üzerinde cok tartışılması gereken önemli bir ulusal meseledir yabancı dille eğitim. kesinlikle hassaiyetle yaklaşılması gereken bir konu olduğunu ayrıca söylemekte fayda var.
bilindiği gibi 2. dünya savaşından sonra ekonomi ve sanayi bakımından gelişmiş ülkeler (abd, ingiltere, hollanda, fransa gibi ülkeler) savaşın çok can kaybına yol açtığını ve para kaybına neden olduğunu anladılar. dolayısıyla ekonomi ve sanayi bakımından gelişmemis ülkelerin kaynaklarını kendi çıkarlarına mal edebilmek icin yani kısacası emperyalist faaliyetlerini harekete geçirebilmek icin daha farklı yöntemler uygulamaya basladılar. bu yöntemlerden biri şudur: "bir ülkeyi ele geçirmek istiyorsan, o ülkenin eğitim dilini degiştir!".
iste son derece akıllıca bir emperyalist tuzak olan bu olayı, emperyalizmi benimsemiş ülkeler kullanmakta gecikmediler. bu tuzak halen türkiye’de de 1953’ten beri uygulanmakta olduğunu söylemekte fayda var. ted kolejinin ingilizce eğitime başlamasıyla birlikte bu hain tuzak da kurulmuş oldu.
nedir yabancı dille eğitim tuzağı? bu tuzağın amacı gâzi mustafa kemal atatürk’un devrimlerinin bekçisi olan biz türk gençlerinin beyinlerini uyuşturmaktır. biz türk gençlerini batı hayrani yapmak, zihnen, fikren, hissen yozlaşmamızı sağlamaktır. insan ancak ve ancak kendi anadiliyle bilgiyi en kolay ve en hızlı şekilde öğrenebilir. eğer siz türkseniz ve size ders ingilizce anlatılıyorsa, ne kadar iyi ingilizce bilirseniz bilin hemen anlayamazsınız, konuları rahat kavrayamazsınız. çünkü dil öğrenmek başka bir olay, dersi ingilizce vermek başka bir olaydır.
kati olarak bilinmelidir ki yabancı dille eğitim, yüce atatürk’un bizzat üzerinde durduğu tevhid-i tedrisat kanununa aykırıdır. vatana ihanettir. türkiyede türkçe okutulur. yabancı dille eğitim, türk diline yapılan açık bir saldırıdır.
son yıllarda türkçedeki bariz yozlaşmanın en önemli nedenlerinden biri de yabancı dille eğitim ve yabancı dille eğitim veren okullarda okumuş kişilerin kullandığı türkçedendir.
bakınız atatürk ne diyor:
"milli his ile dil arasindaki bağ cok kuvvetlidir. dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca müessirdir. türk dili dillerin en zenginlerindendir. yeter ki bu dil şuurla işlensin. ülkelerini, yuksek istiklalini korumasını bilen türk milleti dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır".
görüldüğü gibi dil bir milletin zihnidir, kalbidir. dillerini unutan milletler baska milletlerin esiridir. yurdumuzda yaygın bir şekilde yayılmış ingiliz ve amerikan mandacılığının sonucudur yabancı dille egitim. neden türk gençlerinin büyük bir çoğunlugu amerikaya kapağı atmak istiyor? bunun baslıca nedenlerinden biri de kesinlikle yabanci dille egitimdir. çünkü bu tip bir eğitim yüzünden gençler kimliklerini unutup adeta batı hayranı kesilmektedirler.
yabancı dille eğitim, türk gençliğinin ulusal kimliğini zaafiyete uğratan bir tuzaktır. artık uyanma zamanı gelmiştir bana göre. en azından memlekette palazlanmış çirkin emperyalist tuzakların farkına varmak lazımdır.
ne dersiniz haksız mıyım?
karar sizin...
yabancı dilde eğitim
simdi baslik itibariyle iki kavrami birbirine karistirmadan ve ayri ayri inceleyelim. yabanci dil egitimi ve yabanci dilde egitim birbirinden kopuk kavramlar.yabanci dilde egitimin genclere dili kullanma noktasinda bir arti sagladigi asikar ama benim kafami taktigim en buyuk sorunlardan biri olan dilde yozlasmanin da en buyuk sebeplerinden biri.bunu nasil mi anlayabiliriz? gidin bilkent’e atiyorum muhendislik fakultesinden arkadaslar edinin goreceksiniz ki yari ingilizce yari turkce konusuyorlardir. "ya abi ben o maili sana send yapmistim,reply alamayinca aradim seni-ya dun kalecinin positioningi kotuydu,timing zaten berbat..." gibi turkcesi varken ingilizce konusurlar,baktiginda cogunlukla ne dedigini anlamazsin,cagin gerisinde kalmiyayim derken,yozlasmis oldugunun farkinda degildirler.bu isin guzel tarafi,sonucta bunu yapanlar universite ogrencisidir,yani akli basinda belirli bir olgunlukta,sonucta verdigim bilkent orneginde de bilkent uluslararasi bir egitim verdigine gore bunun bir aciklamasi olabilir.ya ortaokulda daha korpecik zihinlere zorla kaktirilan ingilizce fen,matematik derslerine ne demeli.ben de bu sekilde egitim almis biriyim.ilkokuldan sonra anadolu lisesini kazandim ve bir sene hazirliktan sonra orta 1 de bir fen hocasi geldi ki milyon tane terimle bana biyoloji anlatmaya ugrasiyor.ne hoca anlattigini anliyor ne biz.kendi dilin olmayan bir dilde nasil dusunebilirsin ki.kendini gelistirip hayvan gibi kassan da turkce’de oldugu gibi net ve yaratici dusunemezsin.zaten sonradan kaldirilan anadolu liselerindeki yabanci dilde egitim zorunlulugu ulkemiz uzerinde oynanan oyunlardir.allaha sukur liseden once girmek kaldirildi da bu igrenc uygulama da son buldu.unutmayalim ki dilimizi kaybedersek kulturumuzu yok ederiz,gerisini de soylemeye gerek yok zaten,tarihte binlerce ornegi var...
genis, cok genis bir hadisedir.
ama bir yerinden baslayalim.
ilk olarak teknik egitim ve sosyal egitimdeki yabanci dil farklidir. teknik egitimde kullanilacak yabanci dil kisiyi en yeni gelismelerin yaninda tutucaktir. zaten kullanilan terimler bir ulkeye degil, bir dunya diline aittir. (bu dunya dili hangi teknik alan olduguna gore degisir, mekanik muhendisligin bir cok dalinda almanca, elektronik alaninda ingilizce, polimer diziliminde hollandacadir) zaten dikkat ederseniz bu dallarin egitimleri dunyanin hemen her ulkesinde yabanci dille yapilmaktadir.
tarih gibi, cografya gibi derslerin ise yabanci dilde ogretilmesi hem cok zordur, hemde gereksizdir. kazandiracagi sey dusuktur.
simdi gelelim yabanci dil egitiminin nerede yapildigina...
lisedeki yabanci dilde egitilmis biri olarak lisedeki egitime karsiyim kisisel olarak, herkesin bir yabanci dil bilme geregi olduguna zerre kadar inanmiyorum. burada unutulmamasi gereken nokta bir dil ogrenmekle o dilde egitim yapmak arasindaki farktir. bir yabanci dil ogrenmek (iyi ogrenmek) o dil ne olursa olsun kisiye bambaska bir bakis acisisi acar, ozellikle altlarinda genis kultur barindiran latince, cince gibi diller sadece bir iletisim araci degil, bir dusunce sistemi ogretirler.
gelecek kutuplasmada, araya duvarlar ormede degil, iletisimde ve beraber calismadadir. iletisim yanlisi bir adam olaran ve 4 dili cat pat konusan biri olarak soyleyebilirim ki yabanci bir ulkede tranvayda yaninizda oturan yasli adamla konusmak, almanyada biletiniz olmadigi icin olay cikaran tren gorevlisine derdinizi anlatabilmek guzel seydir.
