toplanan son tl miktarı tahmini yuvarlayarak 62 milyon tldir.program birazdan son bulacaktır.
toplanan tl dışında yurt, hastane, okul vb ihtiyaçlarında yapılacağı söylenmiştir van için ve türkiye için hayırlı olsun.
yurt dışındaki yurttaşlarımız ve diğer ülkelerden gelen yardım tırlarını gümrük izin vermemiş beyazıt öztürk aynen şunu dedi yardım gelicek almıyorlar konuştuğumuz konuya bak ! konuştuk hallettik alıyorlar yardımlar geliyor.
99 depreminden sonra koyulan deprem vergisinin nereye gittiği konusundaki soruların yanıt bulacağı sağlayan proje.devletin bu deprem fonunu nerede topladığı ne miktar paranın olduğu o paranın nerede olduğu gibi soruların yanıt bulması gerekir.
başbakana güzel bir cevap verdi bugün kendileri ayrıca gözümede girdi.
şu an için toplanan toplam yardım miktarı 43.153.602 tldir hala beklediğim miktar gelmedi ama gelicek..
şuan için toplam bağış 15.447.675 tl dir ve bunun devamı gelecektir.tahminimce 50 ile 100 milyon tl arası para çok rahat toplanacaktır.
tvler ve radyo kanalları birlikte van için yardım kampanyası gerçekleştiriyorlar kanald, star, cnntürk, ntv, powertürk, fox ve daha fazlası yardım için çalışıyor haydi türkiye boş durma batısıyla doğusuyla bir bütünsün.
gerçek dayanışmanın ne oldğunu anlatan söz..
başlıkla (sözle) ilgili gazete haberi :
http://gundem.milliyet.com.tr/turkiye-nin-konustugu-yazi/gundem/gundemdetay/26.10.2011/1455501/default.htm
başlıkla (sözle) ilgili gazete haberi :
http://gundem.milliyet.com.tr/turkiye-nin-konustugu-yazi/gundem/gundemdetay/26.10.2011/1455501/default.htm
bir tek varım kimsede yok başlıkta !
dostluğu en iyi anlatan söz "en sahici dostluklar ortak varlıklar üzerine değil, ortak yoksunluklar üzerine kurulanlardır.".
show tvnin yeni genç dizisi çok ta güzel olmuş mahalle çocukları ve zengin aile çocukının okul hayatlarını anlatıyor.
şuana kadar 17 artçı sarsıntı meydana geldi yer kabuğu zaman zaman sarsılıyor.
gsm şirketlerinden turkcell ve avea van bölgesindeki telefon kullanıcılarına bedava görüşme ve mesajlaşma ahkkın yüklemiş herkes üzerine düşen görevi yerine getirmeli şuan için bir tek vodafon kaldı oda üzerine düşeni yapacağından eminim.
van cezaevinden 100e yakın suçlu durumdan istifade edip kaçmış bulunmakta.
ölü sayısının show tv deki uzman görüşlerine göre 700 ile 1000 kişi arasında olursa şaşılası bir durum olmayacağını söyledi umarım yanlış bir tahmindir ve umarım şuanki ölü sayısı sayısını korur.allah yardım etsin bu insalara.
buna sevinen ve bunun gibi düşünenler kendilerini insan yerine koymayın sizler başka bir türsünüz!
"
bu gerçek mi değil mi? işte bu araştırmamın konusu kısaca haarp denilen projeye ait. �fakat korkmayın bunu dernek olarak yapmıyoruz� demeyi çok isterdim ama ne yazık ki diyemiyorum, zira abd hükümeti desteğinde bahse konu proje üzerinde 1995 yılından beri çalışılıyor.
konu gündemimize nasıl girdi, önce ufak geri dönüşler ile birkaç hatırlatma yapayım. 17 ağustos 1999 depremi ülkemizin tarihinde bir daha silinmeyecek izler bıraktı. milyarlarca usd kaybımızın yanında 17000 civarında vatandaşımızı kaybettik. hazırlıksız yakalandığımız bu depremde, devlet yeteri kadar çabuk davranamadı, birçok eksikliği ortaya çıktı. amatör telsiz dernekleri, akut gibi gönüllü kurtarma ekipleri, yurtdışından gelen yardım ekipleri ve bizzat halkımızın inanılmaz yardımları sayesinde bu eksiklik bir miktar kapatıldı. deprem sonrası yaşanan acı olaylar halen devam ediyor; sosyal ve psikolojik bozukluklar, onarılamayan yerleşim yerleri, çadırlarda yaşamaya mahkum edilen bir toplum�
depremden üç gün önce geceleri uykumda zorluklar başladı. 16 ağustos 1999, gece saat 02:00 sıralarında terasıma çıktım ve yüksek sesle �bugün deprem olacak� dedim. bu asla bir temenni değildi ve olmaması için de düşüncelerimi temizlemeye çalışıyordum. fakat artık sanki okun yaydan çıktığını hissetmiştim. ertesi gün deprem olduğunda ben yine kabuslarla uyumaya çalışıyordum. sarsıntıdan hemen sonra terasıma çıktım, dışardan bağrışmalar geliyordu, şehirde birkaç ışık dışında her yer simsiyah karanlığa bürünmüştü. fakat gökyüzü, o gökyüzü, onu asla unutamıyorum. samanyolunu, kayan göktaşlarını ve binlerce yıldızı hiç bu kadar net ve güzel gördüğümü hatırlamıyorum. dakikalarca gök yüzünü seyrettim. şehrin ışıklarının azalmasında bu görüntüyü izlememde elbette büyük katkısı vardı fakat tek açıklaması bu değildi. o gece gökyüzünde, yer yüzünde çok önemli değişimler yaşanmıştı.
deprem beklentileri ve ruhsal sıkıntıların tek nedeni acaba bu özel astronomik olay mıydı? istanbul, kocaeli civarında deprem öncesinde ve sonrasında �ateş topu� dediğimiz bazı olaylara şahit olduk. bunlardan bazılarını bizzat arkadaşlarım gözlemledi, bazıları ise tv�lere çıktı. ateş topu dediğimiz olay birdenbire gökyüzünde belirerek değişik ışınımlar yapan ve daha sonra da kendi kendine kaybolan bir tür fenomendir. bu olay alaska�da da gözlenen auroral denilen gökyüzü ışımalarına benzer fakat olayın gerçek nedeni hakkında şimdiye kadar net bir açıklama yapılabilmiş değil. bazıları deprem bölgelerinde bu olayın meydana geldiğini zira fay hatlarındaki enerji boşalımlarının gökyüzündeki bazı gazları harekete geçirdiğini ve adeta bir flörasan lamba gibi ışıklara neden olduğunu söylemektedir. fay hatlarında kuartz kristali yataklarının olması durumunda daha yoğun bir enerji boşalımı meydana geldiği belirtilmektedir. bir diğer teori ise esas konumuzu oluşturan haarp ile ilgili olup gökyüzündeki belli bir bölgeye yüksek enerji yollanımı ve bu enerjinin aniden azaltılıp çoğaltılması sonucu ateş topunun oluşmasıdır. şimdi haarp konusuna girelim. "
devamı için bakınız internet sayfasına:
http://www.yeniforumuz.biz/showthread.php?427865-radyo-dalgalar%c4%b1-ile-deprem-yaratma
internette bir forum sayfasında gördüm ve dikkatimi oldukça çekti olur mu olmaz mı diye düşünmedim değil ama şöyle bir şeyde var günümüz teknoloji dünyasında bunları yapabilecek bir ütopik düşünce yapısına ve donanımlarına sahibiz ama bunlar olur mu derseniz bence olmaz sadece korku amaçlı ben inanmıyorum.
bu gerçek mi değil mi? işte bu araştırmamın konusu kısaca haarp denilen projeye ait. �fakat korkmayın bunu dernek olarak yapmıyoruz� demeyi çok isterdim ama ne yazık ki diyemiyorum, zira abd hükümeti desteğinde bahse konu proje üzerinde 1995 yılından beri çalışılıyor.
konu gündemimize nasıl girdi, önce ufak geri dönüşler ile birkaç hatırlatma yapayım. 17 ağustos 1999 depremi ülkemizin tarihinde bir daha silinmeyecek izler bıraktı. milyarlarca usd kaybımızın yanında 17000 civarında vatandaşımızı kaybettik. hazırlıksız yakalandığımız bu depremde, devlet yeteri kadar çabuk davranamadı, birçok eksikliği ortaya çıktı. amatör telsiz dernekleri, akut gibi gönüllü kurtarma ekipleri, yurtdışından gelen yardım ekipleri ve bizzat halkımızın inanılmaz yardımları sayesinde bu eksiklik bir miktar kapatıldı. deprem sonrası yaşanan acı olaylar halen devam ediyor; sosyal ve psikolojik bozukluklar, onarılamayan yerleşim yerleri, çadırlarda yaşamaya mahkum edilen bir toplum�
depremden üç gün önce geceleri uykumda zorluklar başladı. 16 ağustos 1999, gece saat 02:00 sıralarında terasıma çıktım ve yüksek sesle �bugün deprem olacak� dedim. bu asla bir temenni değildi ve olmaması için de düşüncelerimi temizlemeye çalışıyordum. fakat artık sanki okun yaydan çıktığını hissetmiştim. ertesi gün deprem olduğunda ben yine kabuslarla uyumaya çalışıyordum. sarsıntıdan hemen sonra terasıma çıktım, dışardan bağrışmalar geliyordu, şehirde birkaç ışık dışında her yer simsiyah karanlığa bürünmüştü. fakat gökyüzü, o gökyüzü, onu asla unutamıyorum. samanyolunu, kayan göktaşlarını ve binlerce yıldızı hiç bu kadar net ve güzel gördüğümü hatırlamıyorum. dakikalarca gök yüzünü seyrettim. şehrin ışıklarının azalmasında bu görüntüyü izlememde elbette büyük katkısı vardı fakat tek açıklaması bu değildi. o gece gökyüzünde, yer yüzünde çok önemli değişimler yaşanmıştı.
deprem beklentileri ve ruhsal sıkıntıların tek nedeni acaba bu özel astronomik olay mıydı? istanbul, kocaeli civarında deprem öncesinde ve sonrasında �ateş topu� dediğimiz bazı olaylara şahit olduk. bunlardan bazılarını bizzat arkadaşlarım gözlemledi, bazıları ise tv�lere çıktı. ateş topu dediğimiz olay birdenbire gökyüzünde belirerek değişik ışınımlar yapan ve daha sonra da kendi kendine kaybolan bir tür fenomendir. bu olay alaska�da da gözlenen auroral denilen gökyüzü ışımalarına benzer fakat olayın gerçek nedeni hakkında şimdiye kadar net bir açıklama yapılabilmiş değil. bazıları deprem bölgelerinde bu olayın meydana geldiğini zira fay hatlarındaki enerji boşalımlarının gökyüzündeki bazı gazları harekete geçirdiğini ve adeta bir flörasan lamba gibi ışıklara neden olduğunu söylemektedir. fay hatlarında kuartz kristali yataklarının olması durumunda daha yoğun bir enerji boşalımı meydana geldiği belirtilmektedir. bir diğer teori ise esas konumuzu oluşturan haarp ile ilgili olup gökyüzündeki belli bir bölgeye yüksek enerji yollanımı ve bu enerjinin aniden azaltılıp çoğaltılması sonucu ateş topunun oluşmasıdır. şimdi haarp konusuna girelim. "
devamı için bakınız internet sayfasına:
http://www.yeniforumuz.biz/showthread.php?427865-radyo-dalgalar%c4%b1-ile-deprem-yaratma
internette bir forum sayfasında gördüm ve dikkatimi oldukça çekti olur mu olmaz mı diye düşünmedim değil ama şöyle bir şeyde var günümüz teknoloji dünyasında bunları yapabilecek bir ütopik düşünce yapısına ve donanımlarına sahibiz ama bunlar olur mu derseniz bence olmaz sadece korku amaçlı ben inanmıyorum.
bütün umudunu kaybetmektir özgürlük.
hemen hemen herkesin duymuş olduğu öfke biçimidir.bir saldırı olduğunda şehit veya yaralı askerlerimiz olduğu zaman farklı biçimlerde terörü lanetleriz bunu devletin en üst kademesinden başlayarak yaparız hatta.cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, millet vekilleri, muhalefet partileri, sosyal medya veya normal insanlar birde şu çağımızın yeni saptantısı olan internet ortamında şehitler için bilmem kaç milyon kişi olalım adına açılan sayfalar gruplar!
yaklaşık 30 yıldır lanetliyoruz bu terörü hani nerde bıçak kemiğe dayandı diyoruz bunun intikamı misliyle olacak şeklinde ifadeler kullanıyoruz hani nerde bitti mi terör imralıdakini getirip koydunuzda mapushaneye noldu değişen tek bir şey söyleyin?
bu topraklarda yaklaşık 30 yıldır süre gelen saldırılarda toplumun tepkisi olarak düzenlenen teröre lanet yürüyüşleri yapılır türkiyenin hemen her yerinde yapılır sadece güneydoğu anadolu bölgesinde bu tarz bir şey olmaz.neden sadece güneydoğu anadolu? bu insanlar neden tepkilerini ortaya koymuyorlar veya neyden çekiniyorlar?
bize emanet olarak bırakılan bu ülkeyi bu kadar mı seviyoruz yüce kurucumuz mustafa kemal atatürkün bıraktığı bu emanete böyle mi saygı duyacağız bu vatan toprağını daha ne kadar kana bulayacağız?
"yüce türk milletinin başı sağolsun.vatan sağolsun" mu diyelim hala..
yaklaşık 30 yıldır lanetliyoruz bu terörü hani nerde bıçak kemiğe dayandı diyoruz bunun intikamı misliyle olacak şeklinde ifadeler kullanıyoruz hani nerde bitti mi terör imralıdakini getirip koydunuzda mapushaneye noldu değişen tek bir şey söyleyin?
bu topraklarda yaklaşık 30 yıldır süre gelen saldırılarda toplumun tepkisi olarak düzenlenen teröre lanet yürüyüşleri yapılır türkiyenin hemen her yerinde yapılır sadece güneydoğu anadolu bölgesinde bu tarz bir şey olmaz.neden sadece güneydoğu anadolu? bu insanlar neden tepkilerini ortaya koymuyorlar veya neyden çekiniyorlar?
bize emanet olarak bırakılan bu ülkeyi bu kadar mı seviyoruz yüce kurucumuz mustafa kemal atatürkün bıraktığı bu emanete böyle mi saygı duyacağız bu vatan toprağını daha ne kadar kana bulayacağız?
"yüce türk milletinin başı sağolsun.vatan sağolsun" mu diyelim hala..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?