confessions

akhillius

- Yazar -

  1. toplam entry 2349
  2. takipçi 2
  3. puan 49029

samegrelo

akhillius
gürcüstan’ın batısında tarihsel bölgelerden biridir. eskiden odişi olarak adlandırılıyordu. samegrelo’nun kuzeybatısında abhazya, kuzeyinde svaneti, doğusunda imereti, güneyinde guria ve batısında karadeniz yer alır. bölgenin yerli halkı megreller, kartveli (gürcü) halklarından biridir ve megrelce ile gürcüce konuşurlar; ama yazılı dil gürcüce’dir.


kubat

akhillius
afyon emirdağ’dan belçika’ya göç eden bir ailenin dört çocuğunun en küçüğü olan kubat, 4 ekim 1974’de anvers’de doğdu. beşinci yaş gününde babasının hediyesi ‘cura’ ile müzik hayatına başladı. kısa sürede curanın bütün özelliklerini öğrenme başarısı gösteren kubat, bağlamayı da eline aldığı andan itibaren çalmaya başladı. sekiz yaşındayken ailesine ait restoranda mikrofonla tanıştı ve sahneye çıkmaya başladı. bu sıralarda müzik akademisine devam ederek solfej ve klasik gitar eğitimi aldı.
1986 yılında yapılan bir ses yarışmasında birinci seçilen kubat, daha sonra türkiye’ye geldi ve 1996 yılında ilk albümü “kubat” ı yayınladı. farklı yorumu ve tarzıyla müzik dünyasına kendini kabul ettirerek 1998’de ikinci albümü “bugün”ü, 1999 yılında ise üçüncü albümü “bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm”ü sevenleri ile buluşturdu.

kubat, önceki albümlerindeki çizginin ötesine geçmek, türküleri daha da ön plana çıkarmak amacıyla farklı bir proje hazırlamaya başladı ve otuz beş anonim türküyü yorumladığı “arşiv 1-2-3” adlı albümünü 2001 yılında yayınladı. bu albümünün yanı sıra 8 farklı dilde hazırlanan 80 sayfalık kitapla da türkülerin tarihsel özelliklerini müzikseverlere sundu. ayrıca, aynı türkülerin canlı performansının sergilendiği konser kaydını vcd olarak “arşiv” e ekledi.

bu çalışmalarının, albümlerinin hayallerine uzanan yolun henüz başlangıcı olduğuna inanan kubat, sanat hayatının mihenk taşı ve hayallerine giden yolun başlangıcı olarak kabul ettiği için gerçek doğum günüm diye nitelediği rene giessen yönetimindeki senfoni orkestrası, etnik çalgılar ve halk oyunları topluluğu eşliğiyle 1 haziran 2002’de lütfi kırdar kongre ve sergi sarayında kültür bakanlığının sponsorluğunda ‘anadolu güneşi’ isimli görkemli bir konser gerçekleştirdi.

üç yıllık aradan sonra, eylül 2003 tarihinde hayallerine ulaşma da önemli bir adım olabilecek “lokman” isimli albümüyle sevenleri ile buluştu. aylar boyu süren özenli bir çalışmanın ürünü olan albüm, türk halk müziği’nden rock müziğe, pop müzikten jazz’a, etnik müzikten klasik müziğe kadar geniş bir müzik yelpazesi sunmakta.2004 yılında trt 1 ekranlarında 1200 kişilik seyirci kapasitesi olan ankara arı stüdyolarında bugün halen trt-int,trt2 ve trt4’de tekrarı olan "kubat’la anadolu’nun sesi" programını başarıyla sundu. 2005 yılında “yare doğru” albümünün ardından vatani görevini tamamladı.asker dönüşü kaldığı yerden "folklorika" adlı müzikal ile devam etti.hemen ardından türkiye’nin ilk türkçe müzik kanalı kral tv’de "kubat zamanı" adlı müzik programına başladı.

uzun bir aradan sonra farklı bir sound ile hazırlanan,merakla beklenen albümü “kubat-2008” yeni yılın ilk albümü olarak 3 ocak 2008’de müzik marketlerde yerini aldı.

kubat, bu albümde türk halk müziği’ni rock, pop, jazz, etnik ve klasik müzik alt yapılarından oluşan zengin bir yelpazeyle müzikseverlere sunuyor. albümün çıkış ve klip parçası söz ve müziği bülent gümüş’e ait olan ‘dermanımsın’ adlı şarkı.

http://tinyurl.com/yvxt68

yanlış anlamak

akhillius
bir şey yaparsınız kötü niyetli olmadan tabiki. ama karşınızdaki insan o an başka birşey düşünerekten onu yanlış anlar. ne kadar anlatmaya çalışsanızda o sinirinde verdiği haliyeti ruh içinde olmucak şekilde konuşur ama ne kadar özür delesenizde sizi dinlemez. bu tip durumlarda her zaman için saygı duyup hatanızı anlatmaya çalışaraktan ollayı kapatmaya çalışırsınız ama iç acısı peşinizi bırakmaz. hzuursuz olursunuz ama nafiledir bir kere olmuştur olay. yapacaklar tükenmiştir. hele ki karşıdaki insanı tanımıyorsanız daha fenadır.

erol evgin

akhillius
istanbul, modada doğan evgin, istanbul erkek lisesini, devlet güzel sanatlar akademisi (mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi) yüksek mimarlık bölümünü bitirdi. bir süre üniversite öğretim kadrosunda görev aldı.

1969 yılında, sözlerini kendi yazdığı sen ve eski günler adlı bir single ile müzik dünyamıza merhaba diyen sanatçının bu çalışmasını, kendi söz ve bestelerinin de yer aldığı plaklar, radyo ve tv programları ve konserler izledi. o döneme ait şarkıların bazıları ; istemesen de, garip gönlüm olmuş deli, gel de yanma, şöför mehmet, efkar idi.

1976 yılında türk pop müziğinde ilk kez kitlelerle kucaklaşan bir ekip çalışmasına çiğdem talu ve melih kibar ile birlikte imza attı. "işte öyle birşey" (altın plak), "sevdan olmasa", "bir de bana sor", "içimdeki fırtına", "etme eyleme", "söyle canım" (altın plak), "deli divane", "hep böyle kal", çiğdem talunun aramızdan ayrılığına dek, tam yedi yıl süren bu ekip çalışmasının bazı ürünleri idi.

1980 - 1984 yılları arasında, haldun dormenin yazıp yönettiği, egemen bostancı prodüksiyonu iki müzikalin başrolünde; "hisseli harikalar kumpanyası" ile 400 kez, "şen sazın bülbülleri" ile 200 kez sahneye çıktı. beyaz perdede ise "meryem ve oğulları", "renkli dünya", "bir ilkbahar sabahı" adlı üç müzikal filmde başrol oynadı.
"dilara", "sitem", "sevme", "yeter" ve "ateşle oynama" o dönemin şarkılarından ilk akla gelenlerdir.

1986 yılında sahne çalışmalarına ara vererek, eşi yüksek mimar emel evgin ile birlikte mimarlık bürosunu açtı.

1989 yılında pop müzik sanatçılarının haklarını korumak için, kendi gibi düşünen sanatçı dostlaryıla birlikte popsav - popüler müzik sanatı vakfını kurdu ve üç yıl vakfın yönetim kurulu başkanlığını üstlendi. halen popsav yüksek danışma kurulu başkanlığı görevini yürütmektedir.

10 yıl önce akm de "yaşadım şarkılar, türküler şahidimdir" adlı bir konser gösteriyle 25. sanat yılını kutlayan sanatçı, son yıllarda t.v. çalışmalarına da ağırlık verdi.

1992-1993 yıllarında show tvde "süper aile" adlı yarışma programını 400 bölüm sundu.

1995-1996 yıllarında, trt 1de kendi yapımı "erol evgin show" adlı programın genel yönetmenliğini ve sunuculuğunu yaptı.

1997 yılında kendi bestelerinin çoğunlukta olduğu "sen unutulacak kadın mısın ?" adlı albümü çıkardı. "ben imkansız aşklar için yaratılmışım", "sen unutulacak kadın mısın , "gönlümdeki kuşlar" ve "haydi canlar" son dönem şarkılarından bazıları.

2000-2003 yılları arası, kanal d ve star tv de "bir sevda masalı" adlı programı, 100 bölüm hazırlayıp sundu.

2002 de murat evginle birlikte, 20 konserlik "baba oğul" konser show turnesi gerçekleştirdiler.

sanatçı 2004 de, erol evgin ve murat evgin bestelerinden ve çoğunluğu dr. selma çuhacının sözlerinden oluşan "ibadetim" adlı albümüyle müzikseverlerle buluştu.

özetlersek 35 yıldır gündüz gece gittiği, uzun ince bir yolda yüzlerce şarkı üretip binlerce şarkı yorumladı. ülkemizin hemen her köşesinde; yurt dışında ise almanya, avusturya, isviçre, fransa, ingiltere, hollanda, polonya, iran ve amerika birleşik devletlerinde konserler verdi.

100 ü aşkın sanat ödülü sahibi sanatçının sanatında önemli ilkesi; şarkılarını elden geldiğince halkla paylaşırken müziğinde belli bir kültür düzeyinin berraklığını taşımak ve içten olmak...

almanca ve ingilizce bilen evgin, evli; yüksek iç mimar elvan evgin ve sanatçı murat evginin babası. müziğin yanı sıra, mimari proje ve uygulamalarını eşiyle birlikte sürdürmektedir.

http://www.erolevgin.com/

elveda

akhillius
öykü berk in muhteşem son kaset parçası.

elveda deme vakti geldi kederlerime
daha fazla içmek yok senin hasretine
daha fazla ölmek yok senin mateminde
düşlemedim mi seni hayallerimde
söyle
aşkım yalan değil ki ellere gitme
yanıyorum kendi derdime
şimdi dur birazda sen beni dinle
elveda deme vakti geldi kederlerime
daha fazla içmek yok senin mateminde

aynaya baktı yüzüne güzel dedi kendine
dedi güzel kendine
ama bilemedi nerden geliyoruz gidiyoruz nereye
geliyoruz gidiyoruz nereye

kul çile çekmez allah, allah yazmayınca
içine yazmaz valla kul azmayınca

beni sevdalara saldın kendini bir sağır yaptı
üstüne vardım sevgimden
ne yaptımsa anlamadı
anladıda anlamadı
bu aşk ona çok ağırdı
bu aşk ona çok ağırdı

kim dokundu saçlarına öyle
kim sardı geceleri böyle
kim sevdi benim gibi benim gibi söyle
95 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol