insanları önceden belirlenmiş bir kalıba sokup sonra da kalabalık olmanın gücünü kullanan hiçbir oluşum masum veya faydalı olamaz. cemaat de parti de ülke de millet de olsa böyledir bu. önemli olan bireysel farkları destekleyebilecek toplumsal sistemler kurmak becerisi... marifet olan o...
kendilerini tek başınayken güçsüz ve bunalımda hisseden liselilerin çete kurup bir araya gelince güçlü ve önemli hissetmelerinden farkı yok yaptıklarının. şimdi başka bir çete canlarını yakınca başladılar feryada. güç sendeyken diğerlerine hükmetme sevdasında olan da yine sendin? nasıl olacak şimdi bu iş? "öbürü değil sen gel de canımıza okuyan sen ol" diye mi uğraşalım? vahşi ormana döndü memleket. gücü eline geçiren zayıfı eziyor...
ninesine dedesine duyduğu çocukça hayranlığı sürdürmeyi dindarlık sayan, kendi duygu ve hayallerinden korkan ve kimse bunların varlığını görmesin diye insan içindeyken abartılı ve gerçek dışı sözde ahlak ilkelerinin bir neferiymiş gibi davranan, içinde biriken tüm aşırı tutkuları ve öfkeyi düşman bellediklerine saldırarak tatmin etmeye çalışan ama bu hislerinin kökü kendisinde olduğu için asla doyamayan, kulaktan dolma yarım yamalak bilgisini tarih bilinci sayan kültürün kahramanı...
bence politik açıdan yenilmez bir güç. çok geniş bir halk kesimini temsil ediyor ve tüm bu insanların bir idolü. sadece politik bir karakter değil neredeyse bir destan kahramanı. bu kesime hitap edebilecek bir rakibi de yok. chp-mhp-hdp hepsi bir araya gelse tek sözü kadar etkili olamazlar. insanlar onu durdurulamaz güçte biri olarak algılıyor ve buna hayran kalıp büyüleniyorlar çünkü bu aynı zamanda kendilerinin de olmak istedikleri şey. rte onlar için, onların yerine çarpışan bir kahraman. 13 yıldır tüm muhalefeti çaresiz bırakan ve yoluna devam etmesini sağlayan gücünü buradan aldığını düşünüyorum. türk halkının yenilmezlik ve başına buyrukluk hayalinin kişileşmiş hali... ona oy vermeyen birçok insanın dahi bu özelliklerine içten içe gıpta ettiğini çevremde çok görüyorum. zaten ellerine fırsat geçti mi onunla aynı stratejileri uyguluyorlar...
bence politik açıdan yenilmez bir güç. çok geniş bir halk kesimini temsil ediyor ve tüm bu insanların bir idolü. sadece politik bir karakter değil neredeyse bir destan kahramanı. bu kesime hitap edebilecek bir rakibi de yok. chp-mhp-hdp hepsi bir araya gelse tek sözü kadar etkili olamazlar. insanlar onu durdurulamaz güçte biri olarak algılıyor ve buna hayran kalıp büyüleniyorlar çünkü bu aynı zamanda kendilerinin de olmak istedikleri şey. rte onlar için, onların yerine çarpışan bir kahraman. 13 yıldır tüm muhalefeti çaresiz bırakan ve yoluna devam etmesini sağlayan gücünü buradan aldığını düşünüyorum. türk halkının yenilmezlik ve başına buyrukluk hayalinin kişileşmiş hali... ona oy vermeyen birçok insanın dahi bu özelliklerine içten içe gıpta ettiğini çevremde çok görüyorum. zaten ellerine fırsat geçti mi onunla aynı stratejileri uyguluyorlar...
insanların hobileri ya da özel ilgi alanları pek yok veya en azından yaşamlarında baskın önemde değil. durup dururken niye kitap okuyasın ki? amaç kitabı okumak değil kendini geliştirmek istediğin bir alanda bilgi kazanmak. tarihle ilgilenirsin tarih kitabı alırsın, enstrüman çalarsın müzik kitabı alırsın, spor yaparsın spor kitabı alırsın, uzayı falan merak edersin gider fizik kitabı alırsın. tek yaptığın işe gidip eve dönmek ve kazandığın para da yetersiz olduğu için tv başında kafa boşaltmaksa ya da eşin-dostunla çay içip memleket meselelerini tv haberleri üzerinden tartışmaksa ne yapacaksın kitabı? ihtiyacı olanlar okuyor, olmayanlar okumuyor.
bir de, kitap okumak ruhsal dinginlik ve tek başına kalabilme becerisi gerektirir. sessiz bir ortamda, bedensel olarak durağan şekilde ve içe dönük bir eylem kitap okumak. bizimki gibi anne egemenliği altında büyümüş çocuklardan oluşan, suçluluk duyguları ve bastırılmış cinsellikle yüklü toplumlarda tek başına kalabilmek ve ruhsal dinginlik kolay elde edilmez. bastırılmış kişilikler kitap okurken oluşan yavaşlığa ve yalnızlığa katlanamazlar. az önce duvarlara tırmanacak enerjisi olan adam daha üçüncü satırda esnemeler içinde kalır, göz kapakları ağırlaşır, içine sıkıntılar basar... niyeti başta okumak olsa bile yeterince olgun değildir yani... bu aslında tüm insanlar için böyledir de,.. bizim toplumda bu tip karakter biraz daha yaygın. kültürümüz böyle insanlar yetiştiriyor.
bir de, kitap okumak ruhsal dinginlik ve tek başına kalabilme becerisi gerektirir. sessiz bir ortamda, bedensel olarak durağan şekilde ve içe dönük bir eylem kitap okumak. bizimki gibi anne egemenliği altında büyümüş çocuklardan oluşan, suçluluk duyguları ve bastırılmış cinsellikle yüklü toplumlarda tek başına kalabilmek ve ruhsal dinginlik kolay elde edilmez. bastırılmış kişilikler kitap okurken oluşan yavaşlığa ve yalnızlığa katlanamazlar. az önce duvarlara tırmanacak enerjisi olan adam daha üçüncü satırda esnemeler içinde kalır, göz kapakları ağırlaşır, içine sıkıntılar basar... niyeti başta okumak olsa bile yeterince olgun değildir yani... bu aslında tüm insanlar için böyledir de,.. bizim toplumda bu tip karakter biraz daha yaygın. kültürümüz böyle insanlar yetiştiriyor.
silsilesi olan sebepler. bu silsilenin en depdebelisi ve en başta bulunanı, şüphesiz dinlemesini bilmeyen bir toplum olduğumuzdan dolayıdır. kitap okumak başlı başına dinleme ve onunla birlikte anlamayı gerektirir. dinlemesini bilmediğimiz sokaktan, caddeden, beşeri ilişkilerimizden, meclisten, açık oturum ve ekranlardan kendini belli eden bir olay. silsile birçok gerekçesiyle sürer ve herkesin kendince bir sebep sonuç ilişkisi var bu konuda. benim gerekçem çok gerçek, hayattan gerçek bir kesit. dinlemesini bilmeyen okumaya tahammül edemez. bunun için ilkin dinlemesini öğrenecek, hazmedecek ve sonrasında kâri olacağız. bu da zor bir ihtimal. ki anadolunun şöyle bir deyişi var: okuyup komünist mi olacan lan! bu deyiş yerin dibine batsın!
diyeceğim o ki; köhnemiş, yozlaşmış, örümcek ağı bağlamış zihinleri durulamak zor iş. yeni nesil diyeceğim de; net olayı hazırcı ve kahve kitap fotoğraflı bir nesil peyda ettirdi.
okuyalım, okuyun, oku.
mürekkep kokmayan bir yer pis kokar.
