bahçe katında oturan genç bir kadın var, ayşe diyelim adına.. aslında çifttiler ama sonra oğlan kocaya kaçtı..
kızın bir kedisi var. lucy.. biz luçu filan diyoruz.. luçu arada ağaçtan ikinci kata tırmanır bizim eve gelir, balkonda takılır. mama filan veririz, mıncıklarız sonra yine evine döner. ilk geldiğinde tanımamıştık sonra aklımıza geldi, ayşe'yi telefonla arayıp sorduk bu senin kedin mi diye, gelip aldılar. sonra rutine döndü.. luçu geliyor, beş on dakika takılıyor sonra evine geri gidiyor.
bu luçu genç bir kedi. 2 yaşında. geçen sene hamile kaldı 3 yavru doğurdu. 2 erkek 1 kız. sonra kısırlaştırdılar.
apartmanda sokağa bakan tarafta da bir oto kiralamacı var. huysuz yaşlı bir kadın ama hayvanları çok sever. dükkanın önü zaten kedi kaynıyor. oğlu zaman zaman toplar kedileri uzak yerlere bırakır sonra kadın başka bebeler bulur onlara bakar. mutlu oluyor kadın. luçu'nun yavruları da arada o kedilerle takılıyor ama genellikle bahçenin içindeler.. birkaç metre daha gerisi yani.. ya ayşe'nin balkonundalar veya evinde.. oynuyorlar vs vs.
luçu son 15 gündür kızın evine girmiyor. sürekli bizim balkonda.. bizim eve girmeye çalışıyor ama benim ufaklık çok korktuğu için alamıyoruz.. balkonda bir şezlong var orada yatıyor kalkıyor. nadiren mahalle turuna çıkıyor sonra gene geliyor. ama kızın evine girmiyor.
ayşe enjeksiyon yaptırmayı düşünmüyordu. sonra dün eşimle karşılaşmışlar ona söylemiş 15 gün kadar önce baskı nedeniyle enjeksiyon yaptırmış.. eşim zaten bu konularda çok tedirgin. daha önce de yaşadığı bazı şeylerden iyice kıllanıyor bu enjeksiyonlardan.. enjeksiyon yaptıran insanlarla çok yan yana olmamaya özellikle dikkat ediyor. kardeşleri dahil. bunu duyunca zaten iyice gerilmiş.
bugüne geliyoruz.. benim ufaklıkla annesi sabah parka gidiyordu, yaşlı teyze bunları durdurmuş "olanları duydunuz mu?" diye sormuş.. iki erkek yavru ölmüş. herhangi bir yaralanma darp vs yok. zehirlenme ihtimali olsa etraftaki onca kedi artı kendi kızkardeşleri sapasağlam.. Üçü birden enjeksiyon yapılan kızın etrafında.. o iki genç erkek kedi ölmüş o kadar. algıda seçicilik midir bilmiyorum ama dikkat çeken tek nokta bu.
bir tanesini ölü bulmuşlar, diğerini de can çekişirken görmüşler, hayvan hastanesine götürmüşler.. veteriner viral enfeksiyon demiş.. sonra sabaha aramışlar veterinerden bu da öldü diye..
eşim ayşe'yle konuşmuş, hatta açık açık şüphelendiği ihtimali de söylemiş.. kızın da bir fikri yok.
akşam baktım apartmanın önüne çıkmış ağlıyor.. yanında başka bir kız arkadaşı, sigara filan.. konuştum ama ne söyleyeceğimi de bilemiyorum tabi.. keşke yaptırmasaydın lafının etrafında dönüp dolaşıyor bir süre sonra sohbet.. kızı üzdüğünle kalıyorsun.. moralini düzeltebileceğini umduğum bir iki şey söyleyip uzaklaştım.
sizi ilgilendirebilecek yanı tahmin ediyorsunuzdur, enjeksiyonu yaptıran (sanki özellikle alman pisliği) kişilerin yakınında dikkatli olun derim. otomobil gibi dar mekanlarda yan yana olmamaya çalışın… artık nasıl olacaksa.. bu boktan işin en kötü yanı da bu, insanlara uymalarının imkansız olduğunu bildiğin tavsiyeler veriyorsun.. kendim dahil yani.. nasıl kaçınacağız bilmiyorum.
her neyse.. görüntü netleşene kadar uzak durmakta fayda var.
Bugün sokakta yaşlı bir teyzeyle karşılaştım. Marketten çıkmış ağır bir poşet taşıyor. Suratta maske filan. Kıpkırmızı olmuş. Poşetini ara ara yere bırakıp soluk almaya çalışıyor.
Gittim yanına ver ablacım dedim. Aldık torbasını. Benim kızla beraber evine götürmeye başladık teyzeyi. Suratında çay tabağına benzeyen maskelerden. Ter içinde. Dedim çıkar şu maskeni rahat nefes al.
Çıkarttı sonra şikayet etti, ben yurt dışından geliyorum orada yok böyle bir şey filan.. Almanya'dan gelmişler. Sadece markette var diye anlatıyor. Dağ başında bile maske taktırma saçmalığı yokmuş Almanya'da... Bana diyor :)
Tıp Fak bitirince cehaletten kurtuldum sanan çomar hekimlerimiz.. Zavallılarımız. Nasılsınız?
Neyse.. Teyze ve eşi enjeksiyon sokturmuş.. Çin sokturmuşlar. Amca pert. Bacaklar tutmamaya başlamış. Kalbi duruyormuş. iki kere kalbi durdu dedi.. Daha doğrusu şöyle, iki kere veya yedi kere dedi, anlamadım birkaç kez tekrar ettirdim ama kadın soluğunu alamadığı için duyamadım, daha fazla da üstlemek istemedim. Yani kalbi 7 kere de durmuş olabilir.
