gözlerine tutsak eyledim.
seni seviyorum. susuz kalmış bir yolcunun serabında suyu.
damarımdaki kan gibi, nefes gibi vazgeçilmezimsin. can gibi…
seni seviyorum. çünkü, seni sevmeyi seviyorum. öylesine bendesin ve öylesine sendeyim ki…
seni seviyorum. can gibi…
nasıl anlatmalı bu sevdayı, bilmiyorum. gözlerinde doğar ve büyür. gece yarıları yokluğunda bile alevlenir. ihanet edemez sana, emin ol. gecenin en karanlık olduğu anda, uykuya dalınca çocuklar, ışıklar sönür de bir sessizlik kaplayınca sokakları, sana adak bir ezgi bozar gecenin sessizliğini ve yüreğimin karanlığını aydınlığın bozar. hayallerim seninle, güzel. umutlarım yüreğin tellerine takılır. dilimde bir ezgi, hep sana adak. hep gözlerinle uyur ve hep gözlerinle uyanırım. bakışlarında mutluluğun en koyusunu bulurum.
azrail, benden canımı istiyormuş. borçlu kalırım da veremem. şiir tadında yaşamak varken seni, yol veremem sensizliğe.
seni seviyorum. can gibi…
uzakları yakın eyledim. seni, ben eyledim. hasretliğini de sevdim. keşke demedim. bekledim… bir hastanın beklemesinde sabahı. şeytanın günaha aşkında, annenin yavrusuna aşkında…
seni seviyorum. can gibi…
hazan rüzgarları esti de kıramadı dalımı. hiçbir şey dahil her şeyimi verdim sana. yüreğimi bin parça edip, her parçasını bin kez sevda suyunla yıkadım.
abarttığımı sanma..! seni ölümüne sevdim. bir gecenin kıskançlığında sabahı, öyle bir tutkuyla ki, ne prangalar eskittim sırlarda, bilemezsin
gökkuşağını sana boyadım. yaşamı gözbebeklerine odakladım. hayaline de olsa.ihanet etmedim.
bir özgürlüğüm vardı, gözlerine tutsak eyledim.
seni seviyorum. susuz kalmış bir yolcunun serabında suyu.
damarımdaki kan gibi, nefes gibi vazgeçilmezimsin. can gibi…
seni seviyorum. çünkü, seni sevmeyi seviyorum. öylesine bendesin ve öylesine sendeyim ki…
seni seviyorum. can gibi…
seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
seni seviyorum sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...
seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.
seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
nereden bileceksin?
sen benimle hiç olmadın ki. olsaydın avuçlarım terlemezdi... isırmazdım dilimin ucunu... özlemezdim seni yanımdayken.kıskanmazdım.
korkmazdım yollarda yürümekten. islanmazdım yağmurlarda... yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.
korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... ve her kulaçta haykırırdım seni..
ama sen hiç benimle olmadın ki...
ya aklin başka yerlerdeydi ya yüreğin...
can yücel
elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
seni seviyorum sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...
seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.
seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.
seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
nereden bileceksin?
sen benimle hiç olmadın ki. olsaydın avuçlarım terlemezdi... isırmazdım dilimin ucunu... özlemezdim seni yanımdayken.kıskanmazdım.
korkmazdım yollarda yürümekten. islanmazdım yağmurlarda... yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.
korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... ve her kulaçta haykırırdım seni..
ama sen hiç benimle olmadın ki...
ya aklin başka yerlerdeydi ya yüreğin...
can yücel
çok şeyi degiştirmeye gücü yetebilecek bir cümle.
ntv de spor haberleri sunan burcu esmersoyun aziz yıldırımın başkanlıgıyla alakalı bir haberi sunarken yaptıgı büyük telafuz hatası:
-aziz yıldırım başkanlıga tekrar dönmeli.aksi taktirde bu durum iktidarsızlıga yol açar.
-aziz yıldırım başkanlıga tekrar dönmeli.aksi taktirde bu durum iktidarsızlıga yol açar.
sorumlulugun, derdin, tasanın arttıgı ve tüm bunlara tek başına karşı koymak zorunda kalınan andır.
yanındayken yaşanılan hayatın gerçek anlamına kavuştugu kişi.
oldukça işe yarar bir download programı. fakat bir şeyi indirirken acımasızca bilgisayarınıza bulaştırdıgı virüsleri yok etmeyi bilmezseniz olay içinden çıkılmaz bir hal alır.
asklar da ayakkabilar gibidir...
bazilari çamur yagmur, toz toprak kar buz gibi her türlü "kötü
hava" kosullarina dayaniklidir.
bazilari ise ummadiginiz kadar kisa zamanda çabucak "yamulur"
ilk yagmurlu havada "alti açilir" veya güzel havalarda bile "iki
günde bozulup" gider.
asklari da ayakkabilar kadar "itinayla" seçmezseniz, tipki
ayaginizda oldugu gibi yüreginizde nasir olusabilir.
dar gelen bir ayakkabiyi sadece tarzini begendiginiz için
"zamanla açilir" diyen saticiya inanarak alirsaniz, zaman içinde
ayak kemiklerinizde "deformasyon" baslar.
ruhunuzu daraltan bir ask içinde yalnizca fiziksel begeniye
kapilip zamanla düzelir" diyenlere kanarsaniz, yine zamanla
içinizdeki olumlu duygularin "çarpildigini" görebilirsiniz.
asik olabileceginiz insan türü, tipki ayakkabilar kadar degisik
stillerde, farkli kalitelerde ve sayisiz "renktedir"....
aski bir çesit serüven olarak "spor" gibi yasayanlar, aynen spor
ayakkabi" gibi dikkat çekici ve rahat kisileri bulurlar.
tersine askta tutucu ve istikrarli olmayi benimseyenler "klasik
ayakkabi" gibi muhafazakar çizgiler tasiyanlara tutulurlar.
dekolte ayakkabilar gibi sadece cinsellik ve eglence zevkleriyle
ateslenen asklar vardir.
"bez" ayakkabilar gibi kisa ömürlü "tatil asklari" ise hemen
herkesin kisisel tarihinde mevcuttur.
"marka" ayakkabi alir gibi, sevgilinin kariyerine ve maddi
durumuna tutulan" asiklar görürsünüz.
kati plastikten "yagmur çizmesi" edinir gibi mantik süzgecinden
geçirip "ise yarar" biçimde yasamak isteyenleri de bilirsiniz.
ayrica ne tuhaf ki, psikolojik testlerde "zaafi"olup evine
sayisiz çesitte ayakkabilar yigan insanlarin ayni zamanda
"degisik" türde asklara da zaafi oldugu söylenir.
evet ask "ayakkabidir".
aynen ayakkabiniza bakim yapmayip "hor" kullandigniz zaman
kolayca eskittiginiz gibi, askiniza da dikkatli davranmayip özen
göstermediginiz zaman kisa sürede "eskitirsiniz".
ve nasil ki "delik" bir ayakkabiyi tamir ettirdiginizde yalnizca
"bir miktar" ömrünü uzatmis olursaniz; "delik" bir aski onarmaya
kalkistiginizda da "asla eskisi gibi olmayacaktir"!
can yücel
bazilari çamur yagmur, toz toprak kar buz gibi her türlü "kötü
hava" kosullarina dayaniklidir.
bazilari ise ummadiginiz kadar kisa zamanda çabucak "yamulur"
ilk yagmurlu havada "alti açilir" veya güzel havalarda bile "iki
günde bozulup" gider.
asklari da ayakkabilar kadar "itinayla" seçmezseniz, tipki
ayaginizda oldugu gibi yüreginizde nasir olusabilir.
dar gelen bir ayakkabiyi sadece tarzini begendiginiz için
"zamanla açilir" diyen saticiya inanarak alirsaniz, zaman içinde
ayak kemiklerinizde "deformasyon" baslar.
ruhunuzu daraltan bir ask içinde yalnizca fiziksel begeniye
kapilip zamanla düzelir" diyenlere kanarsaniz, yine zamanla
içinizdeki olumlu duygularin "çarpildigini" görebilirsiniz.
asik olabileceginiz insan türü, tipki ayakkabilar kadar degisik
stillerde, farkli kalitelerde ve sayisiz "renktedir"....
aski bir çesit serüven olarak "spor" gibi yasayanlar, aynen spor
ayakkabi" gibi dikkat çekici ve rahat kisileri bulurlar.
tersine askta tutucu ve istikrarli olmayi benimseyenler "klasik
ayakkabi" gibi muhafazakar çizgiler tasiyanlara tutulurlar.
dekolte ayakkabilar gibi sadece cinsellik ve eglence zevkleriyle
ateslenen asklar vardir.
"bez" ayakkabilar gibi kisa ömürlü "tatil asklari" ise hemen
herkesin kisisel tarihinde mevcuttur.
"marka" ayakkabi alir gibi, sevgilinin kariyerine ve maddi
durumuna tutulan" asiklar görürsünüz.
kati plastikten "yagmur çizmesi" edinir gibi mantik süzgecinden
geçirip "ise yarar" biçimde yasamak isteyenleri de bilirsiniz.
ayrica ne tuhaf ki, psikolojik testlerde "zaafi"olup evine
sayisiz çesitte ayakkabilar yigan insanlarin ayni zamanda
"degisik" türde asklara da zaafi oldugu söylenir.
evet ask "ayakkabidir".
aynen ayakkabiniza bakim yapmayip "hor" kullandigniz zaman
kolayca eskittiginiz gibi, askiniza da dikkatli davranmayip özen
göstermediginiz zaman kisa sürede "eskitirsiniz".
ve nasil ki "delik" bir ayakkabiyi tamir ettirdiginizde yalnizca
"bir miktar" ömrünü uzatmis olursaniz; "delik" bir aski onarmaya
kalkistiginizda da "asla eskisi gibi olmayacaktir"!
can yücel
gelinde sülalenizi temizliyim sizi yahudi çocukları.
bir sitem şekli.
olaya atraksiyon katmak amacı içinde olan bazı kendinibilinmezgöstermeyeçalışanlar.
türkiyede oldukça az üniversitede bulunan, yeni yeni tanınmakta ve gelişmekte olan bir bölüm.teknoloji ilerledigi sürece-ki böyle olacak-bu bölüm her geçen dahada ün kazanacaktır.biraz derinlemesine bakılacak olunursa elektrik-elektronik mühendisligi ile elektronik ve haberleşme mühendisligi arasında pek bir fark görülmemektedir.fakat bu bölüm ögrencilerinin 3. sınıftan sonra diger elektrik-elektronik mühendisligi ögrencilerinin aksine önlerinde iki seçenek bulunmaktadır(elektromanyetik yada haberleşme).genelde haberleşme bölümüne egilim vardır.elektronik ve haberleşme mühendisligi gelecegin yıldızı parlayan meslekleri arasında üst sıralarda kendisine yer bulmuştur.
(bkz: itü telekomünikasyon mühendisligi)
(bkz: ytü elektronik ve haberleşme mühendisligi)
(bkz: izmir yüksek teknoloji üniversitesi elektronik ve haberleşme mühendisligi )
(bkz: kocaeli üniversitesi elektronik ve haberleşme mühendisligi)
(bkz: süleyman demirel üniversitesi elektronik ve haberleşme mühendisligi )
(bkz: çankaya üniversitesi elektronik ve haberleşme mühendisligi )
(bkz: doguş üniversitesi elektronik ve haberleşme mühendisligi )
(bkz: haliç üniversitesi elektronik ve haberleşme mühendisligi )
(bkz: maltepe üniversitesi elektronik ve haberleşme mühendisligi )
(bkz: itü telekomünikasyon mühendisligi)
(bkz: ytü elektronik ve haberleşme mühendisligi)
(bkz: izmir yüksek teknoloji üniversitesi elektronik ve haberleşme mühendisligi )
(bkz: kocaeli üniversitesi elektronik ve haberleşme mühendisligi)
(bkz: süleyman demirel üniversitesi elektronik ve haberleşme mühendisligi )
(bkz: çankaya üniversitesi elektronik ve haberleşme mühendisligi )
(bkz: doguş üniversitesi elektronik ve haberleşme mühendisligi )
(bkz: haliç üniversitesi elektronik ve haberleşme mühendisligi )
(bkz: maltepe üniversitesi elektronik ve haberleşme mühendisligi )
en az kadınlar kadar duygusal oldukları halde duygularını göstermeyi bilemedikleri için karşı cinsler tarafından hep yanlış anlaşılmışlardır.
(bkz: izci)
(bkz: local area network)
2. döneminde de yüksek oy alarak tc nin başbakanı.
(bkz: deniz piyadesi)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?