çok uzun zaman önce birisi kulağıma üfürdü. "çorapla uyuyanın bahtı kapalı olur" diye.. uyumam uyuyamam. isterse exi 50 derece olsun yapamam yani. hayır bahtımızın da çok süper olduğu filan yok.
Paleontoloji ilgi alanlarımdan biri olduğu ve daha önce uzaktan eğitimle kısa bir dinozor 101 kursu aldığım için, elimdeki notlardan faydalanıp temel birkaç şeyi yazayım dedim.
Dinozorlar iki ana dala ayrılırlar. Birincisi saurischia, yani kertenkele-kalçalı dinozorlar, ikincisi ornithischian, yani kuş-kalçalı dinozorlardır. Bu iki grubun kalça yapısı birbirinden farklıdır ve kalçalarına göre ayrılmışlardır.
Saurischia, yani kertenkele-kalçalı dinozorlar, kendi arasında ikiye ana gruba ayrılır: sauropodlar ve theropodlar.
Sauropodlar, uzun boyunlu dinozorlardır ve bugüne kadar yaşamış en büyük kara hayvanlarıdır. Uzun boyunları vardır ve dört ayak üstünde yürürler. Bacakları kalındır ve sütuna benzer. Vücutlarına oranla kafatasları küçüktür.
Theropodlar ise etçil, otçul ve hepçil türleri içeren, çok çeşitli dinozor gruplarından oluşur. Günümüzde yaşayan temsilcileri, kuşlardır. Bütün theropodlar arka ayaklarının üzerinde yürür. Etçil olanların çok keskin dişleri vardır, bazı türleri ise asıl dişlerini kaybetmiştir ve dişsiz gagaları vardır. Theropod dinozorların genel olarak pençeli üç parmağı vardır fakat t-rex gibi bazı türler bir parmaklarını kaybetmiştir ve iki parmakları bulunur. Sciurumimus gibi bazı türler ise bütün parmaklarını kaybetmiştir ve bir adet, çok iyi gelişmiş pençeleri vardır. Theropodlar birçok yönden birbirinden farklılaşır. Bazılarının çok uzun burunları vardır, bazılarının çok kısa; bazılarının gözünün üstünde boynuzu vardır, bazılarının burnunun üstünde ve vücudunun farklı yerlerinde.
Saurischianlar iki ana gruba ayrılsa da, bir de prosauropodlar denilen üçüncü, kısa yaşamış ve daha az alt türü olan bir grup daha vardır. Prosauropodlar, erken dönem otçul dinozorlardandır ve kuzenleri sauropodlardan daha küçüktür. Yine de bazı prosauropodların uzunluğu 10 metreden, ağırlığı 3 tondan fazladır. Sauropodlar gibi prosauropodların da küçük kafaları ve uzun boyunları vardır. Çoğu prosauropodun kavrayıcı elleri, ayağa kalkma ve arka ayakları üzerinde yürüme yeteneği vardır. Dinozor zamanının başında prosauropodlar başarılı dinozorlar olsa da, bu grup kısa süre hüküm sürmüş ve çok geçmeden daha gelişmiş otçul dinozorlar yerlerini almıştır.
İkinci grup olan Ornithischianların hepsi otçuldur. Bu dinozorların çenesinde predentory denilen bir kemik vardır ve ağzın ön tarafında, koparmaya yarayan bir gaga oluşturur. Bu gaga ornithischianlar için bitkilerin gövdesini koparmaya yarıyordu. Bu sayede çenelerinin arkasındaki dişler öğütmek ve çiğnemek için özel olarak gelişmişti. Bu dişlerle bile bitkilerin gövdesini sindirmek zordu ve ornithischianları diğer dinozorlardan ayıran, arkaya doğru bakan pubis kemikleri bu dinozorlara ekstra mide alanı sağlıyordu.
Ornithischianlar beş ana gruba bölünür. İlk grup, ördek gagalı hadrosaurları, onların erken dönem akrabalarını ve sınıflandırılmamış bazı bitki yiyen dinozorları içerir. Hadrosaurusların çok kalın gagaları vardır. Ornithischianlar iki ayaklı dinozorlardır ancak bazı büyük hadrosauruslar muhtemelen dört ayak üstünde yürümüştür. Hadrosaurusların normal bir eli olmasına rağmen iguanadonun karakteristik, sivri uçlu bir başparmağı vardır.
İkinci grup ceratopsianlardır. Bu grup çok bilinen triceratopsu da içerir. Bunlar dört ayaklı dinozorlardır, görece kısa kuyrukları vardır. Başın arkasındaki yaka kafataslarının arkasındaki kemiklerden oluşmuştur. Bu yakalarda küçük boynuzlar, dikenler vb gelişebilir. Ceratopsianların çoğunun gözünün üstünde de boynuzları vardır. Bu dinozorların çok dar kafatasları vardır ve gagaları papağan gagasına benzer.
Üçüncü grup, pachycephalosaurustur. Bu dinozorların kubbeli kafatasları vardır ancak beyinleri büyük değildir. Kafatasının içinin çoğu sırf kemiktir ve dinozorlar bu kubbeleri birbirlerini tanımak için kullanmıştır. Ayrıca erkekler, dişiler için rekabet ederken muhtemelen bunlarla birbirlerine vurmuştur. Uzun bacakları yoktur, hızlı değillerdir. İskeletleri maalesef çok kırılgandır, bu nedenle tam iskelete sahip çok fazla tür bulunamamıştır.
Dördüncü grup stegosaurustur. Stegosaurus, ön ayakları arka ayaklarından oldukça kısa olmasına rağmen dört ayağı üzerinde yürürdü. Vücutlarının geri kalanıyla kıyaslandığında kafatasları oldukça küçüktür ve uzundur. Dişleri yaprak şeklinedir ve çok dar bir gagaları vardır. Stegosaurusun en ayırt edici karakteristiği sırtlarındaki plakalar ve dikenlerdir. Bunlar özel bir tür kemikten gelişmiştir.
Beşinci ve son grup ankylosaurdur. Bunlar zırhlı dinozorlardır. Stegosauruslar gibi plaka ve dikenleri vardır ancak ankylosaurlar farklı şekil ve büyüklerde plaka ve dikenlerle kaplanmıştır. Dört ayak üstünde yürürler.
Dinozorların şeması bu şekilde. daha fazla sizi baymadan ben kaçayım.
Dinozorlar iki ana dala ayrılırlar. Birincisi saurischia, yani kertenkele-kalçalı dinozorlar, ikincisi ornithischian, yani kuş-kalçalı dinozorlardır. Bu iki grubun kalça yapısı birbirinden farklıdır ve kalçalarına göre ayrılmışlardır.
Saurischia, yani kertenkele-kalçalı dinozorlar, kendi arasında ikiye ana gruba ayrılır: sauropodlar ve theropodlar.
Sauropodlar, uzun boyunlu dinozorlardır ve bugüne kadar yaşamış en büyük kara hayvanlarıdır. Uzun boyunları vardır ve dört ayak üstünde yürürler. Bacakları kalındır ve sütuna benzer. Vücutlarına oranla kafatasları küçüktür.
Theropodlar ise etçil, otçul ve hepçil türleri içeren, çok çeşitli dinozor gruplarından oluşur. Günümüzde yaşayan temsilcileri, kuşlardır. Bütün theropodlar arka ayaklarının üzerinde yürür. Etçil olanların çok keskin dişleri vardır, bazı türleri ise asıl dişlerini kaybetmiştir ve dişsiz gagaları vardır. Theropod dinozorların genel olarak pençeli üç parmağı vardır fakat t-rex gibi bazı türler bir parmaklarını kaybetmiştir ve iki parmakları bulunur. Sciurumimus gibi bazı türler ise bütün parmaklarını kaybetmiştir ve bir adet, çok iyi gelişmiş pençeleri vardır. Theropodlar birçok yönden birbirinden farklılaşır. Bazılarının çok uzun burunları vardır, bazılarının çok kısa; bazılarının gözünün üstünde boynuzu vardır, bazılarının burnunun üstünde ve vücudunun farklı yerlerinde.
Saurischianlar iki ana gruba ayrılsa da, bir de prosauropodlar denilen üçüncü, kısa yaşamış ve daha az alt türü olan bir grup daha vardır. Prosauropodlar, erken dönem otçul dinozorlardandır ve kuzenleri sauropodlardan daha küçüktür. Yine de bazı prosauropodların uzunluğu 10 metreden, ağırlığı 3 tondan fazladır. Sauropodlar gibi prosauropodların da küçük kafaları ve uzun boyunları vardır. Çoğu prosauropodun kavrayıcı elleri, ayağa kalkma ve arka ayakları üzerinde yürüme yeteneği vardır. Dinozor zamanının başında prosauropodlar başarılı dinozorlar olsa da, bu grup kısa süre hüküm sürmüş ve çok geçmeden daha gelişmiş otçul dinozorlar yerlerini almıştır.
İkinci grup olan Ornithischianların hepsi otçuldur. Bu dinozorların çenesinde predentory denilen bir kemik vardır ve ağzın ön tarafında, koparmaya yarayan bir gaga oluşturur. Bu gaga ornithischianlar için bitkilerin gövdesini koparmaya yarıyordu. Bu sayede çenelerinin arkasındaki dişler öğütmek ve çiğnemek için özel olarak gelişmişti. Bu dişlerle bile bitkilerin gövdesini sindirmek zordu ve ornithischianları diğer dinozorlardan ayıran, arkaya doğru bakan pubis kemikleri bu dinozorlara ekstra mide alanı sağlıyordu.
