ölüm

meekma
Özlem vardı bizim. Öldü.

Bir kız çocuğu düşün. Sabahın sekizinde kapıyı çalıp "Sizde pasta var mı?" diye soran 50 yaşında bir kız çocuğu. Özlem. Bir ay kadar önce hastaneye götürmüştük. Dün bu dünyadan ayrıldı.

Biraz geriden başlayayım. Özlem komşumuzun iki kızından birisi. Küçükken ateşli hastalık geçirmiş, bir gece ateşi kontrolden çıkmış ve Özlem'den sorumluluk kalkmış.

Tatlı deli bir kızdı. En büyük arızası kafası attığı zaman ağız dolusu küfretmekti. Kilolu. Kıpkısa saçlı. Tombul bir ergen çocuk gibiydi. Kendi kendine "orspuçocuuu" filan diye söylenirken selam ver "Naber Özlem" de yüzü güler, iki elini birleştirir "beni sinirlendirdiler" derdi.. Sonra da klasik soru "Sizde çikolata var mı?"

Önce annesi öldü Özlem'in. Beş yılı geçmiştir. Abla İngiltere'de. Babasıyla yaşıyordu. Ali Albay. Babasıyla iyi anlaşırlardı. Ona da arada bağırır çağırırdı ama o kadar. Balkonda otururken bazen görürdüm onları. Yürüyüşten dönüyorlar. Babası önde, Özlem arkada. Seviyordu babasını. Geçen yıl o da öldü.

Bir yıldır Türkmen bir kadın vardı ona bakan. Yine aynı tempo. Çoğu zaman güler, ara ara dellenir. Teyzesiyle çıkarlar gezerler, dönerler. Dünyadaki vakti böyle geçerdi Özlem'in.

Bir ay oluyor, bir sabah balkondayım. Sesler duyuyorum ama anlamıyorum. Özlem'lerin evinden arada sırada gelen sesler zannediyorum. Olurdu ara ara Özlem'e. Bağırıp çağırır, eline geçirdiğini pencereden atmaya başlardı. Tatlı deli modunun bir tık üstü. İçeri geçtim, eşim dedi ki bir bak istersen.

Kapıyı açtığım anda anladım zaten anormal bir durum olduğunu. Kadın çığlık çığlığa. Hemen koştum. Özlem bir şey yuttu dedi. Odaya girdim Özlem yatağa yığılmış, kilitlenmiş gibiydi. Bir şey yuttu diyince ilaç gibi bir şey olduğunu düşündüm. Çenesi kilitlenmiş gibiydi, ağzından sular akıyordu. Yüzü mosmordu. Tepki vermiyor. Ağzını aralamaya çalıştım ama açamadım. Kolunda çok hafif bir nabız.

Alt komşumuz Sercan da geldi. Hemen ambulans aramaya başladık ama birkaç sefer cevap alamadık. Sonra telefon açılınca da sorular sorular.. İş uzayacak gibi göründü. Derken bir kişi daha geldi. Sercan'a dedim ki bu kız gidiyor, atalım senin arabaya hemen acile gidelim. Çarşafın köşelerinden tutarak indirdik aşağı. Doğru acile attılar.

Boğazına sucuk kaçmış. Hastanede çıkarmışlar. Sabah bakıcı teyzesiyle birlikte dışarı çıkmadan önce mutfağa gidip sucuk atmış ağzına o da nefes borusuna kaçmış. Buymuş hikaye. Hastaneye gittiklerinde Özlem iyice kararmış. Sercan'ın anlattığı; arabada bağırsaklarını da salmış. Ama ölüme o kadar yaklaşmasına karşın ölmemiş Özlem. Bir ay yoğun bakımda kaldı. Durumu giderek kötüleşerek.

Akşam kızımı çıkarmıştım, dönerken baktım apartmanın önünde bir çift terlik. Kısa bir an bakıyorsun o terliklere. Sonra gözlerin Özlem'lerin penceresine gidiyor.

İşte böyle. Tatlı deli Özlem bu dünyadan ayrıldı. Ruhu şad olsun.

Bakıcı Teyzesi söylemiş; Özlem o sabahtan önceki gece babasının resmini eline alıp "Yakında yanına geliyorum" demiş. Çocuk işte.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol