trapikal bir ada olup, yılda 10 ay yaz yaşanıyormuş. japonyanın en fakir yerlerinden biriymiş, öğretmene ve doktora çok saygı gösteriyorlarmış. okullarında hademe yokmuş, öğrenciler okulu kendileri temizliyor, okulla ilgili işleri kendileri yapıyorlarmış, okulda kantin bile yokmuş, öğle yemeği dışında yiyecek bir şey verilmiyormuş. gıdalar tamamen yağsız ve tuzsuzmuş. adada hırsızlık da yokmuş, kadınlar gecenin bir vakti sokaklarda, istedikleri gibi dolaşabiliyorlarmış, korkmadan. hala daha hasırlarda yatıp hasırlarda oturuyorlarmış. ve çok mutlu insanlarmış. kendilerine japon değil, okinavalı derlermiş.
iyimser bir tahmindir.
inglourious basterdsteki rolüyle, en iyi yardımcı erkek oyuncu oscarını almıştır. oscarı alacağı filmin ilk dakikalarında belliydi hiç de şaşırmadık, ayrıca filmin uzayan, can sıkan bölümlerinde bile izlemeye devam etme nedeni oldu. tarantino bu filmi christoph waltz için mi yaptı demeden edemeyeceğim, filmden ziyade herkes kendisinin oyunculuğundan bahseder oldu, hatta filmi arka plana attı. eee bu durumda oscarı o almasaydı kim alacaktı?
penisiyle otobüs çekme rekorundan sonra en uzun penis rekoruna da sahip olarak bir taşla iki kuş vurulmasına neden olan eylemdir.
tarzı olan kişidir.
özellikle planlanmadıysa tesadüftür ve kimsenin umrunda değildir. ama özellikle planlanıp, uygulanmışsa; aşkın ilan edildiği kişiye, mal demenin farklı bir yolu olabilir.
televizyonunu da alıp, pijamanı göbeğinin üstüne çekmiş bir halde işe gidip, çiğdem çitlemek..
sevişmek isteyen sevişir, elimizden bir şey gelmez, denilecek durumdur. fakat beni asıl düşündüren sevişme sırasında çıkan sesler.
(bkz: allahu ekber).
(bkz: allahu ekber).
genelde annelerin laf yetiştiremeyeceklerini anladıklarında otomatik olarak söyledikleri söz. sonuç olarak; ne hal varsa görülür ve yine anneye sığınılır.
(bkz: ne halin varsa gör).
gerçek anlamı; sana söyleyecek aslında acayip küfürler biliyorum da diyemeyeceğim şimdi, olan kelime öbeğidir.
(bkz: palyaço)
dedesi ve büyükannesi tarafından büyütülenler için babanın ölmesiyle eşdeğer bir durumdur. hele de dedeniz çocukluğunuzdaki en iyi arkadaşınız, aşkınız, koruyucunuz ise.. aradan 15 yıl geçmesine rağmen hala dedeniz ve büyük annenizin yaşadığı eve gidince ilk an dedem nerde diye sormak gelir birden aklınıza, ve o evde her geçirdiğiniz an sanki kapıdan gelip size sarılacakmış, kucağına oturup, cebinden çıkardığı fındık fıstığı birlikte yiyecekmişsiniz zannederseniz.
bir sylvia plath şiiri.
çimene bir gülüş düştü.
doldurulamaz yeri!
ve nasıl yitirecek kendilerini
gece dansları? matematikte mi?
nasıl da saf sıçrayışlar ve sarmallar -
kuşkusuz dolanırlar
bütün dünyayı sonsuzca, büsbütün
yoksun oturmam güzelliklerden,
küçük nefesinin hediyesinden, ıpıslak çimenden,
uykularının kokusundan, zambaklardan, zambaklardan.
tenleri ilgisizdir.
egonun soğuk kıvrımları, güney afrika zambağı,
ve kendini süsleyen kaplan –
benekler, ve sıcak yaprakların bir örtüsü.
kuyrukluyıldızların
geçip gidecekleri öyle bir uzayı vardır ki,
öyle bir soğukluğu, unutkanlıkları.
bundandır el işaretlerinin soyulması kat kat -
sıcak ve insansı, sonra onların pembe ışıkları
kanıyor ve soyuluyor
cennetin siyah hafıza kaybetmeleri arasından.
niçin verilmiş bana
bu lambalar, bu gezegenler?
düşer nimet misali, kar taneleri gibi
altı köşeli, beyaz.
dokunurlar ve erirler.
gözlerime, dudaklarıma, saçlarıma.
hiçbir yere.
çimene bir gülüş düştü.
doldurulamaz yeri!
ve nasıl yitirecek kendilerini
gece dansları? matematikte mi?
nasıl da saf sıçrayışlar ve sarmallar -
kuşkusuz dolanırlar
bütün dünyayı sonsuzca, büsbütün
yoksun oturmam güzelliklerden,
küçük nefesinin hediyesinden, ıpıslak çimenden,
uykularının kokusundan, zambaklardan, zambaklardan.
tenleri ilgisizdir.
egonun soğuk kıvrımları, güney afrika zambağı,
ve kendini süsleyen kaplan –
benekler, ve sıcak yaprakların bir örtüsü.
kuyrukluyıldızların
geçip gidecekleri öyle bir uzayı vardır ki,
öyle bir soğukluğu, unutkanlıkları.
bundandır el işaretlerinin soyulması kat kat -
sıcak ve insansı, sonra onların pembe ışıkları
kanıyor ve soyuluyor
cennetin siyah hafıza kaybetmeleri arasından.
niçin verilmiş bana
bu lambalar, bu gezegenler?
düşer nimet misali, kar taneleri gibi
altı köşeli, beyaz.
dokunurlar ve erirler.
gözlerime, dudaklarıma, saçlarıma.
hiçbir yere.
(bkz: gece dansları)
sylvia plathın bir şiiri.
bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi;
açarım gözkapaklarımı ve doğar herşey yeniden.
(sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)
yıldızlar vals yaparlar, kırmızı ve mavi,
ve keyfi bir siyahlık dörtnal peşinden:
bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi.
düşledim büyüyle beni yatağa çektiğini
ve çılgınca öptüğünü, delice şarkı söylediğini.
(sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)
devrilir gökten tanrı, solar cehennem ateşleri:
melek ve şeytan’ın adamları çeker giderken:
bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi.
hayal ettim söylediğin yoldan döneceğini,
fakat yaşlandım, artık unuttum ismini.
(sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)
bir fırtına kuşunu sevmeliydim seveceğime seni;
hiç değilse baharda göğü şenlendirir gelirdi.
bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi.
(sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)
bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi;
açarım gözkapaklarımı ve doğar herşey yeniden.
(sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)
yıldızlar vals yaparlar, kırmızı ve mavi,
ve keyfi bir siyahlık dörtnal peşinden:
bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi.
düşledim büyüyle beni yatağa çektiğini
ve çılgınca öptüğünü, delice şarkı söylediğini.
(sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)
devrilir gökten tanrı, solar cehennem ateşleri:
melek ve şeytan’ın adamları çeker giderken:
bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi.
hayal ettim söylediğin yoldan döneceğini,
fakat yaşlandım, artık unuttum ismini.
(sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)
bir fırtına kuşunu sevmeliydim seveceğime seni;
hiç değilse baharda göğü şenlendirir gelirdi.
bütün dünya ölüme düşer kapattığımda gözlerimi.
(sanıyorum kafamdan uydurdum seni.)
(bkz: deli kızın aşk şarkısı)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?