Ornithischianlar beş ana gruba bölünür. İlk grup, ördek gagalı hadrosaurları, onların erken dönem akrabalarını ve sınıflandırılmamış bazı bitki yiyen dinozorları içerir. Hadrosaurusların çok kalın gagaları vardır. Ornithischianlar iki ayaklı dinozorlardır ancak bazı büyük hadrosauruslar muhtemelen dört ayak üstünde yürümüştür. Hadrosaurusların normal bir eli olmasına rağmen iguanadonun karakteristik, sivri uçlu bir başparmağı vardır.
İkinci grup ceratopsianlardır. Bu grup çok bilinen triceratopsu da içerir. Bunlar dört ayaklı dinozorlardır, görece kısa kuyrukları vardır. Başın arkasındaki yaka kafataslarının arkasındaki kemiklerden oluşmuştur. Bu yakalarda küçük boynuzlar, dikenler vb gelişebilir. Ceratopsianların çoğunun gözünün üstünde de boynuzları vardır. Bu dinozorların çok dar kafatasları vardır ve gagaları papağan gagasına benzer.
Üçüncü grup, pachycephalosaurustur. Bu dinozorların kubbeli kafatasları vardır ancak beyinleri büyük değildir. Kafatasının içinin çoğu sırf kemiktir ve dinozorlar bu kubbeleri birbirlerini tanımak için kullanmıştır. Ayrıca erkekler, dişiler için rekabet ederken muhtemelen bunlarla birbirlerine vurmuştur. Uzun bacakları yoktur, hızlı değillerdir. İskeletleri maalesef çok kırılgandır, bu nedenle tam iskelete sahip çok fazla tür bulunamamıştır.
Dördüncü grup stegosaurustur. Stegosaurus, ön ayakları arka ayaklarından oldukça kısa olmasına rağmen dört ayağı üzerinde yürürdü. Vücutlarının geri kalanıyla kıyaslandığında kafatasları oldukça küçüktür ve uzundur. Dişleri yaprak şeklinedir ve çok dar bir gagaları vardır. Stegosaurusun en ayırt edici karakteristiği sırtlarındaki plakalar ve dikenlerdir. Bunlar özel bir tür kemikten gelişmiştir.
Beşinci ve son grup ankylosaurdur. Bunlar zırhlı dinozorlardır. Stegosauruslar gibi plaka ve dikenleri vardır ancak ankylosaurlar farklı şekil ve büyüklerde plaka ve dikenlerle kaplanmıştır. Dört ayak üstünde yürürler.
Dinozorların şeması bu şekilde. daha fazla sizi baymadan ben kaçayım.
senelerdir dunyanin basina bela bu örgüt. insanlari kesiyor, insanlari yakiyor, tarihi eserleri yok ediyor, dolayisi ile insanlik dogasina aykiri ve varsa sözde din ve allah adina bu eylemleri gerceklestiriyor.
dunya ulkeleri de hayli zaman once bu örgütle savasabilmek icin guclerini birlestirdi, koalisyon kurdu ve orgute karsi operasyonlar duzenliyor.
e peki sonuc?
sonuc yok. ciddi ciddi alinan bir sonuc yok. adamlar dunya ulkelerinin herhangi birisinde herhangi bir zaman icerisinde istedigi eylemi gerceklestirme gucune halen sahip. en son ingiltere'de londra'da gorduk bu durumu.
anlamakta gucluk cektigim nokta dunyanin en guclu ve en teknolojik silahlarina sahip ulkeler nasil oluyorda bu orgutu hala bitiremediler. adamlarin en teknolojik silahi tanksavar fuzeler bildigim kadari ile. yerleri belli yurtlari belli ki nasil belli olmasin, adamlar resmen devlet kurmuslar kendi kafalarina gore ve belirli bir sınır icerisinde yasiyorlar ancak hala bitmiyor, bitirilemiyor bu orgut.
aklimdaki yegane yanit bu orgutun aslinda bitirilmek istenmeyisi. baska bir cozum bulamiyorum bu minik beynimde.
dunya ulkeleri de hayli zaman once bu örgütle savasabilmek icin guclerini birlestirdi, koalisyon kurdu ve orgute karsi operasyonlar duzenliyor.
e peki sonuc?
sonuc yok. ciddi ciddi alinan bir sonuc yok. adamlar dunya ulkelerinin herhangi birisinde herhangi bir zaman icerisinde istedigi eylemi gerceklestirme gucune halen sahip. en son ingiltere'de londra'da gorduk bu durumu.
anlamakta gucluk cektigim nokta dunyanin en guclu ve en teknolojik silahlarina sahip ulkeler nasil oluyorda bu orgutu hala bitiremediler. adamlarin en teknolojik silahi tanksavar fuzeler bildigim kadari ile. yerleri belli yurtlari belli ki nasil belli olmasin, adamlar resmen devlet kurmuslar kendi kafalarina gore ve belirli bir sınır icerisinde yasiyorlar ancak hala bitmiyor, bitirilemiyor bu orgut.
aklimdaki yegane yanit bu orgutun aslinda bitirilmek istenmeyisi. baska bir cozum bulamiyorum bu minik beynimde.
"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?