en çok korktuğum şey. yaşlanmak doğal olarak doğduktan sonra kaçamayacağımız tek şey. yaşlanmamak için kendime bakmak için elimden geleni yapıyorum. bundan kurtuluşum yok. ama en azından düzgün bir hayat sürerek yaşlanma ivmesi yaşamak istiyorum. ele ayağa düşmek çok kötü bir şey. otobüse binerken birinden yardım istemek, merdivenleri çıkarken duraksayıp mola verip nefesini düzeltmek. kimseyi rabbim elden ayaktan düşürmesin.
yaşlanmak
doğumla birlikte başlayan biyolojik olay.
içmeden de geçmişten başka bir şey anlatmamaya başladıysan ve keşkelerinde boğuluyorsan başladın demektir!
guzeldir aslinda. misal kizlar onlara farkli gozlerle bakmayacaginizi du$unerek sizin yaninizda daha rahat hareket ederler ne bileyim, bir yere cagirdiginizda tereddutsuz gelirler. guzeldir lan! bak $imdi aklima geldi bunlarin hepsi yemin ederim. bundan sonraki planim artik tamamen belirlenmi$ durumda!
televizyon açık ama sesi tamamen kapalı, 2 saattir sözlükte bir şey yazamadan mal mal oturma durumunun fark edilmesidir.
22 yaşında bu olayı hissetmek daha bir kötü be ya.
hani 62 yaşında olsan yaşlısın zaten. hissetmesende.
ama etrafında , sınıfında ergenlikten mahkemeye gidecek adamlar var.
ama benden daha yaşlılar var onlar nabsın diye düşünmeden edemiyorum.
hani 62 yaşında olsan yaşlısın zaten. hissetmesende.
ama etrafında , sınıfında ergenlikten mahkemeye gidecek adamlar var.
ama benden daha yaşlılar var onlar nabsın diye düşünmeden edemiyorum.
sözlüğe girip 7 sene önce yazdıklarını görüp "lan ne malmışım" diye düşünmektir zaman zaman. hayat ne tuhaf vapurlar filan.
bedenimi esir alabilir ama ruhumu asla...
(bkz: papirinlemek)
kuzenimin 18 yaşına gireceğini öğrenmemle birlikte daha da hissetmiş bulunmaktayım. oysa ki kendisinin doğduğu günü bilirim. "canım 13/14 oluyosundur en fazla" dedim, "yok abi, 18 oluyorum" dedi. vay be.
süper bişey. hastasıyım.
korku ile karisik her gecen gun sorumluluklarinin artmasi.
dünya üzerindeki her insanın tecrübe ettigi olay. a$agıdaki yazıda da söz konusu olayın ufak ipuçlarını göreceksiniz...
y a ş l a n i y o r u z ! ! !
>
> bugün üniversite öğrencilerinin çoğunluğunu 1986 doğumlular ve daha
> küçükler oluşturuyor.’gençlik’ onlara deniyor.
>
> onlar için soğuk savaş bir bilgisayar oyunu.
>
> aids doğduklarından beri var.
>
> cd doğduklarından beri var.
>
> michael jackson onlar doğduğunda beyazıd.
>
> bülent ersoy onlar doğduğunda kadındı...
>
> eski filmlerde ajda pekkan’ı görseler tanımazlar.
>
> küçük emrah’ı, emrah’ın gayrimeşru oğlu sanıyorlar.
>
> rıdvan dilmen onlar için sadece bir tv spor yorumcusu ve ona
> neden şeytan’ dendiğini bilmiyorlar
>
>
> kenan evren onlar için tonton bir ressam.
>
> onlar için ’çarli’nin melekleri’ ve ’görevimiz tehlike’sadece geçen senenin
> yeni vizyon filmleri.,
>
> siyah beyaz bir bilgisayar ekranı olabileceğini düşünemezler.
>
> pac-man’i bilmezler.
>
> amiga ve commodore 64’leri olmadı hiç.
>
> siyah beyaz bir televizyon olabileceğine inanmazlar ve uzaktan kumanda
> olmadan nasıl kanal değiştirileceğini bilmezler.
>
> balkonda hiç anten ayarı yapmadılar.
>
> sadece tek bir kanalın günde belirli saatlerde yayın yaptığı dönemlerde
> dinozorların da yaşadığını düşünürler.
>
> dallas’ı sadece nba maçlarından bilirler.
>
> flamingo yolu ise sadece bir bar adı olabilir onlar için.
>
> john travolta’yı hep balık etli ve yuvarlak hatlı olarak gördüler ve onun
> nasıl olup da bir dans ilahi olabildiğini hayal bile edemezler.
>
> ve bizlerin de üniversitedeyken cep telefonsuz nasıl yaşayabildiğimize akıl
> erdiremezler
>
> şimdi bakalım yaşlanıyor muyuz bir görelim.....
>
> 1.yukarıda yazılanları anlıyor ve gülümsüyorsun.
>
> 2. artık dışarıda geçirilen bir gecenin ardından öğleden
> sonraya kadar uyumaya ihtiyacın var.