Anladığım kadarıyla acilin müdavimi olmuşlar. Kadında da tansiyon başlamış. Annem gibi. Biz ne yapmaya çalışıyoruz soykırım sıvısının etkisinden kurtulmak için filan onları da paylaştık dilimiz döndüğünce.. Her ne kadar o işin geri dönüşü olmadığını düşünen biri olsam da.. İsterim yani birileri de bol suyla diyetle filan atabilse o pisliği vücudundan.
Kadın tabi masalı bütün halinde yutmuş. Virüsüne maskesine kadar. Ben biraz kulağının alışmadığı şeyler söyleyince şaşırdı. Her zamanki hastalıkları janjanlı ambalaja koyup pazarladılar filan deyince afalladı. Son kullanma tarihli dijital para epey canını sıktı. Biraz mal mülk alma seven bir kadın belki de. Kimin ne zaman gideceğini elbet Allah bilir, ama açıkçası teyze (ve muhtemelen biz de) faşizmin o boyutunu görecek kadar yaşar mıyız bilemiyorum. Tabi ona söylemedim bunu..
Neyse.. Sohbetin sonunda kadın büyük pişmanlığını dile getirdi.. Keşke soykırım sıvısını Almanya'da yaptırsaymış... İçimden "Hey Allahım büyüksün" dedim ama kadına sezdirmedim tabi..
İnsanlar anlamıyor.. Çok zor.. Belki komşum olsa her gün görsem konuşsam anlatırdım derdim ama komşum da var. Olmadı.. Komşumuz yaşlı amca hasta AKP düşmanı.. Ben bunların Faz 3'ü tamamlanmış soykırım sıvısını sıktırmam, önce faz 3 tamamlansın öyle falan filan havalarındaydı ama sıvıyı ilk enjekte ettirenlerden. Ve hala maskesini atmadı.
İnsanlar anlamıyor.. Çok zor değil imkansız.. Allah'ın vermediği hidayeti biz veremiyoruz. Bundan eminim. Anlatınca anlamış gibi görünen, belki de gerçekten anlayan bir insan varsa bilin ki ona bir melek dokunmuştur.. Akıl mantık sınırlarını geçtiler. Birileri uçuruma yürüyor, bizi de sürüklüyorlar. Allah yardımcımız olsun.
Neyse.. poşeti asansöre koyduk teyzeği uçmağa... ay pardon 7. kata uğurladıık. Sonra kızımla yasağın keyfini çıkarttık.
Aklınız size verilen en büyük hediyelerden biri.. Kullanın.
Gittim yanına ver ablacım dedim. Aldık torbasını. Benim kızla beraber evine götürmeye başladık teyzeyi. Suratında çay tabağına benzeyen maskelerden. Ter içinde. Dedim çıkar şu maskeni rahat nefes al.
Çıkarttı sonra şikayet etti, ben yurt dışından geliyorum orada yok böyle bir şey filan.. Almanya'dan gelmişler. Sadece markette var diye anlatıyor. Dağ başında bile maske taktırma saçmalığı yokmuş Almanya'da... Bana diyor :)
Tıp Fak bitirince cehaletten kurtuldum sanan çomar hekimlerimiz.. Zavallılarımız. Nasılsınız?
Neyse.. Teyze ve eşi enjeksiyon sokturmuş.. Çin sokturmuşlar. Amca pert. Bacaklar tutmamaya başlamış. Kalbi duruyormuş. iki kere kalbi durdu dedi.. Daha doğrusu şöyle, iki kere veya yedi kere dedi, anlamadım birkaç kez tekrar ettirdim ama kadın soluğunu alamadığı için duyamadım, daha fazla da üstlemek istemedim. Yani kalbi 7 kere de durmuş olabilir.
Anladığım kadarıyla acilin müdavimi olmuşlar. Kadında da tansiyon başlamış. Annem gibi. Biz ne yapmaya çalışıyoruz soykırım sıvısının etkisinden kurtulmak için filan onları da paylaştık dilimiz döndüğünce.. Her ne kadar o işin geri dönüşü olmadığını düşünen biri olsam da.. İsterim yani birileri de bol suyla diyetle filan atabilse o pisliği vücudundan.
Kadın tabi masalı bütün halinde yutmuş. Virüsüne maskesine kadar. Ben biraz kulağının alışmadığı şeyler söyleyince şaşırdı. Her zamanki hastalıkları janjanlı ambalaja koyup pazarladılar filan deyince afalladı. Son kullanma tarihli dijital para epey canını sıktı. Biraz mal mülk alma seven bir kadın belki de. Kimin ne zaman gideceğini elbet Allah bilir, ama açıkçası teyze (ve muhtemelen biz de) faşizmin o boyutunu görecek kadar yaşar mıyız bilemiyorum. Tabi ona söylemedim bunu..
Neyse.. Sohbetin sonunda kadın büyük pişmanlığını dile getirdi.. Keşke soykırım sıvısını Almanya'da yaptırsaymış... İçimden "Hey Allahım büyüksün" dedim ama kadına sezdirmedim tabi..
İnsanlar anlamıyor.. Çok zor.. Belki komşum olsa her gün görsem konuşsam anlatırdım derdim ama komşum da var. Olmadı.. Komşumuz yaşlı amca hasta AKP düşmanı.. Ben bunların Faz 3'ü tamamlanmış soykırım sıvısını sıktırmam, önce faz 3 tamamlansın öyle falan filan havalarındaydı ama sıvıyı ilk enjekte ettirenlerden. Ve hala maskesini atmadı.
