confessions

125bpm

- Yazar -

  1. toplam entry 204
  2. takipçi 4
  3. puan 7425

doğaya dönmek

125bpm
haftasonu gerçekleştirdiğim ve çok da uzak olmayan bir gelecekte temelli olarak hayatımı adamayı düşündüğüm eylem.
hayatımızı kolaylaştırmak,konforlu hale getirmek için şehirleri beton binalarla,gürültülü makinalarla doldurup daha sonra kendi yarattığımız bu dünyadan şikayet edip duruyoruz. daha çok tüketebilmek için o kadar fazla çalışıyoruz ki hayatlarımızı tükettiğimizin farkında bile değiliz. o ayakkabıya,telefona,arabaya,koltuk takımına,o kolyeye ihtiyacımız yok.yalnızca medenileşme adı altında popüler kültürün tasmasını boynumuza geçiriyoruz. bu kadar mücadelenin sonunda çift kişilik yatakta ya da kuru bir tahtanın üzerinde yaşlanıp ölceğimiz an geldiğinde arada geçirdiğimiz ömrü neye harcadığımız hiç farketmeyecek.yalnızca gideceğiz.
haftasonumu kabak koyundan 2-3 saat dağ yürüyüşüyle ulaşılan cennet koyunda bir mağrada geçirdim ve inan bana sözlük yaşadığımı hissettim.insanoğlunun ihtiyacı olan tek bir şey olduğunu keşfettim; yaşamak...
her gidişimde bir daha dönmeyeceğim diyorum ama kölelik bağımlılık yapmış serde dönüp geliyorum.umarım bir gün sırtımdaki bütün yükleri bırakıp en baştan başlayacağım.
(bkz: kabak koyu)
(bkz: cennet koyu)

46 yok olan

125bpm
fragmanında şamanik öğeleri ve tabi ki erdal reyizi gördükten sonra ilgimi hat safhada çekiştirmiş yeni başlayan dizidir. ayak parmağıyla kulak karıştıran recep ivedik kadar tutmayacağı kesin ama umarım uzun süre devam edebilir.

edit: izledim,şaşırdım,bayıldım. gel de pazarı bekle.

papa'nın mültecilerin ayaklarını yıkayıp öpmesi

125bpm
dinsel saçmalığın vatikan tarafından gerçekleştirilmiş olanıdır.
ya güzel kardeşim siz bu insanlıktan ne istediniz ya? ayak öpmek nedir papacım, kaç yaşında adamsın. hayır dersin ki fetişim bu yönde; eyvallah öp, iki de bizim için öp ama bunu din için yapıyorum deme bana lütfen.
kardeşim siz ne içiyorsanız aynısından ben de istiyorum. papa gider el alemin ayağını öper,bizimkiler hırka/sakal öper, cübbeli çıkar peygamberin sidik-i şerifini içen cennetliktir tadında konuşmalar yapar, işıd tekbir diyerek kafa keser. dinin güzelliğinden ahlakından bahsedip duruyorsunuz ama şu dünyada bana dinin güzelleştirdiği tek bir şey söyleyebilir misiniz? (bireysel olaylardan bahsetmiyorum,kitlesel hareketlerden bahsediyorum.isterseniz beyaz peynire inanın saygım sonsuzdur.)
iyi insan olun.karşılığında cennet olduğu için değil o köpek susamış diye,o insan acıkmış diye ona yardım edin göreceksiniz dünya çok daha güzel bir yer olucak.

bu kadar kötü eleştiriden sonra adamın hakkını da vermeden geçmeyelim; temiz adammış önce yıkamış sonra öpmüş.

sultan galiyev

125bpm
orta asya'daki türk halklarını birleştirerek sosyalist bir türkistan devleti kurmak istemiş tatar lider ve düşünce adamı. milli komünizmin fikir babası ve kurucusudur.
türk devletlerinin sscb'nin kurucu devletleri arasına alınmasını istemesi ve stalin'e açıkca ikiyüzlü demisi sebebiyle partiden atılmış,görevleri elinden alınmış hatta idamı istenmiştir.ekim devrimi sırasındaki hizmetlerinden dolayı idamı iptal edilmiştir. hayatını demiryollarında hammallık yaparak geçirdiği yıllarda stalin karşıtı türk koministlerle irtibat halinde bulunmuştur.yazdığı bir makale gizli parti manifestosu olarak elden ele dolaştığı için tekrar tutuklanmıştır.
1928'de tekrar tutuklandıktan sonra ölümünün nasıl gerçekleştiği gizliliğini korumaktadır.serbest bırakıldı,tatarlardan oluşan bir ordu kurdu,nazilerle savaştı denilse de en yaygın ve kabul edilen ölüm şekli ise kurşuna dizilerek idam edildiğidir.

kitle histerisi

125bpm
gerçek veya algılanan bir tehdit karşısında çok sayıda insanın yoğun duygularla ve öz-yıkıcı davranışlarla tepki verdiği zaman ortaya çıkan bir tür usdışı, kolayca yönlendirilebilir kitlesel davranış.

dans vebası

125bpm
1518 yılında strasburg şehrinde yaşanan sıradışı olaya takılan isimdir.
frau troffea adlı bir kadın 1518 temmuz'unda sokaklarda çılgınca dans etmeye başlar. müziğe ihtiyaç duymadan sokaklarda dans eden bu muhteşem kadına ilk haftanın sonunda insanlar da eşlik etmeye başlar. sayıları 400'ü geçen bu insanları durdurmak için müziğinyani daha fazla dansın gerektiği düşünülür ve bir sahne kurulur.müziğin olması hiç bir şey değiştirmemiştir.insanlar yemeden,içmeden ve dinlenmeden dans etmeye devam ederler. açlıktan,yorgunluktan,kalp krizinden ölümler başlayınca halkı bir telaş alır.tek kurtuluşun dini törenler olduğu düşünülür ve büyük dini törenler düzenlenir.fakat nafile;kendinden geçmişcesine dans eden kalabalığı hiç bir şey durduramaz.dans eden kalabalığın bir çoğu malum sebeplerden hayatını kaybederken dans çılgınlığı tıpkı başladığı gibi birden bire son bulur.
bu olay "yapmışlar bi çılgınlık abisi işte" diyip geçilebilecek türden bir olay değildir.sebebi ise türünün tek örneği olmamasıdır.ilk defa 1374 yılında almanya'nın aachen şehrinde kayıtlara geçmiş bu olayın 17.yy'la kadar avrupa'da çeşitli örnekleri yaşanmıştır.

keşke yine olsa da biz de katılsak.

(bkz: kitle histerisi)

isveç maçındaki türbanlı küçük kızlar

125bpm
24 mart 2016'da oynanan türkiye-isveç maçında milli marşlar okunduğu sırada futbolculara eşlik eden türban taktırılmış el kadar sübyanlardır. bu eylemle ülkenin yavaş yavaş(!) islam ülkesi olmaya başladığı dünyaya sergilenmek istenmiştir. kasten, göze sokma amaçlı yapılmış tabiri caizse bir şovdur.
bugün sokağa çıktığınızda o yaşta türbana girmiş kız çocuğu görmemiz çok zor olmasına rağmen dünyanın izlediği bir maça türkiye'nin imajını bu şekilde yansıtmak aklın alabileceği bir durum değildir.
bırakalım dünyanın bizi nasıl gördüğünü o yaşta bir çocuğun bu kadar baskı altında türbana sokulması beni gerçekten çok üzüyor. dini eğitimini elbette ver,camiye götür,kiliseye götür ama bırak kapanma kararını kendisi versin.
edit:çocukların suriyeli olduğu söyleniyor. suriyeli olmaları o yaşta kapatılmalarını mantıklı hale getirmez.
edit2: hangi dine inandığım merak edilmiş. (bkz: sanane)

gaylerin erkekleri taciz etmesi

125bpm
tacize uğrayan taraf erkek olduğu için toplumsal olarak çok da üzerinde durulmayan aşırı rahatsız edici olaydır.

