arapça. terim anlamı olarak gezegendir.
soru eki olmasının yanında, artık kullanımdan düşmüş olan türkçe bir bağlaçtır. misâlen:
şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkıt ne bilür
mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat (sâbit)
bugün dilimize sakız ettiğimiz farsça "ki" bağlacının yerine bu has türkçe kelimeyi kullanabilseydik azizim.
şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkıt ne bilür
mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat (sâbit)
bugün dilimize sakız ettiğimiz farsça "ki" bağlacının yerine bu has türkçe kelimeyi kullanabilseydik azizim.
etimolojisi desek:
"uş + imdi" > şimdi
"uş + imdi" > şimdi
kelimenin kökeni bebek dilidir. "ba ba ba" nidalarıyla konuşmaya yeltenen bebeklerin dilimize kazandırdığı, has türkçe saydığımız bir kelimedir.
(2. entry’e ithafen)
azizim, ingilizce de nerden peyda olmuştur. "haşmet" kökünden, müfta’al vezninde bir kelimedir. ihtişâm’ın ism-i mef’ûlü olur kendisi. arapça kökenlidir.
azizim, ingilizce de nerden peyda olmuştur. "haşmet" kökünden, müfta’al vezninde bir kelimedir. ihtişâm’ın ism-i mef’ûlü olur kendisi. arapça kökenlidir.
sevilen müzik eserlerinden seçilmiş bölümlerin sıralanmasıyla oluşan müzik parçası.
ebru gündeş hanımefendiyi ilkin 93’te çıkardığı tanrı misafiri isimli albümüyle tanımıştık. sonra "tatlı bela(94)", "ben daha büyümedim(95)" albümlerini çıkardı. o zamanlar daha güzel söylerdi kendisi, hele kim 3. albümünde "sen olsaydın, yorgun geceler" adlı şarkıları vardır ki cidden dinlemeye değerdir. bu albümdeki "fırtınalar" zati aylarca liste başlarında kalmış, ortalığı yıkıp geçmişti. lakin "kurtlar sofrası(96)" albümünden sonra tarzının değişmeye başladığını gördük sankim. "sen allah’ın bir lütfusun(98)" ile iyice belirginleşen bu fark sonraki albümlerinde büsbütün değiştirmiştir müziğini, hele ki son zamanlarda fantaziye dönmeye başladı iyicene. lakin biz kendisini böyle tanımamıştık ilkin. n’apsın etsin sanat müziği tarzında söylesin, çok yakışıyor kendisine. lütfen diyorum bak..
soyadının bütün harflerini atıp pop dünyasına atılmış, yaptığı müziğin farkı ilk dinleyişte
anlaşılan, hayranları tarafından da oldukça sevilen, takdir edilen müzisyen şahsiyet. şarkılarındaki havaya kendini kaptırdıktan sonra bırakması zordur yaşar’ı. internetten indirmek yerine, paraya kıyıp da albümlerinin alınabilitesi ihtimali yüksektir zannımca.
müziği güzeldir; lakin biraz dikkat edince cemal süreya’dan hayli esinlendiğini görürüz sevgili yaşar’ın. yine de şairden aldığı duyguyu müziğine çok orijinal şekilde aksettirmiş, yeni baştan yaratmıştır adeta. yakışıyor kendisine, kutluyoruz. aynen devam etsin böyle. yaz bitti gibi bir şarkı gelmez piyasaya bir daha. hasret ayazları da ayrı bir şaheserdir zati. aşk acısı çekiyorsan aç karna dinleme bu şarkıyı, direkt midene iner ağrısı. mide fesadı geçirirsin. uyarmadı deme sonra...
anlaşılan, hayranları tarafından da oldukça sevilen, takdir edilen müzisyen şahsiyet. şarkılarındaki havaya kendini kaptırdıktan sonra bırakması zordur yaşar’ı. internetten indirmek yerine, paraya kıyıp da albümlerinin alınabilitesi ihtimali yüksektir zannımca.
müziği güzeldir; lakin biraz dikkat edince cemal süreya’dan hayli esinlendiğini görürüz sevgili yaşar’ın. yine de şairden aldığı duyguyu müziğine çok orijinal şekilde aksettirmiş, yeni baştan yaratmıştır adeta. yakışıyor kendisine, kutluyoruz. aynen devam etsin böyle. yaz bitti gibi bir şarkı gelmez piyasaya bir daha. hasret ayazları da ayrı bir şaheserdir zati. aşk acısı çekiyorsan aç karna dinleme bu şarkıyı, direkt midene iner ağrısı. mide fesadı geçirirsin. uyarmadı deme sonra...
aslen feth fiil kökünden teşkil edilmiş bir ism-i fâ’ildir. "açan" anlamına gelmektedir ki bizdeki diğer malum anlamlarını -büyük oranda- fâtih sultân mehmed’in, istanbul’un kapılarını türklere açmış olmasına binaen kazanmıştır.
arapça bir fiil kökü. "açmak" demektir.
(bkz: fetih)
(bkz: fetih)
arapça bir kelime olup türkçede anahtar anlamına gelmektedir. "açmak" anlamında kullanılan "feth" fiil kökünün, alet isimleri yapan mifâl veznine bindirilmiş halidir. miftâh=açma aleti, açmaya yarayan alet.
muhterem mustafa necati sepetçioğlu’nun malazgirt zaferi’nden istanbul’un fethine kadar olan devreyi büyük bir ustalıkla anlattığı 12 ciltlik "dünki türkiye dizisi" adlı nehir romanlarının ilkidir. roman kahramanları arasında sultan alparslan, sarı hoca, sav-tekin, tuğrul ve çağrı beyler, boğaç han, balçar... gibi tarihimize ait simalar vardır. zat-ı muhteremin tüm romanları gibi, okunması her türk evladı adına vacib olan bir eserdir kanaatimce.
yüce atamızın yükselen burcudur.
yüce atamızın burcudur.
e bir de ünlüleri var bu burcun azizim, elim değmişiken yazıvereyim dedim. bildiklerim:
eskilerden: friedrich nietzche, turgut özal, ismet inönü, margaret thatcer, mahatma gandhi, brigitte bardot, rita haywort; oscar wilde;
bizim artistler: hülya avşar, tarkan;
hollywood yelpazesinden: van damme, michael douglas, catherina zeta jones, susan sarandon, gwyneth paltrow, sean penn, tim robbins;
müzisyen: luciano pavarotti, sting...
bi de galatasaray’ın kuruluş tarihi terazi burcuna denk gelirmiş.
eskilerden: friedrich nietzche, turgut özal, ismet inönü, margaret thatcer, mahatma gandhi, brigitte bardot, rita haywort; oscar wilde;
bizim artistler: hülya avşar, tarkan;
hollywood yelpazesinden: van damme, michael douglas, catherina zeta jones, susan sarandon, gwyneth paltrow, sean penn, tim robbins;
müzisyen: luciano pavarotti, sting...
bi de galatasaray’ın kuruluş tarihi terazi burcuna denk gelirmiş.
(9. entry’e ithafen)
şimdi azizim, dediklerinin hepsi doğrudur kanaatimce. lakin bizim gibi denge fakiri şahsiyetlerden başka türlü davranmamızı bekleyip sonra bizi bu kadar zalimane eleştirmek fikri de nerden peyda olmuştur. dengeli adam eleştirilir akıllım, dengesiz adama ne boşuna çeneni yormuşsun. boşver sen, biz hayatımızdan fevkalade memnunuz. bak sen dalgana derim. herkesin terazisi kendi aklı ile yüreğidir. lakin sallantı terazinin kanında vardır...
şimdi azizim, dediklerinin hepsi doğrudur kanaatimce. lakin bizim gibi denge fakiri şahsiyetlerden başka türlü davranmamızı bekleyip sonra bizi bu kadar zalimane eleştirmek fikri de nerden peyda olmuştur. dengeli adam eleştirilir akıllım, dengesiz adama ne boşuna çeneni yormuşsun. boşver sen, biz hayatımızdan fevkalade memnunuz. bak sen dalgana derim. herkesin terazisi kendi aklı ile yüreğidir. lakin sallantı terazinin kanında vardır...
1572’de, erzurum pasinler’in hasankale’sinde dünyaya gelen bu zat-ı muhterem osmanlı şiirinin en büyük kaside ve fahriye şairi imiş. kitaplarda esmer tenli, mağrur edalı; katı, çabuk öfkelenen ve ihtişama düşkün bir şahsiyet olduğu yazılır. kendisini diğer osmanlı şairlerinden tefrik eden en belirgin özelliği "kaside" denen tarzın yönünü saptırıp, mümkün olduğunca fahriyelerinde kendisi övüp olayın bokunu çıkarmış olmasıdır. hele "sözüm" redifli kasidesinde baştan sona kendisini övmüştür şairimiz:
iv. murad’ın kendisini azlettirmesiyle ilgili zamane şairlerinden birinin akıllarda yer eden bir beyti vardır:
gökden nazire indi siham-ı kazasına
nef’i diliyle uğradı hakk’ın belasına
bilindiği üzere de 27 ocak 1635 günü bayram paşa hakkında söylediği bir hiciv yüzünden iv. murad’ın izniyle veya emriyle idam edilmiş. yazık olmuş adama...
iv. murad’ın kendisini azlettirmesiyle ilgili zamane şairlerinden birinin akıllarda yer eden bir beyti vardır:
gökden nazire indi siham-ı kazasına
nef’i diliyle uğradı hakk’ın belasına
bilindiği üzere de 27 ocak 1635 günü bayram paşa hakkında söylediği bir hiciv yüzünden iv. murad’ın izniyle veya emriyle idam edilmiş. yazık olmuş adama...
yok böyle bi şey. duymamış olayım!
farsçada "samanyolu" dimekdür kim esasen iki kelimenün biraraya gelmesinden teşekkül itmişdür. "keh/kâh(saman, saman çöpü)+"keşân(keş’in çoğulu=keşler; yani çekenler)" = gökteki saman uğrusu, hacılar yolu, saman yolu.
şimdi azizim ben uzun süre merak etmişimdir; bizde samanyolu da niye ingilizcede "milkyway"dir bu; ne iştir, samanla sütün ne alakası vardır? diye. sonradan öğrendiğime göre bu iki terim farklı imiş birbirinden. "milkyway" ismi yunan mitolojisinden gelmiş. kahramanımız herakles’in marifeti olup, bebekliğinde anası hera’dan süt emerken zavallı kadının göğsünü öyle hayvani bir iştahla somurmuş ki süt, tanrıçanın memesinden göğe fışkırıp orda milkyway’i oluşturmuş. artık tam manası nedir "sütlü yol mu, süt yolu mu" orasını bilemedim.
şimdi azizim ben uzun süre merak etmişimdir; bizde samanyolu da niye ingilizcede "milkyway"dir bu; ne iştir, samanla sütün ne alakası vardır? diye. sonradan öğrendiğime göre bu iki terim farklı imiş birbirinden. "milkyway" ismi yunan mitolojisinden gelmiş. kahramanımız herakles’in marifeti olup, bebekliğinde anası hera’dan süt emerken zavallı kadının göğsünü öyle hayvani bir iştahla somurmuş ki süt, tanrıçanın memesinden göğe fışkırıp orda milkyway’i oluşturmuş. artık tam manası nedir "sütlü yol mu, süt yolu mu" orasını bilemedim.
"bu" işaret sıfatının, anlamı pekiştirilmek maksadıyla takviye edilmiş halidir. "bu"nun işaret etmeye çalıştığı şeyi, "işbu"nun şüpheye yer vermeden gösterdiği düşünülerekten umumiyetle resmi evraklarda kullanılması da bu yüzdendir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?