confessions

akhillius

- Yazar -

  1. toplam entry 2349
  2. takipçi 2
  3. puan 49030

bilgiçlerin şiirleri

akhillius
geceydi olan gene bana
bir anda belirdi karşımda
anlamak lazımdı ruhunu
dökülen kelimeleri yazmak lazımdı
ağzından...
sevgisini karşılamak içindi
beni dikenlerin içine atması
alışmıştım ona
elbet gün gelecek oda bana...
çok uzaktamıydım ona
veremiyormuydum sevgimi,saygımı
ya da anlaşılıyormuydum yanlış acaba
ama bilmiyorum ebedi uykumun zamanını...
hoştur hatırlanmak güzel
o günlerde gelecek bana yakın
bir adam vardı diyecekler
içinde yaşamış meğerse hayatını...
git demiyorum şimdi sana
hiçbir zaman gelde dememiştim zaten
sana karışmak ne kadar yanlışlıksa
seni sevmekte o kadar zordu bana...
ozlucem seni evet
uzun zaman kaybolmaların
bir anda karşıma çıkmaların
daha neler alıcak aklıma senli senli...
belki sende anımsıcaksın benı
ıyı huylu yufka yurekli
durumum ruhumdan ötürüdür
yazık değilmi bana
dön artık bana!

şehitler ölmez

akhillius
bir grup gökçen parçasıdır.


izmir’den artvin’e bu vatan bizlerin
kaniyla sulandi binlerce sehidin
bir avuç topragin, bir yesil yapragin
haklari ödendi sahitsin bayragim

sehitler ölmez vatan bölünmez
bu yoldan geri geri dönülmez

bu vatan askiyla büyüdük biz anam
sahip olamaz ki topragima düsman
binlercemiz öldük, yine de ölürüz
yildiramaz kimse iste son sözümüz

sehitler ölmez vatan bölünmez
bu yoldan geri geri dönülmez

grup gökçen

akhillius
halen söke’de öğretmenlik yapan sayın isa salcan’ın isteğiyle 1999 yılında kurulan grup gökçen, iki bağlama, akerdeon ve darbukayla beraber grubun ilk şeklini oluşturdular. ilk kurulduğu zamandan sadece vokalde kavalcı murat balkan’la devam eden büyük hayal, ayrılanlar ve yeni girenlerle bugünkü halini aldı.

daha sonra elektrik gitarıyla gökhan çalişkan’ı aralarına katan bu iki hayalperest grubunda müzik tarzını ortaya çıkarmaya başladılar. murat ve gökhan’ın konservatuarı kazanmalarıyla hayalleri büyüdü.

birgün elinde bağlamasıyla celil şenyüz geldi, o ne olacağını bilmiyordu ama grup gökçen, galiba daha iyi müzik yapmaya başlamıştı. şimdi bile nereden geldiğini anlayamadıkları mert sapli’le davulcu sorununu hallettikten sonra, tek eksikliklerinin yakışıklı bir baş gitarcı olduğunu anladılar. grubun en son ve en küçük üyesi abdullah çalişkan’la bu işi hallettiler. gerisi için;

http://tinyurl.com/25pbeu

casio dbc30 1

akhillius
ufaklığımızın vazgeçilmez saati. bir furyaydı zamanında. onu alan herkesin ayrı bir havası vardı. zira kolumuza taktığımız ilk hesap makineli saatti. şöyle bir şey kendileri;

http://tinyurl.com/264e4p

haklar bildirisi

akhillius
1628 yılında ingiltere’de yayınlanmıştır.lordlar ve parlemento bir araya gelmesi ile çıkarılmıştır.kral i. edward zamanında çıkartılmıştır.üç önemli maddesi vardır;
1. vergide kanunilik
2.hapis cezası keyfi olamaz
3.savaş durumundan başka silah kullanılamaz.

monroe doktrini

akhillius
monroe doktrini, amerikan cumhurbaşkanı monroe’nin, 2 aralık 1823’de "monroe doktrini" olarak bilinen prensiplerini kongreye sunduğu doktrin. öngördüğü hususlar şöyle idi:

a. elde ettikleri ve sürdürdükleri özgür ve bağımsız durumları ile amerika kıt’aları bundan böyle avrupa devletlerinden herhangi birinin kolonileştirme isteklerine konu olamaz.

b. kutsal ittifak devletleri’nin siyasal sistemi amerika’nınkinden tamamen farklıdır. kendi sistemlerini bu yarım kürenin herhangi bir yerinde yaymak için yapacakları herhangi bir girişimi barış ve güvenliğimiz için tehlikeli görürüz.

c. avrupa ülkelerinin herhangi birinin mevcut kolonilerine, ya da ona tabi olan bölgelere hiç müdahale etmedik ve etmeyeceğiz.

d. avrupa devletlerinin kendilerini ilgilendiren sorunlar yüzünden yaptıkları savaşlarda hiçbir zaman taraf tutmadık ve böyle bir davranış siyasetimize de uymaz. "

monroe doktrini amerikan siyasetinin adeta değişmeyen anayasası olmuş ve bu nedenledir ki birinci dünya savaşı’na dahi almanya tarafından güvenliğinin yakın bir şekilde tehlikede olduğunu gördüğü için girmiştir. ancak, amerika, bu savaşa bir ortak olarak değil, taraf olarak katılmış ve savaştan çekilme hakkını daima muhafaza etmiştir.

keza, monroe doktrini dünya politikasında birleşik devletler’in siyasetini açıklığa kavuştururken bu ilkelerden sapma temayülü gösteren liderlerine müsamaha göstermemiştir. nitekim, başkan wilson, birinci dünya savaşı’nı sona erdiren antlaşmaları ve özellikle de versay antlaşması’nı ve ona bağlı milletler cemiyeti paktı’nı amerikan halkına kabul ettirebilmek için yoğun bir çaba göstermiştir. bu amaçla; 22 günde 8. 000 mil yol katederek ve 37 söylev vererek amerikan kamuoyunu ikna etmek istemiş, ancak buna muvaffak olamamıştır. hatta bu geziler sırasında felç olmuştur. tüm bu gayretlere rağmen amerikan senatosu, versay antlaşmasını ve milletler cemiyeti paktı’nı onaylamamıştır. bu iki belge için senato’da kasım 1919, ocak 1920 ve mart 1920’de üç defa oylama yapılmış, lakin hiç birinde tasdik için yeterli oy çoğunluğu sağlanamamıştır. bu sonuç; hasta durumda olan wilson’ı çok üzmüş ve "şimdi onlar ne kaybettiklerini acı bir tecrübe ile öğreneceklerdir. dünyanın liderliğini kazanmak için elimize bir fırsat geçmişti. fakat bu fırsatı kaybettik ve yakında bu kaybın nasıl bir trajedi olduğunu göreceğiz. " diyerek endişelerin ifade etmiştir.

amerikan halkı, 1920 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birinci dünya savaşı’na damgasını vuran ve açıkladığı 14 prensip ile tüm dünyanın dikkatim üzerinde toplayan wilson’ın yerine monreo doktrini’ni savunan cumhuriyetçilerin adayı warren g. harding’i başkanlığa seçerek wilson politikası yerine muhafazakar politikayı tercih etmiştir.

monreo doktrini’nde olduğu gibi, versay’dan sonra da amerika, milletler cemiyeti ve avrupa ile ilgisini tamamen kesmemekle birlikte, latin amerika ve uzak doğu ile daha fazla ilgilendi. bu dönemde avrupa’nın uzak doğu ile ilgisi azalırken japonya yeni bir güç olarak bölgede etkin rol almaya başladı. dolayısıyla japonya amerika için bir rakip ülke ve endişe konusu oldu. 1922 washington konferansı ile japon deniz gücünün sınırlanmasında, bu durum önemli bir faktör oluşturdu. bununla birlikte, uzak doğu’da japonya ile birleşik amerika arasında sürtüşme ve çatışmalar 1931 yılından itibaren yeni bir boyut kazandı
87 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol