1000 entry şerefine büyük bir kendini begenmişlik ile kendi başlığıma yazmaktayım.kaç zamandır buradasın yaza yaza 1000 entry mi yazdın diyenlere "çalışıyoruz ediyoruz siz iki fatura arasında bir entry girmek,dosyalarla monitörü kapatmak,patron içeri girince f11 basmak nedir bilir misiniz" demek isterim az ama öz yazmayı sevenlerdenim tembellik ya da aklıma konu gelmemesi ile inanın yakından uzaktan alakası yok. bunun yanı sıra 1000 entry den sonra boyumu ölçtüm uzamamış,başımla gök arasındaki mesafede durduğu yerde duruyor.yani "ee bu kadar yazdık noldu sanki" diye düşünecekken çok ama çok eski entrylerimin oylandığını görüyorum ve tekrar okuyorum ve kendi yazdığıma kendim gülüyorum ve bu da bana saçma salak bi mutluluk veriyor.hani aşık olduğunuzda etrafınıza salak salak bakıp 32 dişinizi tüm dünyaya gösterirsiniz ya,hah işte bu da aynen öyle bir duygu,yine çok duygulandım ağlayıp sonrada gözüme inek kaçtı dememek için yazımı burada noktalıyorum.he bi de askerdeki kuzenime bi de annemlere bi de annemin teyzesinin kızına buradan selamlar yolluyorum geçen gün kavgayı çeken kameranın sağ alt köşesinden el sallayan kişi bendim.
şu sıralar yayınlanmakta olan reklamı ile helal olsun dedirtmiş ve bir kez daha takdirimi kazanmış gazetedir.
genelde yurdum abazan erkeklerinin "ana lan bak nataşa" nidaları eşliğinde ağızlarının suyu aka aka baktıracak durum.yurdum erkegi tabi ki bakmak ile yetinmeyip "lan bunların hepsi nasıl olsa nataşa" deyip bir de parmak atmak elini,belini sürtmek sureti ile taciz edeceklerdir.işte bu durumda tek tesellim o nataşa sandıkları kişinin eskiden kamyonculuk yapan bir travesti çıkmasıdır.
tarkan abimizin klibinde kütür kütür ısırıp vahşi vahşi baktığı meyve.ee abiciğim sen o elmayı öyle şap şup ısırırsan bi de göbegini açıp kalçanı sallarsan tabi ki o yasak elma olur.adem babanın başına gelenlerden ibret al biraz.
babam ve oğlum filmini izlerken çoğumuzun başına gelen olay.bir de bunun gülerken ağlamak versiyonu vardır ki genelde karnedeki birleri dört yapıp babamıza yutturmaya çalıştığımız fakat babamızın yutmadığı durumlarda olur.
(bkz: buda bizi diskoya götür)
dün sezon finaliyle yayınlanan bölümünde beni yine hop oturtup hop kaldırıp hophop yapan dizi.ve yaman bey nihayet uyanıyor oğuz’a da karısı tuhaf dudaklı kadına da resti çekiyor.gelgelelim oğuz’un bir çıkmazın içine girdiğini gören necla rüyadan uyanıyor ve pişmanlıklarla kavruluyor ailesi okulu eski nişamlısı,aslında mükemmel olan hayatının nasıl içine ettiğini henüz yeni anlıyor.zavallı leyla ise kafayı sıyırmış durumda annesi ayrı tuhaf abisi ayrı ki abisi çok yakışıklı neyse öhöm konumuza dönelim tüm bunlar yetmezmiş gibi fikret o kalas ile evleniyor.ya düşünüyorumda bi evlat babasına bunları yapabilir mi.bu kadar hayırsız evlat aynı evde toplanabilir mi.el oğulları el kızları için hayatlarını ailelerini hiçe sayıyorlar.fikret’in