yabanci dil ve egitim cok keskin bir konudur. ne yapildigina dikkat edilmesi gerekir, aksi taktirde hic karsilasilmak istenmeyecek sonuclar kacinilmazdir. turkceyi adam gibi ogrenmemis birine bir yabanci dil dayamak kerizligin daniskasidir ya, temsilci olarak yetistirilen, gittigi ortamdaki insanlarin gozunde "turkiye"yi temsil edecek insanlarin iyi seviyede dil yeteneklerinin olmasi onemlidir. uluslar arasi bir ortamda eaaa oeee diye konusan bir grubun ortasina cikip dusuncelerini, bildiklerini anlatabilen, diger insanlari kendi dusundugu yolda yonlendirebilen kisinin benim gozumdeki turkiyeye katkisi en son masada tek basina oturan adamdan cok daha buyuktur.
ama bir yerinden baslayalim.
ilk olarak teknik egitim ve sosyal egitimdeki yabanci dil farklidir. teknik egitimde kullanilacak yabanci dil kisiyi en yeni gelismelerin yaninda tutucaktir. zaten kullanilan terimler bir ulkeye degil, bir dunya diline aittir. (bu dunya dili hangi teknik alan olduguna gore degisir, mekanik muhendisligin bir cok dalinda almanca, elektronik alaninda ingilizce, polimer diziliminde hollandacadir) zaten dikkat ederseniz bu dallarin egitimleri dunyanin hemen her ulkesinde yabanci dille yapilmaktadir.
tarih gibi, cografya gibi derslerin ise yabanci dilde ogretilmesi hem cok zordur, hemde gereksizdir. kazandiracagi sey dusuktur.
simdi gelelim yabanci dil egitiminin nerede yapildigina...
lisedeki yabanci dilde egitilmis biri olarak lisedeki egitime karsiyim kisisel olarak, herkesin bir yabanci dil bilme geregi olduguna zerre kadar inanmiyorum. burada unutulmamasi gereken nokta bir dil ogrenmekle o dilde egitim yapmak arasindaki farktir. bir yabanci dil ogrenmek (iyi ogrenmek) o dil ne olursa olsun kisiye bambaska bir bakis acisisi acar, ozellikle altlarinda genis kultur barindiran latince, cince gibi diller sadece bir iletisim araci degil, bir dusunce sistemi ogretirler.
gelecek kutuplasmada, araya duvarlar ormede degil, iletisimde ve beraber calismadadir. iletisim yanlisi bir adam olaran ve 4 dili cat pat konusan biri olarak soyleyebilirim ki yabanci bir ulkede tranvayda yaninizda oturan yasli adamla konusmak, almanyada biletiniz olmadigi icin olay cikaran tren gorevlisine derdinizi anlatabilmek guzel seydir.
yabanci dil ve egitim cok keskin bir konudur. ne yapildigina dikkat edilmesi gerekir, aksi taktirde hic karsilasilmak istenmeyecek sonuclar kacinilmazdir. turkceyi adam gibi ogrenmemis birine bir yabanci dil dayamak kerizligin daniskasidir ya, temsilci olarak yetistirilen, gittigi ortamdaki insanlarin gozunde "turkiye"yi temsil edecek insanlarin iyi seviyede dil yeteneklerinin olmasi onemlidir. uluslar arasi bir ortamda eaaa oeee diye konusan bir grubun ortasina cikip dusuncelerini, bildiklerini anlatabilen, diger insanlari kendi dusundugu yolda yonlendirebilen kisinin benim gozumdeki turkiyeye katkisi en son masada tek basina oturan adamdan cok daha buyuktur.
yabanci dilde egitim alan biri olarak benim dusuncem soyledir ki, yabanci dilde egitim kisinin yabanci dilini farkedilir olcude gelistiriyor. sandiginizdan daha iyi yabanci dil konusabildiginizi anliyorsunuz, kelime hazinesi cok fazla gelisiyor. ama gidip de bir momentum, elektrostatik, turev vb. konulari anlamak iki kat zorlasiyor. "ben turkce ders dinleyip de adam gibi anlasam su konuyu" dedirtiyor. bir de yabanci dilde egitim verip ossde turkce terimlerle cikinca karsimiza; haydaa bastan al tum konuyu. neden? cunku kendi ana dilini anlayamiyorsun! bunlar bireysel etkileri. eger olaya diger yuzunden bakarsak, okulumdaki cogu kisi ulkemizin uzerine oynanan oyunlarin farkinda. hepimiz bu oyunlara gelmemeye, dilimizi, kulturumuzu korumaya calisiyoruz. su yok "sana mail send ettim" diyen arkadaslarin da asil demek istedikleri "ben ingilizce biliyorum. evet. okadar da sonradan gormeyim ki bunu herkes bilsin, beni super sansinlar telasi icindeyim"dir. ama bu insanlarin da yaptiklarinin nereye varabilecegi hakkinda en ufak bir fikirleri yok.
herseye ragmen kacinilmasi gerekli bir sey kanimca. cunku dil aliskanligi oluyor ve bilincli dedigimiz bizler bile bazen "sinav yazdim"(almanca:arbeit schreiben) diyebiliyoruz.
herseye ragmen kacinilmasi gerekli bir sey kanimca. cunku dil aliskanligi oluyor ve bilincli dedigimiz bizler bile bazen "sinav yazdim"(almanca:arbeit schreiben) diyebiliyoruz.
turk ogrencisini kendi ulkesinde asagilayan,yerin dibine sokan,hocasinin suratina dunyanin en saf ogrenci gurubu gibi baktiran ve de en vahimi de kendi ulkesinde yabanci ogrenci durumuna sokan bir serefsizlik abidesi.1946 amerika’yla yapilan ikili anlasmalardan sonra turk milli egitiminin amerikan burokratlara birakilmasi ve de turkiye’nin butun egitim politikalarinin amerikalilar tarafindan belirlenmesinden sonra ortaya cikmis durumdur.bu durum oyle bir durumdur ki bir ulkeyi cokertecek derecede dagitabilecek,yozlastirabilecek,kulturel baglarin kopmasina ve de en onemli milli duygularin korelmesine neden olabilecektir.bugun sokaga ciktiginizda butun dukkanlarin tabelalarina bakin burasi istiklal harbi yapmis turkiye mi diye acaba icinizden hic geciriyor musunuz?yoksa bir mustemleke ulkesi mi diyorsunuz?
ulkenin ne kadar somuru,ne kadar bagimsiz oldugunu gosteren bir ayna.
siklikla yabanci dil egitimi ile karistirilan bir oldugudur. oktay sinanoglu’nun siddetle karsi ciktigi olaydir. bir turk gencini kendi dilinde dusunmekten yoksun birakir. hele bir de azinliklari bu olayla ilgili kiskirtmak da anayasanin degismez maddelerinden olan "turkiye devleti, ulkesi ve milletiyle bolunmez bir butundur. dili turkcedir.
bayragi sekli kanunda belirtilen, beyaz ay yildizli al bayraktir.
milli marsi "istiklal marsi" dir.
baskenti ankaradir" maddesini ihlal anlamina gelir ki bu en agir suclardan bir tanesidir.
bayragi sekli kanunda belirtilen, beyaz ay yildizli al bayraktir.
milli marsi "istiklal marsi" dir.
baskenti ankaradir" maddesini ihlal anlamina gelir ki bu en agir suclardan bir tanesidir.
egitim sistemi cercevesinde cok tartisilan konudur. okullarda derslerin (yabanci dil disindaki dersler de dahil, ornegin matematik, fizik...vs) benimsenen yabanci dilde islenmesi projesidir. bir kisim der ki "ulan burasi new york mu, berlin mi? elalemin dilini niye ogreniyoruz, cocuklarimiza turkce ogretin." bir diger guruh ise "lan okulda ogrenemiyorlar, sonra cocugumuz dunya insani olsun diye dil ogrenmesi icin yabanci ulkelere gonderip servet dokuyoruz, bu paralar milli ekonomiye zarar degil mi?" hatta ilk savin asiri fanatikleri "gavurlar cocuklarina latince ogretiyor, sizde okullarda cocuklarimiza yabanci dil olarak gokturkce ogretin" ikinci savin fanatikleri ise cocuk dogdugu andan itibaren evde ingilizce konusuyor, anaokulundan itibaren ingilizce egitim olmasini istiyor. benim sahsi dusuncem ise yabanci dilde egitimin gerekli olmasinin yaninda essegin kulagina su kacirmamak. ilkokuldaki cocugun ogrenme kabiliyetinin daha fazla oldugu aciktir, ama adi ustunde o daha cocuktur, daha turkceyi tam ogrenmeden yabanci bir dil daha yuklemenin anlami yoktur. 6. sinif ise bu is icin cok uygundur. eski sistemde 5. siniftan sonra bir ya da iki sene hazirlik okuyarak sadece yabanci dil gormek acayip bir sekilde ogrenmeye katki saglamaktaydi. sonra 8 yillik egitim icinde bu da kaynayip tarih oldu. su an universiteye gelen bir iki okul haricindeki tum lise mezunlari ingilizce ya da diger dilleri yeterli bilmiyor. eskiden orta okulda tum dersler yabanci dilde yapilirdi, ve ogrenciler tam anlamiyla o dili ozumserdi. su an hersey turkce, ne oldu yani tam milliyetci nesiller mi yetisiyor, okulda yabanci dilde ders gormenin turkceye ne zarar verdigini anlamaya calisiyorum ama bu savin destekcileri de aslinda cok konusuyor ama somut birsey soylemiyor. tamamen biz ne dersek dogrudur mantigiyla kendi onermelerini "gercek iste budur, bunu yaparsan bu olur" kaliplariyla dayatiyorlar. etrafimda 10 senden fazla yabanci dilde egitim goren insanlar var, hala da gormekteler ama hicbirinde gerek turkce, gerek dunya gorusu, gerekse milliyetcilik acisindan yabanci dilde egitimin yol actigi bir problem yok. o zaman neymis? populistlik yapmak demek hep dogruyu savunmak demek degilmis.
ortaogretimde anadolu liseleri ve ozel okullarda,universitede ise tum ozel universitelerde ve devlet universitelerinin bazilarinda yapilan ve oldukca gereksiz oldugunu dusundugum egitim sekli.
bir zamanlar anadolu liselerinde anlamsız bir biçimde daha ilkokulu yeni bitirmiş bireylere matematik, fen bilgisi gibi temel dersleri ingilizce olarak verme girişimiyle son derece saçma olduğu kanıtlanmış sistemdir.
üniversitelerdeki yabancı dilde eğitim konusu son derece karışıktır. iki yönden bakınca da insana mantıklı ve mantıksız gelebilir. belki mühendislik gibi fakültelerde pek sorun teşkil etmese de, sözel bölümlerde oldukça tartışmalı bir konudur. hacettepe üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü nde olay şöyle çözülmüştür: tarih ve hukuk derslerinin bütün alanları türkçe okutulmaktadır. lakin uluslararası ilişkiler, uluslararası ticaret, politika, ekonomi gibi dersler ingilizce verilmektedir.
üniversitelerdeki yabancı dilde eğitim konusu son derece karışıktır. iki yönden bakınca da insana mantıklı ve mantıksız gelebilir. belki mühendislik gibi fakültelerde pek sorun teşkil etmese de, sözel bölümlerde oldukça tartışmalı bir konudur. hacettepe üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü nde olay şöyle çözülmüştür: tarih ve hukuk derslerinin bütün alanları türkçe okutulmaktadır. lakin uluslararası ilişkiler, uluslararası ticaret, politika, ekonomi gibi dersler ingilizce verilmektedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?