İnsanlar anlamıyor.. Çok zor değil imkansız.. Allah'ın vermediği hidayeti biz veremiyoruz. Bundan eminim. Anlatınca anlamış gibi görünen, belki de gerçekten anlayan bir insan varsa bilin ki ona bir melek dokunmuştur.. Akıl mantık sınırlarını geçtiler. Birileri uçuruma yürüyor, bizi de sürüklüyorlar. Allah yardımcımız olsun.
Neyse.. poşeti asansöre koyduk teyzeği uçmağa... ay pardon 7. kata uğurladıık. Sonra kızımla yasağın keyfini çıkarttık.
Aklınız size verilen en büyük hediyelerden biri.. Kullanın.
Özlem vardı bizim. Öldü.
Bir kız çocuğu düşün. Sabahın sekizinde kapıyı çalıp "Sizde pasta var mı?" diye soran 50 yaşında bir kız çocuğu. Özlem. Bir ay kadar önce hastaneye götürmüştük. Dün bu dünyadan ayrıldı.
Biraz geriden başlayayım. Özlem komşumuzun iki kızından birisi. Küçükken ateşli hastalık geçirmiş, bir gece ateşi kontrolden çıkmış ve Özlem'den sorumluluk kalkmış.
Tatlı deli bir kızdı. En büyük arızası kafası attığı zaman ağız dolusu küfretmekti. Kilolu. Kıpkısa saçlı. Tombul bir ergen çocuk gibiydi. Kendi kendine "orspuçocuuu" filan diye söylenirken selam ver "Naber Özlem" de yüzü güler, iki elini birleştirir "beni sinirlendirdiler" derdi.. Sonra da klasik soru "Sizde çikolata var mı?"
Önce annesi öldü Özlem'in. Beş yılı geçmiştir. Abla İngiltere'de. Babasıyla yaşıyordu. Ali Albay. Babasıyla iyi anlaşırlardı. Ona da arada bağırır çağırırdı ama o kadar. Balkonda otururken bazen görürdüm onları. Yürüyüşten dönüyorlar. Babası önde, Özlem arkada. Seviyordu babasını. Geçen yıl o da öldü.
Bir yıldır Türkmen bir kadın vardı ona bakan. Yine aynı tempo. Çoğu zaman güler, ara ara dellenir. Teyzesiyle çıkarlar gezerler, dönerler. Dünyadaki vakti böyle geçerdi Özlem'in.
Bir ay oluyor, bir sabah balkondayım. Sesler duyuyorum ama anlamıyorum. Özlem'lerin evinden arada sırada gelen sesler zannediyorum. Olurdu ara ara Özlem'e. Bağırıp çağırır, eline geçirdiğini pencereden atmaya başlardı. Tatlı deli modunun bir tık üstü. İçeri geçtim, eşim dedi ki bir bak istersen.
Kapıyı açtığım anda anladım zaten anormal bir durum olduğunu. Kadın çığlık çığlığa. Hemen koştum. Özlem bir şey yuttu dedi. Odaya girdim Özlem yatağa yığılmış, kilitlenmiş gibiydi. Bir şey yuttu diyince ilaç gibi bir şey olduğunu düşündüm. Çenesi kilitlenmiş gibiydi, ağzından sular akıyordu. Yüzü mosmordu. Tepki vermiyor. Ağzını aralamaya çalıştım ama açamadım. Kolunda çok hafif bir nabız.
Alt komşumuz Sercan da geldi. Hemen ambulans aramaya başladık ama birkaç sefer cevap alamadık. Sonra telefon açılınca da sorular sorular.. İş uzayacak gibi göründü. Derken bir kişi daha geldi. Sercan'a dedim ki bu kız gidiyor, atalım senin arabaya hemen acile gidelim. Çarşafın köşelerinden tutarak indirdik aşağı. Doğru acile attılar.
Boğazına sucuk kaçmış. Hastanede çıkarmışlar. Sabah bakıcı teyzesiyle birlikte dışarı çıkmadan önce mutfağa gidip sucuk atmış ağzına o da nefes borusuna kaçmış. Buymuş hikaye. Hastaneye gittiklerinde Özlem iyice kararmış. Sercan'ın anlattığı; arabada bağırsaklarını da salmış. Ama ölüme o kadar yaklaşmasına karşın ölmemiş Özlem. Bir ay yoğun bakımda kaldı. Durumu giderek kötüleşerek.
Akşam kızımı çıkarmıştım, dönerken baktım apartmanın önünde bir çift terlik. Kısa bir an bakıyorsun o terliklere. Sonra gözlerin Özlem'lerin penceresine gidiyor.
İşte böyle. Tatlı deli Özlem bu dünyadan ayrıldı. Ruhu şad olsun.
Bakıcı Teyzesi söylemiş; Özlem o sabahtan önceki gece babasının resmini eline alıp "Yakında yanına geliyorum" demiş. Çocuk işte.
Bir kız çocuğu düşün. Sabahın sekizinde kapıyı çalıp "Sizde pasta var mı?" diye soran 50 yaşında bir kız çocuğu. Özlem. Bir ay kadar önce hastaneye götürmüştük. Dün bu dünyadan ayrıldı.
Biraz geriden başlayayım. Özlem komşumuzun iki kızından birisi. Küçükken ateşli hastalık geçirmiş, bir gece ateşi kontrolden çıkmış ve Özlem'den sorumluluk kalkmış.