insanların cinsel tercihleri umurumda bile değil.gay olmuş,lezbiyen olmuş,biseksüel olmuş beni ilgilendirmez.hatta ve hatta sokağın köşesinde iki erkek "ne bakıyorsun" kavgasından birbirlerini bıçaklayacaklarına öpüşsünler daha iyi.fakaaat iş gaylerin aşırı rahat bir tavırla etrafındaki herkese sarkma hakkını kendilerinde bulmasına gelince benim şalterler atıyor.kardeşim bizim girdiğimiz her mekanda kızlara "ne tatlı şeysin" diyip yanaşmamız ne kadar rahatsız edici ve çağ dışıysa sizinki de aynı şekilde itici ve mide bulandırıcı.mide bulandırıcı olan tacizi yapanın gay olması değil birinin bu kadar rahat taciz edilebilmesi.bu olay yalnızca benim başıma mı geliyor diye bir çok arkadaşımla yaptığım konuşmadan sonra bu olayın istanbul gece hayatının olmazsa olmazı olduğuna karar verdim.hatta gece hayatından öte günlük hayatta da sık sık bu tacize uğruyoruz.şölye ki;
yazın kilyos tarafında sürekli gittiğim bir mekan var.bir pazar çok samimi bir arkadaşımla aniden gitme kararı aldık ve yollara düştük.giydik mayoları denize giricez o da ne deniz kudurmuş,dalgalar allahuekber diyip kıyıda patlıyorlar.sahil güvenlik abimiz 5 metreyi geçenleri düdüğüyle uyarıyor.neyse dedik giricez artık.belimize kadar suyun içinde çiftleşme dansı yapan maymunlar gibi zıplayıp gülüyoruz.o sırada arkadaşım da bana bir olay anlatıyor. arkadaş böyle bir şey yok gaylerin biri geliyor biri gidiyor.önümüze düşmeler arkadan yaklaşmalar,köpek balığı misali etrafımızda dönüyorlar.biz de kendimizce bir koruma yöntemi geliştirdik bunlar yaklaştıkça istanbul şivelerimizi kapatıp adana şivelerimizi açıyoruz. işe de yarıyor hani ama artık savaşmaktan yıldık bunlarla dedik ki bize buralar dar,göte zeval gelmeden çıkalım.bara gidip içelim. neyse sözlük çıktık sudan şezlongların arasından gidiyoruz. ya inanmazsın güneş gözlüğünü çıkartıp bakan bile var.sağ salim geldik bara.benim arkadaş birden dönüp "kanka nolur çok içmeyelim" dedi. noldu la dedim haklı olarak.barın ucunda güneşin altında içip sızan,kafalarını bara koyup uyuyan bir çifti göstererek; oğlum biz de böyle olursak bunlar biri siker dedi.dağ gibi adamın gözlerinde korkuyu gördüm sözlük.bu savaştan da iffetimizi koruyarak çıktık tengriye şükür.
daha sonra bundan nasıl kurtulacağımızı danıştığım bir gay arkadaşım;abi şimdi sizin sakallar uzun,dövmeler filan var ya bir de konuşurken çok el kullanıyorsunuz severler böyle tipleri dedi.ulan mağra adamı gibi tipim var demek biraz da yakışılı olsak ağzımıza tiner basıp kaçırcaklar.napayım şimdi ben gayler yanlamasın diye sakalımı kestireyim,hiç konuşmayım mı?
asıl ricam gaylere de değil erkeklere; kardeşim biz bu kadar rahatsız olurken tacizden,şu kızlara taciz işini bir bırakın artık ya.
10 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol