artemisia

eğer ki kitap basılıp nevrotik sayıklayabilen yazarlara böyle bir kıyak geçilirse tüm nevrotik sayıklayamayanları arkama alıp "bizim de entry’lerimizi basmayan toptur" kapmanyası başlatacağımdır. hayır sayıklayamıyorum diye kıskanmıyorum sadece hakkımızı arıyorum. kıskanmıyorum dedim!

-şarjım bitiyor, sonra konuşalım!

ne hikmetse cümlesi bittiğinde biter bu şarj. ulan gerizekalı bari konuşmanın başında "şarjım bitebilir sinyal veriyor" de ve tam ortasında konuşurken kapat da yiyelim. çok sinirliyim sözlük çok.

yakında kitaplaştırılacak ve ben hala sayıklayamıyorum diyenler için:

(bkz: nevrotik sayiklama rehberi)

bu edebiyat dalının kurucusu ve en ünlü temsilcisi müqüe’dur. gerek kendine ait deneysel yazıları, gerekse ünlü yazarlardan yaptığı alıntılarla soğuk msn penceresine bir sıcaklık, bir ışık, bir umut, bir eeöö kaynağı olmuştur.

-yat şuraya şirine!
+ama lütfen yapma senin iyiliğin için diyorum bak!
-kapa çeneni! lan?!?!?! bu ne be?!?!?! sen travesti miydin mnskm!!
+hiç kafanız çalışmıyor di mi, bizim türümüzde dişi yok, olsaydı tek ben mi olurdum koskoca köyde? dönmeyim ben, hadi ağlama toparlan şimdi, üstelik hala istiyorsan?
-siee gözüm görmesin seni!

sms’lerden ve msn ortamından kalan bir alışkanlıktır sanırım. alelacele yazarken tüm cümleler bize eksik gibi geliyordur belki de, yine de 3 nokta koymak zahmetli olduğundan en azından bir noktasından tasarruf etme düşüncesiyle yapılmış bir eylem olabilir pekala. dilbilgisi hatasıdır, özellikle sözlük ortamında yapılmaması gerekir. eğer hatalıysam ve ben de yapıyorsam lütfen: 0535 4843285

edit: oha aradınız mı hocam? ne diyim taptım zekanıza!

eğer bitmiş bir cümleyse yani cümlenin ögelerinden yüklemi varsa ve buna rağmen koyuluyorsa dilbilgisi hatasıdır. ama bitmemiş bir cümleyse zaten nokta yerine koyulması gereken işarettir.
(bkz: entry sonuna iki nokta koymak )

(bkz: ayranı yok içmeye jet skiyle gider skiye)

mimarlıkta henüz öğrenciyken bile kafanıza sokulan terimdir. yapının ölçeği sadece nicel bir şey değil, çoğu zaman kullanıcılar düşünüldüğünde nitel değeri de vardır. örneğin çocukların yoğunlukta olduğu bir anaokulunda dev kapılar, yüksek tavanlar yaparsanız ölçeği kaçar, çocuk da ezilir, hoca da dersten bırakır.

ayrıca mimari çizimlerde uygulama projelerinde 1/1’e kadar nokta detayları gösterilse de, genelde en çok 1/50, 1/100, 1/200, 1/500 ve 1/1000 ölçekleri kullanılır.

autocad’de çizimini yaptığınız cismin ölçeğini, boyutlarını belli bir oranda değiştirmenize yarayan komut.

ing. terazi, ölçek, kademe, skala, tartı, dengelemek, ölçeklemek gibi pek çok anlamı olan isimdir. fiil olarak da kullanılıyor,hmm..

(bkz: la scala)

italyanca ölçek anlamına gelir. dünyanın en ünlü opera sahnesi burda yer alır.

(bkz: teatro alla scala)

#661277

-ya bende kalp var, aslında seks yapmam yasak ama seni istiyorum nalan!
+en fazla icimde ölürsün muzaffer, hadi deneyelim!

nevrotik sayıklama başlığına artistik hiç bir şey yazamıyor musunuz? başkaları onlarca entry girerken sizin yazdıklarınız "cin ali’nin maceraları" gibi mi oluyor? durun! hemen vazgeçmeyin! bir kaç basit kuralla siz de diğer yazarlar kadar başarılı şeyler yazabilirsiniz!

1.)öncelikle en temel kural kuracağınız cümlede yüklem asla sonda olmamalıdır. başta olabilir, ortada olabilir-ki bu cümleyi devrik cümle yapar- ama sakın sona koymayınız.

2.)cümleleriniz içinde "yürek, yalnızlık, sessizlik, acı, gece, güz, ayrılık, çaresizlik, umutsuzluk" gibi yaralı kelimeler bulunmalıdır.

3.)cümlelerinizde bulunan yaralı kelimelerinizi en az 3-4 tane acıklı sıfatla nitelemeniz gerekmektedir. örnek vermek gerekirse "yürek" kelimesini "umarsız haykırışlarla yoğrulmuş gecenin yalnızlık nöbetlerine küs ağlamaklı yüreğim" olarak sıfat tamlamasına çevirirseniz nevrotik cümleniz için uygun olacaktır.

4.)bu uzun sıfat tamlamalarından bir kaç tane oluşturup uygun bir yüklemle cümleyi tamamlayıp, bunlardan bir kaç tane kurarsanız sayıklamanız hazırdır efendim. ha belki bazılarınınki kadar iyi olmayacaktır ama en azından şairane bir hava estirecektir hiç şüphesiz. yerseniz. ki yiyoruz da

ilkokul müfredatında yer alan ve o yaşlardaki çocukların dahi bildiği eklerdir. her kim ki bu ekleri birleşik yazar, ya hiç okula gitmemiştir ya da "amaaaağn bana ne sözlüğün ebesinden" gibi kötü bir tutum veya yanlış bir tavır içindedir.

operanın metni christoph fredrich bretzner tarafından yazılmış olup uyarlama johann gottlieb stephanie’ye aittir. ankara devlet opera ve balesi bu sezon da ayda bir sefer olmak üzere bu operayı sahneleyecektir.

uyduruk bir müzikle harmanlanmış zeka pırıltısı göstermeyen şarkı sözleri ve sıradan bir ses. peki neden nil’i dinlemekten kendimi alamıyorum be sözlük?

"rakı olmasın, şarap olmasın madem sen yoksun kafam olmasın, sensiz nasılım bak bana, gel de bir çorba yap bana, madem öldürdün akbaba olmasın" falan diyor ve ben dinliyorum evet..lütfen biri beni durdursun lan!

türkçesi az çoktur olan cümle. minimalizmin babası ludwig mies van der rohe ’nin modernist motto’su. ona less is bore diyerek karşı çıkan dallama mimarlar da olmuştur.