Tatlı deli bir kızdı. En büyük arızası kafası attığı zaman ağız dolusu küfretmekti. Kilolu. Kıpkısa saçlı. Tombul bir ergen çocuk gibiydi. Kendi kendine "orspuçocuuu" filan diye söylenirken selam ver "Naber Özlem" de yüzü güler, iki elini birleştirir "beni sinirlendirdiler" derdi.. Sonra da klasik soru "Sizde çikolata var mı?"
Önce annesi öldü Özlem'in. Beş yılı geçmiştir. Abla İngiltere'de. Babasıyla yaşıyordu. Ali Albay. Babasıyla iyi anlaşırlardı. Ona da arada bağırır çağırırdı ama o kadar. Balkonda otururken bazen görürdüm onları. Yürüyüşten dönüyorlar. Babası önde, Özlem arkada. Seviyordu babasını. Geçen yıl o da öldü.
Bir yıldır Türkmen bir kadın vardı ona bakan. Yine aynı tempo. Çoğu zaman güler, ara ara dellenir. Teyzesiyle çıkarlar gezerler, dönerler. Dünyadaki vakti böyle geçerdi Özlem'in.
Bir ay oluyor, bir sabah balkondayım. Sesler duyuyorum ama anlamıyorum. Özlem'lerin evinden arada sırada gelen sesler zannediyorum. Olurdu ara ara Özlem'e. Bağırıp çağırır, eline geçirdiğini pencereden atmaya başlardı. Tatlı deli modunun bir tık üstü. İçeri geçtim, eşim dedi ki bir bak istersen.
Kapıyı açtığım anda anladım zaten anormal bir durum olduğunu. Kadın çığlık çığlığa. Hemen koştum. Özlem bir şey yuttu dedi. Odaya girdim Özlem yatağa yığılmış, kilitlenmiş gibiydi. Bir şey yuttu diyince ilaç gibi bir şey olduğunu düşündüm. Çenesi kilitlenmiş gibiydi, ağzından sular akıyordu. Yüzü mosmordu. Tepki vermiyor. Ağzını aralamaya çalıştım ama açamadım. Kolunda çok hafif bir nabız.
Alt komşumuz Sercan da geldi. Hemen ambulans aramaya başladık ama birkaç sefer cevap alamadık. Sonra telefon açılınca da sorular sorular.. İş uzayacak gibi göründü. Derken bir kişi daha geldi. Sercan'a dedim ki bu kız gidiyor, atalım senin arabaya hemen acile gidelim. Çarşafın köşelerinden tutarak indirdik aşağı. Doğru acile attılar.
Boğazına sucuk kaçmış. Hastanede çıkarmışlar. Sabah bakıcı teyzesiyle birlikte dışarı çıkmadan önce mutfağa gidip sucuk atmış ağzına o da nefes borusuna kaçmış. Buymuş hikaye. Hastaneye gittiklerinde Özlem iyice kararmış. Sercan'ın anlattığı; arabada bağırsaklarını da salmış. Ama ölüme o kadar yaklaşmasına karşın ölmemiş Özlem. Bir ay yoğun bakımda kaldı. Durumu giderek kötüleşerek.
Akşam kızımı çıkarmıştım, dönerken baktım apartmanın önünde bir çift terlik. Kısa bir an bakıyorsun o terliklere. Sonra gözlerin Özlem'lerin penceresine gidiyor.
İşte böyle. Tatlı deli Özlem bu dünyadan ayrıldı. Ruhu şad olsun.
Bakıcı Teyzesi söylemiş; Özlem o sabahtan önceki gece babasının resmini eline alıp "Yakında yanına geliyorum" demiş. Çocuk işte.
Donald trump'un twitter hesabı kapatıldı.
"söl fireymde beşliklerimiz sensürleniyölll" diye ağlaşan ekşici mahluku ne yapıyor?
Tabi ki alkışlıyor.. "Çok iyi oldu, o zaten sarı pipi, fiki fiki, biki biki" şeklinde zırvalayak totaliter şirketlerin götçük suyunu içiyor.
Çünkü neden? çünkü Ortalama ekşici ileri derecede gerizekalıdır da ondan. Çünkü ekşisözlük arada çok iyi yazarlar olmasına rağmen genel anlamda tam bir boş beyinli es jey dabulyu yuvası.. En basit bir ilkenin arkasında duramayan, gösterilen noktaya toplu havlamaktan başka hiçbir meziyeti olmayan bir oksijen tüketiciler diyarı..
Neyse en azından ağızlarına polyesterden yapılmış çomar maskesini taktılar da biraz az tüketiyorlar oksijenimizi. Miski, misifi, hijyin..
"söl fireymde beşliklerimiz sensürleniyölll" diye ağlaşan ekşici mahluku ne yapıyor?
Tabi ki alkışlıyor.. "Çok iyi oldu, o zaten sarı pipi, fiki fiki, biki biki" şeklinde zırvalayak totaliter şirketlerin götçük suyunu içiyor.
Çünkü neden? çünkü Ortalama ekşici ileri derecede gerizekalıdır da ondan. Çünkü ekşisözlük arada çok iyi yazarlar olmasına rağmen genel anlamda tam bir boş beyinli es jey dabulyu yuvası.. En basit bir ilkenin arkasında duramayan, gösterilen noktaya toplu havlamaktan başka hiçbir meziyeti olmayan bir oksijen tüketiciler diyarı..
Neyse en azından ağızlarına polyesterden yapılmış çomar maskesini taktılar da biraz az tüketiyorlar oksijenimizi. Miski, misifi, hijyin..
Sene 2013.. Rap şarkısı şeetmişler
"2020 combined with CoronaVirus, bodies stacking"
Vay amk! Biliyorum rastlantı. Hep rastlantı. Birüs Lee 8 metre uçuyor..