babasına ben evlendim dediği zaman ise tamam dedim bu sefer kesin kalp krizi geçirecek adam yani yemin edebilirdim ama olmadı.ali rıza beyin çok güçlü bi kalbi var.bu bölümde karakterlerin hepsi pişmanlıklar içinde boğuluyordu.fikret evlendiğine pişmandı,komşu teyze fikrete o kalasın aralarını yaptığı için pişmandı,sedef oğuz un telefonunu neclaya vererek herşeyi başlattığı için pişmandı,anneleri her şeyi sakladığı için pişmandı,necla yaptıkları için pişmandı.hatta ferhunde bile,özellikle fikret’in gidişine ferhundenin üzülmesi çok yerinde olmuş çünkü ferhunde de biliyordu ki o evdeki aklı başında tek insandı fikret.ve son sahnelerde necla ile cem’in karşılaşması ve neclanın tüm pişmanlığını gözleri ile cem e yansıtması ki onlar öylece kaldılar muhtemelen bi üç ay öyle kalacaklar.öte yandan ali rıza bey in fikret diye bağırıp fikreti araması hemen akabinde onu bağrına basması vardı ki hepimizi duygulandırdı salya sümük allah ne verdiyse akıttı.ve böylece bir bölümün daha sonuna gelindi.ama tekrar söylüyorum bu ali rıza bey in kalp krizi geçirmesi lazım hayır o geçirene kadar ben geçirmiş olucam.bu kadar heyecana kalp mi dayanır.
uzun bir aradan sonra ben varım.
dün yayınlanan bölümü ile helal olsun dedirtmiş çarşambalarımın vazgeçilmezi.son zamanlarda sönük kalan şevket karakterinin aslan kesilmesi çok yerinde olmuş,özellikle havaalanında necla ile oğuz’u bastığında polisler bunu dışarı götürürken bi kardeşim o benim deyişi vardı ki inanılmaz etkileyiciydi..zaten o kadar gerçekçi oynuyorlar ki bazen dizi olduğunu unutuyorum.leylanın çökmüş hali yüreğimizi dağlamakla beraber neclanın oğuza kaçtığı sahnede bir çok evden çıktığı gibi bizim evden de salaaaak kelimesi yankılandı,gerçi bu bölümde ali rıza beyin kalp krizi geçirmesini bekliyordum lakin olmadı onun yerine leyla sinir krizi geçirdi.sonuçta olan yine fikrete oldu evlenmekten vazgeçmesi ile yüzümde gülücükler açmışken sonradan karar değiştirerek tekrar bizi hüzünlere boğmuştur.senarist amcayla yönetmen ablaya böyle olmasın demek isterdim lakin romana bağlı kalmaları gerektiği için bunu değiştirmek pekte mümkün olmaz herhalde.bu bölüm o kadar dolu doluydu ki ama dizinin sonuna bakılırsa önümüzde ki haftada en az bu hafta kadar heycanlı geçicek.fikretin o kalas ile nasıl bi ömür geçireceğini merak ediyorum.taksiye binerken insan bi kapıyı açar inerkende bunu bariz bi şekilde belli etmeselerde fikret az da olsa yansıttı zaten komşu teyzede söyledi insan bari bi çiçek alır diye.ve gelelim neclaya insan aşk için gerçekten bunları göze alır mı kardeşinin,ailesinin hayatını mahvedebilirmi el oğlu için bu yapılır mı necla yapıyor fakat oğuz yüksek ihtimal tutuklanacak işte o zaman neclaya ne olacak bunu öğrenmek için önümüzdeki haftayı bekliyeceğiz.ha unutmadan sedefteki pişmanlık kırıntılarını da sezdim sonuçta oğuz onun aracılığı ile hayatlarına girdi.
(bkz: suyun yardırma kuvveti)
"siz bokunuzu temizliceksiniz,bulaşıklarınızı yıkıcaksınız diye biz havuzsuz mu yaşıyalım.yarı olimpik yüzme havuzumu ne ile doldururum sonra.hem sıçıyosunuz da ne oluyo başınız göge mi eriyor.sıçmayı yasaklıyorum o kadar"gibi zihniyete sahip kişilerin sarf edebileceği cümle.
tüm çabası çocuklarını dürüst şerefli ve namuslu bi şekilde yetiştirmek olan ali rıza bey,neclanın kardeşinin kocası ile yatıp kalktığını öğrenince ne olacak çok merak ediyorum.öte yandan cem bütün olanları öğrenerek paçayı son anda sıyırmıştır.bunun yanında neclaya hak vermemek elde değil cem denen şahıs konuştuğu tek konu dersler yaptığı tek aktivite ders çalışmak,sıkıcı yani.ama bu demek değildir ki nişanlın sıkıcı diye sen git enişten ile yat.artı necla ilk başta oğuz’u takmıyordu bile ne oldu da birden bire aşık oldu aslında tam burada necla ile leyla arasında ki kıskançlık giriyor.onun dışında annelerinin ağzımızın tadı bozulmasın diye her şeyi örtbas etmeye çalışması ayrı bi komiklik ama gerçekten de öyledir anneler her şeyi bilir babalar duymasın diye ellerinden geleni yaparlar ama bilmezler ki yanlış yaparlar.fikret in tepkisini ise aşırı buldum.başkalarının dertleri yüzünden kendini böyle bi ateşe atması biraz abartılı ama ben bunun sadece kızların dertlerinden dolayı olduğunu düşünmüyoruz kız gelmiş kaç yaşına evlenmek yuva kurmak artık kendi hayatının olmasını istiyor öte yandan bundan önce evlerine ders almaya gelen çocuğun babasına da sulanmıştı.yani aklında vardı böyle bir şey.tüm bu olaylarda tetiklemiş oldu.gelelim şevket e o da ayrı bi tuhaf ferhunde ferhunde diye yırtındı şimdi de uf ferhunde of ferhunde bi şey de diyemiyor.bi yandan da sedefe umut veriyor.doğal olarak sedef de umutlanıyor.ikili oynuyor yani.ferhunde de bulamadığı şevkati belki de sedef de arıyor farkında olmadan.işte böyle bir sürü psikopat karakterin aynı evde buluşmasından oluşan keyifle izlediğim dizi.hep bu çizgide ilerlemesi ve tadında bitmesi dileği ile.
bu yakında klise müziğide yapar.
bence bu bir şifre kelimenin harflerine dikkat edelim,nakliyat,nakit ve yat anlamları çıkıyor.tersten okumaya başladığımızda ise nakliyat ilk üç harf tay,tay nedir at yavrusu.aynı zamanda yine sondan okunmaya a harfinden başlanınca ayli en başta n harfi ile aylin oluyor.son olarak baştan üçüncü harften itibaren okunmaya başlandığında nakliyat, kilit oluyor.buradan da kasa aklımıza gelir.bu ip uçlarını birleştirip yorumladığımızda ise,jedi at yarışından parayı vurmuş nakit paraların kasada olduğu yatında aylin isimli bi afet ile gününü gün ettiği anlamı çıkar.
özellikle hemen hemen her çocukta olan salakça bir davranış bir tutum.iki oyuncak alınmış ise birini komşunun çocuguna diğerini size verirler,ama asla kabul edilemez bir şeydir.o çocuğun elindeki daha güzel görünmeye başlar ağlar zırlar gerekirse çocuğun saçına yapışır en sonunda onu alırsınız.ama bu sefer sizinki ona verilmiştir.işte şeytan mı dürtüyor bilinmez bu seferde onun elindeki güzel gözükmeye başlar ikisini almadan rahat edilmez.böyle illet igrenç bi huydur.zamanla insan yaş aldıkça bu huylarınıda terk eder tabi ama yerine daha tehlikeli huylar gelir kıskançlık hırs intikam gibi.
gelir gelmez atıştığım ve sanırım gözünü korkuttuğum,ama sempatikliği ile kendini sevdirmiş ve henüz yazar olduğunun farkına varmamış olan yazar kişisi.
(bkz: hoşgeldin)
(bkz: hoşgeldin)
kisa bi süre armes.
(bkz: aradaki yedi fark)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?