>
> 3. arkadaşların bir bir evleniyor.
>
> 4. küçük çocukların bilgisayarla nasıl çok rahat
> oynayabildiklerine her zaman hayret ediyorsun.
>
> 5. liseli gençlerin ellerinde cep telefonlarını görünce kafanı
> sallıyorsun.
>
> 6. işine her geçen gün daha çok bağlanıyorsun. artık o senin
> hayatın.
>
> 7. arkadaşlarınla her gün telefonda daha az vakit
> geçiriyorsun.
>
> 8. zaman zaman arkadaşlarınla buluşup, beraber yaşadığınız
> komik anıları tekrar tekrar anlatıp, eski güzel günleri yâd
> ediyorsun.
>
> ve evet kabul etsek de etmesek de hepimiz yavaş yavaş
>
> yaşlanıyoruz.
y a ş l a n i y o r u z ! ! !
>
> bugün üniversite öğrencilerinin çoğunluğunu 1986 doğumlular ve daha
> küçükler oluşturuyor.’gençlik’ onlara deniyor.
>
> onlar için soğuk savaş bir bilgisayar oyunu.
>
> aids doğduklarından beri var.
>
> cd doğduklarından beri var.
>
> michael jackson onlar doğduğunda beyazıd.
>
> bülent ersoy onlar doğduğunda kadındı...
>
> eski filmlerde ajda pekkan’ı görseler tanımazlar.
>
> küçük emrah’ı, emrah’ın gayrimeşru oğlu sanıyorlar.
>
> rıdvan dilmen onlar için sadece bir tv spor yorumcusu ve ona
> neden şeytan’ dendiğini bilmiyorlar
>
>
> kenan evren onlar için tonton bir ressam.
>
> onlar için ’çarli’nin melekleri’ ve ’görevimiz tehlike’sadece geçen senenin
> yeni vizyon filmleri.,
>
> siyah beyaz bir bilgisayar ekranı olabileceğini düşünemezler.
>
> pac-man’i bilmezler.
>
> amiga ve commodore 64’leri olmadı hiç.
>
> siyah beyaz bir televizyon olabileceğine inanmazlar ve uzaktan kumanda
> olmadan nasıl kanal değiştirileceğini bilmezler.
>
> balkonda hiç anten ayarı yapmadılar.
>
> sadece tek bir kanalın günde belirli saatlerde yayın yaptığı dönemlerde
> dinozorların da yaşadığını düşünürler.
>
> dallas’ı sadece nba maçlarından bilirler.
>
> flamingo yolu ise sadece bir bar adı olabilir onlar için.
>
> john travolta’yı hep balık etli ve yuvarlak hatlı olarak gördüler ve onun
> nasıl olup da bir dans ilahi olabildiğini hayal bile edemezler.
>
> ve bizlerin de üniversitedeyken cep telefonsuz nasıl yaşayabildiğimize akıl
> erdiremezler
>
> şimdi bakalım yaşlanıyor muyuz bir görelim.....
>
> 1.yukarıda yazılanları anlıyor ve gülümsüyorsun.
>
> 2. artık dışarıda geçirilen bir gecenin ardından öğleden
> sonraya kadar uyumaya ihtiyacın var.
>
> 3. arkadaşların bir bir evleniyor.
>
> 4. küçük çocukların bilgisayarla nasıl çok rahat
> oynayabildiklerine her zaman hayret ediyorsun.
>
> 5. liseli gençlerin ellerinde cep telefonlarını görünce kafanı
> sallıyorsun.
>
> 6. işine her geçen gün daha çok bağlanıyorsun. artık o senin
> hayatın.
>
> 7. arkadaşlarınla her gün telefonda daha az vakit
> geçiriyorsun.
>
> 8. zaman zaman arkadaşlarınla buluşup, beraber yaşadığınız
> komik anıları tekrar tekrar anlatıp, eski güzel günleri yâd
> ediyorsun.
>
> ve evet kabul etsek de etmesek de hepimiz yavaş yavaş
>
> yaşlanıyoruz.
yaşlanmak; kaybolan ve bir daha asla yaşanamayacak olan zamanları biriktirmek.
yaslanmak; güvendiğin bir ruha teslim etmek ruhunu ya da güçlü bir omuza dayamak başını.
yaslanmak; güvendiğin bir ruha teslim etmek ruhunu ya da güçlü bir omuza dayamak başını.
yaş almak
sıvı taneciklerinin tenin herhangi biryeriyle teması sonrası oluşucak nemlilik, başka bir deyişle ıslanmak da diyebiliriz.
(bkz: tecrübe)
kadınlara bu konuda teselli edecek sözler bulunabilir;yaşlandıkça güzelleşiyorsun falan!peki ya erkeklere ne deniyor?kadın kocasına yatakta:bey!o haplarından aldın mı?falan mı oluyor....
sonuç itibariyle umarım yaşarım yaşlılığı ve yaşlanmak olgusunu
sonuç itibariyle umarım yaşarım yaşlılığı ve yaşlanmak olgusunu
her an,her dakika gerçekleşen olgu....
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?