artemisia

okumak isterseniz artemisia diye 5 heceyi kasmayın "artiz" diyin geçin. zaten artiz tarafı da var böyle sanki biraz; bir kendini beğenmeler, bir girdiği entryleri süper zannetmeler, bir neden muhteşem oy almıyor diye düşünmeler... konu dağılmasın kısaca artiz, evet.

göğüse, yanaklara ve dudaklara silikon, pitoz ameliyatı, biraz botoks ve son olarak da liposuction tedavisiyle zamane paralı kokoşların kolaylıkla başarabildiği durumdur.

ismimin latincesi.

o şimdi çömez.
(bkz: adalet)

bankada milyarlarım var henüz harcamadığım, bir ömrüm var 150 yıl kadar henüz yaşamadığım şeklinde bokunu çıkartarak devam edesi yüksek polyana repliği.

dancer in the dark filminde oldukça güzel işlenmiş durumdur.

gerilemektir o. geriye doğru ilerlenmez ki, anlatım bozukluğu olur.

ismin ilk harfi ve soy isim olduğu gibi alınarak oluşturursanız nicki, akademik kariyer yapmış gibi hissetmenize neden olacak kadar etkilidir, zira ne kadar akademik gördüysem hepsinin mail adresi aynı şekilde alınmıştır.

bir akgün akova şiiri: (sevdiğim kadın isimleri adlı kitabından)

sesine benzeyen bir ses duyduğum zaman sevgili pelin
bir çiçek kırlardan fırlar ve yıkar buzdan kentleri
pencereden kaçmaya çalışır kirlenmiş bir yağmur
içimdeki mor sokak titreşir
ve yedigöller’e su içmeye iner yüzümde beliren ışık

sesine benzeyen bir ses duyduğum zaman sevgili pelin
çalışmaya başlar bozuk bir oyuncak
unutulduğu rafta, birden
ölmeden geri döndükleri haberi gelir
savaşa gidenlerin
ve yıldızlara gider
bir çocuğun denize fırlattığı bembeyaz martı
bunu ben de çok denedim

sesine benzeyen bir ses duyduğum zaman sevgili pelin
bir bulut hiç üşenmez ayın üstünü örter
terlemesin diye sabahleyin
bir transatlantik okyanusların özetini çıkarır
yaptığın kağıt gemiler için
ve alıcılarına ulaşır postacıların düşürdüğü mektuplar


sesine benzeyen bir ses duyduğum zaman sevgili pelin
baharın aramızda gezdiği söylenir
gitmediğim ülkelerin çok yakın olduğu
tanımadığım kadınların çok sıcak olduğu
ve aşkın
uyanmak üzere olan bir şiir olduğu söylenir
yüreğinde senin

houston’un içine şeytan girmiştir ve bu şeytan zaman zaman sildiğiniz mesajları geri hortlatır ya da birinden mesaj gelmiş gibi yeşil yanmasına rağmen açtığınızda karşınızda mesaj bulamayabilirsiniz. burda esas olan söz konusu şeytanın sizin de içinize kaçmaması için boyunda büyük bir haçla pc başına oturulmasıdır. eğer bu da yetmezse 2 baş sarmısak ve biraz minare gölgesiyle karışık örümcek duası cillop gibi yapar houston’ızı.

(bkz: murphy yasaları)

kıskandığım yazardır zira benden sonra gelip benden daha az entry girmesine rağmen aniden pek popüler olmuştur.
(bkz: en büyük günah kıskançlıktır)

less is more-az çoktur felsefesini benimsemiş yazardır ama kısa ve öz anlatmak her babayiğidin harcı değildir, dikkat etmelidir zira bazen: less is bore-az sıkıcıdır.

başarılı bir yönetmen olması yanında iyi bir de grafik tasarımcısıdır.
http://www.lossless.net/projects/wkw-calendar/

yüzde ifadesizliktir, ne düşündüğünü ya da hissettiğini belli etmemektir. poker oynanırken elindeki kartların nasıl olduğunu belli etmemek için sahip olunması gereken ifadesiz surat nedeniyle ismini almıştır. botoks mucizesi sayesinde pek çok pörsümüş menepozlu hatun şu anda istemeselerde bu surata sahiplerdir.

(bkz: poker surat)

(bkz: aferin):
http://www.milliyet.com.tr/ozel/worldcup/kupa.jpg

bazen küçük bir taş parçası da mutlu etmeye yeter insanı.
(bkz: tek taş yüzük)

çocukluğuna inilmesi gereken genç kızdır aynı zamanda.

getirenin gelenden daha zeki olması yeterli koşul olan etkileme şeklidir.