Buna şaşırıyorsanız şaşırmayın. Ölenlerin neden öldüğünü tek tek öğrendiğiniz zaman şaşırmamaya hazırlayın kendinizi.
Sözler:
EXCERPT FROM FILM “TAKE SHELTER”:
“They always start with a kind of storm, you know, a powerful storm. And there's always this dark, thick rain, like fresh motor oil…The storm started and something happened. His face, his eyes were different”
EXCERPTS FROM FILMS AND VIDEO FOOTAGE:
“By the time they tried to evacuate the city it was already too late. The infection is everywhere”
DR. CREEP:
The Virus is harvesting
What do you mean H7N3?
Begin life in a lab in the first war of vaccines
Million die in the first week in the pandemic dreams
Reality, black death, smallpox, mutated disease
Flu-shot propaganda for all population and troops
Avoid the plague, it might have seeped into the room
It's now airborne with firestorm
Signal our doom
The dead returns with a pissed off zombie mood
The sprinkler system equipped with AuAg
Where they round up survivors? In a cold facility
Watch the process of terror from the hill near the stream
I remain in a gasmask
I still filter my water clean
This isn't past tense or the plague of Athens
Couldn't be eradicated like smallpox in action
Avian influenza in the jetstream is how it happens
2020 combined with CoronaVirus, bodies stacking
EXCERPTS FROM FILMS AND VIDEO FOOTAGE:
“The world is now at the start of the influenza pandemic”
“The State is rioting, using the street outside. It's coming to your windows”
“Sequence the virus and determine its origin”
“It was a virus”
“Something in the blood”
“A virus which should be engineered at a genetic level to be helpful rather than harmful”
SCRATCHES BY DJ MADHANDS (X2):
“This is sick like disease and can't be cured”
“Few that remain that became stained with the bloodshed”
“When the smoke screen fades”
“Death disease”
“You feel a burning sensation”
“Nothing remains”
LONE NINJA:
You have to act fast
Grab your gas mask
Bad disaster has passed
Anarchy, cataclysm
Stand guard please
Blast your big guns
Havoc's begun
Viral outbreak
Tragic things done
Crowds renounce faith
Atrocious horror witnessed
Broke the hopes of optimistic
Scope is post-apocalyptic
Lone is harsh and vicious, gross and darker
Throwing darts blow apart the wicked
Foes know I'm sadistic
Cold, my aura is sick
Soldiers start resistance
Enemy troops in NBC suits
We shoot, then we regroup
Conquer weak with armed fleet
Bomb the streets with Dr. Creep
EXCERPTS FROM FILMS AND VIDEO FOOTAGE:
“The scientific criteria for an influenza pandemic have been met”
“You need a doctor to tell you that”
“This virus is human”
“Radio stopped broadcasting. There were reports of infection in Paris and New York”
“The army blockades were overrun”
“What scientists know about this newer strain…”
“Decided to raise the level of influenza pandemic alert”
SCRATCHES BY DJ MADHANDS (X2)
"2020 combined with CoronaVirus, bodies stacking"
Vay amk! Biliyorum rastlantı. Hep rastlantı. Birüs Lee 8 metre uçuyor..
Buna şaşırıyorsanız şaşırmayın. Ölenlerin neden öldüğünü tek tek öğrendiğiniz zaman şaşırmamaya hazırlayın kendinizi.
Sözler:
EXCERPT FROM FILM “TAKE SHELTER”:
“They always start with a kind of storm, you know, a powerful storm. And there's always this dark, thick rain, like fresh motor oil…The storm started and something happened. His face, his eyes were different”
EXCERPTS FROM FILMS AND VIDEO FOOTAGE:
“By the time they tried to evacuate the city it was already too late. The infection is everywhere”
DR. CREEP:
The Virus is harvesting
What do you mean H7N3?
Begin life in a lab in the first war of vaccines
Million die in the first week in the pandemic dreams
Reality, black death, smallpox, mutated disease
Flu-shot propaganda for all population and troops
Avoid the plague, it might have seeped into the room
It's now airborne with firestorm
Signal our doom
The dead returns with a pissed off zombie mood
The sprinkler system equipped with AuAg
Where they round up survivors? In a cold facility
Watch the process of terror from the hill near the stream
I remain in a gasmask
I still filter my water clean
This isn't past tense or the plague of Athens
Couldn't be eradicated like smallpox in action
Avian influenza in the jetstream is how it happens
2020 combined with CoronaVirus, bodies stacking
EXCERPTS FROM FILMS AND VIDEO FOOTAGE:
“The world is now at the start of the influenza pandemic”
“The State is rioting, using the street outside. It's coming to your windows”
“Sequence the virus and determine its origin”
“It was a virus”
“Something in the blood”
“A virus which should be engineered at a genetic level to be helpful rather than harmful”
SCRATCHES BY DJ MADHANDS (X2):
“This is sick like disease and can't be cured”
“Few that remain that became stained with the bloodshed”
“When the smoke screen fades”
“Death disease”
“You feel a burning sensation”
“Nothing remains”
LONE NINJA:
You have to act fast
Grab your gas mask
Bad disaster has passed
Anarchy, cataclysm
Stand guard please
Blast your big guns
Havoc's begun
Viral outbreak
Tragic things done
Crowds renounce faith
Atrocious horror witnessed
Broke the hopes of optimistic
Scope is post-apocalyptic
Lone is harsh and vicious, gross and darker
Throwing darts blow apart the wicked
Foes know I'm sadistic
Cold, my aura is sick
Soldiers start resistance
Enemy troops in NBC suits
We shoot, then we regroup
Conquer weak with armed fleet
Bomb the streets with Dr. Creep
EXCERPTS FROM FILMS AND VIDEO FOOTAGE:
“The scientific criteria for an influenza pandemic have been met”
“You need a doctor to tell you that”
“This virus is human”
“Radio stopped broadcasting. There were reports of infection in Paris and New York”
“The army blockades were overrun”
“What scientists know about this newer strain…”
“Decided to raise the level of influenza pandemic alert”
SCRATCHES BY DJ MADHANDS (X2)
Bütün mütaşyonları bize versinler, yeter ki şunu bizden alsınlar.
![]()
nasıl olmaz yaaa... virüs yoksa bitchute sitesine girişi kim engelliyor? miski misifi hijyin ..
Binde bir sakatlık olsa günde 2000 kişi ölür. Virüsten daha pratik.
Üstelik 16 tane favipiravir yuttur, yatağa bağla, susuz bırak derdi yok. Böylece doktorlar daha çok dans edebilir.
Neydi abicim denklem?
[İslam] - [Allah korkusu] = [Siyasal islam]
Üstelik 16 tane favipiravir yuttur, yatağa bağla, susuz bırak derdi yok. Böylece doktorlar daha çok dans edebilir.
Neydi abicim denklem?
[İslam] - [Allah korkusu] = [Siyasal islam]
reddit alternatifi idi.
sizlere ömür
inşallah geri gelir.
sizlere ömür
inşallah geri gelir.
(bkz: #1165099)
"gündüzleri doktor, geceleri... " girizgahını okuyunca diye beyin gerisini hemen tamamladı
![]()
yazıya baktım.. eh yani beyin baya isabetli tamamlamış.
"gündüzleri doktor, geceleri... " girizgahını okuyunca diye beyin gerisini hemen tamamladı
yazıya baktım.. eh yani beyin baya isabetli tamamlamış.
1800'ler opera arya
Leo Delibes - The Flower Duet (1883)
Leo Delibes - The Flower Duet (1883)
"Apandisit şüphesiyle tam 5 hastane gezdim ultrason bulmak için. Hadımköyde yeni açılan pandemi hastanesi, mimar sinan devlet hastanesi, kolan hastanesi, beylikdüzü devlet ve en son medilife hastanesi. Hepsi bomboş. Yasaklardan mı diye hepsine sordum. Yok hep böyle dediler"
gotu kola iyi geliyormuş bu koronyoya.. öyle aniden zort diye ölümleri önlüyormuş. tavsiye ediyorum topraama
https://solgar.com.tr/urun/gotu-kola-aerial-extract/4165
https://solgar.com.tr/urun/gotu-kola-aerial-extract/4165
bir doktorumuz
"Hekim arkadaşlarımız, Covid-19 için antibiyotik VERMEYİN! Sars-Cov-2 bir virüs! Ek bakteriyel enfeksiyon çok nadir.
Hastalar, reçetenizdeki antibiyotiği sorgulayın, hekiminize neden yazdığını sorun!
Gereksiz antibiyotik tüketmeyin!"
Tüm cümleleri tek tek okuyun. Twitte iyi niyetle yazılmış bir kelime varsa bulur bana gösterirsiniz.
"Hekim arkadaşlarımız, Covid-19 için antibiyotik VERMEYİN! Sars-Cov-2 bir virüs! Ek bakteriyel enfeksiyon çok nadir.
Hastalar, reçetenizdeki antibiyotiği sorgulayın, hekiminize neden yazdığını sorun!
Gereksiz antibiyotik tüketmeyin!"
Tüm cümleleri tek tek okuyun. Twitte iyi niyetle yazılmış bir kelime varsa bulur bana gösterirsiniz.
çocukluğumdan kulaklarımda kalan sesler.
böyle televizyonun sesi bir de karşı binalardan yansır boğuklaşır, anlaşılması zor gürültüler duyarsın. arada birkaç cümle seçilir "Treysi'yi siz mi öldürdünüz Bay Jeksın", "başbakan süleyman demirel"... "vernelle çamaşırlarınız yumuşacık"... sonra yine anlaşılması zor boğuk, beynine beynine işleyen gürültüler.
böyle televizyonun sesi bir de karşı binalardan yansır boğuklaşır, anlaşılması zor gürültüler duyarsın. arada birkaç cümle seçilir "Treysi'yi siz mi öldürdünüz Bay Jeksın", "başbakan süleyman demirel"... "vernelle çamaşırlarınız yumuşacık"... sonra yine anlaşılması zor boğuk, beynine beynine işleyen gürültüler.
govink 19 Super deluxe limited edition.
Abs, asr, ısıtmalı yan aynalar, çelik jant
Abs, asr, ısıtmalı yan aynalar, çelik jant
yalan dolu
1164971
Videodaki hemşirenin adı Tiffany Pontes Dover. Kadının öldüğü söyleniyor.
Bayılmadan sonraki röportaji. Kız genel olarak biraz sıkıntılı gözükmesine rağmen anlatıyor. Ben zaten sürekli bayılırım filan manasında şeyler.
Reddit ölümü konusunda açılan sayfayı kapatmış.. Bizim iyiliğimiz için. her zamanki palavralar.
https://www.reddit.com/r/coronabr/comments/kgrbjh/tiffany_pontes_dover_morreu/
fact checker denen gerçek bakanlığı organizasyonları yok öyle bişe, Tifani gayet iyi, hepsi yalan, her bişey gomple sakın inanmayın, bize inanın valla çok iyi filan havasında.
Gerçekten ölmüşse bu işi nasıl bastıracaklar bilmiyorum. Para? Korkutma?
Veya öldüğünü kabullenip "yaw bizim bu tifaninin kalbi delikti zaten" filan gibi bir yalapşap açıklama?
Tifani ortada yok. facebook instagram sayfaları filan sessiz.
https://www.instagram.com/tiffany_dover_/
https://www.facebook.com/photo?fbid=2870307179662605&set=ecnf.100000500546908
hastane tivit atıyor diyor ki tifani çok iyi durumda, şaane .. mahremiyetine saygı gösterilmesini istiyor
benim kafam da burada karışıyor.. babacım bu kadar mahremiyetine düşkünsen sen niye kameralar önünde aşı suyunu damarına enjekte ettiriyorsun? Bir.
İkincisi; kameralar önünde aşı suyu vurdurmanın maksadı neydi, bakın bu aşı suyu böyle nefis, şöyle süper filan demek değil miydi? E şimdi baygınlık geçirdikten sonra neden ortaya çıkıp ufak bir olay yaşadım ama şu an iyiyim filan demiyorsun?
üç; Madem bu kadar ayılan bayılan bir insansın niye sana yapıyorlar aşı suyunu? Bu kadar "önemli" bir mevzu olan insanları aşı suyu enjeksiyonuna ikna faaliyetinde senin yaşayacağın bir talihsizliğin operasyona zarar verebileceğini öngöremiyor mu bu mahluklar?
belki bir ihtimal dijital bir tiffany yaratıp videolar atabilirler ama gerçekten ölmüşse ailesini, iş arkadaşlarını filan nasıl ikna edebilirler bilmiyorum.
karışık komplike işler..
Videodaki hemşirenin adı Tiffany Pontes Dover. Kadının öldüğü söyleniyor.
Bayılmadan sonraki röportaji. Kız genel olarak biraz sıkıntılı gözükmesine rağmen anlatıyor. Ben zaten sürekli bayılırım filan manasında şeyler.
Reddit ölümü konusunda açılan sayfayı kapatmış.. Bizim iyiliğimiz için. her zamanki palavralar.
https://www.reddit.com/r/coronabr/comments/kgrbjh/tiffany_pontes_dover_morreu/
fact checker denen gerçek bakanlığı organizasyonları yok öyle bişe, Tifani gayet iyi, hepsi yalan, her bişey gomple sakın inanmayın, bize inanın valla çok iyi filan havasında.
Gerçekten ölmüşse bu işi nasıl bastıracaklar bilmiyorum. Para? Korkutma?
Veya öldüğünü kabullenip "yaw bizim bu tifaninin kalbi delikti zaten" filan gibi bir yalapşap açıklama?
Tifani ortada yok. facebook instagram sayfaları filan sessiz.
https://www.instagram.com/tiffany_dover_/
https://www.facebook.com/photo?fbid=2870307179662605&set=ecnf.100000500546908
hastane tivit atıyor diyor ki tifani çok iyi durumda, şaane .. mahremiyetine saygı gösterilmesini istiyor
benim kafam da burada karışıyor.. babacım bu kadar mahremiyetine düşkünsen sen niye kameralar önünde aşı suyunu damarına enjekte ettiriyorsun? Bir.
İkincisi; kameralar önünde aşı suyu vurdurmanın maksadı neydi, bakın bu aşı suyu böyle nefis, şöyle süper filan demek değil miydi? E şimdi baygınlık geçirdikten sonra neden ortaya çıkıp ufak bir olay yaşadım ama şu an iyiyim filan demiyorsun?
üç; Madem bu kadar ayılan bayılan bir insansın niye sana yapıyorlar aşı suyunu? Bu kadar "önemli" bir mevzu olan insanları aşı suyu enjeksiyonuna ikna faaliyetinde senin yaşayacağın bir talihsizliğin operasyona zarar verebileceğini öngöremiyor mu bu mahluklar?
belki bir ihtimal dijital bir tiffany yaratıp videolar atabilirler ama gerçekten ölmüşse ailesini, iş arkadaşlarını filan nasıl ikna edebilirler bilmiyorum.
karışık komplike işler..
her tarafı ayrı dökülen virüs teorisine göre bir virüs hücreyi enfekte edip çoğaldıktan sonra etrafa saçılan yeni virüs sayısına "burst size" deniyor..
govik virüsünde de burst size ile ilgili bir çalışma var. Michael B Eisen tarafından yazılmış. hayatındaki tüm bilimsel faaliyeti imam daşşağı yalayıp televizyonlarda korku pornosu anlatmaktan ibaret olan bilimimsitrak proflarımız kesin okumuşlardır..
gülücük :)
dalga geçiyorum be güzel dostlar, gazete haberinden başka bir şey okumadıklarına adım gibi eminim.
neyse.. acaba bu govik 19 virüsünün "burst size" değeri nedir?
temel olarak yapacağın şey şu; bir doku parçası alacaksın, enfekte edeceksin ve 24 saat sonra kaç tane virüs olduğunu sayacaksın. yapılacak işin özeti bu yani..
govik 19 virüsünün "burst size" değeri nedir?
sorunun cevabını veren iki paragrafı olduğu gibi aşağıya alıyorum ki dolandırıcılığı kendi gözünüzle görün.
"What is the burst size and the replication time of the virus?
