confessions

akhillius

- Yazar -

  1. toplam entry 2349
  2. takipçi 2
  3. puan 48808

alkol

akhillius
saglik komisyonu uyariyor!..

alkol , icmeyi sevenler icin faydali ve koruyucu bilgiler ...




alkol alimina bagli bozukluklar, nedenleri ve cozumleri:

belirti: ayaginiz islak ve soguk.
sebep: kadeh yanlis aciyla tutuluyor.
cozum: kadehin agizini yukariya gelinceye kadar cevirin.
------------------------------
belirti: onunuzdeki duvarda avizeler var.
sebep: zeminde yatiyorsunuz.
cozum: vucudunuzu zemine 90° aci yapacak sekilde konumlandirin.
-------------------------------------------
belirti: zemin bulanik gorunuyor.
sebep: bos bir kadehe bakiyorsunuz.
cozum hemen kadehi sevdiginiz bir icecekle doldurun.
----------------------------------------
belirti: zemin hareket ediyor.
sebep: surukleniyorsunuz.
cozum: en azindan sizi nereye goturduklerini sorun.
------------------------------------------
belirti: ne zaman birisi konussa kulaginiz yanki yapiyor.
sebep: kulaginizi kadehe sokmussunuz.
cozum: kendinizi maskara yapmayi birakin!
------------------------------------------
belirti: oda sallaniyor, herkes beyaz giyinmis ve muzik sanki tekrar edip duruyor.
sebep: ambulanstasiniz.
cozum: hareket etmeyin. uzmanlar geregini yapar.
----------------------------------
belirti: babaniz ve kardesleriniz yabanci gibi bakiyor.
sebep: yanlis evdesiniz.
cozum: evinizin yolunu sorun.

serefe

otistik

akhillius
otistik çocuklar okulunda rehber öğretmen olarak çalışan birinden yaşanmış olay ; okulda rehber öğretmen olarak çalışan bir öğretmen musa..
okulun öğrencilerinden bir otistik çocuğun ailesi, bir gün musa öğretmene dert yanıyor; çocukları normalde çok su içmesine karşın; 3 aydır ağzına bir damla su koymuyormuş.
’’hocam, bize bişey söylemiyor... bir de siz sorun..’’ diyorlar. musa çocukla konuşuyor..
anlaşılıyor ki; bir gün öğretmen sınıfta:’’ atatürk ölmedi, yüreğimizde yaşıyor.’’ demiş... ve küçük çocuk da, atatürk boğulmasın diye, su içmeyi bırakmış...sırf bu yüzden tam 3 ay boyunca su içmemiş..ne yapsalar, çocuğu ikna edememişler.musa, çocuğu yanına çekip, demiş ki;’’biliyor musun, atatürk çok iyi bir yüzücüdür..’’
bundan sonra, küçük çocuk su içmeye başlamış...

aklında bazı şeyleri yitirmiş olsalarda nasıl bir önder sevgisi barındırdıklarının yegane kanıtı.

yaran fıkralar

akhillius
bir mafya babası evli bir kadınla ilişki kurmuş. bir gece kocası yok diye kadının evine gitmeye karar vermiş ve adamlarına "ben içeri girdikten sonra hemen büyük bir branda ayarlayın ve pencerenin hemen altına dört ucundan gerin" demiş.

sonra da ne yapacaklarının talimatını vermiş: "kadının kocası gelirse kapıyı bir kere çaldırın, ben aşağıya atlayacağım, yakalanıp raconu çizdirmeyelim... tamam mı?"

adamları, "başüstüne patron" demişler. mafya babası kadının evine girmiş, tam yatağa uzandığı anda evin kapısı çalınca bizimki kendini tereddütsüz pencereden donla 4. kattan aşağı fırlatmış. kadın üzerine alelacele bir şey alıp kapıyı açmış ki karşısında patronun adamlarından biri...
"yenge" demiş adam mahcup bir şekilde önüne bakarak,
"patrona söyle branda bulamadık!"

imphotep

akhillius
#855215 sonunda açıkladı. bizde türk halkı olarak rahatladık. artık bundan gayri enflasyon teğet geçse, cari açık artsa, amerika istila etse, rusya sıcak denize gelse nafile. artik bir ibinemiz var. huzurluyuz mutluyuz. haklı gururluyuz. evet.

gelin kaynana monologları

akhillius
gelin:
sabun koydum leğene
bak başıma gelene
ben kadar taş düşe
kaynana senin tepene

kaynana:
gelin seni oyarım
sen hizmetçi ben hanım
seni evden kovarım

gelin:
balon gibi kaynana
çıkmış spor yapmaya
koymayın sakın helvaya
şişmanlıktan patlıya

kaynana:
kartal sinek avlamaz
köpek kuşa havlamaz
aklı olan gelin
kaynanaya hırlamaz

gelin:
ey varvara varvara
ayva doldur şalvara
azmış dişlek kaynana
tırmanıyor düz duvara

kaynana:
ben yaylada kışlarım
türlü nakış işlerim
pis gelini görünce
dayanamam dişlerim

gelin:
kaynanamın kelini
gelin verir yemini
dırdır etme kaynana
akrep soksun dilini

kaynana:
gelini sevmeli
ayda bir görmeli
gördün mü sövmeli
azınca dövmeli

yaran fıkralar

akhillius
kriz yüzünden işten çıkarılan bir akademisyen ile bir gazeteci yurt dışına çıkmışlar. bir süre yiyip-içip eğlenmişler.doğal olarak paraları çabucak tükenmiş. iş aramışlar ve bir çitlikte hayvan pisliklerini ahırdan kürekle kazıyıp çöp römorkuna atma işi bulmuşlar. bir süre çalışmışlar, başarılı olmuşlar, çiftlik kahyası da onları sevmiş ve hallerine acıyarak "size daha kolay bir iş vereceğim" diyerek onları yumurta paketleme işinde görevlendirmiş .

"bunların irilerini ve iyilerini bu taraftaki kutulara, küçük ve kötülerini bu taraftaki kutuya koyacaksınız" demiş.fakat bizimkiler çok yavaş çıkmışlar, "bu iyidir, değildir, küçüktür, büyüktür" tartışmaları ile işleri aksatmışlar. onları gözleyen kahya yanlarına gelmiş, "siz türkiye’de ne iş yapıyordunuz? " diye sormuş. bizimkiler "gazeteci" ve "akademisyen" diye cevaplamışlar. kahya, "belli belli, sizin türk aydını olduğunuz belli" demiş."çok iyi bok atıyorsunuz ama iyi ve kötüyü ayırt etmeyi bir türlü beceremiyorsunuz! .."

imphotep

akhillius
birgünlüğüne doğum günü çocuğudur. kendisi için hayırlısı neyse o olsun. bir yaş daha gençlikten uzaklaşmıştır. zamanın ne kadar çabuk geçtiğini unutmayıp dolu dolu yaşasın inşaallah. her daim güzellikler/iyilikler/saflık/temizlik onunla olsun. kendine iyi davran zıbıdı.

farkında olmalı insan

akhillius
kendisinin, hayatın olayların, gidişatın farkında olmalı.
farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen...
bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını
fark etmeli.
anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını
ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını
fark etmeli.
şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu
fark etmeli.
henüz bebekken ’dünya benim!’ dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı
olduğunu, ölürken de aynı avuçların ’her şeyi bırakıp gidiyorum
işte!’ dercesine apaçık kaldığını
fark etmeli.
ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli.
baskın yeteneğini
fark etmeli sonra.
azraillin her an sürpriz yapabileceğini,
nasıl yaşarsa öyle öleceğini
fark etmeli insan
ve ölmeden evvel ölebilmeli.
hayvanların yolda kaldırımda çöplükte
ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini
fark etmeli.
eşref-i mahlûkat (yaratılmışların en güzeli) olduğunu
fark etmeli.
ve ona göre yaşamalı.
gülün hemen dibindeki dikeni dikenin hemen yanı başındaki gülü
fark etmeli.
evinde 4 kedi 2 köpek beslediği halde
çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını
fark etmeli.
eşine ’seni çok seviyorum!’ demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü
fark etmeli.
dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini ama arka
sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu
fark etmeli.
zenginliğin ve bereketin sofradayken önünde biriken ekmek
kırıntılarını yemekte gizlendiğini
fark etmeli.
fark etmeli.
ömür dediğin üç gündür,
dün geldi geçti yarın meçhuldür,
o halde ömür dediğin bir gündür, o da bugündür.

atasözü

akhillius
şöyle yenileri gelmiştir belki;

1-parasız, kocasız, kararsız kalmayacaksın !
2-hayatın dikiş yerlerinden atmasına izin verme.unutma, iğne de senin elinde iplik de.
3-iktidarsız erkeklere duyurulur. bol bol su için.suyun kaldırma kuvvetinden yararlanın.
4-anadan duymayan kız öğüt almaz, babadan görmeyen oğul sofra kurmaz.
5-tanrı çarşaf giymemizi isteseydi bizi yatak olarak yaratırdı.
6-hayatı çocuk gibi yaşamaya bak. en ufak şeylere sevin, çığlık at, en büyük dertlere saf saf bak.
7-cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ölüme götürür.
8-aşk bir kum saati gibidir. kalp dolarken beyin boşalır.
9-zengin parasıyla, fakir karısıyla oynar.
10- erkekliğiyle övünüp durur tüm erkekler, oysa hepsi kadından doğmuştur.
11- iyi arkadaşlar iç çamaşırı gibidirler ayıpları kapatır. daha iyi arkadaşlar prezervatif gibidirler, seni daima korur. daha daha iyi arkadaşlar viagra gibidirler düşeni kaldırır.

mail’den alıntı.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol