adimneo

18 mayıs 2016'da vizyona girecek olan, x-men: geçmiş günler gelecek'in devam filmi.

türkçe alt yazılı fragmanı yayınlandı:

(bkz: rakı)

vazgeçemediğim, uğruna sigarayı da bırakamadığım içkidir.

kpss'ye hazırlananlar ve bilumum genel kültür azmanları için bu sene çıkabilecek bazı sorular:

1) islam işbirliği teşkilatı'nın kaç üyesi vardır? :57
2) tübitak tarafından geliştirilen, türkiye'nin ilk seyir füzesinin ismi nedir? :som
3) imf'ye rakip olması beklenen ve türkiye'nin de ortağı olduğu oluşum nedir? :asya altyapı yatırım bankası
4) iklim değişikliği ve dolayısıyla küresel ısınmanın etkilerini azaltmak için 12 aralık 2015'te, 195 delegenin katılımıyla imzalanan anlaşma hangisidir? :paris anlaşması
5) islam işbirliği teşkilatı'nın, 2015-2016 yılı için islam dünyası gençlik başkenti olarak seçtiği il hangisidir? :istanbul
6) erdem başçı, 19 nisan 2016'da merkez bankası başkanlığını kime devretmiştir? :murat çetinkaya
7) 2015 yılında kimya alanında nobel ödülü bilim adamları hangileridir? :aziz sancar, tomas lindahl ve paul modrich
8) 15-16 kasım 2015 tarihlerinde g-20 zirvesine ev sahipliği yapan ilimiz hangisidir? :antalya
9) 2016 yılında g-20 zirvesine ev sahipliği yapacak olan ülke hangisidir? :çin
10) 2016 avrupa şampiyonası hangi ülkede yapılacaktır? :fransa
11) antalya'daki g-20 zirvesine katılmayan lider hangisidir? :hollande-fransa
12) türkiye cumhuriyeti'ndeki büyükşehir belediye sayısı kaçtır? :30
13) birleşmiş milletler genel sekretedi kimdir? ban ki-moon
14) aralık 2015'te keşfedilen, türkiyenin ilk lav tüpü mağarası (volkanik kökenli doğal mağara) hangi ilimizdedir? :hatay
15) nisan 2016'da onaylanan teklif ile, türkçe'yi 25. resmi dili olarak ilan eden kuruluş hangisidir? :avrupa birliği
16) erdoğan tarafından şubat 2016'de gerçekleştirilen ziyaret kapsamında, hangi latin amerika ülkeleri türkiye'den cumhurbaşkanlığı düzeyinde ilk defa ziyaret edilmiştir? :peru ve ekvador

not: içeriklerin bu şekilde olmasının sebebi herkesin malumudur.

s06e01

her ne kadar son sezon finalinin etkisinden kurtulamadığımız ve uzun zamandır beklediğimiz için hareketli bir bölüm beklediysek de bizi şaşırtmadılar. heyecan her zamanki gibi sona yaklaştıkça, belli dozda artmaya devam edecek.

ne olursa olsun bu sezon için güzel mesajlar içeriyor. özellikle dorne'da yaşanan devrim çok hoştu.

bran stark'ı çok özledik.

toplumun tüm kesimlerinin gönül teline dokunabilen, bundan dolayı da icra eden sanatçılarının herkesçe kucaklandığı müziktir.

neşet ertaş alevidir. ama nevşehir, kırşehir vb görece muhafazakar illerde bile çok sevilmiş, baş tacı edilmiştir.

cumhurbaşkanının onayından sonra 26 nisan 2016 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. bir çok önemli maddeyi barındırmaktadır:

bazıları:
-"geçici madde 69- bu maddenin yayımı tarihinden önce 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortalılarının 25 yaşını doldurdukları güne kadar olan genel sağlık sigortası primlerinin tahsilinden vazgeçilir. bu maddenin yayımlandığı tarihe kadar söz konusu süreler için ödenmiş olan primler iade ve mahsup edilmez."

25 yaş altı gençlerin gss borçları silindi. bu zamana kadar primini ödeyenlere iade yok.

-"22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı iş kanununun 56 ncı maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

"ancak, 53 üncü maddede öngörülen izin süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere bölümler halinde kullanılabilir."

yıllık izin düzenlemesi ile artık üçe bölünüp on günden az kullanılmama durumu ortadan kalktı.

-"13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı genel kadro ve usulü hakkında kanun hükmünde kararnamenin eki (ı) sayılı cetvelin sosyal güvenlik kurumuna ve emniyet genel müdürlüğüne ait bölümlerine eklenmiştir."

emniyet genel müdürlüğüne 15 bin polis kadrosu verildi.

-"12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı terörle mücadele kanununun ek 1 inci maddesinin birinci ve yedinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; beşinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiş; sekizinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve üçüncü fıkrasının (ç) bendinde yer alan "hayatını kaybedenlerin ise eş ve çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa" ibaresinden sonra gelmek üzere "anne, baba veya" ibaresi eklenmiştir."

terör mağduru eş ve çocuklara tanınan haklar, özellikle de devlette iş, anne ve babayı da içine alacak şekilde
genişletildi.

ve en önemli madde:

-11/10/2006 tarihli ve 5549 sayılı suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi hakkında kanuna 19 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

"işlemlerin ertelenmesi

madde 19/a- (1) yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılmaya teşebbüs edilen ya da halihazırda devam eden işlemleri, işleme konu malvarlığının aklama veya terörün finansmanı suçu ile ilişkili olduğuna dair şüphe bulunması üzerine; başkanlıkça şüpheyi teyit etmek, işlemi analiz etmek ya da gerekli görüldüğünde analiz sonuçlarını yetkili makamlara intikal ettirmek amacıyla yedi iş günü süreyle askıya almaya veya bu işlemlerin aynı süreyle gerçekleşmesine izin vermemeye bakan yetkilidir.

(2) bu yetki, yabancı bir muadil kuruluşun işlemin askıya alınması veya gerçekleşmesine izin verilmemesi yönündeki gerekçeli talebinde yer alan işlemler hakkında da başkanlıkça aklama veya terörün finansmanı suçu ile ilişkili olduğuna dair şüphe görülmesi şartıyla mütekabiliyet ilkesi gözetilerek kullanılabilir.

(3) bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir."

bundan sonra, gerçek veya tüzel kişilerin terör finansmanı suçu ile ilişkili olduğuna dair "şüphe" bulunması halinde; dinlenebilecek, takip edilebilecek, mal varlıklarına el konulabilecek.

uçurulma nedeninin açıklanmasını beklediğim yazar.

bigcoder uyarmıştı ilk hatasında gidecek diye ama bugün ne hata yaptı merak ediyorum. tamam bundan önceki entryleri hoş değildi fakat bugün söyledikleri klasikleşmiş şeylerdi. ne yani sadece belli bir görüşe ait kişiler olarak mı kalalım burda? bi kare kuralım, başlıklarda birbirimize güzellemelerde mi bulunalım? ilk entry goy goyu mu çevirelim?

edit: gördüm çirkin entrysini, haklı sebepten gönderilmiş.

başlığı altında incelenebilecek sözlerden bazıları:

kadın gazeteciye "hani vardır ya, böyle kaportası böyle dökük araçlar olur, makyaj yaparlar onu boyarlar, araba kasisli yola girdiğinde de dökülmeye başlar, evvel allah bizim kaporta sağlam, makyaja ihtiyacımız yok."

kadın eylemciye "bu sabah bakıyorum bir televizyon kanalında ankara'da bir polis panzerine tırmanan bir tane kız mıdır, kadın mıdır bilemem…"

gençlerin flörtleşmesine ithafen "herkesin kendine ait bazı kuralları vardır. bir anne, baba kızının birinin kucağında oturmasını ister mi?"

mitinginde kendisini protesto edip sırtını dönen ığdırlı kadınlara "şimdi geliyorum çok enteresan şurada bir grup, affedersiniz edebim müsaade etmiyor tabi de, sırtlarını dönerek işaret yapıyorlar."

amberin zaman'a "aşağılık kadın."

bir çırpıda aklıma gelenlerdir.

5 ocak 1943 ankara doğumlu, 20 nisan 2016'da hayata veda eden sanatçı.

keman, vivrafon, flüt, trambon, çello, viola ve piano çalabilen; besteci, söz yazarı ve müzisyendir.

bir çok kişi için sanatçı denilebilir fakat özdemiroğlu bunu tam anlamı ile hak eden birisiydi. gerek yaptığı başarılı işler gerek duruşu ile.

şarkıları, müziğin popülist ve kolay tüketilebilir bir hale sokup; özünden uzaklaştırdığı için eleştirir.

besteci ve aranjör olarak çok önemli kişiler ile çalışıp (ajda pekkan, nilüfer, sezen aksu, uzay heparı, yılmaz güney, atıf yılmaz, ömer kavur gibi) çok önemli eserlere imza atmıştır.

bu eserlerin bir kısmı:

•arkadaş (1974)
•delisin (1975)
•seninle son defa (1978)
•şalvar davası (1983)
•fahriye abla (1984)
•adı vasfiye (1985)
•kurbağalar (1985)
•züğürt ağa (1985)
•asılacak kadın (1986)
•kupa kızı (1986)
•milyarder (1986)
•teyzem (1986)
•arabesk (1989)
•aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni (1990)
•ağır roman (1997)
•gönderilmemiş mektuplar (2003)
•eğreti gelin (2004)

ayrıca eurovision için birçok şarkı bestelemiştir. 1980'de ajda pekkan'ın söylediği petrol şarkısının bazı sözlerinin, dönemin şartları gereğince değiştirilmesi emrine karşı çıkmış; o yıl verilen ödülü ise trt canlı yayınında bu baskıları gerekçe göstererek reddetmiştir.

sezen aksu ve aysel gürel ile yaptığı çalışmalar ayrı birer efsanedir. müjde ar ve şener şen'in oynadığı çoğu filmin müziklerinde imzası vardır.

atilla özdemiroğlu belgeseli, 50 dakika süren ama sizi bu adama aşık edecek bir çalışmadır:

ankara bahçelievler 6. caddede (7. ve 3. caddeleri dik kesen cadde) bulunan mekan.

gerçi daha sonra kızılay'da da açılmıştı ama bahçeli'deki kaliteyi yakalayamadıkları için pek tercih etmezdim.

baharatlı tavuk kajunu efsanedir.

soruşturmanın genişletilmesinin reddedildiği dava. hayırdır yangından mal mı kaçırıyorsunuz.

öncelikle ismail saymaz'ın dava yorumunu şuraya koymak istiyorum: https://www.youtube.com/watch?v=ptRBGV8BHhY

-ilk olarak 4 sivil 4 polis hakkında açılan;
-ailenin hatay'da, tutuksuz sanıkların eskişehir'de, tutuklu sanıkların kayseri'de dinlendiği;
-ali ismail'in dövülmesinin görüntüleri olan videoların bilirkişi tarafından "yanlışlıkla" silindiği;
-savcı kasten adam öldürmeden ceza verilmesini isterken, yargıtay'ın kararı bozup kastı aşan yorumuyla ceza verdirdiği;
-iki fırıncının şu ana kadar içeride yattığı süre göz önünde bulundurularak tahliye edildiği (bir çocuğu döve döve öldüren kişilerin, 33 ayda iyi birer insan olduklarına hüküm getirilerek aramıza salındığı) davası sonuçlandı.

söylenecek çok şey var ama boğazım düğümleniyor. hele dün annesinin "bu yıl yavrum mezun olacaktı. ama ben onun mezuniyetini değil, davasının sonuçlanmasını bekliyorum." demesinden beri kendime gelemedim.

2008'de bir çocuğun polis tarafından öldürülmesi üzerine çıkan isyanda -ki yunanlılar bizim yaptığımız gibi ölülerini yarıştırıp, ayrışmıyor- erken seçime gidilmiş, hükümet düşmüş, ana muhalefet iktidara gelmişti. bir yanda bir bütün olarak sesini çıkaran yunanistan, bir yanda -artık güzel diyemediğim- ülkem...

yaşın hep 19 güzel çocuk.

kısa yoldan çok para kazanmak, köşeyi dönmek anlamına gelen söz. bunu yıllarca "voleyi vurmak" olarak kullanmıştım.

baş hakeminin borys ryzhyk olduğu maç. ivan bebek'ten sonra beklediğimiz hamleydi. gerçi real'in içerde oynayacağı maçta böyle bir hakeme ihtiyacı yoktu ama olsun. seri şimdiden 2-1 oldu denilebilir.

"(tribünler) beni kızdırmasın, 10 sene daha gitmem" ve maalesef "ben olduğum sürece ersun bu kulübün kapısından giremez" cümlelerini kurduğu toplantıdır.

bu olaydan daha kötüsü, artık bu tarz şeylere yeterince tepki gösterilmemesidir. yavaş yavaş, alıştıra alıştıra istedikleri her şeyi yapabiliyorlar.

yaprak sarması.

böyle söyleyince pek anlamlı olmadı tabi. arkaplanı da anlatmam gerek:
manisa 1. piyade eğitim tugayına 6000 acemi girdiğimizden mütevellit sıra beklemenin tillahını yaşıyoruz. ilk iki gün kantine/gazinoya gidemedik. bir su, çay bile alamıyoruz. 3. gün gönderdiler, sıra bana gelmeden içtimaya çağırdılar geri döndük. 4. gün sigaramız bitmiş, elimiz ayağımız titriyor. sigara alamadım ama iki su, bir çay bir de ekler aldım. oturdum gazinoda çayımı karıştırıyorum, daha önce gazinoda fark etmediğim müzik kutusundan bir ses yükseldi: sıla! vur kadehi ustam çalıyor. o zamana kadarda müzik yerine geçebilecek tek şey koğuştaki uzun havalar olunca, o an gözlerim doldu. neredeyse mutluluktan ağlayacaktım.

acemi birliğinin ikinci haftasındayım. her haftasonu milletin ailesi, arkadaşları gelir. ziyaretçisi gelenin adı hoparlörden duyurulur ve onların yanına gider. bir anlamda bi kaç saatliğine de olsa ortamdan uzaklaşır. yenilenme fırsatı bulur.
iki hafta boyunca benim adım da söylenir mi diye bekledim. ama yok söylenmiyordu. birini beklediğim yoktu ama umut işte. askere gidenler bilir, orada artık ikinci sınıf vatandaş olduğunuz için (kimse kusura bakmasın ama baba evinden davul, zurna, bayraklar ile gönderilen er kişisi; asker olmanın sadece kendi evinde gurur duyulacak bir mesele olduğunu kışlada öğrenir. demek istediğim şu: askere gitmeden önce el üstünde tutulursunuz. kimse yediğinize, içtiğinize, gezdiğinize bakmaz. çünkü askere gideceksinizdir. kışladan evi aradığınızda karşınızdakilerin sesinin titrediğini hissedersiniz. bu sebeplerden dünyanın sizin etrafınızda döndüğünü zannetmeye başlarsınız. ama durumun böyle olmadığını kafanıza vura vura öğretirler) böyle şeylere çok ihtiyaç duyulur. ailesinin yanından gelen, yediğini içtiğini söylemez ama akşam yemeği yemediği için karnını güzelce doyurduğunu bilirdik. ben yemeğe kötü demeyi sevmem, şükür hiç aç kalmadık ama zorla, gözlerimi kapatarak yediğim öğün sayısı az değildir.

neyse asker muhabbeti bitmez, daha şimdiden lafı çok uzattım.

işte o karamsar günlerimde, ankara'dan sevdiceğim çıka geldi. bana sürpriz yaptı. sarma bahane, en güzel hediye kendisiydi.

son olarak. sarma da müthişti.

yapılan değişikliğe buradan mı eleştiri getiriyoruz emin olamadım ama entry girerken "önizleme" butonunun kaldırılması hoş olmamış. onu bize geri ver independence.

edit: önizleme geri gelmiş, teşekkürler.

işkembeyi sevemememden dolayı benim de dahil olduğum gruptur. ayrıca annem veya babaannem yapmadığı sürece asla işkembe içmem.

kokoreç ise farklıdır. sevilir sevilmez orası görecelidir ama net olan şey, her yerde yenmemesi gerektiğidir.
ankara'da gençlik caddesi üzerindeki pikolet oldukça iyidir. çiftlik kokoreçini ise önermem; (bkz: overrated).

"bi' de bu ülkeye nükleer santral yapacaklar" endişelerimi hortlatan haber.