diyeceğim o ki; köhnemiş, yozlaşmış, örümcek ağı bağlamış zihinleri durulamak zor iş. yeni nesil diyeceğim de; net olayı hazırcı ve kahve kitap fotoğraflı bir nesil peyda ettirdi.
okuyalım, okuyun, oku.
mürekkep kokmayan bir yer pis kokar.
ekşide bu kadar reklamı yapılınca ben de bir bakayım dedim. ama sözlük hakkında hiçbir fikrim yok. ilk gözüme çarpan beyaz fon. acaba burda da gece görüşü gibi bir mod var mı? bulamadım.
neyse bilgi sözlüğü incelemeye devam.
ha burda sözlüğe yeni gelenlere çömez diyorlarmış. çömezlik ne kadar sürer bilmiyorum, umarım ekşideki gibi seneler sürmez.
neyse bilgi sözlüğü incelemeye devam.
ha burda sözlüğe yeni gelenlere çömez diyorlarmış. çömezlik ne kadar sürer bilmiyorum, umarım ekşideki gibi seneler sürmez.
normalde 10 entry yazan kisi bir sure comezlik suresi gecirir, entryleri yonetim tarafindan incelenir ve yazdiklari konsept dahilindeyse onayi verilir ki bu sure 3-5 gunu bulabilmektedir. hali hazirda 8k dan fazla onay bekleyen comezimiz mevcut.
ancak ozel durumlarda bu sure ve entry sayisi cok kisalabilmekte ve azalabilmekedir.
peki neden?
misal dun yasananlar. gelenler zaten direkt eksi sozluk'ten gelmekteler. e bu durumda gelen kisi zaten sozluk konseptini ogrenmis kavramis olarak geliyor buraya. bir iki entry yazdiginda da entrysine bakiyoruz ki son derece uygun, nicin bekletelim bu insani? mesela dun tek basima 100 den fazla kisiye yazarlik onayi verdim, bugun de ayni sey olacak. dolayisi ile eksi sozluk'ten gelen arkadaslarin uyelikleri kesinlikle geciktirilmeyecek, hemen onaylanacak. hatta bu durumu hizlandirmak adina bir kac arkadasimi da bu konuda yetkilendiricem.
ancak ozel durumlarda bu sure ve entry sayisi cok kisalabilmekte ve azalabilmekedir.
peki neden?
misal dun yasananlar. gelenler zaten direkt eksi sozluk'ten gelmekteler. e bu durumda gelen kisi zaten sozluk konseptini ogrenmis kavramis olarak geliyor buraya. bir iki entry yazdiginda da entrysine bakiyoruz ki son derece uygun, nicin bekletelim bu insani? mesela dun tek basima 100 den fazla kisiye yazarlik onayi verdim, bugun de ayni sey olacak. dolayisi ile eksi sozluk'ten gelen arkadaslarin uyelikleri kesinlikle geciktirilmeyecek, hemen onaylanacak. hatta bu durumu hizlandirmak adina bir kac arkadasimi da bu konuda yetkilendiricem.
adminimiz çok tatlı. ben bu sözlükten umutluyum. ekşisözlükte 2 yıl boyunca çaylaktım. bugüne kadar en az 10.000 entry okumuşumdur.
kanzuk gibi avukatım ama sözlüğüm yok. herhalde ben de hazırım.
admin dürüm seviyor muymuş bileniniz var mı?
edit:abi niye eksiliyorsunuz? aşk olsun ama.. ne diyeydim yalan mı söyleyeydim? neyse onu söyledim. biri de nasıl -favori yapıldığını söylese çok memnun olacağım.
kanzuk gibi avukatım ama sözlüğüm yok. herhalde ben de hazırım.
admin dürüm seviyor muymuş bileniniz var mı?
edit:abi niye eksiliyorsunuz? aşk olsun ama.. ne diyeydim yalan mı söyleyeydim? neyse onu söyledim. biri de nasıl -favori yapıldığını söylese çok memnun olacağım.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?