Two important characteristics of the viral life cycle are the time it takes them to produce new infectious progeny, and the number of progeny each infected cell produces. The yield of new virions per infected cell is more clearly defined in lytic viruses, such as those infecting bacteria (bacteriophages), as viruses replicate within the cell and subsequently lyse the cell to release a 'burst' of progeny. This measure is usually termed 'burst size'. SARS-CoV-2 does not release its progeny by lysing the cell, but rather by continuous budding (Park et al., 2020b). Even though there is no 'burst', we can still estimate the average number of virions produced by a single infected cell. Measuring the time to complete a replication cycle or the burst size in vivo is very challenging, and thus researchers usually resort to measuring these values in tissue-culture. There are various ways to estimate these quantities, but a common and simple one is using 'one-step' growth dynamics. The key principle of this method is to ensure that only a single replication cycle occurs. This is typically achieved by infecting the cells with a large number of virions, such that every cell gets infected, thus leaving no opportunity for secondary infections.
Assuming entry of the virus to the cells is rapid (we estimate 10 min for SARS-CoV-2), the time it takes to produce progeny can be estimated by quantifying the lag between inoculation and the appearance of new intracellular virions, also known as the 'eclipse period'. This eclipse period does not account for the time it takes to release new virions from the cell. The time from cell entry until the appearance of the first extracellular viruses, known as the 'latent period' (not to be confused with the epidemiological latent period; see glossary in Box 1), estimates the duration of the full replication cycle. The burst size can be estimated by waiting until virion production saturates, and then dividing the total virion yield by the number of cells infected. While both the time to complete a replication cycle and the burst size may vary significantly in an animal host due to factors including the type of cell infected or the action of the immune system, these numbers provide us with an approximate quantitative view of the viral life-cycle at the cellular level."
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7224694/
ben cevap mevap göremedim.. bakteriyofaj'la virüsü aynı türden şeyler sanan bir geyikçinin gevelemelerinden başka hiçbir şey yok. estimeyt göstimeyt..
medikal totaliter rejimin dayanak noktası işte bu kadar bilgiden, bilimden, matematikten uzak bir paçavra..
Michael Eisen demişken
hiç kaçmaz hiç...
govik virüsünde de burst size ile ilgili bir çalışma var. Michael B Eisen tarafından yazılmış. hayatındaki tüm bilimsel faaliyeti imam daşşağı yalayıp televizyonlarda korku pornosu anlatmaktan ibaret olan bilimimsitrak proflarımız kesin okumuşlardır..
gülücük :)
dalga geçiyorum be güzel dostlar, gazete haberinden başka bir şey okumadıklarına adım gibi eminim.
neyse.. acaba bu govik 19 virüsünün "burst size" değeri nedir?
temel olarak yapacağın şey şu; bir doku parçası alacaksın, enfekte edeceksin ve 24 saat sonra kaç tane virüs olduğunu sayacaksın. yapılacak işin özeti bu yani..
govik 19 virüsünün "burst size" değeri nedir?
sorunun cevabını veren iki paragrafı olduğu gibi aşağıya alıyorum ki dolandırıcılığı kendi gözünüzle görün.
"What is the burst size and the replication time of the virus?
Two important characteristics of the viral life cycle are the time it takes them to produce new infectious progeny, and the number of progeny each infected cell produces. The yield of new virions per infected cell is more clearly defined in lytic viruses, such as those infecting bacteria (bacteriophages), as viruses replicate within the cell and subsequently lyse the cell to release a 'burst' of progeny. This measure is usually termed 'burst size'. SARS-CoV-2 does not release its progeny by lysing the cell, but rather by continuous budding (Park et al., 2020b). Even though there is no 'burst', we can still estimate the average number of virions produced by a single infected cell. Measuring the time to complete a replication cycle or the burst size in vivo is very challenging, and thus researchers usually resort to measuring these values in tissue-culture. There are various ways to estimate these quantities, but a common and simple one is using 'one-step' growth dynamics. The key principle of this method is to ensure that only a single replication cycle occurs. This is typically achieved by infecting the cells with a large number of virions, such that every cell gets infected, thus leaving no opportunity for secondary infections.
Assuming entry of the virus to the cells is rapid (we estimate 10 min for SARS-CoV-2), the time it takes to produce progeny can be estimated by quantifying the lag between inoculation and the appearance of new intracellular virions, also known as the 'eclipse period'. This eclipse period does not account for the time it takes to release new virions from the cell. The time from cell entry until the appearance of the first extracellular viruses, known as the 'latent period' (not to be confused with the epidemiological latent period; see glossary in Box 1), estimates the duration of the full replication cycle. The burst size can be estimated by waiting until virion production saturates, and then dividing the total virion yield by the number of cells infected. While both the time to complete a replication cycle and the burst size may vary significantly in an animal host due to factors including the type of cell infected or the action of the immune system, these numbers provide us with an approximate quantitative view of the viral life-cycle at the cellular level."
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7224694/
ben cevap mevap göremedim.. bakteriyofaj'la virüsü aynı türden şeyler sanan bir geyikçinin gevelemelerinden başka hiçbir şey yok. estimeyt göstimeyt..
medikal totaliter rejimin dayanak noktası işte bu kadar bilgiden, bilimden, matematikten uzak bir paçavra..
Michael Eisen demişken
hiç kaçmaz hiç...
mutasyon şutasyon yok.. orospu evlatlarının dayattığı faşizme karşı protestolar var
aşağıdaki çirkinlik abidesi boris gibi bill gates köpekleri halkı baskılamak için her zamanki gibi götlerinden bilimimsi palavralar fırlatıyorlar
![]()
bu işin sonunda kan var.. bir tarafın kanı dökülecek. kaçarı yok.
![]()
aşağıdaki çirkinlik abidesi boris gibi bill gates köpekleri halkı baskılamak için her zamanki gibi götlerinden bilimimsi palavralar fırlatıyorlar
bu işin sonunda kan var.. bir tarafın kanı dökülecek. kaçarı yok.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?